Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

09.09.2006, 09:25

Kur'ân ve Atatürk

Kur’ân ve Atatürk





Diyanet ışleri Başkanı, “Camide Atatürk’ü anlatmak bizim din ve dindarlık anlayışımıza aykırı değil” demeye devam ededursun.

Bu yaklaşımın neticesi olarak, millî günlere rastlayan Cuma hutbelerinde, hattâ kandil gecelerinde minber ve kürsülerde okutturulan hutbe ve dua metinlerinde metazori Atatürk’e dua ettirme dayatması süregitsin.

Ve herhangi bir camide “kazara” Atatürk adı zikredilmeyince, medyanın jurnalci refleksleri harekete geçirilerek ya manşetten ya da özel olarak bu işlere tahsisli çalışan köşelerden bu “cürüm”ü işleyen hocaları ihbar mekanizması amansız şekilde işletilegelsin...

Atatürk’ün dine bakışıyla ilgili olarak öteden beri bilinen, ama maksatlı olarak gizlenip örtbas edilen ve dahası tam tersi bir imaj meydana getirmek için aksi yönde propagandalar yapılan bilgileri teyid eder nitelikte yeni yeni belgeler ortaya çıkıyor.

Bunların en tazesi, 1932-33 yıllarında ülkesini Ankara’da temsil eden ABD Büyükelçisi Charles H. Sherrill’in, Atatürk’le din konusunda yaptığı özel sohbetle ilgili izlenimlerini yazıp Washington'a gönderdiği rapor.

Musevî yazar Rıfat N. Bali’nin tercüme edip Toplumsal Tarih dergisinde yayınladığı raporun tam metni 6.9.06 tarihli Radikal gazetesinden iktibasen, ertesi gün Yeni Asya’da çıktı.

Bu görüşmede Büyükelçiye “ruhban sınıfı” olarak nitelediği; şeyhülislâmı, medreseleri, şer’î mahkemeleri, kadıları ve dervişleri içeren yapıyı lağvetme kararını açıklayan M. Kemal, Türkçe Kur’ân ısrarını “Türk halkı uzun zamandan beri ezberden okuduğu bazı Arapça duaların gerçek mânâsını anladığı zaman tiksinecek” iddiasına dayandırıyor.

Ve iman gözlüğüyle okunduğunda diğer sûre ve âyetler gibi birçok hikmetli mânâ, mesaj ve şifreler içerdiği görülecek olan Tebbet Sûresini bu iddiasına örnek gösteriyor.

Büyükelçi ise Atatürk’ün Türkçe Kur’ân’ı teşvikteki bu ısrarlı tavrını “Kur’ân’ı Türkler arasında gözden düşürme” niyetine bağlıyor.

Bu izlenimin, Millî Mücadele kumandanlarından Kâzım Karabekir’in, yıllar önce Uğur Mumcu tarafından yayınlanan hatıralarında Atatürk’ten naklettiği “Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye tercüme ettireceğim” sözüyle örtüştüğü ve onu tamamladığı son derece açık.

Bediüzzaman da “Kur’ân’a karşı suikast” olarak nitelediği ve “Kurân tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin” sözüyle açığa vurulduğunu belirttiği “dehşetli plan”dan söz ederken, bunu anlatıyordu. (Sözler, s. 425)

Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman ortaya çıkan portre son derece açık ve net.

Halil Berktay’ın “Dindar değildi, camide namaz kıldığına da rastlamıyoruz;” Doğu Perinçek’in “Doğanın üstünde hiçbir varlık tanımıyordu;” Erdoğan Aydın’ın “Ateist olduğunu düşünüyorum,” Ayşe Hür’ün “Dini modernleşmenin en büyük engeli olarak görüyordu” sözleriyle yaptıkları Atatürk tarifleri de (Radikal, 7.9.06) bu portreyi tanımlıyor.

Kendisi için camilerde metazori dua ettirilen kişi, işte bu tariflere konu olan bir insan.

O portrenin bu dualara ihtiyacı olur mu?

09.09.2006

E-Posta: irtibat@yeniasya.com.tr
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

09.09.2006, 11:13

Alıntı

O portrenin bu dualara ihtiyacı olur mu?


Ata nın bu dualara hepimizden çok ihtiyacı var. Malum inanç meselesi belli bir kişi. Belki camiler tedbiren Ata yı andıklarını düşünüyorlar. Fakat ne Ata nın yandaşları ne Ata nın kendisi bunu istemezdi. Dualarda anılmak istemezdi. Ki Ata nın meclis açılışındaki imam efendiye hakareti onu bir paçavra gibi kenara savuması hangi düşüncede olduğunu ıspat etmekte.

Yeni Asya gazetesi yazarları belki cesurca yazılar yazıyor ama "Her söylediğin doğru olsun fakat her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir." vecizesine göre düşünürsek biraz alttan almak gerekecek.

ınancım o ki gün gelecek söylenmek istenen şeyler haykırılarak söylenecek gerçekler anlaşılacak.

SElametle

3

09.09.2006, 11:18

Zalimin yüzüne zulmünü vurmak sadakadır.

Üstad da, "Bir zalim, ayağını senin boynuna bastığı zaman, af için ayağını öpsen, ruhun bedeninden önce ölür. Eğer o zalimin yüzüne tükürsen, şehid-i mazlum olursun." demiş.

Yine "Zalimler için yaşasın cehennem" sözü ona ait.

Her doğruyu her yerde söylemek vecizesinin bunu bağlayabileceğini sanmıyorum, diğer meseleler için olsa gerek.


Biz başörtüsü olsun, diğer ne zulümler olursa olsun, bu baş münafığı kalkan yapanlar tarafından yiyoruz. Halk da o da müslüman, o yaptıysa doğrudur diyerek sesini çıkarmıyor. Sonra sen yobaz, hokkabaz, madrabaz oluyorsun.

Allah belasını versin ne diyim.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

4

09.09.2006, 11:22

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""



Üstad da, "Bir zalim, ayağını senin boynuna bastığı zaman, af için ayağını öpsen, ruhun bedeninden önce ölür. Eğer o zalimin yüzüne tükürsen, şehid-i mazlum olursun." demiş.



üstad ne güzel söylemiş.allah razı olsun abdulkadir kardeş.
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

5

09.09.2006, 11:25

âmîn ecmaîn, kardeşim,
Üstad bunu, ıstanbul'u işgal eden ıngilizlere karşı yazdığı Hutuvat-ı Sitte de söylemiş.

Burada söz konusu ölüm korkusu, can mal namus tehlikesi. Halbuki Deccal'in uşakları bu derece korkutucu değil.

Bize ne oluyor da bu kadar kolay vazgeçiyoruz.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

09.09.2006, 11:29

Abi inanki bu söylediklerini bundan 30 yıl evvelinden söyleyemezdin. Belki söylerdin ama hangi sehbada olurdun onu bilemem. Biz daha yeni yeni sesimizi çıkarmaya başladık. Bazı gerçekleri yeni yeni haykırıyoruz. Ama sanki biraz daha zaman var. şimdilik bunlar bize zarar verir. Hem işimiz de değil.

Mesela dışarıdaki yarı çıplak kadınlara kızmak yerine onlara bakmama ile görevimizi en güzel şekilde yapmış oluruz. Çünkü kadınlar bakılmak için açılırlar. Bakan olmasaydı açan da olmayacaktı. Demekki mesele bakmamakta baktırmamakta.

Ata nın ne olduğu herkes biliyor. Maksadımız dini la etme uğrunda Rasulullah'ın s.a.v. yolunda hizmet etmekse bize zarar verecek bu gibi yorumlardan şimdilik uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.

Bir gün gelecek bir gün kalacak...

7

09.09.2006, 11:42

ıstanbul işgal edilmiş, hemen papalıktan mektup gelmiş, ıslam'ın hakkaniyeti hakkında soru sormuşlar, 1000 kelime ile açıklayın demişler, Üstad'a diyorlar ne cevap verelim,

O da diyor, "Onlara 1000 kelime değil, 1 tükürük ile cevap veriyorum. Tükürün o zalimin hayasız yüzüne."

Yaklaşık 50 yıl önce, tam istibdat zamanında, Ahmet Feyzi abi hem de mahkemede demiş, ölmedi de, onunla ilgili bir alıntı da geçti forumda, Mehdi nasıl tanınacak başlığında



Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Alıntı sahibi ""WORLD""

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Mahkeme hadisesini bir abi çok güzel anlatıyor, gülmeden duramıyoruz.

Ahmed Feyzî abi öne çıkıp, müdafaasını sunmaya başlıyor. Anlatıyor, durmuyor... Tam elindeki kağıtları, notları cebine koyuyor, mahkeme heyeti "Oh be!" dediği anda diğer bir cebinden yenisini çıkarıyor, şevkle, iştiyakla, ateşle anlatıyor... Sonra iyice coşuyor, Üstad "Artık yeter, yavaşla" anlamında çekiyor arkadan eteğini. Ahmed Feyzî abi devam anlıyor, iyice devam ediyor, Üstad çekiyor, Ahmed Feyzî abi coşuyor. En sonunda da duvardaki portreyi gösterip "ışte Deccâaaal" , Üstad'a dönüp işaretle "ışte Mehdîiiiii" diyor... Tabi daha sonra -sanırım- 6 ay hapis cezası veriyorlar, o ayrı.


:mrgreen:

ışte Ahir Zaman Kahramanlarııııııııııııııııııııı


Alıntı sahibi ""ahmetsaid""

abdulkadır kardeşın söyledığı Üstadın Afyon hapsindekı avukatının htıralarında geçiyor.
son şahitler cilt 3


ışte bu başlık altında geçmişlerden bir tanesi bu.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

8

09.09.2006, 11:46

Mest oldum abi ne diyeyim...

Allah razı olsun

Selametle

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

9

09.09.2006, 11:50

Ahmed Feyzî abi öne çıkıp, müdafaasını sunmaya başlıyor. Anlatıyor, durmuyor... Tam elindeki kağıtları, notları cebine koyuyor, mahkeme heyeti "Oh be!" dediği anda diğer bir cebinden yenisini çıkarıyor, şevkle, iştiyakla, ateşle anlatıyor... Sonra iyice coşuyor, Üstad "Artık yeter, yavaşla" anlamında çekiyor arkadan eteğini. Ahmed Feyzî abi devam anlıyor, iyice devam ediyor, Üstad çekiyor, Ahmed Feyzî abi coşuyor. En sonunda da duvardaki portreyi gösterip "ışte Deccâaaal" , Üstad'a dönüp işaretle "ışte Mehdîiiiii" diyor... Tabi daha sonra -sanırım- 6 ay hapis cezası veriyorlar, o ayrı.

Doğru söze ne denir;)

10

09.09.2006, 11:50

Değerli Kardeşim, bazı haller haslara aittir. Biz imanın hizmetkarlarıyız. Onların görevi zulme karşı koymaktı. Bizim de görevimiz bu.Lakin;Avam her vakit böyle cesurca laflar sarf edemez. Takiye adında yalan hainliktir. Yağcılık dahi öyle.
Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

11

09.09.2006, 11:51

Alıntı sahibi ""ADEMAYAZSIN""



Mesela dışarıdaki yarı çıplak kadınlara kızmak yerine onlara bakmama ile görevimizi en güzel şekilde yapmış oluruz. Çünkü kadınlar bakılmak için açılırlar. Bakan olmasaydı açan da olmayacaktı. Demekki mesele bakmamakta baktırmamakta.


MaşAllah..Budur bence;)

12

09.09.2006, 13:49

Güzel olan güzelliğini göstermek istiyor. Bunu özgürlük adına yapıyorlar. Hem insan nefs taşıyor.şeytan da habire üflüyor.ıster istemez bazen göz kayıyor . Çözüm "siz bakmayın onalar açmazda", değil". Biz bakmasakta bakan çok bulunur.
Biz üzerimize düşen vazife ile mükellefiz.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

13

09.09.2006, 13:59

Alıntı sahibi ""cevat uykan""

Güzel olan güzelliğini göstermek istiyor. Bunu özgürlük adına yapıyorlar. Hem insan nefs taşıyor.şeytan da habire üflüyor.ıster istemez bazen göz kayıyor . Çözüm "siz bakmayın onalar açmazda", değil". Biz bakmasakta bakan çok bulunur.
Biz üzerimize düşen vazife ile mükellefiz.
Baki Selam


Herkes bizim gibi düşünürse açan da olmayacaktır

14

09.09.2006, 14:12

Bediüzzaman , sanırım Tarihçe-i Hayatındaydı diyor ki,

Ben Van valisi Ömer Paşa'nın konağında uzun süre kaldım, 6 tane kızı vardı, onları birbirinden ayırt edemezdim, onları tanımaz, bilmezdim. Yanıma bir misafir geldi, 3 günde hepsini tanıdı. Benim onları tanımama şaşırdı, Ya Seyda niye bakmıyorsun dedi, ilmin izzeti baktırmıyor dedim.

Yine onu test etmek için, ıstanbul'daki bir şenlik vakti, kayığa bindirerek, boğaz boyunda dolaştırmışlar. Boğaz boyunca Ermenilerin, Rumların vs. açık kadınları varmışl. Üstad onların farkına bile varmamış.

Yolculuk bitince, Seyda biz seni kontrol ettik, hiç bakmadın, seni imtihan etmek için kayığa bindirmiştik diye itiraf etmişler.

Biz Seyda değiliz, onun gibi olmamız zor, erkekle kadın da ateşle barut gibidir, mahiyetini değiştiremezsin. Hepimizde nefis var, hepimiz imtihana tabiyiz. Biz buna fıtrat diyoruz.O açık kadınlar zannetmiyorum ki, bizim bakmamamızla kapansınlar. Ancak bir kısmı, gelen tenkidlere dayanamaz, öyle kapanır.

Ben ızmir'de yaşıyorum. Tahmin edemeyeceğiniz kadar açık şekillerde dolaşıyorlar, hatta bazen göz göze geliyorsun, ben bakmak istemesem bile, yola bakmak zorundayım, her yerdeler, her sokaktalar. Belki senin istemeden de olsa göz göze gelmen, bir cesaret veriyor, bilemem.

Ama tek bildiğim, bahsettiğin pratikte çok zor bir teklif. Entel dantellerin terimiyle, ütopik.

ışte, tahmin ederim ki, nâsihlerin nasihatleri şu zamanda tesirsiz kaldığının bir sebebi şudur ki: Ahlâksız insanlara derler, "Haset etme, hırs gösterme, adâvet etme, inat etme, dünyayı sevme." Yani, "Fıtratını değiştir" gibi, zâhiren onlarca mâlâyutak bir teklifte bulunurlar. Eğer deseler ki, "Bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecrâlarını değiştiriniz"; hem nasihat tesir eder, hem daire-i ihtiyarlarında bir emr-i teklif olur.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

15

09.09.2006, 15:10

ışte harika bir irşat tebliğ modeli

16

09.09.2006, 15:51

aslında atatürk konusunda adem abi ile aynı düşünüyorum neden derseniz üstad

perdeyi yırtmayın diyor bir yerde adem abinin dedigi gibi her dogruda heryerde

söylenmiyor mesela bir adama imani mesele anlatacaksınız adam atatürkçü

onu kaçırmak istermisiniz ben zamanında kaçırdım adem abiyle bir eyüp gezisinde

bu konuyu konuşmuştuk konuşmaları beni tatmin etmişti ı bahsetigim kişi bana

ikide birde soruyor atatürkü seviyormusun diye bende yorum yok diyordum her

zaman soruyordu bu soruyu sonra dedim sevgi kalp işidir kalp herkezi sevmez

atatürkü sevmiyorum dedim adam kurtuluş savaşında atatürk olmasaydı senin adın

erkanyan olurdan girdi vatan hainliginden çıktı ya atatürke bela okusaydım yandı

gülüğm keten helva bu konu devamlı muallakta kalmıştır bende sevdigim hoca

efendi cemaatine ait arkadaşların okullarda atatürk resimlerini koymasını zorunlu

olarak görüyorum yoksa karşı cephe darbe için eline koz geçirmiş olurdu istiklal

marşına canımız feda

17

11.09.2006, 17:59

erkanabican güzel açıklama allah razı olsun
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

18

17.09.2006, 15:20

Alıntı sahibi ""ADEMAYAZSIN""

Abi inanki bu söylediklerini bundan 30 yıl evvelinden söyleyemezdin. Belki söylerdin ama hangi sehbada olurdun onu bilemem. Biz daha yeni yeni sesimizi çıkarmaya başladık. Bazı gerçekleri yeni yeni haykırıyoruz. Ama sanki biraz daha zaman var. şimdilik bunlar bize zarar verir. Hem işimiz de değil.

Mesela dışarıdaki yarı çıplak kadınlara kızmak yerine onlara bakmama ile görevimizi en güzel şekilde yapmış oluruz. Çünkü kadınlar bakılmak için açılırlar. Bakan olmasaydı açan da olmayacaktı. Demekki mesele bakmamakta baktırmamakta.

Ata nın ne olduğu herkes biliyor. Maksadımız dini la etme uğrunda Rasulullah'ın s.a.v. yolunda hizmet etmekse bize zarar verecek bu gibi yorumlardan şimdilik uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.

Bir gün gelecek bir gün kalacak...


Ne yazikki bunu Almanyada olanlar bile söylüyor. Halbuki burda sana kimse karismaz. Demek bazilarina bir emir gelmis ki o zalimi korumak icin. Bazi dini kesimlerin gazetesinde zaten övülüyor.

Biz bugünü yasiyoruz otuz yil öncesini degil. Ben bu meseleleri hic cekinmeden heryerde ve herkese söyleyebilirim.

5. Sua saklandigi halde bulunuyor ve mahkemede bile savci mim kemalin gercek kimligini söylüyor. Bu hadise neredeyse 80 yil önce oluyor.

Ehli imani tehlikeye atan bu hakikat eger söylenmezse kabirde baslar azabimiz.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

19

17.09.2006, 15:25

Alıntı sahibi ""karatoprak1975""

bahsetigim kişi bana

ikide birde soruyor atatürkü seviyormusun diye bende yorum yok diyordum her

zaman soruyordu bu soruyu sonra dedim sevgi kalp işidir kalp herkezi sevmez

atatürkü sevmiyorum dedim



Insan sevdigi ile beraber oldugunu buyurdu Peygamber efendimiz.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

20

17.09.2006, 17:00

bence bu konu konuşulmamalı.

belki bir tuzak olabilir.

bakarsın foruma zarar verir.

süfyanın adını ağzına almayı bir nur talebesine yakıştıramam.

hele kuran ve o çok tehlikeli bir başlık.

kuran kendi isminin yanına onun isminin yazılmasını istermi.haşa vekella.

nasıl olurda yazdınız.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir