Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

nevfel

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nevfel"

Mesajlar: 411

Hobiler: müzik,kitap,radyo,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

1

19.12.2007, 03:07

Ne çok " seni seviyorum " tükettik...

Değmez ne çok aşk için harcadık yüreklerimizin nefesini... Ne çok aşk sözcüğü söyledik, sigara dumanının rüzgara karışıp gitmesi misali yok olan... Ne çok yansıdık, ne çok yanıldık ve ne çok yok olduk insanların gözbebeklerinde...

Ne kolay tükendik bir mum gibi, ne kolay tükendik bir gün gibi... Tükendik, ömür gibi...

Değmez ne çok aşk için ipotek ettik yüreklerimizin değerini... Ne çok borçlandık karşılıksız aşk senetlerine... Sahte paralar gibi sahte insanlar da geçiyormuş aşk alışverişlerinde... Belki de parayı bir türlü sevemediğimiz için ayırt edemedik sahtesini..
Ne paranın ne insanın ne de aşkın...

Ne çok kavrulduk iç yangınlarımızda... Her defasında gözbebeklerimizde başlıyordu aşk yangını ve bir tek kıvılcım ile alevlerin komşu evlere sıçraması gibi kısa sürede tüm bedenimize yayılıyordu...

Değmez ne çok aşk için soldurduk içimizdeki bahar çiçeklerini... Halbuki biliyorduk, kopartıldığında yaşamazdı çiçekler... Aşklarımızı daha değerli kıldık içimizdeki kır çiçeklerinden... Kopartıp verdik sevgiliye... Değmediğini anladığımızda artık çok geç kalmıştık... ıçimizin kır çiçeklerini kopartmıştık bir kez, solmuştu ve dışımızda büyüyen asfalt yüzlü insanlara karşın içimizde koruduğumuz toprak patika yollar çiçeksiz kalmıştı...
Kır çiçeklerinin her bahar yeniden açacağını biliyorduk... herşeye rağmen bu umuttu bize...

Değmez ne çok aşk için yorduk yüreklerimizi... Kavgadan yeni çıkmış delikanlı, geç kaldığı için evine telaşla dönen genç kız, plastik topunun peşinden gün boyu koşturan çocuk, dik merdivenleri çıkan yaşlı bir insan gibi... Nefes nefese ve yorgun..Hepimizin alınlarımızda ve göz pınarlarımızda hammaddesi ortak beden sıvısı... Ter ya da gözyaşı... Onları bile ne çok değmez insan için harcadık..

Ne çok " seni seviyorum " tükettik...
Aslında her defasında biz tükenirken...

Ahmet Savaş
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir