Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

nevfel

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nevfel"

Mesajlar: 411

Hobiler: müzik,kitap,radyo,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

1

17.09.2007, 21:57

Güvercinler konar kubbe-i hadra'nın üzerine...

Yüzünden kaldır hüznü ey Nebi… Ahir zaman sevgilisi… Kaldır yüzünden hüznü…

Kurşuni yangınların ağından çek çıkar kırkikindiyi… Kavi peçesini çekmiş dünyanın kır zincirlerini… Öcü alınsın diye Kerbela’nın topla çilingirleri… Bedrin aslanlarını, Uhud’un şehitlerini… Muallakat_ı Seb’anın şairlerini seç hayatın içinden… Sıvazla alnını Umeyr oğlu Musab’ın… Paylaşılan göklerden, iki büklüm kesilen bulutlardan yağmurun hesabını sor yeniden…Bahira’dan selamlar getiren Nebi, kaldır yüzünden hüznü… Hüzün yılını geçeli çağlar oldu. Yürüdüğünde dağlar yürürdü seninle… Saatler hep muharremi vururdu. Ebu Kubeys Dağı’ndan yankılanırdı sesin… Mustarip kaldı Kudüs sen gittiğinde… Ahı karıştı Kerbala’ya Hüseyin’in…

Yetimler yetimi, kaldır yüzünden hüznü… En ince yerinden koparılmaktayken umutlar, mağlubiyete esir olmayan hikayeleri anlat…Açlıktan karnına taş bağladığın günleri anlat… Ekmek yediğin zaman hurma yemediğin, hurma yediğinde ekmek yemediğin günleri anlat. Ömrün boyunca sofranda görmediğin kızarmış koyunu anlat… Odanda tavana asılı bir kuru deri parçası, torbanın içinde birkaç kilo arpa, duvara dayalı bir ağaç yaprağı, üzerinde uyuduğun hurma lifinden örülmüş kaba hasırını anlat… Dünyayı kayserlere, imparatorlara bıraktığın ve sadece ahireti seçtiğin o kutlu günleri anlat bize…Kızın Fatıma’nın evine gittiğin ve yiyecek bir şeyler istediğin o günlerin eşiğinden geçememiş olsak da, yokluğunla aç ve açıktayız. Fatıma’nın da yiyecek bir şeyi yoksa… Nasıl dayansın bir evlat babasının açlığına?.. Başka bir gün pişirdiği arpa ekmeğinden sana getirdiğinde; “vallahi kızım üç gündür baban bir şey yememiştir.” demiştin ya… Sen, bugün seni sevenlerin sofralarına misafirsin.

Yüzünden kaldır hüznü şefkat nebisi… Bir selama değen saadet… Bir kıyama duran yürek, kaldır yüzünden hüznü… Zülmecaz’da seni adım adım takip eden, “Ey insanlar dinlemeyin onu, çünkü o yalancıdır” diye bağırıp elindeki taşları sana atan, ayak bileklerini ve yüzünü kanatan amcan Ebu Leheb giremedi selamet sarayından… Sen üzülme ey nebi… Bu suskunluğun derinliğinde tefekkür uyumakta… Seni düşünmekten gece alacaklı uykudan… Uyku alacaklı sensiz geçen geceden… Laleler ağlamaklı, güller hıçkırığında müebbed yalnızlıkların…

Yüzünden kaldır hüznü ey güzeller güzeli… “Onlar benim çiçeklerimdir” dediğin Hasan ve Hüseyin’in dedeleri… Kaldır yüzünden hüznü… “Bunlar benim oğullarım. Kızımın oğulları. Ey Allah’ım ben onları seviyorum, senin de onları ve onları sevenleri sevmeni diliyorum. Ben onlara merhamet ediyorum. Senden de onlara merhamet etmeni diliyorum.”diyen sevgili… şehadet şerbetini kana kana içmiş çiçeklerini inan ki, çok seviyoruz.

Yüzünden kaldır hüznü ey saadet güneşi…Hakikat seni anlatır, kumlara yazdığımız yazılarda adın saklıdır. Uçurduğumuz güvercinler bir bir konar kubbe-i hadra’nın üzerine… O güvercinlerin ayaklarında sana uzanan salavatlar bağlıdır.

AYşE NUR MENEKşE
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir