Hayır ile şer hak ve batıl kavga eder, bu sırra erilmez.
ışte Beytül Haramın ilâhi sınırları,ihramsız girilmez.
Dağlarında av hayvanları örkütülmez, yitiğine el sürülmez.
Saygı göstermiyenlere,şefaat eden,hiç bir kimse bulunmasın.
Aşağıdan yukarıdan cem olup 'Safa'tepesine geldiler,
ınsana Rabbinden nur getirene,istemiyerek kulak verdiler.
Önce tastik sonra inkar ettiler, O'nu yalnız bırakıp gittiler.
O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
Böğründe çörekleşmiş öyle kin vardıki o kadının,
'Resûl'ün sevimli kızları nikahındaydı onun evlatlarının,
Boşamazsanız helâl etmem sütümü,ne işi var bu evde O'nun kızlarının
O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
Ebu lehebe sen erkekmisin dedi,ipi eline alıp dağa çıktı.
Resûl'ün ayağına batsın diye topladığı dikenleri,geceleyin yola attı.
Azgınlaşan nefsiyle,dünya ve ahiret hayatını yaktı ve yıktı.
O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
ılâhi mesajı,nezaman ki kulaklarıyla işittiler,
Utbe ve Uteybe'ye, baskılarla son kararlarını verdirdiler.
Dayadılar sırtlarını küfre,bizi yolumuzdan kimse çeviremez dediler.
O ikisi hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
Kûsâyb ibni Kilâb'ı dirilt de seni ondan soralım,
Eğer o tasdik ederse, Allah'ın Resûl'ü olarak sana tabi olalım.
Malımız mülkümüz senin olsun,bırak bu davayı orta yolu bulalım,
Onlar hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
Resûl'ün, Kitabın, Kâbe'nin kıymetini bilemediler,
Onlar katillerin torunları,acımasız peygamberleri öldürdüler.
Nasip olmadı onlara bir parça bez, kefensiz gittiler.
Kahrolası Onlar hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
Güvenli Mekke şehrine,Beytül Mâmura yemin olsun,
Ey Resûller ve Nebîler serveri,tebliğin bize ışık ve nur olsun,
Dilerim Allah'dan sana kin tutanların gözü kör olsun.
Ebu Cehiller hiç bir zaman hafiflemeyen,bir azâp içinde bulunsunlar.
