Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

21.02.2009, 19:20

Risale-i nurun naşiri efkarı(40 yaşında)

[IMG:474:356]http://img6.imageshack.us/img6/4457/clipimage002.gif[/img]



[img:420:207]http://www.yeniasya.com.tr/2009/02/21/resim/manset.jpg[/img]



[img:1006:1535]http://www.yeniasya.com.tr/2009/02/21/resim/sayfa.jpg[/img]




Nur talebelerine selâm verenler, dostluk kuranlar tutuklanıyor, mahkemelere çıkarılıyor, Risâle-i Nur’lara el konuyordu. Gazeteler bu haberleri ballandıra ballandıra ve mübalâğa ederek veriyordu. Nur talebelerinin beraatini, Risâle-i Nur’ların iade edildiği gibi meseleleri ise gündeme getirmiyorlardı.

1967’de haftalık ıttihad gazetesi çıkarılmıştı. 1970’lerde günlük gazete ihtiyacını en iyi kavrayanlardan birisi de Zübeyir Gündüzalp’ti. “Lahana yaprağı kadar da olsa!”, ehl-i imana, Risâle-i Nur’a, Nur talebelerine yapılan haksız hücumlara cevap vermek, cemaat arası geniş çaplı bir haberleşme, yani lâhika olması için Yeni Asya’nın günlük olarak çıkmasına önayak oldu.

Gündüzalp, Mehmet Kutlular’ı da yönetici olarak başına getirdi. Kabiliyetli kardeşleri de gazeteye yönlendiri-yordu. Bunlardan birisi dershanede kalan ve vakıf olarak hizmetini devam ettirmek isteyen Selahaddin şafak idi. Zübeyir Ağabey, bir keresinde şafak’a “Kutlular ve Fırıncı Ağabeyler gazeteye gitmeni, orada istihdam olmanı istiyorlar, ne dersin?” diye sormuş, o da “Siz ne derseniz...” deyince Zübeyir Ağabey:

“Kardeşim, gazetede büyük bir hizmet var. Sen de bu işi yapabilirsin. Bizim orada kendi adamımız yok. Sen şimdi git, kaydını Gazetecilik Yüksek Okulu’na yaptır ve gazetede çalışmaya başla. Bu ağabeylerimize yardımcı ol. Allah yardımcın olsun”1 demişti.

Yeni Asya kâra yönelik bir yayın organı değil; hizmet vasıtasıydı. Yayın politikasını da bu düşünce üzerine oturtmuştu. Günümüzde bu yapı gazetelerin, holdinglerin bir yan kuruluşu, halkla ilişkiler fonksiyonunu ifade eden bölümleri hâline gelmiştir.2


Arkasında, değil holding, büyük bir şirket, küçük bir ticarî işletme dahi yok. Sırf okuyucularının himmet ve gayreti ile ayakta. Zındıka ve komite istibdadıyla birleşerek demokrasiyi kesintiye uğratan 12 Mart, 12 Eylül ve 28 şubat darbelerinin suratlarına kırbaç gibi inen Yeni Asya’nın ne devletten, ne devlete sırtını dayamış özel ve tüzel kişilerden, ne hariçten ve ne de dahilden bir tek kuruş almaması, onun Risâle-i Nur’a ve Bediüzzaman’a sadakatinin bir göstergesi değil mi?

şimdi, binler tahribatçıya mukabil, Risâle-i Nur gibi bir tamircinin bu derece mukavemeti ve tesiratı pek harikadır. Eğer bu iki mütekabil kuvvetler bir seviyede olsaydı, onun tamirinde mû’cizevârî muvaffakiyet ve fütuhat görülecekti.”3

Yeni Asya, tarihi boyunca çok badireler atlattı; inkırazlara, kapatmalara, toplatmalara, darbelere maruz kaldı; kadroları dağıtıldı, gücü zayıflatıldı. Yeni Asya olarak başladı, kapatıldı Yeni Nesil oldu, kapatıldı Tasvir oldu, kapatıldı tekrar Yeni Asya olarak çıkmaya karar verdi…

Zira Yeni Asya, müstebit sistem ve rejimle, deccalizmle savaşmaktadır. Tabuların yıkılmasında büyük hizmetleri olan Yeni Asya, asla insan hak ve hürriyetlerinden, inandığı değerlerden taviz veremez. Çünkü, sebeb-i vücuduna aykırıdır. Onun vazifesi, deccalizmle, ifsat komiteleriyle, müstebitlerle mücadele etmektir.


ıstikrarlı bir çizgide, zikzaklar çizmeden, baskı ve inkırazlara aldırmadan, gerçekleri olduğu gibi ifade ederek tabular üzerine gittiği ehl-i insaf herkes tarafından takdir ediliyor.



Dipnotlar:


1- ıbrahim Kaygusuz, Nurun Sadık Kahramanı/Zübeyir Gündüzalp, s. 365.; 2- Dr. Vedat Demir, Yeni Asya, Osman Gökmen, 24 Temmuz.; 3- Kastamonu Lâhikası, s. 110-111.

21.02.2009

E-Posta: afersadoglu@hotmail.com fersadoglu@yeniasya.com.tr
Arkadaş, gül padişahının yanında silaha
davranmış gül var. Zübeyir Gündüzalp

2

21.02.2009, 19:37

Bu gün binlerce YeniAsya'yı sokak sokak, dükkan dükkan dolaşarak elden ele ulaştırdığı gibi yarın, da 40 yıl sonrada bunu yapacak bu cemaat.

Nice 40 lı yıllara.

inşaallah.
“Eğer dostlardan müfarakat( ayrılık ) olmasaydı, ölüm ruhlarımıza yol bulamazdı ki, gelsin, alsın.”

4

22.02.2009, 20:10

13 bin 994



Bugün gazetemizin 40. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Yeni Asya bugün itibariyle tam 13 bin 994 nüshaya ulaştı. Cenâb-ı Hak, hizmet dolu daha nice yıllara ulaşmamızı nasip etsin. (amin)

Kur’ân’ın bu çağa mesajını aktarmayı görev edinerek yayın hayatına 21 şubat 1970’te başlayan Yeni Asya, Bediüzzaman Said Nursî’nin telif ettiği Risâle-i Nur’lardaki hakikatları dünya gündemine getirmeyi vazife edinmiş, yayın yoluyla bütün insanlığın istifadesine sunmuş, sunmaya da devam edecektir.

Okuyucunun sahibi olduğu ve bütün gücünü okuyucudan alan tek gazetedir. Arkasında holdingler, iş adamları, sponsorlar ya da başka olmamıştır, olmayacaktır.

40 senelik yayın hayatında her zaman mazlûmun yanında, zâlimin karşısında olmuş, insan hak ve hürriyetlerinin herkes için olmasını savunmuştur. Demokrasinin kâmil mânâda yerleşmesi için mücadele vermiş, bu gerçekleşene kadar da bu yolda yayınlanmaya devam edecektir.

Kurulduğu günden beri büyük sıkıntılar çekmiştir. Tıpkı görüşlerini dünyaya duyurmaya çalıştığı Bediüzzaman gibi… Sadece bir ihtilâl döneminde 470 gün kapatılmış, ama dâvâsından asla tâviz vermemiştir. ıhtilâl dönemlerinde ya da ara dönemlerde yazarlarına dâvâlar açılmış, hapislere atılmıştır. Ama haklı dâvâsından zerre miktar geri durmamış, hak bildiği yolda “tavizsiz istikrar çizgisi”ni devam ettirmiştir.

Ertesi günkü gazete hazırlanırken, “ıktidar, asker, derin güçler ne der” diye düşünmeden bildiğini en doğru şekilde aktarmayı düstûr edinmiştir.

Yayın hayatına başladığı günden bu yana hep milletin değerlerine saygı duymuş, zamanımızın en çok ihtiyaç duyulan “aile gazetesi” olmuştur.

Bediüzzaman’ın “Ümitvâr olunuz; şu istikbâl inkilâbı içinde en yüksek gür sadâ ıslâm’ın sadâsı olacaktır” sözünü her gün logosunun üstünde yayınlayarak ümitsizliği değil, ümitli olunmayı vurgulamıştır.

Mesajlarını verirken, kişilik haklarına saygıyı ön planda tutmuş, hakaret içermeyen, fanatikliğe meydan vermeyen bir yayın politikası ile saygın bir yere sahip olmuştur.

* * *

Bunlar gazetemizle ilgili düşüncelerimiz. Bir de değişik zamanlarda konuştuğumuz, gerek siyasetçiler, gerek sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin “Yeni Asya’yı nasıl gördükleri”yle ilgili bazı görüşleri aktaralım.

“Özgürlükçü, demokrat, insan hak ve hürriyetlerine değer verir.

Demokratikleşme yolundaki ısrarlı takibini sürdürür.

ıfâde ve inanç özgürlüğünü tereddütsüz savunur.

ınandıklarını haykırmaktan geri durmaz.

ılkelidir.

Sağduyulu ve objektif habercilik yapar.

AB sürecine destek verir.

ıslâm’ın doğru yorumlanmasına büyük katkı sağlar.

Mânevî değerlere bağlıdır.

Doğrunun gür sesi olmuştur.

ınsan haklarını her zaman savunmuştur.

Tiraj kaygısı gütmeden, provokatif haberlere tenezzül etmeden, sağduyulu ve çözüme katkı yaklaşımıyla yayın hayatını kararlı bir şekilde sürdürmektedir.

Çok önemli bir misyon gazetesidir.

Popülizme sapmadan yıllardır ilkeli bir mücadeleyi yürütüyor. Dik duruşu örnek alınmalı…”

* * *

NOT: Siz bu yazıyı okuduğunuz saatlerde 21 bin adet “Manşetlerle vicdanın ve sağduyunun sesi” broşürü Ankara’da sokak sokak dağıtılmış olacaktır. Yeni Asya’nın 40 yıllık serencamını anlatan bu broşürün dağıtımında emeği geçen başta Ankara Neşriyat Komisyonu üyeleri olmak üzere, Seyfettin, Abdussamed, Ahmet, Onur, Ömer Faruk, Cihan, Ümit, Mahmut, Muhittin, Arafat ve ismini burada sayamayacağımız yüzlerce kardeşimize teşekkürlerimizi sunarken, hizmetlerinde muvaffakiyetler diliyoruz.

Hizmet dolu daha nice yıllara…

Mehmet KARA

21.02.2009
“Eğer dostlardan müfarakat( ayrılık ) olmasaydı, ölüm ruhlarımıza yol bulamazdı ki, gelsin, alsın.”

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir