Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

06.06.2008, 21:29

Tatilde Yeni Asya´nızı unutmayın!

Yine, yeni bir yaz mevsimi daha geldi Allah’a şükür. Bu mevsim, rehavetin bol olduğu, okulların tatile girdiği, memur ve işçilerin senelik izne çıkıp, istirahat için tatil beldelerine, v.s. gittikleri mevsimdir. ışte, her sene bu vakitlerde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni, sevgili Kâzım Güleçyüz kardeşimizin bir derdi, bir sıkıntısı olur ki, aslında bu hepimizin de sıkıntısı olması icab eden bir şeydir.

Tatile çıkan bazı okuyucularımız, gazetelerini almadıkları veya alamadıkları için, maalesef bu da bizim tirajımızın düşmesine sebep olarak, sıkıntıya girmemize yol açıyor. ışte bu sıkıntıdan dolayı Kâzım Güleçyüz her sene bir yazı yazarak, bu hususları dile getirir. Aynı dertten muzdarip olduğumuzdan, bu sene ben, Kâzım kardeşimden önce bunu yazayım dedim.

Bizim gayemiz, gazetemizin tirajını arttırarak, yeni okuyuculara ulaşmak ve bu vasıtayla da daha çok kimsenin Risâle-i Nur’larla müşerref olmasını sağlamaktır. Benim tabirimce dünyadaki en büyük lâhika mektubu ve Nurcuların tek yayın organı olan Yeni Asya’ya hizmet, aynı zamanda dâvâmıza da hizmettir. (Buna yakın ifadeleri rahmetli Bayram Yüksel Ağabey, yıllar önce bize söylemişti) ışte bu mevsimde, tirajımızın düşmemesi için, tatile giden arkadaşlarımız çok dikkat etmelidirler.

Yani ben, bu gazete işine kırk seneye yakındır dikkat edenlerdenim. Bazı şeyleri anlatırken, herkesin ne yaptığını tam bilemediğimden, bizzat yaşayarak geldiğimizden kendi hayatımızdan misaller vermeye çalışıyorum (hizmete müteallik olduğunu düşündüğümden de bunların fahr olmayacağını sanıyorum) Ta, talebeliğimizden beri gazetemizi hiç aksatmadan almaya çalışıyoruz. Rotamızda da şimdiye kadar bir sapma olmadığından, ancak çok nadir hallerde gazeteyi alamamışızdır. (ıhtilâlde kapatıldığı zaman, dağıtımda aksama olduğu zaman gibi). Hatta, bazen para denkleştiremediğimiz zaman, iki arkadaş bir araya gelir, harçlıklarımızı birleştirir, yine gazetemizi alırdık.

Tatillere çıktığımız zaman da, gazetemizi aldığımız bayiimize parasını verir ve biz dönünceye kadar saklamasını söylerdik. Ayrıca da eğer bulabilirsek, bulunduğumuz yerde yine gazete alırdık. (Halen de aynen böyle yapıyoruz) ıki defa uzun yurtdışı ayrılığımız oldu. Biri Hac ibadeti için, biri de Mısır’da bulunan kızım Fatma Nur’u ziyaret için. ılkinde gazetemi tıraş olduğum berber dükkânına bıraktırdım. ıkincisinde de il müftü vekilinin evine. Her iki halde de hem gazeteyi aksatmadım, hem de değişik kişilerin okumasına vesile oldum elhamdulillah.

Zaten Yeni Asya okuyan her Nur talebesi bunlara çok dikkat ediyordur tahmin ediyorum. Her zaman hatırlattığımız, rahmetli Eşref Edip’in mahalle bakkalı Ermeni ile olan muhaveresi ile bitirelim yazıyı: Eşref Edip, her akşam uğradığı mahalle bakkalı Ermeni vatandaşın rafında hiç açılmadan (postayla gelen) Ermenice gazete dikkatini çeker. Gazete açılmadan, okunmadan orada duruyor. Bir gün der ki "Dikkat ediyorum da bu gazete hiç açılmamış olarak duruyor neden?" deyince, “Ben okuma yazma bilmem de ondan” der. Eşref Edip şaşırır "Peki neden alıyorsun öyleyse? " deyince, aldığı cevap çok manidardır “Dâvâma hizmet için” Eee, hiçbir Nur talebesinin de dâvâsına hizmette, bir Ermeni’den geri kalacağını zannetmiyoruz.

Osman ZENGıN
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir