Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Alikemal61

Stajyer

  • "Alikemal61" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Alikemal61"

Mesajlar: 89

Konum: ıstanbul

Meslek: Serbest Girişimci

Hobiler: Bilgisayar...vs

  • Özel mesaj gönder

1

22.10.2007, 13:01

Hz Muaviye(Ra)Haksız değilmiydi.

Yapılan yanlış O insanı dinden çıkarmadı.Ama ,ıslamı yaraladığını düşünüyorum.Yani burada bir haksızlık var.Ortada Bir cinayet var.Haksızlık varsa,Bunu yine doğru yaptı, gibi bir ima ise yanlış olmaz mı?Yanlışla doğruyu ayırmalıyız bence.Bunun Hakkındaki görüşünüz Nedir?"Hasan Basri Hazretlerinin Hz. Muaviye hakkında katli vaciptir gibi açıklamaları olduğunu duydum, bu konuda bilgi verir misiniz?"Bir de böyle bir soru var.Vijdanımla Bu görüşün doğru olduğunu söyleyebilirim.Hatalı isem isbatınız nedir?

2

22.10.2007, 13:08

Onun hakkında katli vacip diye duymadım hiç ehl-i sünnet alimlerinden, kaynak rica etsem?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

3

22.10.2007, 13:13

bakınız; ımam şafii'nin bu hususta çok veciz bir sözü vardır.
Sorarlar ımam'a "o zamanlarda ölenler şehit mi , katil mi" diye.
ımam buyurur ki;
"Allah bizi o zamana yetiştirmeyerek, kılıcımızı o kanlardan temiz tuttu.şimdi biz de onları konuşmayarak dilimizi temiz tutalım!"

5

22.10.2007, 13:20

ıkinci Suâlinizin meâli: Hazret-i Ali (r.a.) zamanında başlayan muharebelerin mahiyeti nedir? Muhariplere ve o harpte ölen ve öldürenlere ne nam verebiliriz?

Elcevap: Cemel Vak'ası denilen Hazret-i Ali ile Hazret-i Talha ve Hazret-i Zübeyr ve Âişe-i Sıddîka (rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn) arasında olan muharebe, adalet-i mahzâ ile adalet-i izafiyenin mücadelesidir. şöyle ki:

Hazret-i Ali, adalet-i mahzâyı esas edip şeyheyn zamanındaki gibi o esas üzerine gitmek için içtihad etmiş. Muârızları ise, şeyheyn zamanındaki safvet-i ıslâmiye adalet-i mahzâya müsait idi; fakat mürur-u zamanla ıslâmiyetleri zayıf muhtelif akvam hayat-ı içtimaiye-i ıslâmiyeye girdikleri için, adalet-i mahzânın tatbikatı çok müşkül olduğundan, "ehvenüşşerri ihtiyar" denilen adalet-i nisbiye esası üzerine içtihad ettiler. Münakaşa-i içtihadiye siyasete girdiği için muharebeyi intaç etmiştir.

Madem sırf lillâh için ve ıslâmiyetin menâfii için içtihad edilmiş ve içtihaddan muharebe tevellüt etmiş; elbette hem katil, hem maktul, ikisi de ehl-i Cennettir, ikisi de ehl-i sevaptır diyebiliriz. Her ne kadar Hazret-i Ali'nin içtihadı musîb ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azâba müstehak değiller. Çünkü, içtihad eden, hakkı bulsa iki sevap var; bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihad sevabı olarak bir sevap alır, hatasından mazurdur. Bizde gayet meşhur ve sözü hüccet bir zât-ı muhakkik, Kürtçe demiş ki:
[img:510:48]http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/mekt/b201.gif[/img]

Yani: "Sahabelerin muharebesinde kıyl ü kal etme. Çünkü hem katil ve hem maktul, ikisi de ehl-i Cennettirler."

Adalet-i mahzâ ile adalet-i izafiyenin izahı şudur ki:
[img:478:36]http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/mekt/b202.gif[/img]
"Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir." (Mâide Sûresi: 5:32.) ayetin mânâ-ı işarîsiyle, bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına, rızasıyla olsa, o başka meseledir.

Adalet-i izafiye ise, küllün selâmeti için cüz'ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmaya çalışır. Fakat adalet-i mahzâ kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez. Gidilse zulümdür.

ışte, ımam-ı Ali Radıyallahü Anh, adalet-i mahzâyı şeyheyn zamanındaki gibi kabil-i tatbiktir deyip, hilâfet-i ıslâmiyeyi o esas üzerine bina ediyordu. Mukabilleri ve muarızları ise, "Kabil-i tatbik değil; çok müşkülâtı var' diye, adalet-i izafiye üzerine içtihad etmişler. Tarihin gösterdiği sair esbab ise, hakikî sebep değiller, bahanelerdir.

15.Mektup
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alikemal61

Stajyer

  • "Alikemal61" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Alikemal61"

Mesajlar: 89

Konum: ıstanbul

Meslek: Serbest Girişimci

Hobiler: Bilgisayar...vs

  • Özel mesaj gönder

6

22.10.2007, 13:22

yezidi veliahd tayin eden Muaviyedir. hatta Hasan basri dört günahtab birinide bu kabul eder. Hasan Basri diyor ki:
1)hilafeti zorla ve kılıçla ele geçirmesi
2)içkici sapık oğlunu yerine tayin etmesi
3)zinadan doğan ziyadı kardeşliğe kabul etmesi(ki peygamber meşru çocuğa yatak, zinadan gelenlere taş derdi)
4)peygamberin değerli sahabesi Hucr bin Adiy'i ve arkadaşlarını öldürmesi
Bu Tür iddialara nasıl cevap verebilirsiniz?:)

8

22.10.2007, 13:24

Devamı:

Eğer desen: "Hilâfet-i ıslâmiye noktasında ımam-ı Ali'nin fevkalâde iktidarı, harikulâde zekâsı ve yüksek liyakatiyle beraber, seleflerine nisbeten muvaffakiyetsizliği nedendir?"

Elcevap: O mübarek zat, siyaset ve saltanattan ziyade, daha çok mühim başka vazifelere lâyıktı. Eğer tam muvaffakiyet-i siyasiye ve tamam saltanat olsaydı, şâh-ı Velâyet ünvan-ı mânidârını bihakkın kazanamayacaktı. Halbuki, zâhirî ve siyasî hilâfetin pek çok fevkinde mânevî bir saltanat kazandı ve üstad-ı küll hükmüne geçti, hattâ kıyamete kadar saltanat-ı mânevîsi bâki kaldı.

Amma Hazret-i ımam-ı Ali'nin Vak'a-i Sıffin'de Hazret-i Muaviye'nin taraftarlarıyla muharebesi ise, hilâfet ve saltanatın muharebesidir. Yani, Hazret-i ımam-ı Ali, ahkâm-ı dini ve hakaik-i ıslâmiyeyi ve âhireti esas tutup, saltanatın bir kısım kanunlarını ve siyasetin merhametsiz mukteziyatlarını onlara feda ediyordu. Hazret-i Muaviye ve taraftarları ise, hayat-ı içtimaiye-i ıslâmiyeyi saltanat siyasetleriyle takviye etmek için azimeti bırakıp ruhsatı iltizam ettiler, siyaset âleminde kendilerini mecbur zannedip ruhsatı tercih ettiler, hataya düştüler.

Amma Hazret-i Hasan ve Hüseyin'in Emevîlere karşı mücadeleleri ise, din ile milliyet muharebesi idi. Yani, Emevîler, devlet-i ıslâmiyeyi Arap milliyeti üzerine istinad ettirip, rabıta-i ıslâmiyeti rabıta-i milliyetten geri bıraktıklarından, iki cihetle zarar verdiler.

ve devam ediyor...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alikemal61

Stajyer

  • "Alikemal61" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Alikemal61"

Mesajlar: 89

Konum: ıstanbul

Meslek: Serbest Girişimci

Hobiler: Bilgisayar...vs

  • Özel mesaj gönder

9

22.10.2007, 13:24

Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir." (Mâide Sûresi: 5:32.)
Ayete göre Hz Muaviye nin çıkardığı fesatlık değilmidir?Elinizi Vijdanınıza koyun.Ön yargılı olmayın.

10

22.10.2007, 13:26

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""



Amma Hazret-i Hasan ve Hüseyin'in Emevîlere karşı mücadeleleri ise, din ile milliyet muharebesi idi. Yani, Emevîler, devlet-i ıslâmiyeyi Arap milliyeti üzerine istinad ettirip, rabıta-i ıslâmiyeti rabıta-i milliyetten geri bıraktıklarından, iki cihetle zarar verdiler.
ve devam ediyor...

11

22.10.2007, 13:27

Yezid farklı bir mesele. 3. şıktaki isnad edilen hadisi daha önce duymadım,

O fitneli döneme ait çok yazılan çizilen var, ancak mütevatir olanlarını ele alıp inceleriz.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alikemal61

Stajyer

  • "Alikemal61" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Alikemal61"

Mesajlar: 89

Konum: ıstanbul

Meslek: Serbest Girişimci

Hobiler: Bilgisayar...vs

  • Özel mesaj gönder

12

22.10.2007, 13:27

Tamam dostum Demek ki Hz Muaviye nin hatasını kabul ettik.Hatalar Bunlar:
yezidi veliahd tayin eden Muaviyedir. hatta Hasan basri dört günahtab birinide bu kabul eder. Hasan Basri diyor ki:
1)hilafeti zorla ve kılıçla ele geçirmesi
2)içkici sapık oğlunu yerine tayin etmesi
3)zinadan doğan ziyadı kardeşliğe kabul etmesi(ki peygamber meşru çocuğa yatak, zinadan gelenlere taş derdi)
4)peygamberin değerli sahabesi Hucr bin Adiy'i ve arkadaşlarını öldürmesi

13

22.10.2007, 13:30

bunları daha önce girdiniz zaten..

Alikemal61

Stajyer

  • "Alikemal61" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Alikemal61"

Mesajlar: 89

Konum: ıstanbul

Meslek: Serbest Girişimci

Hobiler: Bilgisayar...vs

  • Özel mesaj gönder

14

22.10.2007, 13:30

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Yezid farklı bir mesele. 3. şıktaki isnad edilen hadisi daha önce duymadım,

O fitneli döneme ait çok yazılan çizilen var, ancak mütevatir olanlarını ele alıp inceleriz.

Hz Nuh(as)oğlu da Gayrı meşru idi.Küfre gitti.Fakat:Her gayrımeşru çocuk zararlıdır.Diye bir şey doğru Olabilir mi?Bu şüpheli Kafamda.

15

22.10.2007, 13:32

soruyu soran cevabını biliyor olmalı aslında..başlık biraz fazla uç gibi zaten..burada niza yapıyoruz intibası çıkabilir..bizden bu kadar..selamlar

16

22.10.2007, 13:33

Anlamadığım, vefat etmiş, bu dünya misafirhanesinden geçmiş gitmiş bir zat, yargılamak hem haddimize mi, hem de neye yarar? Bu meseleyi kurcalamak yine kan dökmek ve fitneden başka birşeye hizmet etmez, bakın Irak'ı bugün 3'e bölecekler, ikisi dini, biri etnik, Sünni, şii, Kürt.

Hem Yezid için dahi:

Alıntı

Yezid için “mel’un” tabiri kullanılırken, bu konuda bazı ikazlar da yapılmaktadır; “Haccac-ı Zalim, Yezid ve Velid gibi heriflere ilm-i kelamın büyük allamesi olan Sadeddin-i Taftazani, ‘Yezide lanet caizdir’ demiş; fakat ‘Lanet vaciptir’ dememiş. ‘Hayırdır ve sevabı vardır’ dememiş. Çünkü, hem Kur'ân’ı, hem Peygamberi, hem bütün Sahabelerin kudsi sohbetlerini inkar eden hadsizdir. şimdi onlardan meydanda gezenler çoktur. şer’an bir adam, hiç mel’unları hatıra getirmeyip lanet etmese, hiçbir zararı yok.” (Emirdağ Lahikası, s. 178)
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

17

22.10.2007, 13:38

Alıntı sahibi ""Alikemal61""

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Yezid farklı bir mesele. 3. şıktaki isnad edilen hadisi daha önce duymadım,

O fitneli döneme ait çok yazılan çizilen var, ancak mütevatir olanlarını ele alıp inceleriz.

Hz Nuh(as)oğlu da Gayrı meşru idi.Küfre gitti.Fakat:Her gayrımeşru çocuk zararlıdır.Diye bir şey doğru Olabilir mi?Bu şüpheli Kafamda.


Alıntı sahibi ""[url=http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid=2154"

şamil ıslam Ansiklopedisi'nde Veled-i Zina bahsinde[/url]"]Zina Ürünü Çocukla ılgili Hükümler

Toplumda babası belirsiz olan veya zina ürünü olduğu bilinen çocuklara bunu yüzlerine vurarak, onlara eziyet ve zulüm yapmak caiz değildir. Çünkü onların böyle bir kader çizgisini etkileme veya değiştirme ya da bu duruma engel olma şansları yoktur. Yukarıda verdiğimiz âyette onlar hakkında ne kadar anlayışlı davranmak gerektiği şöyle ifade buyurulur: "Eğer onların babalarını biliyorsanız, onlar, sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanlışlıkla babalarından başka birinin adıyla çağırmanızda size bir günah yoktur" (el-Ahzâb, 33/5).

Zina ürünü çocuğun fizik babası belli ise Hanefilere göre evlilikte olduğu gibi "sıhrî hısımlık" meydana gelir. Bu çocukla, zina eden erkek arasında evlenme engeli doğacağı gibi, annesi ile bu erkeğin usûl ve fürûu arasında evlenme engeli doğar. şâfiîler ise zinanın evlenme engeli doğurmayacağı görüşündedir (bk. Es-Serahsî, el-Mebsût, Mısır 1324-1331 /1906-1912, IV, 204 vd.; el-Cassâs, Ahkâmü'l-Kur'ân, Kahire, t.y., II, 137; Bilmen, ıstilahat-ı Fıkhıyye Kâmusu, ıstanbul 1967, II, 97; Hamdi Döndüren, Delilleriyle ıslâm Hukuku, ıstanbul 1983, 215, 216).
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alikemal61

Stajyer

  • "Alikemal61" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Alikemal61"

Mesajlar: 89

Konum: ıstanbul

Meslek: Serbest Girişimci

Hobiler: Bilgisayar...vs

  • Özel mesaj gönder

18

22.10.2007, 13:51

Alıntı sahibi ""Alikemal61""

Hz Muaviye nin Hatalarını kabul ettik.Bir alıntıda şöyle cevap verilmiş:"Hz. Muaviye (RA.) da dahil olmak üzere hiçbir sahabe hakkında, yaptıklarından dolayı itham ve su-i zan edilemez. Bu, hem Hz. Peygamberin (ASM.)hadisleri ile ve hem de ehli sünnet alimlerinin ittifakı ile caiz değildir ve yapanlara lanet edilmiştir. "


Burası suizan değil gerçektir.Hatalı bir cinayet işlenmiştir.Benim bildiğim.Dinde çeişki yoktur.Sanki burası uydurma bir hadis gibi geldi ,bana.Müslüman Müslümanın kanını nasıl Haksızca döker?şunu kabul edebiliriz.Belki ıslam için yaptığı büyük hizmetler onun günahlarını affettirebilir.

19

22.10.2007, 14:05

Bu fitne döneminin savaşlardan bir tanesini, iki taraf gece kendi taraflarında konaklarken, hariciler iki tarafa da saldırarak başlattı. Fitnenin körükçüsü ve başbelası grup buydu. Bunlar ki Hz.Osman'ı şehid etti, Hz.Ali'yi bile Kur'an ile hükmetmemekle suçlayarak şehid etti. Te'vil ile bunları yaptılar, yaptıklarına kılıf da buldular, korkunç fitneli bir devird. Bak adı üstünde, fitne, kimin eli kimin cebinde belli değil. Böyle arbedelerde ne zulümler oluyor, bırakalım da hesabını Allah görsün, bize de konuşması düşmez.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

20

22.10.2007, 14:07

bugün Irak'ta olanlar da benzer şeyler zaten..Alem-i ıslama zarardan başka bir faydası da yok..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir