Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

08.05.2007, 13:49

Osmanlı'da vakıfların idaresi

*VAKIFLARIN IDARESI*
Allah'in rizasini kazanmak ve ahirette karsiligini sadece O'ndan beklemek
gayesiyle yapilan vakiflar, Islâm dünyasinin hemen her bölgesinde vardir.
Dinî, iktisadî ve ictimaî hayatin vazgeçilmez unsuru olan vakiflar, Islâm
âleminde büyük bir yekûn teskil ediyorlardi. Bunca büyüklükteki bir
müessesenin belli bir sisteme baglanmasi, iyi idare edilmesi ile mümkündür.
Bu bakimdan, daha isin basinda siki tedbirlere bas vuruldugu görülür.
Nitekim her vakfin bir vakfiyesinin bulunmasi, vakfiyedeki (vakif senedi)
sartlarin "nass" gibi kabul edilmesi, vakfiyelerin tescil edilmeleri ve
ayrica bunlari yönetmek için müstakil idarelerin kurulmus olmasi bunu
göstermektedir.
Vakiflara idareci (nâzir) tayini Hz. Peygamberle baslamis ve günümüze kadar
devam edegelmistir. Tabiatiyle Osmanlilar da vakiflarini idare etmek,
onlarin devamliligini saglamak ve istenilmeyen sekilde harcamalarina mani
olmak için yöneticiler tayin etmislerdi. Nitekim Orhan Gazi, Bursa'da
yaptirdigi câmi ve zâviyenin idaresini Sinan Pasa'ya vermisti. Böylece Sinan
Pasa'yi Osmanli döneminin ilk Evkaf Nâziri sayabiliriz. Daha sonra hükümdar
vakiflari, vezir, kadiasker, sadrazam, seyhülislâm, bâbussaade ve dârussaade
agalari gibi devlet adamlari tarafindan idare edilir oldu.

Yildirim Bayezid, her vilayete "Müfettis-i Ahkâmi's-Ser'iyye" tayin ederek
vakif islerini teftis ettiriyordu. Çelebi Sultan Mehmed devrinde ise
Cemaleddin Mehmed Çelebi, "Hâkimu'l-Hükkâmi'l-Osmaniyye" ünvaniyla evkaf
islerinin umumî nâzirligina tayin edilmisti. Sultan II. Murad döneminde bu
is, kadiaskere, Fâtih Sultan Mehmed de bunu Mahmud ve Ishak Pasalara havale
etmisti. Bu dönemde evkaf idaresinden sadrazamlar sorumlu oldugundan,
"Sadr-i Âli Nezâreti" teskil olunmustu. Fâtih'ten sonra Sultan II. Bâyezid,
evkaf islerini Seyhülislâm Alaeddin Ali Efendi'ye tevcih etti. Yavuz Sultan
Selim ve Kanunî Sultan Süleyman zamanlarinda evkaf nezâreti ile tekrar
sadrazamlar görevlendirildiler. Sultan I. Ahmad Han devrinde, Seyhülislâm
idaresinde olan vakiflar, II. Mahmud Han zamaninda Kadiaskerin emir ve
idaresi altinda idi. Yine bu dönemde her vilayette, "Müfettis-i Evkaf adinda
bir idareci vardir.

Osmanlilar döneminde sahislar tarafindan kurulan vakiflarla mütevelliler
mesgul oluyor, bunlar kadilar vâsitasiyle teftis ve murakabe ediliyorlardi.
Her kadi, kendi mintikasindaki vakiflari, emrindeki müfettislerce teftis
ettirdigi gibi, bazan bizzat kendisi de bunlari teftis ederdi. Istanbul
kadisi ise bütün vakiflari teftis yetkisine sahipti.

Misir, Suriye, Arabistan ve Kuzey Afrika'nin ilhakindan sonra buralarda
bulunan vakiflar 995 (M. 1587) senesinde kurulan "Haremeyn Evkaf Nezareti"ne
baglandi. Daha sonra gelisen vaziyet geregi, Anadolu ve Rumeli vakiflarinin
idaresi de 12 Rebiülevvel 1242 tarihinde teskil olunan "Evkaf-i Hümayûn
Nezâreti"ne baglandi. Bu nezâretin teskilinden sonra müessesenin basina
getirilen ilk nâzir el-Hac Yusuf Efendi olmustu.

Haremeyn Evkaf Nezâreti, 1254 (1838) yilinda Evkaf-i Hümayûn Nezâreti'ne
ilhak olundu.

Osmanlilar döneminde 1242 (M. 1826) yilinda kurulan Evkaf Nezâreti'nden önce
vakiflar, vâkiflarinin sartlarina göre idare ediliyorlardi. Genel olarak bu
idare biçimlerini asagidaki sekilde gruplara ayirmak mümkündür:

a-Haremeyn Nezâreti: Haremeyn (Mekke-Medine)'e bagli vakiflarla, Ayasofya,
Sultan Ahmed, Nuruosmaniye, Yenicami, Üsküdar'da ise Çinili ve Atik Valide
Camileri vakiflarinin idareleri "Dârussaade Agalan"nin elinde idi. 995
(1587) senesi Muharrem'inde Habesî Mehmed Aga'nin basina getirilmesi ile
kurulan Haremeyn Nezâreti, mesrutun lehi "Haremeyni's-Serifeyn" halki olan
vakiflarin idaresine bakardi. Kurulusundan kisa bir müddet sonra Osmanli
Padisahlari, hanimlari ve Dârussaade Agalari gibi önemli sahsiyetlerin
vakiflari, buna ilave edildigi için bu nezâret önem kazanmisti. Bu nezâret
dört daire tarafindan idare edilirdi. Bunlar:

I- Evkaf-i Haremeyn Müfettisligi: Diger vakif müfettislerinden ayri olarak
nezâretin kurulus tarihi ile birlikte kurulmus hukukî bir memuriyetti.
Haremeyn vakiflari ile birlikte diger bütün vakiflarin hukukî problemlerini
ve isleyis tarzlarini da teftis ederdi. Bu müessesenin basina ilk defa
seçkin âlimlerden biri olan Amasyali Mehmed Efendi getirilmisti.

II- Evkaf-i Haremeyn Muhasebeciligi: Dârussaade agalarinin nezâreti altinda
bulunan bütün vakiflarin vakfiye ve kurulus gayelerini tescil eden,
vakiflari, vakfiyelerinin sartlarina göre idare eden ve muhasebelerini tutan
önemli bir memuriyet idi.

II Evkaf-i Haremeyn Mukataaciligi: Haremeyn vakiflarindan mukataaya
baglanan, bütün vakif arazi ve binalarin kayitlarinin tutulmasi bu daireye
aitti. Ayni sekilde vakiflara ait vergi ve diger gelirlerin toplanmasi
(cibâyet), ferag ve intikallerin saglanmasi bu daire tarafindan yürütülürdü.

IV- Dârussaade Yaziciligi: Dârussaade Agalari'nin bütün yazismalari bu büro
tarafindan yürütülüyordu. Burada çalisan görevliler, Dârussaade Agalari'nin
bütün sirlarini bildikleri için genis bir nüfuza sahiptiler.

Bu dört daire tarafindan tutulan defterler, siyakat hatti ile yazildiklari
gibi muhteva bakimindan da tarihî belgelerin en mükemmeli durumunda idiler.

Haremeyn Nezâreti'nin idare merkezi, saray müstemilatindan olan Darphânenin
üst tarafi idi.

b- Vezir Nezâreti: Sadrazamlarin nezâreti ile idare olunan vakiflardir.
Fâtih Sultan Mehmed'in Istanbul'da yaptirdigi bina ve diger ha yir
eserlerinin idaresini hicrî 868 (1463)'de vezir Mahmud Pasa'ya, 872
(1467)'de de veziriazam Ishak Pasa'ya tevcihiyle basladi. Bunlara daha sonra
Yavuz Sultan Selim ve Kanunî Sultan Süleyman vakiflan da ilâve edilirdi.
"Ser müfettis" adi ile ulemadan biri bu vazife ile görevlendirildi.

c- Seyhülislâm Nezâreti: Sultan II. Bâyezid Han'in Istanbul ve diger
sehirlerde meydana getirip tesis ettigi hayratinin idaresini, hicrî 912
(1506) senesinde Seyhülislâm Alaeddin Ali Efendi'ye tevcihi ile basladi.
Idare merkezi Bâyezid imâret dairesi idi.

d- Tophâne Ümerâsi Nezâreti: Sultan Bâyezid, Hamidiye, Laleli, Selimiye,
Mihrisah Valide ile II. Mahmud vakiflarinin mulhakat ve mukataatindan ibaret
idi. Darphâne tarafindan yönetilirdi.

e- Istanbul Kadilari Nezâreti: Kadilara mesruta olan bu vakiflarin tamamina
Istanbul kadilari nezâret ederlerdi. Daha sonra bu nezâretlere Galata,
Üsküdar, Eyyub kadiliklari ile Kaptan Pasa, Yeniçeri Agasi, Sekbanbasi,
Bostancibasi gibi nezâretler de ilave edilmek suretiyle bu rakam 12 sayisina
kadar çikmisti.

Sultan II. Mahmud Han, yeniçeriligi "Vak'a-i Hayriye" ile ortadan
kaldirdiktan sonra, vakiflar arasindaki irtibatsizligi yok etmek ve zamanla
ortaya çikan bazi yolsuzluklari önlemek gayesiyle bütün vakiflarin tek bir
nezâret altinda toplanmasinin daha dogru olacagi kanaatine varmis olacak ki,
bütün dinî binalarin bakim ve onarimi, personelinin ayliklari ve diger hayrî
maksatlar için tesis edilen vakiflarin bir çati altinda toplanmasini
kararlastirdi.

Vakiflarin tek elden idaresi için 12 Rebiülevvel 1242'de çikarilan bir
fermanla "Evkaf-i Hümayûn Nezâreti"nin kuruldugu ve Darphâne nâziri ve
mütevelli kaimi makami el-Hac Yusuf Efendi'nin yeni kurulan bu nezâretin
basina getirildigini biliyoruz. Böylece adi geçen nezâret resmen kurulmus
oluyordu. Bununla beraber, Sultan I. Abdülhamid Han'in kendi vakiflari ile
ilgili olarak tesis ettigi teskilât, Evkaf-i Hümâyun Nezareti'nin kurulusuna
bir baslangiç sayilmaktadir. Bu bakimdan, nezâretin ilk kurucusu olarak adi
geçen padisahi kabul edenler de bulunmaktadir.

Evkaf-i Hümâyûn Nezâreti kuruldugu zaman, "kesedarlik", "zimmet halifeligi"
ile "sergi halifeligi" adinda üç daireden meydana gelmisti. Bunlarin âmiri
durumundaki nâzira maas olarak 10.000 kurus baglanmisti.

Kesedarlik idaresi: Nezârete bagli vakiflarin ilamlarina, takrirlerine ve
inhalarina ait bütün isleri yürütmekle görevli idi. Bu memuriyete ilk defa
hâcegandan Küçük Kal'a tezkirecisi Egin'li es-Seyyid Mehmed Sevki Efendi
tayin edilmisti.

Zimmet Halifeligi: Vakiflarin mukataalarini, zabitlarim ve sarraflardan
alinacak kefalete bagli borç tahvilleri ile ilgili islemleri yürütürdü.
Keza, kira mukavelerini düzenlemek, tahsilati yapmak ve muhasebe kayitlarini
kontrol etmekle görevli idi. Bu hizmetin basina da ilk defa Mehmed Arif
Efendi getirildi.

Sergî Halifeligi: Evkaf-i Hümayûn Nezâreti hazinesine gelen paralan almak,
vakfiyeye göre gider bütçesini hazirlamak ve vakif bütçesine göre günlük
harcamalari yapmakla vazifeli idi. Ilk defa sergi halifeligine tayin edilen
kisi, Zimmet halifesi olan zatin kardesi Ahmed Izzet Efendi'dir.

Bütün bu islerin yürütülmesinde adi geçen dairelere yardim etmek üzere
kâtipler, maiyyet ve hizmetliler tayin edilmisti.

Bilahare nezârete yapilan ilhaklarla isler çogaldigindan ve adi geçen üç
dairenin bütün bu isleri geregi gibi ve zamaninda görmesinin mümkün
olamayacaginin anlasilmasindan sonra Zilkade 1246 (Nisan 1831)'de Tahrirat
Baskatipligi, Mülhakat Gedikler Kâtipligi ve Rûznâmecilik adi ile üç yeni
memuriyet daha ihdas edildi.

Çalisan personel sayisinin artmasi üzerine, nezâret için büyük bir idare
binasina ihtiyaç duyulmustu. Bu sebeple, eski Darphâne civarinda hasirci ve
dogramaci koguslari yikilarak bunlarin yerine 17 odali bir daire insasina
baslanmisti. Bu yeni binanin insaati, Cemaziyelevvel 1248 (Ekim 1832)'de
bitirilerek bina dösenmis, nezâret de Receb (Kasim-Aralik 1832) ayinda yeni
binasina tasinmisti.

Vakfiyelerin tahlilinden anlasildigina göre, baslangiçta Osmanli dönemi
vakiflarinda hizmet gören mütevellilerin müstakil bir idare binasina sahip
olmadiklari, bu is için kendi evlerini kullandiklari görülür. Ancak XVIII.
asnn ikinci yarisindan itibaren Sultan III. Osman, Sultan III. Mustafa ve
Sultan I. Abdülhamid Han kendi vakiflari için idare binalari ihsa ettirmeye
basladilar. Onlar, bu binalar için kapicilar (bevvâb) ve bekçiler
(mustahfiz) tayin ettiler. Böylece bu vakiflarin her biri, gerçek mânâda
birer idarî merkeze kavustu. Söz konusu idare binalarinin ihdas edilmesi,
Osmanlilardaki vakif idaresinin merkezîlestirilmesi için atilmis bir ilk
adim olarak kabul edilebilir.

Osmanli Devleti'nin ortadan kaldirilisina kadar devam eden Evkaf Nezâreti, 3
Mart 1924 tarihinde çikarilan 429 sayili kanunla ilga edilerek Basbakanliga
bagli bir Umum Müdürlüge havale edildi. 429 sayili kanunla Vakiflar Umum
Müdürlügü de kurulmus oldu. Bununla beraber bu kanun, vakiflarda fazla bir
degisiklige sebep olmuyordu. Cumhuriyetten sonra vakif mevzuatinda ilk mühim
degisiklik, 5 Haziran 1935 tarih ve 2762 sayili kanunla yapildi. Bu kanun 5
Aralik 1935 tarihinde yürürlüge girdi.

Vakiflarin kurulusu, kurulus sartlari ve idaresi gibi hukukî özelliklerine
isaret ettikten sonra bir vakfin resmen tesis edilmis oldugunu gösteren
belgeden (vakfiye) bahs etmemek, konu için bir eksiklik olarak kalacakti.
Onun için biz de fazla teferruata girmeden bu hukukî belgeden söz etmek
istiyoruz.
Güzel Gören Güzel Düşünür

2

08.05.2007, 14:28

Kaynak alabilir miyiz?
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

Alpaslan

Stajyer

  • "Alpaslan" bir erkek

Mesajlar: 84

Konum: Almanya

Meslek: Inşaat sektöründe

Hobiler: Hizmet

  • Özel mesaj gönder

3

09.05.2007, 12:06

selam
yaziniz icin tesk. belki cok önemliydi ama inanin beni ilgilendirip ilgilendirmedigini anlayincaya kadar oku oku oku sanki diploma yazmak icin oku oku oku sonunda da yanliz bilgilendirilmis oldum.
O kadar...yahu bunun özetini yazamazmiydin ...cok zaman müsrifligi yapiyorum...Allah af ede....kirmak istemiyorum ama yazinin kaynaki yok..yorumu yok..bir yerden alin mis ve konul mus...neyse uzatmayim ..üzüldüm..saygilarimla alpaslan

4

09.05.2007, 12:51

Güzel faydali bir Paylasim Allah razi olsun kaynak olarak saniyorum asagidaki adresten Osmanlida Sosyal Müesseseler :

http://www.enfal.de/otarih33.htm
Ümitvar olunuz..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir