1906-1918 Ermeni olaylarında katledilen Yahudiler
Sözde Ermeni soykırımı tasarısının Temsilciler Meclisi Dış ılişkiler Komitesinde 21 red oyuna karşılık 27 oyla kabul edilmesi, ABD’nin menfaatlerinin başka yönlere doğru kaydığını göstermektedir. Bu meselenin tarihçilerin elinden alınarak siyaseten çözülmeye çalışılması, işin içinde birçok menfaat oyunlarının döndüğünü ortaya koyuyor.
Birkaç sene önce, Ermenistan arşivine giderek belge çekimi yapmak isteyen bir belgesel ekibiyle görüştüğümde; ellerinde hiçbir belgenin olmadığını, sadece kahraman diye yutturmaya çalıştıkları birkaç eşkiyanın resminden başka bir şey gösteremediklerini söylemişlerdi. Ermenilerin ellerinde belge olmayışı, meseleyi tarihçilerin önlerinden kaçırmalarını gerektirmektedir. ıddialarının tamamı rivayetlere ve sahte belgelere dayanıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde küçücük Ermeni çocuklarının boyunlarına kumbara takılarak sözde katledilen Ermeniler için yardım toplandığı ve insanların kafalarına, asılsız bir şeyin gerçekmiş gibi çakılmaya çalışıldığı bilinmektedir.
1906-1918 olayları ile ilgili Osmanlı arşivinde çok miktarda belge mevcuttur. Bu belgeler 120 bin korumasız ve savunmasız Müslüman halkın Ermeni çetecileri tarafından katledilmeleriyle, bu katliâmdan sonra alınmak zorunda kalınan tehcir kararıyla ve Türkiye’nin doğusunda hunharca katledilen toplam 520 bin Müslümanla ilgili belgelerdir.
O dönemde doğudaki bütün illerde başta Amerika, Fransa ve ıngiltere olmak üzere söz sahibi birçok ülkenin konsoloslukları ve bu Ermeni çetecilerin elebaşlarını yetiştiren 45’ten fazla kolejleri mevcuttur. Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’nun her karış toprağında cirit atan bu yabancıların arşivlerinde ve raporlarında da soykırım iddiaları hakkında hiçbir belge mevcut değildir. Vicdanı sızlayan bazı yabancılar, yazdıkları günlük ve raporlarda Müslümanların insanlığa asla sığmayacak yöntem ve işkencelerle insafsızca katledilmelerine dayanamayıp gerçekleri yazmışlardır.
Anadolu’da cirit atan bu ülkeler, o günkü katliâmların azmettiricileri olduklarından, başlarına suç kalmaması için bugün meclislerinden sözde Ermeni katliâmını geçirmektedirler. Bu bir suçluluk psikolojisidir ve çekmekte oldukları vicdan azabının bir göstergesidir.
Osmanlı arşivi, o dönemde Ermenilerin bu ülkelerle olan ilişkilerini ihtivâ eden belgeleri de kitaplaştırdı. Bu belge koleksiyonlarına bir göz atmak iddialarımızı doğrulayacaktır.
ABD’de bu tasarıya en çok Yahudi üyelerin sahip çıkması bir hayli düşündürücüdür. 1906-1918 yılları arasında, gözü dönmüş Ermeni çetecileri Ruslarla birlikte sadece Müslümanları değil, Yahudileri ve kendilerine yardım ve yataklık etmeyen Ermeni köylülerini de hiç acımadan katletmişlerdir.
13 Mayıs 1916 tarihinde Van Sabit Jandarma Alay Kumandanı Vasıf’ın sunduğu raporun 22. maddesinde; Van muhitinde 100 bine yakın Müslüman’ın katledildiği belirtildikten sonra Musevî milletinden 300 nüfusun da doğranarak duvar gibi istiflendiği belirtilmektedir. (s. 76)
Mezalimden kurtulan Hakkari ahalisinden Binbaşı Esad Ağazade Mardin Aza Mülâzımı Tufan Mehmed; Karabet Efendinin riyaseti altında kurulan çetenin ıslâm ve Yahudi kızlarının namuslarını kirlettiklerini, mallarını yağmaladıklarını ve işkence ettiklerini belirtmektedir. (s. 101)
Molla Mehmed bin Abdurrahman da; Ermeni ve Rus kuvvetlerinin hezimete uğrayıp geri dönerken yollarda rast geldikleri ıslâm ahaliyi çoluk çocuk katlettiklerini ifade etmekte ve Yahudi olduklarını anlayamadıkları üç kişiyi de serbest bıraktıklarını belirtmektedir. (s. 117)
Bu ifadeler, Ermenilerin Yahudilere karşı da bir husûmetlerinin olduğunu göstermektedir. Ermeni mezaliminden az da olsa nasibini alan Yahudi milleti, gözlerini para ya da başka bir menfaat bürümüş olmalı ki, eski defterleri kapatıp bugün can düşmanları insafsız canavarların yanlarında yer alabilmişlerdir. Yahudi milleti, bu canavarların, ilk fırsatta kendilerinden diş kirası isteyeceklerini hiçbir zaman unutmamalıdır.
Kaynak: Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar’da ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi-I (1906 - 101
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 23, Ankara - 1995
Kadir AYTAR
kadiraytar@mynet.com