Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

01.03.2004, 16:43

Tarihte 10 Muharrem (Aşûrâ günü)

Hazret-i Âdem Aleyhisselâm zamanından beri müstesnâ bir gün olarak tanınan Muharrem’in onuncu gününe Aşûrâ günü deniyor. Arapça “aşr” veya âşir” kelimelerinden türetilmiş olan “aşûra”, onuncu gün demektir.

Aşûrâ gününe izâfe edilen bir hayli tarih vardır. Özetlersek; Allah Teâlâ’nın arşı, melekleri, gökleri, yeri ve Hz. Âdem Aleyhisselâmı bugün yarattığı; Hazret-i Âdem Aleyhisselâmın tövbesinin bugün kabul edildiği; Hazret-i Nuh Aleyhisselâm’ın gemisinin Cûdî Dağına bugün oturduğu; Hazret-i Yûnus Aleyhisselâmın balığın karnından bugün çıkarıldığı; Hazret-i ıbrâhim, Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Îsa Aleyhimüsselâmın bugün doğdukları; Hazret-i ıbrâhim Aleyhisselâm’ın Nemrut’un ateşinden bugün kurtulduğu; Hazret-i Yakup Aleyhisselâmın oğlu Yûsuf Aleyhisselâm’a bugün kavuştuğu; Hazret-i Eyüp Aleyhisselâm’ın hastalıktan bugün şifâ bulduğu; Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın kavminin Firavunun zulmünden bugün kurtulduğu ve Firavunun bugün denizde boğulduğu; Hazret-i Dâvud Aleyhisselâmın tövbesinin bugün kabul edildiği; Hazret-i Süleyman Aleyhisselâma bugün mülk verildiği; Hazret-i Îsa Aleyhisselâmın bu gün gökyüzüne yükseltildiği rivâyetleri mevcuttur. Bu haberlerden bir kısmının Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm tarafından da doğrulandığı bilinmektedir.

Medîne’ye hicretinden sonra Yahûdîlerin Aşûrâ gününde oruç tuttuklarını gören Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, kendisi bildiği halde:

“Bu ne orucudur?” diye sordu.

Yahûdîler:

“Bugün salih bir gündür! Bugün Allah’ın, Beni ısrâil’i Firavunun elinden kurtardığı gündür! Mûsâ (as), bu ilâhî lütfa şükür için oruç tutmuştur. Bundan dolayı biz de tutarız!” dediler.

Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselâm da bu haberi yalanlamayarak:

“Biz Mûsâ’nın sünnetini ihya etmeye sizden daha ziyade lâyıkız!” buyurdu, o gün oruç tuttu ve ashaba da oruç tutmalarını emretti.1

Buharî’de, Hazret-i Âişe’den de (ra) şöyle bir rivayet mevcuttur: Câhiliyet devrinde Kureyş Muharremin onuncu gününde (Aşûrâ gününde) oruç tutardı. Hicretten önce Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da bugün oruç tuttu. Medine’ye hicretlerinden sonra da Muharremin onuncu günü oruç tutmaya devam etti. Ashaba da bugün oruç tutmalarını emretti. Ancak Hicretin ikinci senesi Ramazan orucu farz kılınınca Muharremin onuncu günü orucunu bıraktı. Artık dileyen bu orucu tuttu; dileyen tutmadı.2

Hazret-i Âişe’den (ra) bir diğer rivayet de şöyledir: “Ramazan orucu farz kılınmazdan önce Müslümanlar Muharremin onuncu gününde (Aşûrâ gününde) oruç tutarlar ve Kâbe’ye yeni örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca, Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselâm: “Muharremin onuncu günü orucunu tutmak isteyen yine tutsun; tutmak istemeyen de tutmasın!” buyurdu.3

Hazret-i Nuh (as) zamanından beri bütün Hak dinlerde makbul olan Muharremin onuncu gününde oruç tutmak, Yahûdiler için farz kılınmıştı. Peygamber Efendimiz (asm) önceleri Muharremin onuncu gününde oruç tutmuşsa da, Ramazan orucu farz kılındıktan sonra bırakmış ve Yahûdîlere muhalefet olsun diye bugün nafile oruç tutmak isteyenlere bir gün önceden bir gün sonraya kadar üç gün oruç tutmalarını tavsiye buyurmuştur.

Netice olarak, Muharremin onuncu günü bir gün önce ve bir gün sonrası ile oruç tutmayı sünnet olarak zikredebiliriz. Bunun dışında Muharremin onuncu gününe mahsus olarak yapılagelen yıkanmak, gözlere sürme çekmek, süslenmek, kına yakmak, bayramlaşmak, hububat ile karışık aşûre pişirmek, sadaka vermek, mescitleri ziyaret etmek, kurban kesmek gibi davranışlar sünnet değil, mubahtır. Muharremin onuncu gününde “aşûre” adıyla bilinen aşı pişirmek ve dağıtmak da mubahtır, örfümüzce benimsenmiş bir âdettir.

Bedîüzzaman Hazretlerinin “vak’a-i ciğersûz” diye nitelediği4 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Kerbelâ’da şehit edilişi de, kaderin bir cilvesidir ki, Hicrî 10 Muharrem 61 yılında, yani bugün vaki olmuştur. Muharremin onuncu gününün şiâ için siyâsî önem ihtiva etmesi ve bir matem günü olarak ilân edilmesi de bundandır.

Bu vesileyle; bundan bin üç yüz altmış dört yıl önce bugün insafsızca şehit edilen ve Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin (ra), Cevşenü’l-Kebîr’i ders aldığını bildirdiği iki imamdan birisi olan5 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Cennet-mekân ruhunu bugün hayırla ve duâ ile analım.


DUÂ

Allah’ım! ıslâm topraklarını fitneden, fesattan, kargaşadan, nifaktan koru! Müslümanları dünyada ve âhirette zulümlerden, acılardan, musîbetlerden, ıztıraplardan ve sıkıntılardan muhafaza eyle! Müslümanlara zor imtihanlarında sabırlar ve kolaylıklar ihsan eyle! Ehl-i ıslâma hiçbir zaman kesilmeyen ve ayaklarından eksik olmayan dolaplar, hîleler, oyunlar ve fitneler karşısında güç ver, kudret ver, savlet ver, üstünlük ver, galibiyet ver! Ehl-i ıslâmı her türlü arzî ve semâvî musîbetlerden koru! Müslümanların darda olanlarına bolluk ve genişlik lütfet, sıkıntıda olanlarını şefkatinle kucakla, göz yaşı dökenlerinin yaralarını merhametinle sar! Musîbet ve ıztırap içinde bulunanlarından sağ olanlarına sağlık, sıhhat ve selâmet, ölmüş olanlarına rahmet, merhamet ve mağfiret eyle! Ölenlerimizi af, bağış ve lütuf ile karşıla!

Âmîn... Âmîn... Âmîn...

Dipnotlar:
1- Sahih-i Buhârî, c.6, Savm, No: 945,
2- Buhârî, c.6, Savm, no: 944,
3- Buhârî, c.6, s.106,
4- Bedîüzzaman, Mektûbât, s. 99,
5- Bedîüzzaman, Emirdağ Lâhikası, s.183,


Kaynak

2

13.11.2007, 03:24

bu günlerde bilhassa Alevi kardeşlerimizle sıcak münasebetler kurabiliriz..hele aşure dağıtırken bilhassa onları da arayıp bulmalıyız..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir