Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
Paşaya laf etmek
Yirmi yıl kadar önce Nokta Dergisi’ndeki “izlenimler” sayfamda “ızmir yangınını” anlatmak istediğimde, Allah selamet versin Adil Özkol “yazmayın Engin Bey” demişti, “askeri istihbarat sizi kara listeye alır”...
Askerliğimi yapalı epey geçmiş olduğundan ve “yedeksubay okulundan çavuş çıkarılmak” gibi bir korkum bulunmadığından, şaşmıştım...
ızmir yangını “tabu” konulardan biriydi.
Belki de bunun için, “en koyu Atatürkçü” Falih Rıfkı Atay’ın o çok ünlü “Çankaya” adlı eserinden bile, “ızmir’i niçin yakmıştık?” diye başlayan paragraf yeni baskılarda çıkarılmış, Falih Rıfkı sansür edilmişti.
Turgut Özakman hayranları bunları bilmezler... Bizde öyle çılgınlıklar vardır ki o kitaba sığmaz.
Yeni kuşaklar aval aval bakacaklardır, “bizi ilgilendirmez” diyeceklerdir ama, eskilerden kime sorarsanız size ızmir’i Nurettin Paşa’nın yaktırdığını söyleyecektir. Meşhur “Sakallı Nurettin”... Doğru mu yalan mı, o ayrı...
Karşı çıkanlar açıklama getirsinler: Bize okullarda ızmir’i Yunan ordusunun “kaçarken yaktığı” öğretildi, oysa Yunan ordusu 8 Eylül günü çekilmiş, ordumuz şehre 9 Eylül sabahı girmiş, yangın 11 Eylül günü başlamış, 12 ve 13 Eylül günleri yayılmış, 15 Eylül günü sönmüştür.
Sıkıysa, Atatürk’ün ızmir’e girdiğinde önce Kraemer Palas oteline yerleştiğini, sonra, “yangının yaklaşması” üzerine Uşaklıgil’lerin Göztepe’deki köşküne geçtiğini ve Latife Hanım’la da o gün orada tanıştığını inkâr edin, size gülsünler.
Niçin yangında Rum, Ermeni ve Frenk mahalelleri yanıyor da Türk ve Yahudi mahallelerine bir kıvılcım düşmüyor?
Elbette yangını “şehirde gizlenmiş Yunan ordusu artıklarının” başlattığı şeklinde bir iddia da vardır ama, heriflerin “kendi soydaşlarının” evlerini yakıp Türk mahallesine hiçbir zarar vermemeleri tuhaf değil midir?
Nurettin Paşa’nın ızmir metropoliti Hrisostomos’u da Kemeraltı çarşısında linç ettirdiği söylenir.
Metropolit masum muydu? Hayır. Yunan ordusuna kucak açmıştı, fakat Osmanlı “tebaı” olduğu için hain konumuna düşmüştü ve yargılanması gerekirdi. Çok çok büyük bir ihtimalle idam kararı verilecekti.
Burada korkunç olan, linç “ettirme” eylemidir.
Nurettin Paşa daha sonra ızmit’te de Ali Kemal’i linç ettirdi.
Ali Kemal masum muydu? Hayır. Kurtuluş savaşına başından beri şiddetle karşı çıkmakla kalmamış, sürekli hakaret de etmişti. Yalnızca “yanlış ata oynamakla” kalmamış, doğru ata tekme de atmıştı. Yargılanması gerekirdi, ceza çok çok büyük ihtimalle idam olacaktı. ıstiklal Mahkemesi’nden ya beraat çıkardı ya idam.
“Basın şehidi” midir? Hayır. Linç edilmesi çirkindir.
Nitekim Atatürk de (Gazi Mustafa Kemal Paşa desem şimdi gene kızacaklar), ısmet Paşa da, Nurettin Paşa’nın yaptıklarına şiddetli tepki gösterdiler.
Basında kaç gündür süren “Ali Kemal tartışmasını” gülerek izliyorum.
Ali Kemal’e kızan ulusalcılar, Nurettin Paşa’ya laf etmeye cesaret edemiyorlar.
Çünkü “iyi sıhhatte olsunlardan” ödleri patlıyor. Memlekette demokrasi var ya, ondan herhalde...
şimdi beni kara listeye alacak olan arkadaşlar, hemen başuçlarında duran Nutuk’u açsınlar ve orada Atatürk’ün Nurettin Paşa hakkında söylediklerini okusunlar. Atatürk’ün yerden yere vurduğu bir adamı savunmak için beni kim kara listeye alacaksa alsın da tarihe bir güldürü anıtı olarak geçsin.
Bir de bana bildirsinler, Avrupa Birliği’nde “generaller eleştirilemez” şeklinde bir uygulama var mıdır? Örneğin Viyana’yı ele geçiremediği için Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya da kızamayacak mıyız?
Attila ılhan gibi bir sivil bile eleştirilemediğine göre, olsa gerek! Özür dilerim. Bütün söylediklerimi geri alıyorum.
Engin Ardıç
Akşam, 27.10.2005