Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

02.07.2006, 01:24

Hazır cevaplar :)


Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:
-“Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz” diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
-Peder ne der, kader ne der.


Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka
hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. ıkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek
gayet sakin şu karşılığı verir:

- Ben çekilirim!!


Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı Padişahı gibi sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında veziri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
-- Sen sır saklamasını bilir misin, diye sormuş.
--Vezir, Yavuz'dan cevap alacağı ümidiyle:
--Evet, Hünkarım bilirim, dediğinde; Yavuz cevabı yapıştırmış:
--Ben de bilirim.

2

02.07.2006, 15:27

çok güzel ya :) Allah razı olsun

3

02.07.2006, 15:30

Örtünmek ıçin Giyinmek

ıngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü varmış.
Davetten çıkınca, bir gazeteci sormuş:
- Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap vermiş:
- Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
:lol:

4

02.07.2006, 15:34

Karınca

Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için şeyhül ıslam Ebussud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş:
Dırahta ger ziyân etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)
Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:
Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca

5

02.07.2006, 15:44

çok güzell..Allah razı olsun :D

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

6

02.07.2006, 17:57

Alıntı sahibi ""nuraşığı""

Karınca

Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için şeyhül ıslam Ebussud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş:
Dırahta ger ziyân etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)
Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:
Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca


Çok güzel....

Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

7

02.07.2006, 23:06

Meşhur bir filozofa:
- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
fakirsiniz?
diye sorulduğunda:
- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.


ıngiliz garson, Türk müşteriye,”Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz”deyince bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış.

- Orada ne işiniz vardı?


Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşıp;

- "Üstad, Peygambere ne diye gerek duyuldu? Biz kendi yolumuzu bulabilirdik." diye sorunca Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan;
- "Ne diye vapura bindin yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş.

işte dehşet cevaplar....

8

03.07.2006, 00:05

Allah razı olsun

ya gerçekten dehşet cevap bunlarrr :lol: :lol: :lol:

9

04.07.2006, 08:46

Yolculardan biri namaz vakti geçmeden otobüs şoförüne birkaç dakika mola vermesini rica etmiş.

şoför:

- Kaza edersiniz efendim, diyerek durmak istemeyince adam cevabını vermiş:

- Ben kaza etmeden ya sen kaza edersen?

10

04.07.2006, 08:48

Materyalist öğretmen öğrencisine:

- Söyle bakalım Allah nerede? Eğer bilirsen bir portakal vereceğim.

Öğrenci:

- Siz bana O'nun olmadığı yeri gösterin, ben size bir bahçe dolusu portakal vereyim

11

04.07.2006, 08:50

Bir toplantida bir genç M.Akif küçük düsürmek için:

- Afedersiniz, siz veterinermisiniz? demis.

M.Akif hiç istifini bozmadan su cevabi vermis:

- Evet, biryeriniz mi agriyordu?

12

04.07.2006, 08:52

Bir Fransız yazar,Mehmet Akif’e:

--Kadınlarınızı evden çıkartmadığınız doğru mu? diye sorduğunda

Akif:

--Daha önceleri öyleydi, karşılığını vermiş. Fakat şimdi dışarı çıkarttık ve
bir türlü içeri sokamıyoruz.
:mrgreen:

13

04.07.2006, 08:53

Necip Fazıl'a, "Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?" diye sormuşlar. "Evet geçirir" demiş. Bunun üzerine "deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?" demişler.

Necip Fazıl, ılahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş:

- Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir.

14

04.07.2006, 08:56

Necip Fazıl Kısakürek bir topluluğa konferans verdiği sırada izleyicelerden birisi üstada salatalık diğer adıyla hıyar fırlatmış. N.Fazıl Kısakürek hiç bozuntuya vermeden hıyarı yerden almış ve birisi şahsiyetini burda düşürmüş galiba demiş

:mrgreen: :mrgreen: .....

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

15

04.07.2006, 10:12

Çok hoş ya nuraşığı sağolasın..bekleriz;)

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

16

04.07.2006, 10:19

BORU YETMEDı

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog, antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şey ikram etmek için biraz ayrılır.

Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m kadar yukarda, altındaki dizili tasların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma baslar.

Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış."

Fizikçi, "adam sobayı yükselterek konfeksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş."

Jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın tasların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış."

Matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış."

Antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş."

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.

Adam cevap verir: "Boru yetmedi."


:lol:

18

04.07.2006, 10:39

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı
yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri
ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,

Yavuz ona:

- Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir:
- Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- Bende bilirim.
:lol:

19

04.07.2006, 10:40

Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:

- Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse
budalalağı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve
seve öder.

Kral, alaylı alaylı gülerek:

- Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza
karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.
:mrgreen: :mrgreen: :mrgreen:

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir