Ateist olan biri ile islami konularda tartışırken Konu Hz. Ömer r.a. gelmişti.
ve Bana 'Adalet timsali dediğiniz Ömer ıskenderiye kütüphanesi yakıp yıkmıştır, Bunun neresi adalet ' demişti. Benimde bu konu hakkında fazla bilgi birikimim olmadığı için cevap vermekte zorlandım.Ama şu soruyu sormadan da edemedim 'ıskenderiye kütüphanesini Hz. Ömer in Yaktığına dair kanıtlar nerede söylermisin, sana kim söyledi bunu' dedim.çünkü ilk defa duyuyordum.Sonra arkadaş 'bana Tarih hocam anlatmıştı lisede' dedi.
Sonra...
Sonrasını Yavuz Bahadıroğlu Hocama sordum,
Buyrun...
ıskenderiye kütüphanesi insanlık tarihinde meydana getirilmiş olan en önemli eserlerden biridir. Eski kaynaklar, burada 900 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder. Batıda, bu kütüphanenin şehrin Müslümanlar tarafından alınmasından kısa bir süre sonra ikinci ıslam Halifesi Hz. Ömer’in emriyle Mısır Fatihi Amr ıbnül-As tarafından yakılarak yok edildiğine dair yanlış bir kanaat vardır. Aslında bu kütüphane, çok daha sonra Hıristiyanlar tarafından yakılmıştır.
Olayın aslı şudur: 391 yılında Bizans’ın Mısır Valisi Theophilos, ıskenderiye’de Mısır’ın eski din mensuplarına ait Osiris tapınağının yeri olan bir arsayı, kilise inşa edilmesi için Hıristiyanlara verdi. Burada yapılacak kilisenin temel kazıları sırasında üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıktı. Hıristiyanlar bunu bir alay konusu yaptılar. Bu olay şehirde oldukça kalabalık halde bulunan putperestleri fena halde kızdırdı ve sonunda ıskenderiye’de dini bir ayaklanma çıktı. ıki taraf çarpıştı, insanlar kitle halinde kılıçtan geçirildi. ıskenderiye Kütüphanesi’nin olduğu bölge yerle bir edildi. ımparator I.Theodosius, valiye başka büyük şehirlere göre eski dinin ıskenderiye’de hala neden bu kadar canlı olarak devam ettiğini sorunca, buna sebep olarak ıskenderiye Kütüphanesi’nin eski putperestlik kültürünü devam ettiren kitapları gösterdi. ımparator, bunun üzerine hepsinin yok edilmesini emretti. ıskenderiye Kütüphanesi’ndeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yaktırıldı ve böylece insanlık tarihinin bu eşsiz bilim ve kültür hazinesi sonsuza kadar yok oldu, dünyanın eski çağlarına ait pek çok değerli bilgi bir daha elde edilmeyecek şekilde ortadan kalktı.
Kütüphanede bazı kaynaklara göre 900 bin civarında el yazması kitap bulunuyordu ve ıskenderiye dönemin en önemli kültür merkeziydi.
Ortadan kaldırılan sadece yüzbinlerce kitap ve insanlığın binlerce yıllık bilgi birikimi değildi. Adı bu bilim yuvasıyla özdeşmiş olan birçok düşünce insanı da ya katledildiler, ya hapse atıldılar ya da kaçmak zorunda kaldılar.
Bunların en önemlilerinden biri, hiç kuşkusuz kadın filozof ve zamanının ünlü matematikçilerinden Hypatia idi.
Hypatia, ısa'dan sonra 400'lü yıllarda ıskenderiye'de yaşamıştı. Döneminde ilerici ve kiliseye aykırı düşünceleri ile tanınan bir yeni Platoncuydu.
Bu kişiliğinden ötürü ıskenderiye Kütüphanesi'nin yakılışında da ön saflarda rol almış olan Hıristiyan keşişler tarafından, 415 yılında çok vahşi bir şekilde öldürüldü. Bu nedenle o tarihten bu yana, ıskenderiye Kütüphanesi ile Hypatia'nın adı hep birlikte anılıyor.
Hypatia, Hıristiyan bağnazlığının çok tipik bir örneği olarak tarihe maloldu.
ınsanlık bilim ve kültür tarihi, yüzyıllar önce üç ünlü kütüphanenin yok olması sonucunda bir daha yerine getirilmesi imkansız büyük kayıplara uğramıştır. Bunlar Bağdat, Buhara ve ıskenderiye kütüphaneleridir.
750-1258 yılları arasında hüküm süren ve Abbasiler devrinde, başta Aristoteles, Platon ve Sokrates olmak üzere eski Yunan düşünürlerinin, Süryani yazarlarının eserlerinin Arapça’ya çevrilmesiyle birlikte çok parlak bir bilim ve kültür hayatı doğmuş, Bağdat’da kültür, bilim ve felsefe ağırlıklı eserlerle dolu dünyanın en büyük kütüphanesi meydana gelmiştir. Abbasiler devrine son veren Moğol Hakanı Hülagü, Bağdat’ı aldığında göçebe kültürünün içgüdüsel davranışı ile ilk olarak Bağdat Kütüphanesi’ndeki tüm eserleri Dicle nehrine atarak yok etmiştir. Hepsi el yazması olan kitapların mürekkeplerinin, Dicle’nin sularının haftalarca bulanık akmasına yol açtığı bilinmektedir.
Cengiz Han ise "Biz asker milletiz, silaha ihtiyacımız var, kitaba ihtiyacımız yok" diyerek Buhara ve Semerkant kütüphanelerini yaktırmış, binlerce yazma eseri yok ettirmiştir.
"Oku" emriyle başlayan bir kitaba (Kur'an) inanan müslümanların kitap yaktırması mantığa da uygun değildir.
Meğerse bu lise hocası Hz. ömerin kürtlere zulüm yaptığını iddia eden ve ideolojisi uğrunda Hz. Ömer' e iftira atan bir insanmış. Ayrıca Tarih Bilimi incelendiğinde böyle bilgi rastlanmamaktadır. Ve bu düşüncedeki insanlar öğrencilerin beynini yıkamaya devam ediyorlar.çünkü öğrenciler gözünde öğretmenlerin her söylediği doğrudur ve öğrencilerin gözlerinde öğretmenler hep bir örnek teşkil etmektedir ve ne yazık ki bu tip öğretmenler ideolojilerini rahatlıkla aşılamaya devam ediyor. Özellikle bir Öğreticinin böyle birşeyi yapması çok üzücü birşey...
Selam ve dua ile...
