Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

25.12.2009, 11:37

Mahiyetinin anlaşılmasından korktular

Mahiyetinin anlaşılmasından korktular

Mustafa Kemal`in karakteristik kişiliği, fikir ve inanç yönü ile gerçek dünya görüşünün en önemli tanığı, belki de birinci derecedeki şahidi Latife Uşşaki Hanımdır.
Çünkü, M. Kemal`in gerek şahsi hayatında, gerek dünya görüşünde, gerekse devlet ve toplum hayatına yönelik uygulamalarında görülen en büyük değişim, dönüşüm ve inkılap hareketleri, Latife Hanımla evli olduğu o kısacık dönemde yaşandı.

Dolayısıyla, yurt seyahatlerine varıncaya kadar Kemal Paşa ile hayatın hemen her safhasını yaşayarak paylaşan eşi, elbette ki onun en yakın ve en inandırıcı şahidi durumundadır. Buna göre, Latife Hanımın tuttuğu günlük notları, hatıra mektupları ve muhafaza ettiği sair belgeler, M. Kemal`in şahsiyeti ve fikri mahiyeti hakkında sağlıklı bilgiler sunacak birer delil ve ispat niteliği taşıyor.

İşte, bütün bu bilgi ve belgelerin tam da açıklanma ve kamuoyunu aydınlatma ihtimali belirmişti ki, yarasa tabiatlı kişilik meddahları yaygarayı bastılar ve bu aydınlanma unsurlarının önüne simsiyah bir perde çektiler. Açıklama ve aydınlanma, böylece meçhul bir zamana ertelenmiş oldu.
* * *
Evet, Latif Hanım ile M. Kemal Paşanın evliliği, Cumhuriyetin ilanından ta aylar öncesine gidip dayanıyor. Yani, M. Kemal`in, kendi iç dünyasında saklı tuttuğu değişikliklerden, inkılaplardan henüz ortada eser yok. Evliliklerinin gün ve tarihi, 29 Ocak 1923`tür. Boşanıp yollarını ayrılmaları ise, 5 Ağustos 1925`te gerçekleşti. Aradan sadece iki buçuk yıl kadar kısacık bir zaman geçmiştir. Evet ama, Mustafa Kemal`in gerek şahıs, gerek toplum hayatında ve gerekse devlet idaresinde en etkili rolü oynadığı `ilke ve inkılaplar` da, yine bu dönemde ilan edilip tatbikata kondu.

Özetle: Cumhuriyetin ilanı, Lozan Konferansının II. Celsesi ve neticesinin yankıları, Meclisteki grup çekişmeleri, Ankara`daki faili meçhul cinayetler, ilk anayasanın hazırlanması, Hilafetin kaldırılması, son halife ile birlikte bütün Osmanlı neslinin sınır dışı edilmesi, medreselerin kapatılması, Şer`iye ve Evkaf Vekaletinin lağvedilmesi, binlerce kişinin hapis ve idamına yol açan `şapka inkılabı`nın yapılması, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulup kapatılması, Şeyh Said Hadisesinin meydana gelmesi gibi önemli hadise ve gelişmelerin tamamı, işte bu kısacık dönemde, yani 1923 ile 1925 yılları arasında yaşandı.

Ve, bütün bu gelişmelerin M. Kemal`den sonra birinci derecedeki tanığı, onunla hayatının hemen her safhasını yaşayan eşi Latife Hanımdır. Dolayısıyla, onun not ederek yazdığı ve ayrıldıktan sonra 50 yıl boyunca yanında sır gibi sakladığı bu yığın yığın bilgi ve belgeler, elbette ki pek büyük bir değere sahiptir. Belgelerin değerini iki yönden düşünmek gerekiyor:

Biri, M. Kemal`in şahsi ve fikri mahiyetinin anlaşılması bakımından. Diğeri ise, yakın tarihe tanıklık edecek belge niteliği taşımaları açısından. İşte, bu iki önemli noktanın aydınlığa kavuşmasını istemeyen, özellikle de Mustafa Kemal`in mahiyetinin anlaşılmasından korkanlar, koparttıkları bir kızılca kıyamet ile bu işe çomak soktular ve tarihin gerçek şahidi olacak belgelerin, demir kasalarda bir müddet daha hapis kalmasını sağlamış oldular.
* * *
Peki, bu durum hep böyle mi sürüp gidecek? Elbette ki değil. Günün birinde, bütün bu korku duvarları, evham bariyerleri aşılacak ve belgelerle birlikte yakın tarihteki etkili şahsiyetlerin gerçek mahiyeti de gün yüzüne çıkmış ve ortalık biraz daha aydınlanmış olacak. Tabii, bu gibi konuları tabulaştırarak adeta dokunulmaz kılan yarasa tabiatlılar da, aydınlanmadan ürkecekleri için, muhtemelen ortalıkta görünemeyecek ve izbelere doğru kaçıp sıvışacak yer arayacaklardır.

Livaneli, meğerse şaka yapmış Olaylı kurultayın (CHP) potansiyel parti başkanı adaylarından Zülfü Livaneli, kendi ifadesiyle `Kanlı bıçaklı, bol küfürlü, çevik kuvvetli CHP kurultayından sonra `CHP böyle devam edip de Atatürk`ün adına leke süreceğine vakfa dönüşsün daha iyi!`` demişti ya, meğerse aslında şaka yapmış imiş. Konuya açıklık getirmeye çalıştığı dünkü yazısında, bu şakasına mesnet yaptığı meslektaşı Çetin Altan`ın şu sözüyle giriş yapıyor: `Bu ülkede sakın şaka yapmayın, ciddiye alırlar.`
05.02.2005
E-Posta: latif@yeniasya.com.tr

Bu konuyu değerlendir