Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.03.2005, 21:59

Kendi Gözümüzü Görebilmek...

Hangi aynalar gösterebilir?

ınsanların icat ettiği en mükemmel dijital kameranın bile, yanında çok basit bir oyuncak gibi kaldığı göz mucizesinin anatomik yapısını incelerken; bu muhteşem organı kusursuz yaratan ve karanlık dünyamızı aydınlatan gözümüzün gerçek sahibini de bir an olsun hatırdan çıkarmamalı…

Teknoloji neyi taklit ediyor?

Teknoloji aslında yaratılmış ve emrimize sunulmuş örneklerin taklitlerinden ortaya çıkmaktadır. Kuşları görmesek uçağı, balığı görmesek denizaltıyı, hayvanları görmesek otomobili yapabilir miydik? Mikroskop da öyle. Teleskop, stereomikroskop, fotoğraf makinası, kamera, gözlük gibi pek çok âlet de, örneklerine, meselâ “göz”e bakılarak üretilebiliyor ancak… Asıl anahtar parçalar; ışınları toplayan göz merceği, ışığın şiddetine göre açılıp kapanan iris ve karanlık oda kısımları değil midir?

Hiçbir yumuşakça veya böceğin gözü kendi kendine evrimleşip insan gözü haline gelemez.

Kısaca hatırlayalım mı?

Küre şeklinde, hem sağlam, hem de esnek ve çok tabakalı, kapalı bir kapsül görünümündedir gözümüz.

Çapı 25 milimetre kadar. En dışta, yoğun bağ dokusundan yapılmış olan ve adına “sclera” denilen sert tabaka vardır. Böylece gözümüz korunmaya alınmıştır.

Bunun altında beslemeyi temin eden kan damarları gizlenmiştir-damar tabaka yani.

En içte “retina” denilen, ışığa hassas asıl alıcıların bulunduğu en kıymetli bölüm yer alır. Küre şeklindeki ana gövdenin ön tarafı biraz dışa doğru bombeleşmiş şekildedir. Işığı geçirebilsin diye de sert tabakanın ortası saydamlaştırılmıştır.

“Göz akı” dediğimiz bölüm ise gözün kurumasını engelleyen ıslaklığı temin eder-üstelik hiç durmadan.

Ön tarafta şişkinliğin arkasında bir odacık mevcuttur; arkasında da büyük odacık. Her ikisinin arasında ise göz merceği vardır.

Ön odacıkta özel bir sıvı ve gözün renkli kısmını teşkil eden iris vardır. Ortadaki kara delikten girecek ışığın miktarını ayarlamak için büzülüp genişleyebilecek bir perde sistemi bulunur. Bu perde sistemi, kuvvetli ışıkta ânında daralarak fazla ışığın girmesini önlerken, karanlıkta daha fazla ışık için genişler. Uzağı ve yakını görmemizi sağlayan şey ise uyumu gerçekleştiren merceği askıda tutan minnacık bağlardır.

Satırlar yetmez muhteşem organımızı anlatmaya...

Ama biz onunla baktığımız halde, onun olağanüstü işlevlerini yaşadığımız halde, günlük koşuşturmacalar sırasında bu muhteşem güzelliği, bu harikulâde sistemi, bu mükemmelliği unutabiliyoruz..

Veya hiç hatırlayamıyoruz. Yahut da farkına varamıyoruz..

Gözümüzü görebilsek, görmeyi anlayabilsek, bakmayı bilebilsek keşke…

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir