Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

30.08.2003, 07:14

Hasta ziyareti ve Adabı

Hastalık hali, insanın garibleştiği, hassaslaştığı bir durumdur. Ölüm, her zaman hatırındadır. Hastanelerin hüzünlü bir havası vardır. Hele hastalık uzun sürmüşse, hastanın morali daha çok bozulur. Dost ve akrabalarının yanında olmasını, kendisini arayıp sormalarını, ziyaret etmelerini ister. Bu ziyaret sebebiyle insanların dertlerine ortak olunması, insanların birbirlerini arayıp sorması Cenab-ı Hakk'ın da hoşuna gittiği için, ziyaretçiye rahmetini ihsan ediyor; cennetini ikram ediyor. Peygamber Efendimiz (sav), bu durumu bildikleri için, hastaların ziyaret edilmesini tavsiye ediyorlar:

1. Bir kimse hasta ziyaretine gitse, hastanın yanına oturuncaya kadar rahmet deryasına dalmış bir halde gider ve orada rahmete gömülür. (1)
2. Allah-u Zülcelal Hazretleri, hasta ziyaret eden kimse için, yetmiş bin meleği istiğfara memur eder; ertesi günün aynı vaktine kadar. (2)
3. Herhangi bir adam, bir hastayı ziyarete gidince, Allah'ın rahmetinde yüzer ve onun yanında oturunca da bu rahmete gömülmüş hale gelir. (3)
4. Hastayı yoklayan kimse cennet bahçesindedir ve onun yanına oturduğunda ise, Allah'ın rahmeti kendisini sarar. (4)
5. Hiç bir Müslüman yoktur ki, hasta bir Müslümanı sabahleyin ziyaret etsin de, akşama kadar yetmiş bin melek ona dûa ve istiğfar etmesin; ve akşam gidene de sabaha kadar yetmiş bin melek dûa ve istiğfar etmesin. O kişiye cennette bahçe verilir. (5)
6. Bir kimse hasta yoklamaya rahmet içinde gider ve oturduğunda rahmete gömülür ve onun için yetmişbin melek istiğfar eder. Eğer gündüzün evvelinde hastayı ziyaret etmişse, yetmişbin melek akşam oluncaya kadar onun için istiğfar eder. Eğer onu gündüzün sonunda ziyaret ederse, sabah oluncaya kadar yine yetmiş bin melek kendisi için istiğfar eder. Denildi ki: "Ya Rasulallah, bu ziyaretçiye; peki hastaya ne var?" Buyurdu ki: "Bunun kat be katı!.." (6)
7. Adam kardeşine hasta ziyaretinde bulunduğu veya onu sırf Allah rızası için ziyaret ettiğinde, Allah o kimse için söyle buyurur: "Pek güzel ettin. Gidişin de güzel oldu, cennette de kendine bir menzil hazırlamış oldun." (7)

Hastayı ziyaret eden kimsenin ne yapması gerektiği de şöyle anlatılıyor:

1. Hastayı yoklayan kimse Allah-u Zülcelal Hazretleri'nm rahmetinde yüzerek gelir ve yanma oturduğunda rahmet onu kaplar. Elini hastanın eline veya başına koyup, "Nasılsın?" diye sorması ise, ziyaretin tamamlanmasıdır. Sizin selamlaşmanızın tamamlanması ise aranızda musafaha ile olur. (8)
2. Sizden birisi bir hastayı ziyaret ettiğinde, onunla musafaha yapsın ve elini hastanın alnına koyarak nasıl olduğunu sorsun; onun için şifa ve uzun ömür dileğinde bulunsun. Ondan kendisi için de dûa etmesini istesin; zira, hastanın dûası meleklerin dûası gibidir. (9)
3. Hastanın yanma girdiğiniz vakit, eceli hakkında kendisini tenfîs edin, iyileşeceğini söyleyerek kederini dağıtın! Gerçi bu, hiç bir şeyi önlemez ama, onun gönlünü hoş eder. (10)
4. Hasta veya ölünün yanında bulunduğunuz zaman hayır söyleyin; zira, sizin söylediklerinize melekler amin derler. (11)
5. Bir kimse, eceli gelmemiş bir hastayı ziyarete gitse ve yanında yedi kere: (Es'elullahel azîm, rabbel arşil azîm en yeşfiyek) "Azametli Allah'tan, arşın yüce Rabbinden sana şifa vermesini dilerim" diye dûa etse, Allah onu bu hastalıktan afiyete kavuşturur. (12)
(Burda hasta için dûa edilmesi; her türlü tedaviye baş vurduktan sonra, gerçek şifa vericinin Allah olduğunun hatırlanıp, ondan yardım istenmesi tavsiye ediliyor.)
6. Hastayı ziyaret edin ve kendinize ondan dûa taleb edin! Zira, hastanın dûası makbuldür ve günahı mağfurdur. (13)
(Bu hadis-i şerifte ise, hastanın günahlarının affedilmiş olduğu ve dûasının Allah tarafından kabul edilebileceği bildiriliyor ve hastadan dûa istenmesi hatırlatılıyor. Bu da Cenab-ı Hakk'ın hastaya ve ziyaretçiye bir ikramıdır.)
7. Hastayı ziyaret edin, davete icabet edin! Hasta ziyaretini seyrek yapın; dalgınsa ziyaret istemez. Ziyaret üç günden sonradır; en hayırlısı da hastanın yanında kısa kalmaktır. Taziye ise bir defadır. (14)
8. Hasta yoklamanın en efdali, hastanın yanından çabuk kalkmaktır. (15)

Bu hadis-i şeriflerde hasta ziyaretinin seyrek olması ve kısa olması isteniyor. Hastanın bir sıkıntısı olabilir, uyumak ister, bir şeyler yemek ister, ızdırap çekiyor olabilir ... vs. Onun için hastanın yanında fazla kalmamak gerekir. Sık sık ziyaret etmek de hastayı bıktırabilir. Üç günden sonra ziyaret edilmesi ise, hastalığının teşhis edilmesi içindir. Hastalık bulaşıcı olabilir veya ziyaret edilmesi yasaklanan bir hastalık olabilir. Bazan da, önemsiz bir hastalık olur, üç güne kadar iyileşebilir.
Günümüzde hastanelerde, belli günlerde ve belli saatlerde hasta ziyaretine izin verilmektedir. Bu ziyaretler bir taraftan hastayı memnun ederken, öbür taraftan aşırı kalabalık ve uzun süre hasta yanında kalınması hastayı rahatsız etmektedir. Bir kısım ziyaretçiler ise, hastalıkla ilgili kötü örnekler anlatarak hastanın moralini bozabilmektedir. Hadis-i şeriflerdeki tavsiyeler ne kadar güzel ve ne kadar yerindedir.


Dipnotlar :
Süneni Tirmizî : (10) c.3 s.466
Ramuzel-Ehadis : (1) s. 429/14 , (2) s.95/2 , (3) s. 178/4 , (4) s. 314/8 , (5) s. 388/4 , (6) s. 429/16 , (7) s. 54/10 , (8) s. 314/9 , (9) s. 45/1 (11) s. 42/10 , (12) s. 429/15 , (13) s. 320/8 , (14) s. 320/7 , (15) s.77/9

2

26.11.2007, 23:39

Alıntı

Ziyaret üç günden sonradır;

nasıl yani? 3 gün içinde iyileşene ziyaret yapılmaz mı?

3

30.11.2007, 17:01

çok güzel bir paylaşımdı, doğrusu bunları bilmiyordum.. Allah razı olsun.

evet, Ruhefza hanıma katılıyorum, o cümle benimde kafama takıldı!

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir