S'a. Ankara Abdülkadir Özkan Vakıflarından mehmed karadal kardesimiz 12 saat gaz sızıntısına maruz kalarak sekir halinde yattığı hastanede Hz. Mevlana'nın
Hakka Yürüdüğü Şeb-i arus (düğün günü) günü Hakka vuslat
etmiştir...Vuslat gününe tevafuk etmesi mehmed kardeşimiz için büyük
bir müjdedir.inna lillahi ve ileyhi raciun.fiemanillah
BAŞET
HALİL USLU VUSLAT GECESİ VE ŞEB-İ ARUS
Her şeyin bir vuslatı yani bir kavuşma anı ve zamanı vardır.Esasında
vuslat sevgiyi ve hasreti içine alan kavuşmadır,çünkü çok kavuşmalara
vuslat denilmez,bilakis gelindi gidildi gittiler geldiler manasında
konuşulur.Bunun için kelime telefuzu dahi manayı deruhte etmesi
lazımdır.736 yıl önce Konya’mızdan Hakka vuslat eden büyük İslam
mutasavvıfı Hz.Mevlanadaki bu vuslat, gerçek manada bir vuslattır.Yani
ölümü korkutmaktan ziyade Hz.Allaha kavuşmanın gerçek vuslat olduğunu
açıklamaktadır.Bu açıklamada onun ne kadar derin gönül iklimlerine ve
ilimlere hakim olduğunun bir gerçeğidir.
Gönüller Sultanı Mevlanâ Celaleddin-i Rumi hasta yatağında yatarken
,etrafındaki talebe ve ailesine şu beyitleri okur ve “düğün gecesi
“dediği Şeb-i Arûs’ u anlatır:
-Benim için ağlama ,yazık vah vah deme.Eyvah demenin sırası şeytanın tuzağıdır.
-Cenazemi toprağa gömdüğün an,ayrılık deme.İşte o zaman benim kavuşma anımdır.?
Hakka vuslatından kısa bir zaman öncesinde Azrail Aleyhisselâmı görür ve Farisi bir beyit ile şu hitabede bulunur ve der ki :
“Pişiter pişiter ey cân’ı men,peyk-i der-i hazreti sultanı men”
( Yakına gel ey benim canım ,Ey benim Sultanımın habercisi)
Bir yanda vefat, bir yanda düğün.Hatta o koca Sultan “yemekler yapın
misafirleri ağırlayın “ diyor.Çünkü ebedi aleme gitmeyi düğün kabul
ediyor..
17 Aralık 1273 tarihinde hakka vuslat eden Hz.Mevlananın sene-i
devriyeleri gençliğe ve insanlara ışık tutacak şekilde olmalı ve onun
için ne lazımsa yapılmalıdır.Aynı gün bütün Türkiye’de 80 bin camide
mevlid-i şerifler ,Cuma hutbeleri ve milyonlarca hatm-i şerifler hayata
geçmeliydi.İhtifalleri resmi hale getiren makam ve zatlar bunu
yapmalı.Fakat genişleyen muazzam gönül ve hizmet denizinde hatimler ve
mevlidler gerçek Mevlana dostları tarafından bazı mahfelerde icra
edilmektedir.Bilhassa 17 Aralık ikindi namazına müteakip müze haline
getirilen hz. Mevlana dergâhında yapılan program Hz.Mevlana vuslat
haftasının kalp ve mihenk noktasındır.Cemaatin ism-i azam duası
görülmeye değerdir.
Aynı gün ve zamanda Türkiye’den ve dış dünyadan gelen Mevlana hayranı
Müslümanlar ve yeni Müslüman olmaya çalışanların feryatları ve göz
yaşları vuslatın manaların açıklamaktadır. Vuslat programları, insanın
içine bambaşka ufaklar açmakta ve nağmeler sunmaktadır.Esasında bu nevi
bir araya gelmenin faydaları irşada ve tenvire çok vesile
olunmaktadır.Aslında mazide hep böyle olmuştur ,şimdide kısmen vardır.Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, mer*kezi Konya olan Mevlevî dergâhlarının, Or*tadoğu, Fars diyarı, Balkanlar, Avrupa ve Afrika'nın bazıülkelerinde şube mânâsında dergâhlar vardı. Metod ve prensipler her yerde aynı idi.Mevlevî tekyelerinde çoğun*lukla sükûnet hakimdir, konuşmalar daima yumuşak sesle olur ve sema ayinlerinden. sonra hiç konuşulmaz.
2007 yılında UNESCO’nun dünya devletlerinde Hz.Mevlanayı anmasından
sonra bu yılki resmi programlarda daha çok izdihama neden oldu.Fakat
kültür bakanlığı 1 ve 17 tarihleri arasında yapılan anma programlarını
uzatacağına kısaltarak 7-17 tarihleri arasına sıkıştırmıştır.Son
gelişmelere göre fevkalade yanlıştır.Çünkü icrada bulunan zevatın
kısm-ı azamı devlet sanatçılarıdır.Bir ay böyle geçse ne gibi külfet
olacaktır? Herkes görse herkes bilse ve son “Şeb-i arus” gecesi siyasi
konuşmalara yer verilmez ise neyi kaybederiz.UNESCO ya ayak uydurmak
lazımdı.Bazan düşünüyor ve yukarı satırlarda da ifade ettim ;bizler
gerçek manada Hz.Mevlanayı biliyor muyuz ? ve onu anıyor muyuz?
Hz.Mevlananın 66 yıllık ömrünün 5 büyük eserin kanaatimce ve hakikatçe
en emsalsiz sözü ile bu yazımızı naktalıyalım.
“Men bende-i Kur’anem eğer can darem. Men hak-i rehi Muhammed muhtarem
Eğer nakl-i küned cüz in kes güftarem. Bizarem ezü vez an sühan bizarem.”
“Canım var olduğu müddetçe Kur’anın kölesiyim Hz.Muhammedi’n“sav” yolunun tozuyum.
Kim bu sözümden başka söz nakl ederse,O sözden de ve onu söyleyenden de şikayetçiyim.”