Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.07.2008, 12:51

Büyük Mücahid: Rahmetli Zübeyir Gündüzalp

“Zübeyir, bana bir kahve yap, diyeceğim. Onları burada bekleyeceğim, kaçmayacağım!”

Bu sözü hatırlattıran bir hatıra, 1971 senesinde zuhur eden hadiseler hengâmında vefatıyla dehşetli hadiselere kendini siper eden kahraman bir ruhun manevî şehit hükmünde dâr-ı bekaya irtihal etmesidir.

Hangi hatırayı yazacağımı da bilemiyorum. Zira 10 sene kadar, Afyon hapsinden sonra muazzez Üstadımızın hizmetinde, seyahatinde, neşriyatta ve Ankara’da beraber bulunduk. Ve 10 sene de Hazret-i Üstadın irtihalinden sonra rahmet-i ılâhiye ile nihayetsiz acz ve fakrımıza rağmen tevdi edilen hizmet-i Nuriyede yan yana, aynı ruh manasında binler fedakâr halis kardeşlerimizle beraber çalıştık.

Evvelâ Cenab-ı Haktan vaki olan kusurumuzu af buyurmasını niyaz ile rahmet ve kereminin tecellisiyle ebedî kudsî rızasını dileriz.

Bu zamanlarda, bu kahraman hadim-i Nur, hakikaten müstesna bir feragat ve fedakârlık ile hayat sürmüştür. Üstadımızın zamanındaki ve yanındaki aynı fedakârlığı ile millet, memleket ve ıslâm için yaşamak demek olan hizmet-i Nuriye içinde kalmış, evi ocağı, dostu arkadaşı, sevinci eğlencesi hep Nur-u Kur’an hakikatleri, dersleri olmuştur. Bu zamanda binde bir insanda bulunmayan harika bir sadakati, Üstadından aldığı derse ittiba ile izhar eyleyen ve talebe-i ulûm şerefini kazanan bu bahtiyar insan, 17 sene sonra Hazret-i Üstadın ihbarıyla şehit olarak hayatını hüsn-ü hatimeyle kapamıştır.

Yazımın başındaki cümlenin sebeb-i suduru şöyleydi:

Bir zaman Isparta’da Hazret-i Üstadın huzurunda, Nur’un dersinde idik. Hizmet-i Kur’aniyede sadakat ve Allah’a güvenmek, itimat etmek gibi meseleler münasebetiyle Hazret-i Üstad buyurdular ki:

“Kardeşlerim! Meselâ ıngiliz, Fransız, Rusya, üçü ittifak ederek Londra’da toplansalar ve karar verseler ki, ‘Bu Said Nursî, Anadolu’da bizim mesleğimizin revacına meydan vermiyor. Dini ortadan kaldırmak davamızı, eserleriyle kırıp esasından bozuyor. Ne yapıp yapmalıyız, bu Said’in vücudunu ortadan kaldırmalıyız.’ diye karar verip ve benim de şimdi Isparta’da olduğumu kat’î haber alarak bulunduğum bu evi bombalamak için tayyarelerini buraya doğru gönderseler, ben de şimdi kat’î haber alsam ki geliyorlar –bu esnada Üstad bacak bacak üstüne atıp– ‘Zübeyir, bana bir kahve yap, diyeceğim. Onları burada bekleyeceğim, kaçmayacağım!’ demişti.”

Bu suretle harika sadakatin ve fedakârlığın, maddî harika bir tesir icra ettiğini ifade buyurmuşlardı. Ve Allah (c.c.), kendi davası ve rızası uğrunda cansiperane gayret ve sadakat gösterenlerin bu fiilî dualarını reddetmeyeceğini, bu fıtrî kanunun her şeye rağmen yaşayacağını, mağlûp edilemeyeceğini, ihlâs ve samimiyet ile bir hakikate gönül verenlerin, bahusus o hakikat kâinatta cereyan eden ılâhî kanunlar gibi makul, müsbet ve müdellel hikmet düsturları olsa, hiçbir cihetle sökülemeyeceğini; çünkü Kur’an-ı Hakîmin, kâinatta cereyan eden hadiselerin ve zamanın satırlarında yazılan fıtrat eserlerinin dile gelmiş bir ifadesi olduğunu, hatta ve hatta şimdi “müsbet ilim ve fen” dedikleri meselelerin esaslarının da Kur’an-ı Hakîmin lisan-ı semavîsiyle kâinatta daima ilân edildiğini, Nur Risalelerinin ihtiva ettiği bahis ve mevzuların güneşin vücudu gibi kat’î ve ziyası gibi parlak ve harareti gibi hayatbahş olduğunu ve talebelerin de gayet muhkem ve sağlam hakikatlere dayandıklarını beyanda bulunmuşlardı.

Merhum, mübarek kahraman ruhun ardından şimdilik yalnız bu tek hatıra ile iktifa edip Cenab-ı Erhamürrahîminden kendisine Nur’un bütün okunan ve yazılan harfleri adedince ruhuna rahmetler yağmasını niyaz eder, bütün ehl-i iman kardeşlerine sabr-ı cemil ile hizmet-i Kur’aniyede hikmete uygun gayret ve muvaffakiyetler dileriz.

(13 Nisan 1971, ıttihad gazetesi)



"Nur'a Adanan Bir Ömür: Zübeyir Abi" kitabından

2

27.07.2008, 13:34

hoşgeldiniz mektup86..

yazı için Allah razı olsun ama mevcut bir başlık vardı.. onun altında yazsaydınız daha şık olurdu...

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtop…r+g%FCnd%FCzalp
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir