Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.10.2006, 19:24

İhlas risalesinden

Mühim ve müthiş bir sual: Neden ehl-i dünya, ehl-i gaflet, hattâ ehl-i dalâlet ve ehl-i nifak rekabetsiz ittifak ettikleri halde, ehl-i hak ve ehl-i vifak olan ashab-ı diyanet ve ehl-i ilim ve ehl-i tarikat, neden rekabetli ihtilâf ediyorlar? ıttifak ehl-i vifakın hakkı iken ve hilâf ehl-i nifakın lâzımı iken, neden bu hak oraya geçti ve şu haksızlık şuraya geldi?

Elcevap: Bu elîm ve fecî ve ehl-i hamiyeti ağlattıracak hadise-i müthişenin pek çok esbabından, yedi sebebini beyan edeceğiz.

BıRıNCıSı

Ehl-i hakkın ihtilâfı hakikatsizlikten gelmediği gibi, ehl-i gafletin ittifakı dahi hakikattarlıktan değildir. Belki ehl-i dünyanın ve ehl-i siyasetin ve ehl-i mektep gibi hayat-ı içtimaiyenin tabakatına dair birer muayyen vazife ile ve has bir hizmet ile meşgul taifelerin, cemaatlerin ve cemiyetlerin vazifeleri taayyün edip ayrılmış. Ve o vezâif mukabilindeki alacakları maişet noktasındaki maddî ücret ve hubb-u cah ve şan ve şeref noktasında teveccüh-ü nâstan alacakları Haşiye1 mânevî ücret taayyün etmiş, ayrılmış. Müzâhame ve münakaşayı ve rekabeti intaç edecek derecede bir iştirak yok. Onun için, bunlar ne kadar fena bir meslekte de gitseler, birbiriyle ittifak edebilirler.

ehl i dünya rekabetden müstagnilermidir bir veznedar banka müdürünü kıskanamazmı veya iki banka memurunun aralarında rekabet denen yarış yokmudur burda anlatılmak istenenler ne olabilir

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

05.10.2006, 23:10

Re: ihlas risalesinden

Alıntı sahibi ""karatoprak1975""



ehl i dünya rekabetden müstagnilermidir bir veznedar banka müdürünü kıskanamazmı veya iki banka memurunun aralarında rekabet denen yarış yokmudur burda anlatılmak istenenler ne olabilir


ehl-i dünyanın arasındaki rekabet ehl-i diyanete nazaran daha az... çünkü ehl-i diyanetin amacı ve hedefi yukarıda anlatıldığı gibi bir noktaya, bir konuma bakıyor... ama ehl-i dünyanın işleri taayyün ettiğinden rekabet fazla olmaz...dediğin gibi belki veznadar banka memurunu kıskanabilir ama bu diğer daireye nazaran çok dar kalıyor... çünkü ehl-i dinin baktığı nokta bir... hepsinin amacı bir...aynı hedefe odaklanmışlar... ama ehl-i dünyanın öyle değil ki...aynı iş yerinde aynı işi yapsalarda hizmetlerinin karşılığını alıyolar, teveccüh yine herbirisine yönelik oluyor... hem maddiyattan olduğundan birbirlerine yardıma ihtiyaç duyuyorlar.. ama ehl-i diyanet bir işe kalkıştığında arkadaşına, kardeşine güvenmiyor, Allah' a güveniyor bir derece izzetini takınıyor tam aczini hissetmiyor...o yüzden arkadaşlarına, kardeşlerine sımsıkı sarılmıyor(sarılması gerekirken)

şu an için aklıma bunlar geldi aslında ihlas risalesinin tamamı birden okununca insanın aklında soru kalmıyor...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

3

06.10.2006, 03:56

açıklamalarınız için teşekkür ederim


sanırım birde ehli dünya bir birlerinin çalışmalarını

takdir ederlermiş sebebi ise karşıdaki adam bu nefs

okşamasından dolayı daha fazla çalışsın



kendisinin ise yükü hafiflesin tam telaffuz edemedim ama


risale i nurun bir yerinde buna yakın sözler geçiyordu

4

06.10.2006, 08:23

Alıntı

Eski arkadaşlarımızdan bir adamın, bir adama karşı adâveti vardı. O adamın yanında senâkârâne onun düşmanı amel-i salihle, hattâ velâyetle tavsif edildi. O adam kıskanmadı, sıkılmadı. Sonra birisi dedi:

"Senin o düşmanın cesurdur, kuvvetlidir."

Baktık ki, o adamda şiddetli bir kıskançlık ve bir rekabet damarı uyandı. Ona dedik:

"Velâyet ve salâhat hadsiz bir hayat-ı ebediyenin pırlantası gibi bir kuvvet ve bir yüksekliktir. Sen buna bu cihette kıskanmadın. Dünyevî kuvvet öküzde ve cesaret canavarda dahi bulunmakla beraber, velâyet ve salâhate nispeten, bir âdi cam parçasının elmasa nispeti gibidir.

"O adam dedi ki:"

Bir noktaya, bir makama ikimiz bu dünyada gözümüzü dikmişiz. Oraya çıkmak için basamaklarımız da kuvvet ve cesaret gibi şeylerdir. Onun için kıskandım. Âhiret makamâtı hadsizdir. O, burada benim düşmanım iken, orada benim samimî ve sevgili kardeşim olabilir.



şimdi ehli din bir birlerini dünyevi noktadan degilde dini noktadan kıskanıyorlar hatta bir birlerine sataşabiliyorlarda yukarda anlatılmak istenen ince nokta nedir

5

06.10.2006, 16:48

Alıntı sahibi ""karatoprak1975""

Alıntı

şimdi ehli din bir birlerini dünyevi noktadan degilde dini noktadan kıskanıyorlar hatta bir birlerine sataşabiliyorlarda yukarda anlatılmak istenen ince nokta nedir


devamını okuyunca bu soru cevaplanıyor gibi geldi bana bi okuyalım inşallah dikkatle :)

Alıntı

Ey ehl-i hakikat ve tarikat! Hakka hizmet, büyük ve ağır bir defineyi taşımak ve muhafaza etmek gibidir. O defineyi omuzunda taşıyanlara ne kadar kuvvetli eller yardıma koşsalar daha ziyade sevinir, memnun olurlar.

Kıskanmak şöyle dursun, gayet samimî bir muhabbetle o gelenlerin kendilerinden daha ziyade olan kuvvetlerini ve daha ziyade tesirlerini ve yardımlarını müftehirâne alkışlamak lâzım gelirken, nedendir ki rekabetkârâne o hakikî kardeşlere ve fedakâr yardımcılara bakılıyor ve o hal ile ihlâs kaçıyor?

Vazifenizde müttehem olup, ehl-i dalâletin nazarında, sizden ve sizin mesleğinizden yüz derece aşağı olan, "din ile dünyayı kazanmak ve ilm-i hakikatle maişeti temin etmek, tamah ve hırs yolunda rekabet etmek" gibi müthiş ithamlara mâruz kalıyorsunuz?

Bu marazın çare-i yegânesi: Nefsini itham etmek ve nefsine değil, daima karşısındaki meslektaşına taraftar olmak...

6

06.10.2006, 16:52

nuraşıgı eyvallahın var :)

7

06.10.2006, 19:59

yine aynı konunun devamındaki bölüm çok etkiledi beni o kısmıda yazayım inşallah..

Alıntı

"Eğer bir mes'elenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına tarafdar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdır." Hem zarar eder. Çünki haklı çıktığı vakit o münazarada bilmediği bir şeyi öğrenmiyor, belki gurur ihtimaliyle zarar edebilir. Eğer hak hasmının elinde çıksa; zararsız, bilmediği bir mes'eleyi öğrenip, menfaatdar olur, nefsin gururundan kurtulur.

Demek insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor. Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip, tarafdar çıkar, memnun olur.

ışte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarîkat, ehl-i ilim kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanırlar. Ve vazife-i uhreviyelerinde muvaffak olurlar. Ve bu feci sukut ve musîbet-i hâzıradan Rahmet-i ılâhiyye ile kurtulurlar.

kardeşler mükemmel yaa öyle değil mi!!!

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

8

06.10.2006, 20:39

amenna ve saddakna...üstad çok güzel açıklamış... çok okumak lazım!...Allah razı olsun..
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir