Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

13.09.2006, 15:52

Risale-i Nur'da şükür

şükürde bir zahmet yoktur. bilakis, nimetin lezzetini arttırır. çünkü şükür, nimette in'amı görmek demektir. in'amı görmek, nimetin zevalinden hasıl olan elemi def eder.

mesnev-i nuriye


-----------------------------------------


şükür nimeti ziyadeleştirir, gaflet ise kaçırır.

lem'alar


----------------------------------------

nimet ve rahmet-i ilahiyenin fiyatı, şükürdür.

emirdağ lahikası


----------------------------------------


halık-ı rahman'ın ibadından istediği en mühim iş, şükürdür.

mektubat


---------------------------------------

senin vazifen fahr değil, şükürdür. sana layık olan şöhret değil, tevazudur, hacalettir. senin hakkın medih değil istiğfardır, nedamettir. senin kemalin hodbinlik değil, hudabinliktedir.

sözler


--------------------------------------

şükür ve muhabbet ve hamd ve ibadet ise, hayatın meyvesi olduğu gibi, kainatın gayesidir.

lem'alar


--------------------------------------

şükür içinde safi bir iman var; halis bir tevhid bulunur.

mektubat

2

13.09.2006, 15:53

istidad ve ihtiyac-ı fıtrî lisâniyle insan ne istemişse, bütün verilmiş. ınsana olan nimet-i ılâhiye, tâdâd ile bitmez tükenmez. Evet, insanın mâdem bir sofra-i nimeti semâvât ve arz ise ve o sofradaki nimetlerden bir kısmı şems, kamer, gece, gündüz gibi şeyler ise, elbette insana müteveccih olan nimetler had ve hesâba gelmez.

25.söz'den

3

13.09.2006, 15:54

جزاك الله
jr
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

4

13.09.2006, 15:58

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

جزاك الله
jr



Amin ecmain :D
pabi

5

13.09.2006, 19:18

Allah'ın sizlere ihsan ettiği ezeli lütfuna karşı secde-i şükrandan başınızı kaldırmayınız.

tarihçe-i hayat

6

13.09.2006, 19:22

Bir gözün yoksa, iki gözü de olmayan a'malara bak! Allah'a şükret.

lem'alar - yirmi beşinci lem'a

7

13.09.2006, 19:47

...Kur'ân-ı Hakîm, nasıl ki şükrü netice-i hilkat gösteriyor. Öyle de, Kur'ân-ı kebîr olan şu kâinat dahi gösteriyor ki, netice-i hilkat-i âlemin en mühimi şükürdür. Çünkü, kâinata dikkat edilse görünüyor ki, kâinatın teşkilâtı şükrü intaç edecek bir surette, herbir şey bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor. Güya şu şecere-i hilkatin en mühim meyvesi şükürdür. Ve şu kâinat fabrikasının çıkardığı mahsulâtın en âlâsı şükürdür.

Çünkü, hilkat-i âlemde görüyoruz ki, mevcudat-ı âlem bir daire tarzında teşkil edilip, içinde nokta-i merkeziye olarak hayat hâlk edilmiş. Bütün mevcudat hayatabakar, hayata hizmet eder, hayatın levazımatını yetiştirir. Demek, kâinatı hâlk eden Zat, ondan o hayatı intihap ediyor.

şükrün mikyâsı kanaattir ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir. şükürsüzlüğün mizanı hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram-helâl demeyip rast geleni yemektir.


Mektubat

8

13.09.2006, 19:52

lisandaki kuvve-i zâika, Cenâb-ı Hak hesabına, yani mânevî vazife-i şükraniye ile rızka müteveccih olduğu vakit, o dildeki kuvve-i zâika, rahmet-i bînihaye-i ılâhiyenin hadsiz matbahlarına şâkir bir müfettiş, hâmid bir nâzır-ı âlikadr hükmündedir. Eğer nefis hesabına olsa, yani rızkı in'âm edenin şükrünü düşünmeyerek müteveccih olsa, o dildeki kuvve-i zâika, bir nâzır-ı âlikadr makamından, batn fabrikasının yasakçısı ve mide tavlasının bir kapıcısı derecesine sukut eder.

mektubat

9

13.09.2006, 19:54

Hem şükür içinde sâfi bir ımân var; hâlis bir tevhid bulunur. Çünkü, bir elmayı yiyen ve "Elhamdülillâh" diyen adam, o şükürle ilân eder ki: "O elma doğrudan doğruya dest-i kudretin yadigârı ve doğrudan doğruya hazine-i rahmetin hediyesidir" demesiyle ve itikad etmesiyle, herşeyi, cüz'î olsun küllî olsun, Onun dest-i kudretine teslim ediyor. Ve herşeyde rahmetin cilvesini bilir. Hakikî bir imanı ve hâlis bir tevhidi, şükürle beyan ediyor

28.mektup

10

13.09.2006, 19:55

ınsan-ı gafil, küfran-ı nimetle ne derece hasârete düştüğünü, çok cihetlerden yalnız bir veçhini söyleyeceğiz. şöyle ki:

Lezzetli bir nimeti insan yese, eğer şükretse, o yediği nimet, o şükür vasıtasıyla bir nur olur, uhrevî bir meyve-i Cennet olur. Verdiği lezzetle, Cenâb-ı Hakkın iltifat-ı rahmetinin eseri olduğunu düşünmekle, büyük ve daimî bir lezzet ve zevk veriyor. Bu gibi mânevî lübleri ve hülâsaları ve mânevî maddeleri ulvî makamlara gönderip, maddî ve tüflî (posa) ve kışrî, yani vazifesini bitiren ve lüzumsuz kalan maddeleri fuzulât olup aslına, yani anâsıra inkılâp etmeye gidiyor. Eğer şükretmezse, o muvakkat lezzet, zeval ile bir elem ve teessüf bırakır ve kendisi dahi kazurat olur. Elmas mahiyetindeki nimet, kömüre kalb olur. şükürle, zâil rızıklar, daimî lezzetler, bâki meyveler verir. şükürsüz nimet, en güzel bir suretten, çirkin bir surete döner. Çünkü, o gafile göre rızkın âkıbeti, muvakkat bir lezzetten sonra fuzulâttır.


28.mektup dan

11

13.09.2006, 20:07

Nuraşığı kardeşimden Allah razı olsun yine nur yağdırıyor.:D
Mevlam bize de onun gibi nurlanmayı nasip etsin



Dua ile kardeşim...
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

12

13.09.2006, 20:14

Amin ecmain canım.. :) Nursuz nefes yerine kabir nefesi almam duasıyla..

13

13.09.2006, 21:36

Birgün gelecek, şu musahhar zemin, yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirkâlûd, şükürsüz görüp çirkin bulur. Hâlık'ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah'ın emriyle, ehl-i şirki Cehenneme döker; ehl-i şükre, "Haydi, Cennete buyurun" der.

14.söz'den

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

14

13.09.2006, 23:19

nuraşığı teşekkürler insanlara teşekkür etmeyen Allah'a şükretmezmiş ellerine sağlık...

Alıntı

Hem, anlarsın ki, şu dünyadaki tezyinât, yalnız telezzüz veya tenezzüh için değil. Çünkü, bir zaman lezzet verse, firâkıyla birçok zaman elem verir. Sana tattırır, iştihânı açar, fakat doyurmaz. Çünkü ya onun ömrü kısa, ya senin ömrün kısadır; doymaya kâfi değil. Demek kıymeti yüksek, müddeti kısa olan şu tezyinât ibret içindir, şükür içindir, usûl-ü dâimîsine teşvik içindir, başka gayet ulvî gâyeler içindir.
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

15

14.09.2006, 00:05

Allah razı olsun kardeşim döktürmüşsün yine maşaallah.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

16

14.09.2006, 00:09

Estağrirullah canım benim..Üstadıma ilham olmuş canımın canı üstadım döktürmüş..bizde okuyup adam olmaya çalışıyoruz..aktarıyoruz..Rabbim kuvvet ve imkan verdiği sürece aktarmaya devam inşallah :)

17

14.09.2006, 05:49

Evet, o şirin, güzel gençlik nimetine istikâmetle, tâatle şükretse, hem ziyâdeleşir, hem bâkîleşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem belâlı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur gider; hem akrabâsına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeye sebebiyet verir.

13.söz'den

18

14.09.2006, 16:30

şükür demek nimeti veren zatın hatırı için başkasına iyilik etmek demektir.

19

14.09.2006, 16:36

ıktisat da şükürdür..

iktisat hem bir şükr-ü mânevî, hem nimetlerdeki rahmet-i ılâhiyeye karşı bir hürmet, hem katî bir surette sebeb-i bereket, hem bedene perhiz gibi bir medar-ı sıhhat, hem mânevî dilencilik zilletinden kurtaracak bir sebeb-i izzet, hem nimet içindeki lezzeti hissetmesine ve zâhiren lezzetsiz görünen nimetlerdeki lezzeti tatmasına kuvvetli bir sebeptir. ısraf ise, mezkûr hikmetlere muhalif olduğundan, vahîm neticeleri vardır

19.lema'dan

20

14.09.2006, 16:38

şükrün mikyası kanattır.iktisaddır.rızadır ve memnuniyettir.

acaba verilenlerden memnunmuyuz.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir