Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

genc nurcu

Stajyer

  • Konuyu başlatan "genc nurcu"

Mesajlar: 115

Konum: Almanya

Meslek: talebe

  • Özel mesaj gönder

1

07.07.2005, 15:14

24. Söz, 5. dal, 2. meyve

Ey nefis! Ubudiyet,mukaddeme-i mükafat-i lahika degil,belki netice-i ni`met-i sabikadir.

Bence bu konuda malesef cok hata yapiyoruz...En azindan ben yapiyorum. Sen affeyle ya Rabbi...!!

2

07.07.2005, 19:02

Gel de tembel ve sersem nefse anlat bunu.

Diğer kardeşler için de açalım ne olduğunu:
"Kulluk, gelecek mükâfatın karşılığı değildir, belki geçmiş nimetin sonucudur, şükrüdür."


Bir soru:
"Belki" bizim kullandığımız dilde "kesinlik olmayan" manası katıyor. Osmanlıcada tam tersine, %100 manası katıyor diye duydum, doğru mu?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

genc nurcu

Stajyer

  • Konuyu başlatan "genc nurcu"

Mesajlar: 115

Konum: Almanya

Meslek: talebe

  • Özel mesaj gönder

3

08.07.2005, 11:09

Bende öyle duymustum fakat arastirmadim!

4

08.07.2005, 11:22

16.söz 2.şua'da da buna benzer bir nokta var.

Alıntı

Evvelâ: Münâfât yoktur. Bir kısım öyledir-iptidâdaki icad gibi. Bir kısmı böyledir- mislini iâde gibi.


mavi yazılan yerde mislini iade gibi dediği yer de "iade" kelimesi türkçede "geri vermek" anlamı taşır. halbuki iade kelimesi benzerini, mukabilini, aynısı yapmak anlamına gelir. belki kelimesinde de durum aynıdır. hem "ihtimali" içinde taşıyor, hemde kesinliği içinde taşıyor. tabi üstadın burada ihtimali mi yoksa kesinliğimi ifade ettiğini nurlara vakıf abilerden öğrenelim.

5

08.07.2005, 14:53

Farklı kelimelerden bir de istikbal, müstakbel var. Biz bunu gelecek biliyoruz, ama 19.Mektub da hoşgeldin, hoşamedi olarak kullanılıyor. Üstad belki dediklerinde kesinlik ifade ediyorsa, risale bilgilerini baştan gözden geçirmemiz gerekir.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

08.07.2005, 15:27

Risale- Nurlarda kullanılan "Belki " kelimesi , "kesinlik" ifade etmektedir. Bu güzel cümlede olduğu gibi...

7

08.07.2005, 15:28

Ya olasılık ihtimali belirten yer de var ise?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

8

08.07.2005, 15:43

ınan , hiç tevafuk etmedi. Varsa öğrenmiş oluruz !

9

17.08.2005, 15:06

Alıntı sahibi ""nesl-i cedid""

ınan , hiç tevafuk etmedi. Varsa öğrenmiş oluruz !


risale-i nur külliyatında 279 sayfada "belki" kelimesi geçmektedir.

hepsini tam inceleme fırsatım olmadı. incelediklerim kesinlik ifade ediyor.

acaba risale-i nurların içinde dilimize yerleşip değişik mana yüklenen başka kelimelerde varmıdır.

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

10

17.08.2005, 15:15

Belki kelimesinin Risale_i nurlarda galiba manası kattığına rastlayan varsa buyursun örnekleriyle yazsın biz de öğrenmiş olalım Zira ben okuduğum ya da dinlediğim hiçbir yerde rastlamadım Üstelik büyük abilerimizde böyle diyorlar Sungur abi misal...
only the EVERLASTING is everlasting!

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

11

18.08.2005, 09:25

"belki" kelimesinin "kesinlik" manası haricinde kullanıldığına ben de hiç rastlamadım. Yanılmıyorsam bu kelime Farsca kökenli bir kelime.. ve farscada da kesinlik ifade ediyor. yine de emin olmak için Kamus-u Türkî den bakmak lazım.

bir başka kelime ise "ukala" kelimesi.. Arapça asıllı olan bu kelimenin manası "akıllılar" demek. Akıl noktasında ileri gitmiş insanlar için kullanılır. üstünlük ifade eder. Risalelerde hep bu manada kullanılmış.. Mesela "Peygamberler" için kullanılmış....

Türkçede ise " kendini akıllı zanneden, bilmişlik taslayan vs. " gibi manalarda kötülemek için kullanılır. fakat risalelerde bu kullanıma rastlamıyoruz. mesela; 29. sözde -akıllı geçinen bazı insanlara- melaikenin vücudunu inkar ettikleri için , Üstad, Maddiyyun ve Tabiiyyunların bile melaikeyi bir cihette kabul ettiklerini söyler ve bu akıllı geçinenlere (Ey kendini akıllı zanneden!..) der. fakat "ukala" demez....

Alıntı

Hattâ akılları gözlerine inmiş ve insâniyetten cemâdat derecesine mânen sukut etmiş olan Maddiyyun ve Tabiiyyun dahi, melâikenin mânasını inkâr edemiyerek (Haşiye) «Kuva-yı Sâriye» namıyla bir cihette kabûle mecbur olmuşlar.
(Haşiye): Melâike mânâsını ve ruhaniyatın hakikatını inkâra mecal bulamamışlar, belki fıtratın namuslarından «Kuva-yı Sâriye» diye, "cereyan eden kuvvetler" namını vererek yanlış bir Sûrette tasvir ile bir cihetten tasdikine mecbur kalmışlar. (Ey kendini akıllı zanneden!..)

Mesajlar: 30

Konum: Hollanda

Meslek: Öğretmen

  • Özel mesaj gönder

12

18.08.2005, 12:41

lügatte: "Kat'iyyetle, Dahi. şüphesiz" şeklinde geçiyor. Türkçe ye "Belliki" şeklinde girdiği söyleniyor

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir