Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""mihmandar""
yoksa Risale-i nur diğer çok esmalara da mazhardır.
Alıntı
Ehl-i hakikatin bir kısmı nasıl ki ism-i Vedûd’a mazhardırlar ve âzamî bir mertebede o ismin cilveleriyle, mevcudatın pencereleriyle Vâcibü’l-Vücuda bakıyorlar. Öyle de, şu hiç ender hiç olan kardeşinize, yalnız hizmet-i Kur’ân’a istihdamı hengâmında ve o hazine-i bînihayenin dellâlı olduğu bir vakitte, ism-i Rahîm ve ism-i Hakîm mazhariyetine medar bir vaziyet verilmiş. Bütün Sözler, o mazhariyetin cilveleridir. ınşâallah, o Sözler -3- sırrına mazhardırlar.
4.mektub
Alıntı
"Elcevap: Mâdem öyledir; itminân için istersen, biz de Kur’ân’ın feyzine istinâden diyoruz: ısm-i Nur çok müşkülâtımızı halletmiş; inşaallah bunu da halleder. Akla vâzıh, kalbe nurânî olacak temsil yolunu ihtiyâr ile, ımâm-ı Rabbânî (r.a.) gibi deriz: "
Alıntı
cahilliğime ver. biraz açarsan abi yardımcı olacağım inşaallah. bu tecelliden maksat nedir. risale-i nurda bunu nasıl bulurum. bir iki açıklama gelirse bende araştırayım inş.
Alıntı
"Bütün kâinatın mâyesi, muhabbettir. Bütün mevcudâtın harekâtı, muhabbetledir. Bütün mevcudâttaki incizab ve cezbe ve câzibe kanunları, muhabbettendir...
farsi bir ibare:felek mest, melek mest nucum mest, şems mest, kamer mest...
Yani, muhabbet-i ılâhiyenin tecellîsinde ve o şarâb-ı muhabbetten herkes istidadına göre mesttir.
Alıntı
Kur’ân-ı Hakîmde ımâm-ı Mübîn ve Kitâb-ı Mübîn mükerrer yerlerde zikredilmiştir. Ehl-i tefsir "ıkisi birdir"; bir kısmı "Ayrı ayrıdır" demişler. Hakikatlerine dâir beyânâtları muhteliftir. Hulâsa, "ılm-i ılâhînin ünvanlarıdır" demişler. Fakat, Kur’ân’ın feyzi ile şöyle kanaatim gelmiş ki:
ımâm-ı Mübîn, ilim ve emr-i ılâhînin bir nevine bir ünvandır ki, âlem-i şehâdetten ziyâde âlem-i gayba bakıyor. Yani, zaman-ı halden ziyâde, mâzi ve müstakbele nazar eder. Yani, herşeyin vücud-u zâhirîsinden ziyâde aslına, nesline ve köklerine ve tohumlarına bakar. Kader-i ılâhînin bir defteridir. şu defterin vücudu, Yirmi Altıncı Sözde, hem Onuncu Sözün hâşiyesinde ispat edilmiştir.
Alıntı
Ammâ Kitâb-ı Mübîn ise, âlem-i gaybdan ziyâde âlem-i şehâdete bakar. Yani, mâzi ve müstakbelden ziyâde zaman-ı hazıra nazar eder. Ve ilim ve emirden ziyâde, kudret ve irâde-i ılâhiyenin bir ünvânı, bir defteri, bir kitâbıdır. ımâm-ı Mübîn kader defteri ise, Kitâb-ı Mübîn kudret defteridir. Yani herşey, vücudunda, mahiyetinde ve sıfât ve şuûnâtında kemâl-i san’at ve intizamları gösteriyor ki, bir kudret-i kâmilenin desâtiriyle ve bir irâde-i nâfizenin kavânîniyle vücud giydiriliyor; sûretleri tâyin, teşhis edilip birer miktar-ı muayyen, birer şekl-i mahsus veriliyor.