Sohbetten yeni geldim, biraz da geç oldu, biraz aceleyle yazıyorum. Bu şekilde açıklama iyi olmayabilir. Lügatlara bakarak defa defa okumanız ve risalede sair yerleri okumanız daha iyidir. Haddim olmadan şimdi ben böyle yazıyorum.
Birinci Mektub
şu Cehennem-i Suğrâ, Cehennem-i Kübrâya ait çok vezâifi, dünyada ve âlem-i berzahta görmüş ve ehâdislerle işaret edilmiştir. âlem-i âhirette, küre-i arz nasıl ki sekenesini medar-ı senevîsindeki meydan-ı haşre döker. Öyle de, içindeki Cehennem-i Suğrâyı dahi Cehennem-i Kübrâya emr-i ılâhî ile teslim eder.
şu küçük Cehennem, büyük Cehenneme ait çok vazifeyi, dünyada ve alem-i berzahta (kabir alemi) görmüş ve hadislerle işaret edilmiştir. Ahiret aleminde, nasıl ki dünya sekenesini (sakinler, oturanlar, bir yerde devamlı duranlar) bir yıllık yörüngesindeki haşir meydanına döker. Öyle de, içindeki küçük Cehennem dahi büyük Cehenneme emr-i ılâhî ile teslim eder.
Ehl-i ıtizâlin bazı imamları "Cehennem sonradan halk edilecektir" demeleri, halihazırda tamamıyla inbisat etmediğinden ve sekenelerine tam münasip bir tarzda inkişaf etmediğinden galattır ve gabâvettir.
Ehl-i ıtizâlin (Bu kelime Mutezile fırkası ile ilgili olabilir) bazı imamları "Cehennem sonradan yaratılacaktır." demeleri, halihazırda tamamıyla genişlemediğinden, açılmadığından, yayılmadığından ve sekenelerine tam münasip bir tarzda inkişaf etmediğinden hatadır ve anlayışsızlık (ahmaklık) tır.
Hem perde-i gayb içindeki âlem-i âhirete ait menzilleri dünya gözümüzle görmek ve göstermek için, ya kâinatı küçültüp iki vilâyet derecesine getirmeli, veyahut gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalı ki, yerlerini görüp tayin edelim. -1- , Ahiret âlemine ait menziller bu dünyevî gözümüzle görülmez. Fakat, bazı rivâyâtın işârâtıyla, âhiretteki Cehennem bu dünyamızla münasebettardır.Yazın şiddet-i hararetine -2- denilmiştir.
Hem gayb perdesi içindeki ahiret alemine ait menzilleri dünya gözümüzle görmek ve göstermek için, ya kâinatı küçültüp iki vilayet derecesine getirmeli, veyahu gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalı ki, yerlerini görüp tayin edelim. "Gerçek bilgi Allah katındadır." -1- , Ahiret alemine ait menziller bu dünyevi gözümüzle görülmez. Fakat, bazı rivayetlerin işaretleriyle, ahiretteki Cehennem bu dünyamızla münasebettardır. Yazın sıcağının, hararetinin şiddetine "Cehennem sıcağındandır" -2- denilmiştir.
Demek, bu dünyevî, küçücük ve sönük akıl gözüyle o büyük Cehennem görülmez. Fakat ism-i Hakîmin nuruyla bakabiliriz. şöyle ki:
Arzın medar-ı senevîsi altında bulunan Cehennem-i Kübrâ, yerin merkezindeki Cehennem-i Suğrayı güya tevkil ederek bazı vezâifini gördürmüş. Kadîr-i Zülcelâlin mülkü pek çok geniştir; hikmet-i ılâhiye nereyi göstermişse Cehennem-i Kübrâ oraya yerleşir.
Demek, bu dünyaya ait, küçücük ve sönük akıl gözüyle o büyük Cehennem görülmez. Fakat Hakîm (Her işini hikmetle yapan) isminin nuruyla bakabiliriz. Dünyanın yıllık çizdiği yörüngenin altında bulunan büyük Cehennem, yerin merkezindeki küçük Cehennemi güya tekvil (vekil tayin) ederek bazı vazifelerini gördürümş. Kadîr-i Zülcelâl'in mülkü pek çok geniştir; hikmet-i ılahiye nereyi göstermişse Cehennem-i Kübra oraya yerleşir.
1 Gerçek bilgi Allah katındadır.
2 Cehennem sıcağındandır. Hadis-i şerif. Keşfü’l Hafa, 29, Buharî,1:142,162.