Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
Hem şükür içinde sâfi bir iman var; hâlis bir tevhid bulunur. Çünkü, bir elmayı yiyen ve "Elhamdülillâh" diyen adam, o şükürle ilân eder ki: "O elma doğrudan doğruya dest-i kudretin yadigârı ve doğrudan doğruya hazine-i rahmetin hediyesidir" demesiyle ve itikad etmesiyle, herşeyi, cüz’î olsun küllî olsun, Onun dest-i kudretine teslim ediyor. Ve herşeyde rahmetin cilvesini bilir. Hakikî bir imanı ve hâlis bir tevhidi, şükürle beyan ediyor.
Alıntı
Cüneyd-i Bagdadi Hazretleri henüz yedi yasindayken, hocasi ve ayni zamanda da dayisi olan Sirri-yi Sekati (radiyallahü anh) ile beraber hacca gitmisti. Mescid-i Haram´da dört yüz kadar ulemadan büyük zat toplanmis, sükür hakkinda konusuyorlardi. Herkes sükür hakkinda bir seyler söylüyor, sükre kamil bir tarif getirmeye calisiyorlardi. Uzun konusmalar sonunda dörtyüz degisik fikir cikmasina ragmen, herkesi tatmin edecek bir sey söyliyebilen olmamisti.
Sirri-yi Sekati bir de yanindaki Cüneyd-i Bagdadiye sordu. „Madem ki burdasin, sende bir seyler söyle“ dedi. Cüneyd-i Bagdadi Hazretleri,
„Sükür, Allah-ü Teala´nin ihsan ettigi, nimet ile O´na isyan etmemektir.“
buyurdu. Orada bulunanlarin hepsi sasirip,
„Seni tebrik ederiz, maksadi en güzel sen tarif ettin. Ancak bu kadar tarif olurdu.“ dediler.
http://www.asiklaryurdu.com/modules.php?…940f2f74e6#5253