Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

dide_nur

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "dide_nur"

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

1

11.01.2009, 18:43

Neden Özellikle iki kıyye ve dört okka ölçüsü verilmiş?

ıbâdet ne büyük bir ticaret ve saadet; fısk ve sefâhet ne büyük bir hasâret ve helâket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle:
Bir vakit, iki asker, uzak bir şehre gitmek için emir alıyorlar. Beraber giderler. Tâ yol ikileşir. Bir adam orada bulunur. Onlara der:
"şu sağdaki yol, hiç zararı olmamakla beraber, onda giden yolculardan ondan dokuzu büyük kâr ve rahat görür. Soldaki yol ise, menfaati olmamakla beraber, on yolcusundan dokuzu zarar görür. Hem ikisi, kısa ve uzunlukta birdirler. Yalnız bir fark var ki; intizamsız, hükümetsiz olan sol yolun yolcusu çantasız, silâhsız gider. Zâhirî bir hiffet, yalancı bir rahatlık görür. ıntizam-ı askerî altındaki sağ yolun yolcusu ise, mugaddî hulâsalardan dolu dört okkalık bir çanta ve her adüvvü alt ve mağlûp edecek iki kıyyelik bir mükemmel mîrî silâhı taşımaya mecburdur."




Burada ibadete temsil olarak verilen gıda çantası ile takvaya temsil olarak verilen silahın ağırlıkları acaba neden özellikle iki kıyye ve dört okka olarak verilmiş acaba.Gerçekten merak ediyorum ve paylaşımlarınızı bekliyorum


:roll: :roll: :roll: [/b]

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

2

11.01.2009, 22:45

Bu benim de hep merak ettiklerimden Keçeli Dide..Acaba neden..?

dide_nur

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "dide_nur"

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

3

12.01.2009, 15:35

Ablacım zannediyorum bu işi askerlik yapmış abiler daha iyi çözerler ama henüz cevap yok bekliyoruz artık...

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

dide_nur

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "dide_nur"

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

4

12.01.2009, 19:02

Ey ahali :!: Bu sorunun cevabını bilen çıkmadı mı hala :?:

:?
umarım bir bilen vardır

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

5

12.01.2009, 19:34

Soru
Üçüncü Sözde "mugaddi hülasalardan dolu dört okkalık bir çanta

ve her adüvvü alt ve mağlup edecek iki kıyyelik bir mükemmel miri silahı" nedir?

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Risalenin devamında, "O çanta ve silâh ise ibâdet ve takvâdır" ifâdesi,
söz konusu olan "dört okkalık bir çanta ve her adüvvü alt ve mağlûp edecek iki kıyyelik bir mükemmel mîrî silâhı" cümlesinin izâhını yapmaktadır.

Dört okka: ıbadet'te iki kıyye ise: takvâya işaret etmektedir.

Ancak neden, ibadet: dört ve takvâ ise: iki rakamları ile ifâde edilmektedir?

ıbadet denildiğinde, ilk olarak islamın beş şartını anlarız.
Bunlardan, kelime-i şehâdet, islam dâiresine girmek ve diğer dört farz ibadeti yapmak için yapılan bir akit gibidir.
Ne fiili ve ne de ameli bir ibadet değildir.
ıbadetten ziyâde bir iman ve itikattır.
Geriye ise, islamın diğer dört şartı olan: namaz, oruç, hac ve zekat ibadetleri kalmaktadır.
ışte dört okkadan maksad, bu dört şart olabilir.

6

12.01.2009, 19:39

"şu kâinatın tılsım-ı muğlâkını açan

“Âmentü billâhi ve bi’l-yevmi’l-âhir”"ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden,

ne kadar kıymettar iki tılsım-ı müşkülküşâ olduğunu" ifadesi ile..

Evet, şu kudsî tılsım ile ölüm, insan-ı mü'mini zindân-ı dünyadan bostan-ı Cinâna, huzur-u Rahmâna götüren bir musahhar at ve burak sûretini alır.

Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler.

Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler."

cümleleri iki kutbu imani olan;

Allah'a iman ve ahirete iman rükünleri ise iki kıyye olarak ifâde edilen silahlardır.

Zira, bütün sıkıntı ve proplemlerimizi bu iki rükne iman sayesinde atlatıyoruz.

Maddi ve mânevi bütün düşmanlarımızı bu iki silah ile savıyoruz ve o iki tılsım ise, Cenâb-ı Hakka ımân ve âhirete imândır."

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur

Allahu a'lem..

dide_nur

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "dide_nur"

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

7

12.01.2009, 20:00

Ama silah takvaya temsil olarak verilmiş.Biliyoruz ki takva insanın kendini günahlara karşı muhafaza etmesidir.Bir silah görevini görüyor yani adeta takva.Orada siz imanın rükünlerinden bahsetmişsiniz.Bence farklı sırlar var gibi geliyo bana

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

8

12.01.2009, 20:10

şimdi; "takva nedir..?" buna bakarsak,

Allah'ın yap dediklerini yapmak,

yapma dediklerini yapmamak..Değil miydi..?

O zaman iki kıyye oluyor sanki..


Allahu a'lem..

9

12.01.2009, 20:19

Dört okkalık ibâdet de;

Yahu, şu liranı bir bilete ver. Tâ, bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın.

O seyahat ise; kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur.


4. Söz

Buna ilk seyahat durağı dünyayı da eklersek, o ibâdet olan dört kıyyelik çanta bize bu seyahatte lâzım olan..

Ve bilhassa namaz o ibâdetlerin hulâsası..


Namaz dahi, bütün ibâdâtın envâını şâmil bir fihriste-i nurâniyedir.

9. Söz

10

13.01.2009, 09:59

Bende imanın rükünleri olarak düşünmüştüm.ıbadeti dört okkalık alması takvayı iki kıyye alması çok gizli hakikatleri besliyormuş.
Allah razı olsun çok istifade ettim.
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

11

13.01.2009, 11:04

Takvâ, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır.

Hem, takva içinde bir nevi amel-i salih var. Çünkü, bir haramın terki vaciptir. Bir vacibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var. Takvâ, böyle zamanlarda, binler günahın tehâcümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vacip işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta, niyetle, takvâ namıyla ve günahtan kaçınmak kastıyla menfî ibadetten gelen ehemmiyetli a'mâl-i salihadır.(Kastamonıu Lâhikası - Mektup No: 104)

Dört okkalık bir çanta :Müsbet ibadet.

ıki kıyyelik bir mükemmel miri silahı:Takva,yani menfî ibadetten gelen ehemmiyetli a'mâl-i salihadır.

Evet, ibadet iki kısımdır: bir kısmı müsbet, diğeri menfi. Müsbet kısmı malûmdur.Menfi kısmı ise(ıkinci Lem'a ) takvâ namıyla ve günahtan kaçınmak kastıyla niyetle, menfî ibadetten gelen ehemmiyetli a'mâl-i salihadır.

dide_nur

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "dide_nur"

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

12

13.01.2009, 11:22

hmm güzel bir açıklama oldu Abdulbaki abi Allah sizden razı olsun


Bu durum da iki kıyyelik silah için takva ve salih ameli bulundurması cihetiyle bakabiliriz.

Peki acaba dört okkalık çantaya yani ibadete menfi ve müsbet ibadetin haricinde ekleyebileceğimiz iki ayrı kategori daha var mı ki?

Hakkınızı helal edin ben biraz fazla irdelerim tam mutmain olana kadar.Taşlar tam yerine otursun istiyorum. :utandım:

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

dide_nur

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "dide_nur"

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

13

13.01.2009, 12:13

ıkinci Nükte: ıbâdetin mânâsı şudur ki : Dergâh-ı ılâhîde abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp, kemâl-i Rubûbiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rahmet-i ılâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.


1=Yani, Rubûbiyetin saltanatı, nasıl ki ubûdiyeti ve itaati ister;

2=Rubûbiyetin kudsiyeti , pâklığı dahi ister ki, abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbini bütün nekàisten pâk ve müberrâ ve ehl-i dalâletin efkâr-ı bâtılasından münezzeh ve muallâ ve kâinatın bütün kusurâtından mukaddes ve muarrâ olduğunu tesbih ile, " subhanallah" ilân etsin.

3=Hem de, Rubûbiyetin kemâl-i kudreti dahi ister ki, abd, kendi zaafını ve mahlûkatın aczini görmekle, kudret-i Samedâniyenin azamet-i âsârına karşı istihsan ve hayret içinde "Allahu ekber" deyip, huzû ile rükûa gidip, Ona ilticâ ve tevekkül etsin.

4=Hem,Rubûbiyetin nihayetsiz hazîne-i rahmeti de ister ki, abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlûkatın fakr ve ihtiyacâtını suâl ve duâ lisâniyle izhâr ve Rabbinin ihsan ve in’âmâtını şükür ve senâ ile ve "Elhamdulillah" ile ilân etsin.
Demek, namazın ef’âl ve akvâli, bu mânâları tazammun ediyor ve bunlar için taraf-ı ılâhîden vaz’ edilmişler.



Dört okkalık ibadet çantası acaba ibadetin manası olan Rububiyetin bizden istediklerine karşı şu dört şey olmasın mı ?

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir