Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.01.2009, 17:18

Bediüzzaman hazretlerine teklif edilen banknot ve hane hakkı

sıddık kardeşlerim!

şimdi bir emr-i vâki' karşısında bulunuyorum. Benim iaşem için her gün iki buçuk banknot, hem yeniden benim için bir hane(mobilyasıyla beraber ve istediğim tarzda) yaptırmak için emir gelmiş. Halbuki elli-altmış senelik bir düstur-u hayatım, bunu kabul etmemek iktiza eder. Gerçi Dâr-ül Hikmet-il ıslâmiye'de bir-iki sene maaşı kabul ettim, fakat o parayı kitablarımın tab'ına sarfederek ve ekserini meccanen millete verip, milletin malını yine millete iade ettim. şimdi eğer mecbur olsam ve size ve Risale-i Nur'a zarar gelmemek için kabul etsem, yine ileride millete iade etmek üzere saklayacağım. Zaruret-i kat'iye derecesinde kendime yalnız az bir parça sarfedeceğim.

ışittim ki; eğer reddetsem onlar, hususan lehimde iaşem için çalışanlar gücenecekler. Ve aleyhimde olanlar diyecekler: "Bu adam başka yerden iaşe ediliyor." O bedbahtlar, iktisadın hârikulâde bereketini bilmiyorlar ve iki günde beş kuruşluk ekmek bana kâfi geldiğini görmemişler ki, bütün bütün asılsız bir evhama kapılıyorlar. Eğer kabul etsem, yetmiş senelik hayatım gücenecek; ve bu zamandan haber verip tama' ve maaş yüzünden bid'alara giren ve ihlası kaybeden âlimleri tokatlayan ımam-ı Ali Radıyallahü Anh dahi benden küsecek ihtimali var; ve Risale-i Nur'un hakikî ve safi olan ihlası beni de ihlassızlıkla ittiham etmek ciheti var. Ben, hakikaten tahayyürde kaldım. Ben işittim ki; eğer kabul etmesem, beni daha ziyade sıkacaklar ve belki Risale-i Nur'un tam serbestiyetine ilişecekler. Hattâ şimdiki tazyikleri, beni o iaşe tekliflerine mecbur etmek için imiş. Madem hal böyledir. اِنَّ الضَّرُورَاتِ تُبِيحُ الْمَحْظُورَاتِ kaidesiyle, zaruret derecesinde olsa, inşâallah zarar vermez. Fakat ben reddettim; re'yinize havale ediyorum.

Aziz kardeşlerim! Beni merak etmeyiniz. Ben her zahmette bir eser-i rahmet ve bir lem'a-i inayet gördüğümden, sıkılmıyorum. Sizin gayret ve ciddiyetiniz ve yardımınız, her sıkıntıyı izale eder, daimî sürur verir.


kıymettar muhteremler Bediüzzaman hazretlerinin emirdağ lahikasındaki bu bahsi okurken kafamda soru işaretleri belirdi bunun açıklığa kavuşması için herzamanki gibi yardımlarınıza başvuruyorum

Bediüzzaman hazretlerinin iaşesi için banknot ve hane mobilyasıyla beraber verilmesini kim emretmiş ?

bu emredilenleri Bediüzzaman kabul etmese nur talebelerine neden zarar gelecek?

iaşe ve haneyi bediüzzaman hazretleri kabul etmezse lehinde olanlar neden gücenecekler?


eğer Bediüzzaman hazretleri banknot ve haneyi mobilyasıyla bereber kabul etmezse ona bu teklifi götürenler kendisini neden sıkacaklar?

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

2

04.01.2009, 16:07

Denizli hapishanesinden beraat almasina ragmen Emirdaga sürgüne yollaniyor Üstad yine.. bunca sürgün yillarinda hükümetin yaptigi bu tür teklifleri hep reddediyor..

banknot ve hane mobilyasıyla beraber verilmesini bildigim kadariyla hükümet emretmis..

Bugüne kadar hickimseden karsiliksiz birsey kabul etmeyen Üstad bu düsturunu yine bozmak istemiyor.

zaten yukardaki yazida diyor, iktisat bereketiyle yasiyor.. kimseden birsey talep etmiyor..

Bunlari kabul etmemesinin bir diger nedenide düsmanlarinin kendisini maddi bakimdan minnet altina birakmak istememesidir.. Bazi seyhlerin ve din adamlarinin para karsiligi biseyler yaptiklarindan, düsmanlari bunu da firsat bilip Üstadin üzerinden dini halkin gözünde kücük düsürmeye calisirlardi..

Yine yukarda dedigi gibi yardimlari kabul etmedigi takdirde bu adam baska yerlerden yardim aliyor diyecekler.. Talebelerini de sirf bu yüzden sorguya cektikleride oluyordu.. nerden aliyorsunuz bu yardimi, hangi devlet yardim ediyor diye asilsiz iddalarda bulunup hem onlari iceriye almak icin bahaneler ariyorlar, hemde halkin gözünde bu tür iddalarla insanlari hem Risalei nurlardan hemde Üstaddan sogutmaya calisiyorlar..

Ona bu tür teklifleri götürenler, onunda diger bazi insanlar gibi kendilerine minnet duyup tesekkür edeceklerini, cok sevinecegini sandiklarindan bunlarin hicbirini Üstaddan göremedikleri icin güceniyorlar.. yaptiklari yardimlari baskasi olsa havada kapar ama bu niye almiyor diye kiziyorlar..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

3

05.01.2009, 17:47

Açıkça yazsan daha güzel olur kardeşim.

Kemalizm'in kuklası olmamak için, Kemalist ve aynı zamanda süfyanist rejimin hiç bir şeyini kabul etmemiştir Bediüzzaman Hazretleri!

4

06.01.2009, 12:01

Re: Bediüzzaman hazretlerine teklif edilen banknot ve hane h

Alıntı sahibi ""karatoprak1975""


1-Bediüzzaman hazretlerinin iaşesi için banknot ve hane mobilyasıyla beraber verilmesini kim emretmiş ?

2-bu emredilenleri Bediüzzaman kabul etmese nur talebelerine neden zarar gelecek?

3-iaşe ve haneyi bediüzzaman hazretleri kabul etmezse lehinde olanlar neden gücenecekler?


4-eğer Bediüzzaman hazretleri banknot ve haneyi mobilyasıyla bereber kabul etmezse ona bu teklifi götürenler kendisini neden sıkacaklar?

1- Bu sualin cevabı mezkûr mektupta var aslında. Zehracan kardeşimiz de Allah razı olsun güzel cevap vermişler.
2- Bu verilenleri Üstad kabul etmediği takdirde "bunlar başka yerlerden yardım alıyorlar deyip bahane tutacaklar"ını açıkça söylüyor Üstad.
3- Üstad'ın fakr-u hâlini bilen, O'nun durumuna üzülen ve O'na yardım etmeye çalışan milletvekili veya hükümete etki edebilecek pozisyondaki bazı dostlarının, Üstad'ın iaşesini kolaylaştırmak husûsunda kendilerince yardım etmeye çalıştıklarını anlıyorum ben buradan. Dolayısıyla bu dostlarının, -hakikati bilmediklerinden- yardımımızı reddediyor diye üzüleceklerini söylüyor Üstad; ben böyle anlıyorum.
4- Ona yapılan teklifler, zamanın ceberrut idaresinin en önemli taktiklerinden birisi. Ağa babasının en büyük taktiğini ders alan ınönü, başka hiçbir yolla sindiremediği Üstadımız'ı güya "dünyalık"la kendine bağlamayı, bunun gerçekleşmemesi durumunda ise "görüyor musunuz, devletin yardımını da kabul etmiyorlar; çünkü bunlar başka yerlerden yardım alıyorlar; Cumhuriyet'i yıkmaya çalışıyorlar v.s." gibi bahanelerle Üstad'a yaptıkları zulümleri haklı göstermeye çalışıyor. Ben böyle anlıyorum kardeşim.
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

5

06.01.2009, 14:06

siz bunları yazınca hatır-ızarıma şu olay geldi birden ;

" 1946 senesi idi. Bir gün kırlarda gezerken, Üstad Ceylan'a "param olsaydı küçük bir fayton alır medreseleri gezerdim" demiş. Üstadın bu sözünü Ceylan, Hüsrev Ağabey'e söylemiş. Hüsrev Ağabey'de "bu bir emirdir, derhal taksi alınsın" demiş... Tahiri Mutlu Ağabeyin de olduğu bir heyet halinde ıstanbul'a gittik. Taksim'den Austin marka bir taksiyi aldık. Acenteye para yatırdık. Araba olmadığı için Bursa acentesinden alacaktık... Bende büyük bir endişe başlamıştı. Acaba münafıklar taksiyi görünce ne diyeceklerdi? Ben faturayı kendi üzerime yaptırmıştım. Biz bütün bu işlerden Üstad'a en ufak bir haber bile vermemiştik. Kendisi de bir şey dememişti. Arabayı gece bahçeye çektik... Kendisini Üstad'a gösterdik. Üstad güleryüzle karşılamamış, "kısmetse" diye cevap vermişti. Sabah erkenden "Ceylan'ı bana gönderin" diye haber göndermiş, iki satır da yazı yazdırmıştı: "Bu araba derhal geldiği yere gitmeli, aksi takdirde hem benim, hem sizin tokat yeme ihtimali var." Arabayı Konya'ya gönderdik, az bir farkla başkasına satıldı. Araba meselesi böyle kapanmakla kalmamıştı. Dedikoducular arabayı iyice görmedikleri halde yine ortalığı karıştırmışlardı. Sorgu hakimi bana, "Araba gelmiş Hoca Efendiye. Hangi devletten ve daha neler geldi söyle bakalım" demişti. Ne kadar anlattık nafile, tabi tahkikatın neticesi boş çıktı. Neticede beraat ettik."
*son şahitlerden alıntı ....
" Takdir-i Hüdâ kuvve-i bâzû ile dönmez , Bir şem'a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez !!! "

" RıSALE-ı NUR BÜTÜN ıLıMLERı MÜSLÜMANLAşTIRMA HAREKATIDIR !!! ( M.K ) "

6

07.01.2009, 19:17

emekleriniz için teşekkür ederim

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir