Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""yalnız_seyyah""
Kuvvetlerin herbirisi, tefrit, vasat, ifrat namıyla üç mertebeye ayrılırlar. Mesela, kuvve-i şeheviyenin tefrit mertebesi humuddur ki, ne helale ve ne de harama şehveti, iştihası yoktur. ıfrat mertebesi fücurdur ki, namusları ve ırzları payimal etmek iştihasında olur. Vasat mertebesi ise iffettir ki, helaline şehveti var, harama yoktur.
Namusun ise hem iffet manası var ayrıca kanun ve şeriat manalarıda var...
Alıntı sahibi ""gulsah""
Nebi peygamber olup kendisine kitap nazill olmayan
Rasul ise peygamberlikle beraber kitap sahibi olan...
Yani her rasul aynı zamanda nebidir faat her nebi rasul değildir.
Alıntı sahibi ""ahmetnadimcavgan""
ıffet - Namus
ıffet;temiz ,şeffaf,lekesiz,tertemiz,haya,günahlardan kaçınma.
namus;yine iffet karşılığı olmakla beraber,Nemus aslında, kanun, esas, dmektir.
Mesela cebrail a.s için namus-u ekber denilir.Yani Allahın c.c. namusunu sözünü,kuralını,emanetini yüklenip koruyan demektir.Tertemiz tutan demektir.
Mesela halk dilinde namuslu demek ise,Ona verilen yüksek değeri ,Allahın hükmünü ve emrini layıkıyla muhafaza edip emaneti zamanı geldiğinde teslim eden demektir.
burdan harketle anladığım namus iffete göre daha geniş bir kavramdır.iffet ise namus içinde zikredilebilr bir dairedir.
Alıntı sahibi ""bir_damla_nur""
Nebi- Resul kavramları arasında başka bir fark var mı?
Alıntı sahibi ""yunusyavuz""
şeriat getirmeyip, insanları hakikatlarının gereğini yaşamaya davet edenlere “Rasûl” denilmiştir!
Nitekim Kur’ân-ı Kerim'de yalnızca Nebiler için değil, melekler için de "Rasûl" tâbiri kullanılıyor... Melekler de "ALLAH'ın Rasûlleri” olarak geçiyor. Zaten o yüzden biz, "Cebrâil Aleyhisselâm" diyoruz.
"Aleyhisselâm" tâbiri kime kullanılır...?
Alıntı sahibi ""yunusyavuz""
Nebi; Dini yani sistemi anlatarak , insanların ölümötesi gerçeklere hazırlanması için görev almış kişidir!
Yeni emirler getirmeksizin,daha evvel gelmiş olan emirleri tebliğ eden, “Nebi”dir.
Nebiler, kendi hakikatlarını bilerek, geldikleri toplumların yaşam düzeylerine göre bir ileri basamağı öneren görevli zâtlardır...
Nebi ,bütün bu varlık âleminin tasarrufunun ötesinde,beşere ilâhi hükümleri tebliğ ederek,ilâhi mânâları açıklayarak,Allah’a vâsıl olmalarını temin yolunda çalışma yapar..
Nebi âlemin ve varlığın hakikatına,aslına ermiş olarak insanları Allah’a davet durumuna girer.
Toplumla ilgili hangi işlevler “nübüvvet” kapsamında ise, o işlevlere işaret edilirken Kur’ân-ı Kerim’de, “nebi” kelimesi kullanılmıştır
Her “Nebî”, her “Rasûl” ve her “Velî” varlığını “Velâyet” hakikatından alır..
Her “nebi” zâhiri itibariyle “nebi”, bâtını itibariyle “velî”dir.
Bir diğer tanımlama ile, şeriat getiren “veli”lere “nebi” denilmiştir!
“Nebi”lerin bazıları aynı zamanda “Rasûl”dür...
Alıntı sahibi ""yunusyavuz""
"Nübüvvet", Alemlerin rabbı olan Allah`ı bilip, O`nun dilediğini "insan"lara tebliğ ile görevlenmektir.
Toplumla ilgili hangi işlevler “Nübüvvet” kapsamında ise, o işlevlere işaret edilirken Kur’ân-ı Kerim'de, “Nebi” kelimesi kullanılmıştır.
“Nübüvvet” görevi dünya yaşamıyla ilgili bir görevdir ve “nebi”nin âhıret yaşamına intikâliyle son bulur... Esasen “nübüvvet”, “hatemin nebi” olan Muhammed Mustafa ile son bulmuştur; ondan sonra kıyâmete kadar başka “nebi” gelmez."Nübüvvet" işlevi bitmiştir!.
“Nebi”lerin bazıları aynı zamanda “Rasûl”dür... “Risalet” işlevi olan “Rasül”lük ise kıyâmete kadar geçerli bir görevdir.
“Nebi”lik geçicidir; “Rasûl”lük” ise asâletendir ve dünyadan ayrılmakla son bulmaz, zira kendini tanımanın sonu yoktur ve dolayısıyla bu işlev sonsuz devam eder “Rasûl”ler için... Bu yüzdendir ki bizler, ıslâm Dinini kabul ve tasdik anlamında ifâde ettiğimiz “Kelime-i şehadet”te Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın “Rasûl” oluşuna şehadet ederiz; ki bu onun sonsuz işleviyle ilgilidir. Bu yüzden “Abduhu”dan sonra “Nebiyyihu” değil, “Rasûluhu” deriz..