Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

20.06.2007, 17:10

Aziz kardeşlerim, siz kat i biliniz ki, Risale-i Nur ve şakirtlerinin meşgul oldukları vazife, ru-yi zemindeki bütün muazzam mesailden daha büyüktür.

Onun için, dünyevi merak aver meselelere(en çok merak aver olan siyaset meselesine) bakıp, vazife-i bakiyenizde fütur getirmeyiniz. Meyvenin Dördüncü Meselesini çok defa okuyunuz; kuvve-i maneviyeniz kırılmasın.
(acaba meyvenin dördüncü meselesi ne anlatıyor bize?ki üstad çok okuyun diyor)

Evet, ehl-i dünyanın bütün muazzam meseleleri, fani hayatta zalimane olan düstur-u cidal dairesinde, gaddarane, merhametsiz ve mukaddesat-ı diniyeyi dünyaya feda etmek cihetiyle, kader-i ılahi, onların o cinayetleri içinde, onlara bir manevi cehennem veriyor. Risale-i Nur ve şakirtlerinin çalıştıkları ve vazifedar oldukları fani hayata bedel, baki hayata perde olan ölümü ve hayat-ı dünyeviyenin perestişkarlarına gayet dehşetli ecel celladının, hayat-ı ebediyeye birer perde ve ehl-i imanın saadet-i ebediyelerine birer vesile olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kat i ispat etmektedir. şimdiye kadar o hakikati göstermişiz.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3463&a=vazife
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

22

20.06.2007, 17:11

Meyvenin Dördüncü Meselesini çok defa okuyunuz; kuvve-i maneviyeniz kırılmasın.

(acaba meyvenin dördüncü meselesi ne anlatıyor bize?ki üstad çok okuyun diyor)
lütfen dikkat edelim.neden acaba meyvenin 4.meselesini çok okuyun diyor..

meyvenin 4.meslesinde neyin üzerinde çok duruyor acaba?neden..

tefekkür edelim..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

23

21.06.2007, 15:38

Dördüncü Mesele

Yine Gençlik Rehberinde izahı var Bir zaman bana hizmet eden kardeşlerim tarafından sual edildi ki:
"Küre-i arzı herc ü merce getiren (yeryüzünü karmakarışık eden)

ve ıslâm mukadderatıyla(geleceğiyle) alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumîden(ikinci dünya savaşından) elli gündür (şimdi yedi seneden geçti aynı hâl) hiç sormuyorsun ve merak etmiyorsun.

Halbuki bir kısım mütedeyyin(dindar) ve âlim insanlar, cemaati ve camii bırakıp radyo dinlemeye koşuyorlar.

Acaba bundan daha büyük bir hadise mi var? Veya onunla meşgul olmanın zararı mı var?" dediler.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

24

21.06.2007, 15:43

Cevaben dedim ki:
Ömür sermayesi pek azdır;

lüzumlu işler pek çoktur.

Birbiri içinde mütedâhil(içiçe) dâireler gibi,

her insanın kalb ve mide dairesinden

ve ceset ve hane dairesinden,

mahalle ve şehir dairesinden

ve vatan ve memleket dairesinden

ve küre-i arz ve nev-i beşer dairesinden tut,

tâ zîhayat ve dünya dairesine kadar, birbiri içinde daireler var.

Herbir dairede, herbir insanın bir nevi vazifesi bulunabilir.

Fakat en küçük dairede(kalb dairesinde) en büyük ve ehemmiyetli ve daimi vazife var.

Ve en büyük dâirede(siyaset olsun,dünya savaşı olsun) en küçük ve muvakkat arasıra vazife bulunabilir.
Bu kıyasla, küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasip (ters orantılı)vazifeler bulunabilir.

Fakat büyük dairenin(siyaset dairesinin) câzibedarlığı cihetiyle

küçük dairedeki(kalb dairesindeki)

lüzumlu ve ehemmiyetli hizmeti bıraktırıp

lüzumsuz, mâlâyani ve âfâkî işlerle meşgul eder.

Sermaye-i hayatını boş yerde imha eder.

O kıymettar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür.


Ve bazen bu harp boğuşmalarını(siyaset boğuşmalarınıda) merakla takip eden, bir tarafa kalben taraftar olur.

Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

25

21.06.2007, 15:47

Birinci noktaya cevap ise:

Evet, bu Cihan Harbinden(ikinci dünya savaşından)

daha büyük bir hadise

ve bu zemin yüzündeki hâkimiyet-i âmme(dünyanın hükümdarı olma)

dâvâsından daha ehemmiyetli bir dâvâ,

herkesin ve bilhassa Müslümanların başına öyle bir hadise

ve öyle bir dâvâ açılmış ki,


her adam, eğer Alman ve ıngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa

ve aklı da varsa, o tek dâvâyı(cennet hayatını) kazanmak için bilâtereddüt (düşünmeden)sarf edecek.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

26

21.06.2007, 15:54

ışte, o dâvâ ise,

yüz bin meşâhir-i insaniyenin(insanların en meşhurlarının yani peygamberlerin)

ve hadsiz nev-i beşerin yıldızları(sahabelerin,asfiyaların) ve mürşidlerinin(evliyaların) müttefikan,(ittifak ederek)

Kâinat Sahibinin ve Mutasarrıfının (Allahın)binler vaad ve ahdlerine(söz vermesine) istinaden(dayanarak)
haber verdikleri ve bir kısmı gözleriyle gördükleri şu ki:

Herkesin, ımân mukabilinde(karşılığında)

, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü(yani cenneti) kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış.


Eğer ımân vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek.

Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor.

Hattâ bir ehl-i keşif ve tahkik,

bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş;(görmüş) ötekiler kaybetmişler.

Acaba bu kaybettiği dâvânın yerini(yani ebedi cennet hayatının yerini), bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi?

ışte o dâvâyı kazandıracak olan hizmetleri

ve yüzde doksanına o dâvâyı kaybettirmeyen

harika bir dâvâ vekilini o işte çalıştıran vazifeleri bırakıp,

ebedî dünyada kalacak gibi

âfâkî mâlâyaniyatla iştigal etmek tam bir akılsızlık bildiğimizden,


biz Risale-i Nur şakirtleri, herbirimizin yüz derece aklımız ziyade olsa da ancak bu vazifeye sarf etmek lâzımdır diye kanaatımız var.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

27

21.06.2007, 15:57

Ey hapis musibetinde benim yeni kardeşlerim, sizler, benimle beraber gelen eski kardeşlerim gibi Risale-i Nur'u görmemişsiniz. Ben onları ve onlar gibi binler şakirtleri şahit göstererek derim ve ispat ederim ve ispat etmişim ki:
O büyük dâvâyı yüzde doksanına kazandıran

ve yirmi senede yirmi bin adama o dâvânın kazancının vesikası ve senedi ve beratı olan iman-ı tahkikîyi eline veren
ve Kur'ân-ı Hakîmın mu'cize-i mâneviyesinden neş'et edip çıkan ve bu zamanın birinci bir dâvâ vekili bulunan Risale-i Nur'dur.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2792
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

28

21.06.2007, 16:04

Bu söyledikleriniz çok güzel ve hakikattir.

Ancak Risale-i Nur'un yüzde 30'u siyasi ve içtimai meselelere dairdir.

Münazarat, Divan-ı Harbi Örfi, Tarihçe-i Hayat, Üç Lahika, Bir kısım şualar, siyaseti ve içtimai hayatın prensiplerini göstermiştir.

Siyaset dairesi Mehdinin üçüncü büyük vazifesidir. Siyaseti talim etmeden bu vazife nasıl yapılır. Yada Mehdi Üstad değilse gelecek mehdi madem siyaset dairesinde en parlak zaferini kazanacak ve programı Risale-i Nur olacak Risale-i Nur'un siyaseti talim etmediği ve prensiplerini çizmediğini söylemek abestir.

Elbette birinci vazifemiz ıman'dır. Ama Nurcuları son 47 yıldır siyaset konusunda baskı yapılmaktadır. Siyasette din, vatan ve millet namına ve hak ve hakikate yardımcı olmak esasında , fikirlere ve düşüncelere özgürlük için, siyaseti talim eden ve talim ettiren Nurculara Üstad'ın menfi siyaset hakkında söylediği sözler ön plana çıkarılarak; ama, yüzde 30'luk siyaseti talim ve içtimai meseleleri gizleyerek yasaklı bölge ilan ederek korkuttular. Üstad'ın en büyük bir korkusu olan Nurcuları Demokrat Partiden soğuttular. Ancak Demokrat Partiden soğuyan ve siyaseti talimi siyaset gibi gören aynı kardeşler siyaseti Risale-i Nur'dan talim yerine Siyasal ıslam'dan talim etmekten geri durmadılar.


Güya Demokrat Partiyi din , vatan, millet namına desteklemeyi siyaset içine dahil olmak gördüler ve gösterdiler.
Evet Nurcuların vazifesi bellidir. Her vazifenin zamanı vardır. şimdi ki vazife ıman'i meseleleri unutmak bir kenara bırkamak değil, şu hengamede daha sıkı sarılmaktır.

Amma, 4-5 senede bir tekrar edilen siyasi seçimlerde Üstad'ın yaptığı gibi istikameti göstermek ve Üstad'ın kırmızı çizgiye dahil olan halkçı, milletçi, dinci misyonlara karşı halkı din, vatan, millet namına bilinçlendirmek siyaset in içine dahil olmak değil. Risale-i Nurları uygulamaktır. 5 seneddee bir -iki ay siyaseti -zamanı geldiği için- pernisplerini konuşmak eleştirilmemelidir.

Artık bunları inkar etmenin hiç kimseye faydası olmadığı görünmüştür.

Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

29

21.06.2007, 16:10

"Evet, büyük kusurlarımdan birtek suçum: Vatan ve millet ve din namına mükellef olduğum büyük bir vazifeyi, dünyaya bakmadığım için yapmadığımdan, hakikat noktasında affolunmaz bir suç olduğuna ve bilmemek bana bir özür teşkil edemediğine, şimdi bu Afyon hapsinde kanaatim geldi.(On Dördüncü şua Mektuplarından )"

Burda bahsettiği vazife siyaset noktasında dindarlara bir istikamet belirlemek değil midir?
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

30

21.06.2007, 16:17

Üçüncü Sualiniz: Dünyanın siyasetine karşı niçin bu kadar lâkaytsın? Bu kadar safahât-ı âleme karşı tavrını hiç bozmuyorsun. Bu safahâtı hoş mu görüyorsun? Veyahut korkuyor musun ki sükût ediyorsun?

Elcevap: Kur'ân-ı Hakîmin hizmeti, beni şiddetli bir surette siyaset âleminden men etti. Hattâ düşünmesini de bana unutturdu. Yoksa, bütün sergüzeşt-i hayatım şahittir ki, hak gördüğüm meslekte gitmeye karşı korku elimi tutup men edememiş ve edemiyor.

Hem neden korkum olacak? Dünya ile, ecelimden başka bir alâkam yok. Çoluk çocuğumu düşüneceğim yok. Malımı düşüneceğim yok. Hanedanımın şerefini düşüneceğim yok. Riyâkâr bir şöhret-i kâzibeden ibaret olan şan ve şeref-i dünyeviyenin muhafazasına değil, kırılmasına yardım edene rahmet! Kaldı ecelim. O, Hâlık-ı Zülcelâlin elindedir. Kimin haddi var ki, vakti gelmeden ona ilişsin? Zaten izzetle mevti, zilletle hayata tercih edenlerdeniz.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=756
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

31

21.06.2007, 16:18

BıRıNCı NOKTA

Denilmiş: "Niçin siyasetten çekildin, hiç yanaşmıyorsun?"


Elcevap: Dokuz on sene evveldeki Eski Said, bir miktar siyasete girdi. Belki siyaset vasıtasıyla dine ve ilme hizmet edeceğim diye beyhude yoruldu. Ve gördü ki, o yol meşkûk ve müşkülâtlı ve bana nisbeten fuzuliyâne, hem en lüzumlu hizmete mâni ve hatarlı bir yoldur. Çoğu yalancılık; ve bilmeyerek ecnebî parmağına âlet olmak ihtimali var.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=768
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

32

21.06.2007, 16:19

Hem siyasete giren, ya muvafık olur veya muhalif olur. Eğer muvafık olsa, madem memur ve mebus değilim; o halde siyasetçilik bana fuzulî ve mâlâyâni bir şeydir. Bana ihtiyaç yok ki beyhude karışayım.

Eğer muhalif siyasete girsem, ya fikirle veya kuvvetle karışacağım.

Eğer fikirle olsa, bana ihtiyaç yok. Çünkü mesâil tavazzuh etmiş; herkes benim gibi bilir. Beyhude çene çalmak mânâsızdır.

Eğer kuvvetle ve hadise çıkarmakla muhalefet etsem, husulü meşkûk bir maksat için binler günaha girmek ihtimali var; birinin yüzünden çoklar belâya düşer. Hem on ihtimalden bir iki ihtimale binaen günahlara girmek, masumları günaha atmak vicdanım kabul etmiyor diye, Eski Said, sigara ile beraber gazeteleri ve siyaseti ve sohbet-i dünyeviye-i siyasiyeyi terk etti. Buna katî şahit, o vakitten beri, sekiz senedir birtek gazete ne okudum ve ne dinledim. Okuduğumu ve dinlediğimi, biri çıksın, söylesin. Halbuki, sekiz sene evvel, günde belki sekiz gazete Eski Said okuyordu.

Hem beş senedir bütün dikkatle benim halime nezaret ediliyor. Siyasetvâri bir tereşşuh gören söylesin.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=769
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

33

21.06.2007, 16:21

Yeni Said niçin bu kadar şiddetle siyasetten tecennüb ediyor?

Elcevap: Milyarlar seneden ziyade olan hayat-ı ebediyeye çalışmasını ve kazanmasını, meşkûk bir iki sene hayat-ı dünyeviyeye lüzumsuz, fuzulî bir surette karışmayla feda etmemek için; hem en mühim, en lüzumlu, en saf ve en hakikatli olan hizmet-i ımân ve Kur'ân için şiddetle siyasetten kaçıyor. Çünkü, diyor:

Ben ihtiyar oluyorum; bundan sonra kaç sene yaşayacağımı bilmiyorum. Öyleyse bana en mühim iş, hayat-ı ebediyeye çalışmak lâzım geliyor. Hayat-ı ebediyeyi kazanmakta en birinci vasıta ve saadet-i ebediyenin anahtarı imandır; ona çalışmak lâzım geliyor.

Fakat ilim itibarıyla insanlara dahi bir menfaat dokundurmak için şer'an hizmete mükellef olduğumdan, hizmet etmek isterim. Lâkin o hizmet, ya hayat-ı içtimaiye ve dünyeviyeye ait olacak. O ise elimden gelmez. Hem fırtınalı bir zamanda sağlam hizmet edilmez. Onun için, o ciheti bırakıp, en mühim, en lüzumlu, en selâmetli olan, imana hizmet cihetini tercih ettim. Kendi nefsime kazandığım hakaik-i imaniyeyi ve nefsimde tecrübe ettiğim mânevî ilâçları, sair insanların eline geçmek için, o kapıyı açık bırakıyorum. Belki Cenâb-ı Hak bu hizmeti kabul eder ve eski günahıma kefaret yapar. Bu hizmete karşı şeytan-ı racîmden başka hiç kimsenin-mü'min olsun, kâfir olsun, sıddık olsun, zındık olsun-karşı gelmeye hakkı yoktur.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=769
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

34

21.06.2007, 16:41

Peki kardeşim Eski Said dönemi eserler ve Üçüncü Said'i yok mu sayıyoruz.

Madem o eserler istimal edilmeyecek niye okuyoruz.(Gerçi okumayan çok) Maksad nedir?

Biz bu yazdıklarını bilmiyor muyuz okumadık mı sanıyorsun. Evet yazdıkların doğrudur. Sen böyle düşünüp sadece imani meseleleri öğrenip, öğrete bilirsin.

Ancak Risale-i Nur'un külli bir tamirat yapar. Bu külli tamirin tüm prensipleri öğrenmek isteyenlere gölge olmayın.

Bakın 40 senedir gölge oldunuz dindarlar yüz parçaya bölündü. O zamanlar engel olunmasaydı şu an durum çok farklı olacaktı.

Nurcular halkı oynanan oyunlar konusunda bilinçlendirip hüriyet-i şer'iye şimdiye kadar tesis edilmiş olacaktı.


Sana sorduklarımı manasını yanlış anladığın Risale-i Nur nükteleri ile vurarak ne yapmak istiyorsun. Niye Eski Said'in ve Üçüncü saidin umdelerini inkar ediyorsun, saklıyor ve konuşulmasını istemiyorsun.

Bektaşi gibi sadece işine geleni yazıyorsun.

Ben de sana Risale-i Nur'dan yazıyorum

Senden farkım ben yazdıklarını inkar etmiyor ve onların ne anlama geldiğini biliyorum
Sen ise söylediklerinde ve davanda haksız çıkacaksın diye o bizim yazdıklarımın ne anlama geldiği açıklama veya anlama zahmetine bile girmiyorsun.

Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

35

21.06.2007, 16:47

bu mektub sana cevap olarak yeter belki;

Bu zamanda öyle fevkalade hâkim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza hakikî beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat dahi bu zamanda gelse, harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için siyaset âlemindeki vaziyetten feragat edecek ve hedefini değiştirecek diye tahmin ediyorum.

Hem üç mesele var: biri hayat, biri şeriat, biri imandır. Hakikat noktasında en mühimmi ve en âzamı, ımân meselesidir.


Fakat, şimdiki umumun nazarında ve hal-i âlem ilcaatında en mühim mesele hayat ve şeriat göründüğünden,


o zat şimdi olsa da,

üç meseleyi birden umum rû-yi zeminde vaziyetlerini değiştirmek, nev-i beşerdeki câri olan âdetullaha muvafık gelmediğinden,

herhalde en âzam meseleyi esas yapıp,

öteki meseleleri esas yapmayacak;

ta ki ımân hizmeti safvetini umumun nazarında bozmasın ve avamın çabuk iğfal olunabilen akıllarında, o hizmet başka maksatlara âlet olmadığı tahakkuk etsin.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3285
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

36

21.06.2007, 16:56

Hakaik-i imaniye,

herşeyden evvel bu zamanda en birinci maksat olmak

ve sair şeyler ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalmak

ve Risale-i Nur'la onlara hizmet etmek en birinci vazife

ve medâr-ı merak ve maksud-u bizzat olmak lazım iken,

şimdiki hâl-i âlem hayat-ı dünyeviyeyi,

hususan hayat-ı içtimaiyeyi ve

bilhassa hayat-ı siyasiyeyi ve

bilhassa medeniyetin sefahet ve dalâletine ceza olarak gelen gadab-ı ilâhinin bir cilvesi olan Harb-i Umumînin tarafgirâne, damarları ve âsabları tehyîç edip bâtın-ı kalbe kadar,

hatta hakaik-i imaniyenin elmasları derecesine o zararlı, fâni arzuları yerleştirecek derecesinde bu meş'um asır şırınga etmiş ve ediyor ve öyle aşılamış ve aşılıyor ki,


Risale-i Nur dairesi haricinde bulunan ulemalar, belki de velîler o siyasî ve içtimaî hayatın rabıtaları sebebiyle, hakaik-i imaniyenin hükmünü ikinci, üçüncü derecede bırakıp, o cerayanların hükmüne tabi olarak, hemfikri olan münafıkları sever.

Kendine muhalif olan ehl-i hakikati, belki ehl-i velayeti tenkit ve adâvet eder, hatta hissiyat-ı diniyeyi o cereyanlara tabi yaparlar.

ışte bu asrın bu acip tehlikesine karşı, Risale-i Nur'un hizmet ve meşgalesi, şimdiki siyaseti ve cerayanlarını o derece nazarımdan ıskat etmiş ki, bu Harb-i Umumîyi bu dört ayda merak etmedim, sormadım.

Hem Risale-i Nur'un has talebeleri, bâki elmaslar hükmünde olan hakaik-i imaniyenin vazifesi içinde iken zalimlerin satranç oyunlarına bakmakla vazife-i kudsiyelerine fütur vermemek ve fikirlerini onlarla bulaştırmamak gerektir.

Cenab-ı Hak, bize, nur ve nuranî vazifeyi vermiş,

onlara da zulümlü zulümatlı oyunları vermiş.

Onlar bizden istiğna edip yardım etmedikleri ve elimizdeki kudsi nurlara müşteri olmadıkları halde, biz onların karanlıklı oyunlarına vazifemizin zararına bakmaya tenezzül etmek hatadır. Bize ve merakımıza, dairemiz içindeki ezvak-ı maneviye ve envar-ı imaniye kâfi ve vâfidir.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3308
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

37

21.06.2007, 16:58

Allah Allah kardeşim, biz bunları biliyoruz.

Hak ve hürriyetler namına, din vatan ve milellet hesabına siyasetin prensiplerini talim o ceryanlara kapılmak mıdır? Neyi ve niye anlamıyorsun, bilemiyorum

Bak Risale-i Nur'da ne yazıyor.;" Zira Nur talebelerinin Demokratları muhafaza ettiğini ve Demokrat Demokratların kuvvetli bir istinadgâhı olduğunu müfrit şeytanlar anlamışlar. Nur talebelerini Demokratlardan bu tarzda nefret ettirip hükûmeti yıkmaya çalışıyorlar. Emirdağ Lahikası "

şimdi Üstad Demokratları muhafaza etmeyi o ceryanlara kapılmak saysaydı muhafaza ettirir miydi? Hem "hükûmeti yıkmaya çalışıyorlar" ifadesi Demokratların hükümetten düşmemesi gerektiğini göstermiyor mu? "Demokratları muhafaza ettiğini ve Demokrat Demokratların kuvvetli bir istinadgâhı olduğunu" ,ifadesi onları muhafaza etmek gerektiğini göster miyor mu?

şunu bir anlasan!
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

38

22.06.2007, 08:43

Bu başlık altınsa siyasivari sözlerinizi dikkate almıyacağım.

bu başlık altında risaledeki parçaları yazmaya devam edeceğim.
kardeşlerime istifade etmeleri için yardım ediyorum..

ve sorduğun sorular siyasetle ilgili ise onlarada cevap vermiyeceğim.

risalei nurdan anlamadığın konular olunca imanla ruhla,ahiretle ilgi sorularına cevap vereceğim.

onun için rica ederim.

siyasetle ilgili sorma..

ben devam ediyorum.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

39

22.06.2007, 08:47

Bu asırda, din ve ıslâmiyet düşmanları,

evvela imânın esaslarını zayıflatmak ve yıkmak plânını, programlarının birinci maddesine koymuşlardır.


Husûsan bu yirmi beş sene içinde, tarihte görülmemiş bir halde münâfıkâne ve çeşit çeşit maskeler altında imânın erkânına yapılan sû-i kastlar pek dehşetli olmuştur.

Çok yıkıcı şekiller tatbik edilmiştir.


http://www.risaleara.com/oku.asp?id=694
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

40

22.06.2007, 08:51

Halbuki,

imânın rükünlerinden birisinde hâsıl olacak bir şüphe veya inkâr,

dinin teferruâtında yapılan lâkaydlıktan pekçok defa daha felâketli ve zararlıdır.

Bunun içindir ki, şimdi en mühim iş, taklidî imânı tahkikî imâna çevirerek imânı kuvvetlendirmektir,

imânı takviye etmektir, imânı kurtarmaktır.

Herşeyden ziyâde imânın esâsâtıyla meşgul olmak, katî bir zarûret ve mübrem bir ihtiyaç, hattâ mecburiyet hâline gelmiştir.

Bu, Türkiye'de böyle olduğu gibi, umum ıslâm dünyasında da böyledir.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=695
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir