Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

20.06.2007, 12:25

Risale-i Nur ve Demokrat parti

Üstad siyasete ile iştigal etmemekle beraber din-i hamiyet namına Risale-i Nur’da 85 defa demokratlara dua etmiş,sahip çımış, takdir etmiş ,minnettar olmuş, iltifat etmiş,desteklemiş ve bu partiye yardım için talebelerine teşvik etmiştir.



Hususan oradaki eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakiyetine çok dua ediyorum. ınşaallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer'iyeye vesile olacaklar.


Bu sözü incelediğimizde Üstad’ın Demokratlara istibdatı kaldırmak ve hürriyet-i şeriyeye vesile olacağını söylemiştir. Sözde kesinlik vardır. Olabilir dememiş “olacaktır” ,demiş. ıstikbalden haber vermiş. Demek Nurcular Demokratları desteklemesi Umdesi haline gelmiştir. Onlara yardım etmesi elzemdir. Delil ise şudur.

Otuz beş seneden beri siyaseti terk eden Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, şimdi Demokrat Kur'ân ve ıslâmiyet ve vatan hesabına, bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle Demokrat Partinin iktidarda kalmasını muhafazaya çalıştığına, biz Demokrat Parti mensupları ve Nur talebeleri kat'î kanaatimiz gelmiştir.
Zira, Demokrat Parti düşse Halkçılar veya Milet Partisi iktidara gelecektir. Bu yüzden Üstad şöyle dedi; ışte bunun için, hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için, Demokrat Parti'yi, Kur'ân ve vatan ve ıslâmiyet namına muhafazaya çalışıyorum"

Ayrıca Üstad Demokrat Parti aleyhine tertiplenen oyunlara kesretle işaret etmiş ve uyarmıştır.
Eskiden nasıl Ahrarlar iki defa başa geçtiği halde, az bir zamanda onları devirdiler. Onların müttefiki olan ıttihad-ı Muhammedî (a.s.m.) efradının çoklarını astılar. Ve "Ahrar" denilen Demokratları kendilerinden daha dinsiz göstermeye çalıştılar. Aynen öyle de, şimdi bir kısmı dindarlık perdesine girip Demokratları din aleyhine sevk etmek veya kendileri gibi tahribata sevk etmek istedikleri kat'iyen tebeyyün ediyor. Hattâ ulemânın resmî bir kısmını kendilerine alıp Demokratlara karşı sevk etmek ve Demokratın tarafında, onlara mukabil gelecek Nurcuları ezmek, tâ Nurcular vasıtasıyla ulemâ, Demokrata iltica etmesinler.

Peki bu tablo tebeyyün etmiş midir? Tablo aynen –belki misli ile- günümüzde dahi tebeyyün etmiştir. Son olaylarda dindarlık perdesine girmiş bir parti Demokratları dinsiz göstermeye çalışmış; müstebit malum partinin cinayetlerini Demoratların üstüne yıkmıştır. Halklarda Demokratlara karşı bir soğukluk meydana getirmişlerdir.

En büyük tehlikede şudur. : Nurcuları Demokrat Parti aleyhine çevirmek. Çevirdikleri korkunç plan tahkiki imana sahip bir kısım Nurcuları dahi sürçmüştür. Malesef bunu üçüncü dafadır başarıyorlar . Hatta bu plan Nurcuların -siyaset yüzünden- bölünmesine netice vermiştir. Risale-i Nur ‘da bu konuda şöyle bir ifade vardır: Doğrudan doğruya eski zâlim parti hesabına şu maksada matuftur ki, yüz binlerle Nur talebelerini Demokratlar aleyhine çevirip, Demokrat Partisinin sessiz, sadasız, gösterişsiz, fakat dindarlıklarıyla gayet muhkem bir istinadgâhını yok etmek ve Demokrat hükûmetini yıkmaktır. Bu müthiş ve şeytanî plânın akîm kalması için zât-ı âlînize ehemmiyetle ihbar eder ve hürmetlerimizi arz ederiz.

Risale-i Nur’da Demokratları din aleyhinde göstermek için bir kısım planlara işaret eder ve günümüze baktığımızda bu planın başarılı olduğu görülür. Bu dehşetli plan şöyledir; müstebit, dinsiz, mason ve kominist bir kısım zatların Demokrat gözükerek dindarları soğutmak ve karşılarına da başka dindarları koyarak Demokrataların oyunu bölmek ve kendi cinayetlerini Demokratların üstüne yıkmak, onları iktidardan düşürmek şeklinde olduğu görülür. Emirdağ Lahikasının muhtelif yerlerinde bu uyarılar yapılmıştır.

Mesela şu nükte günümüzdeki bazı olaylara çok benzemektedir: Eskilerin lüzumsuz keyfî kanunları ve su-i istimalleri neticesiyle, belki de tahrikleriyle zuhur eden Ticanî meselesini ve ağır cezalarını dindar Demokratlara yüklememek ve âlem-i ıslâm nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesi kendimce böyle düşünüyorum:

Hatta bu oyunlar öyle noktalara kadar gelmiş ki Üstad’ı dahi Demokrat Parti’den soğutmak için desiseli planlar uygulanmıştır.
Mesela: Bütün gayesi vatan ve milletin selâmeti uğruna çalışan ve ders veren Üstadımız Bediüzzaman gibi mübarek ve muhterem bir zatın Demokrat Partiye yaptığı yardımı kıskanan Halk Partisi ve Millet Partisi elemanları, iktidar partisi yapıyormuşçasına çeşit çeşit bahane ve eziyet yaparak Üstadımızı Demokrat Partiden soğutmak için var kuvvetleriyle çalıştıklarına kat'î kanaatimiz gelmiş.

Hatta bu oyuna gazetelerin dahil olduğu anlaşılır: Halkı Demokrat hükûmet aleyhine geçirmek plânlarını takip eden muhtelif gazetelerin diğer bir zahir yalanları ise, Nazilli'de iki mübarek adamın…

Demokratlerı devirme planına dahil olan iki partiye de işaret etmiştir.
Bu iki tâife herşeyden istifadeye çalışıp, dindar Demokratları devirmeye çalıştıkları ve çalıştırıldıkları meydandaki âsâr ile tahakkuk ediyor. Bu acîb tahribâta ve bu iki kuvvetli muârızlara karşı, kırk Sahâbe ile dünyanın kırk devletine karşı meydan-ı muârazaya çıkan ve galebe eden ve bin dört yüz sene zarfında ve her asırda üç yüz, dört yüz milyon şâkirdi bulunan hakîkat-i Kur'âniyenin sarsılmaz kuvvetine dayanmak ve onun içindeki dünyevî ve uhrevî saadet-i ebediyenin zevklerine o câzibedar hakîkatle beraber nokta-i istinad yapmak, o mezkûr muârızlarınıza ve hem dahil ve hariçteki düşmanlarınıza karşı en lâzım ve elzem ve zarûri bir çare-i yegânedir. Yoksa, o insafsız dahilî ve hâricî düşmanlarınız, sizin bir cinayetinizi binler yapıp ve eskilerin de cinayetlerini ilâve ederek, başkaların başına yükledikleri gibi, size de yükleyecekler. Hem size, hem vatana, hem millete telâfi edilmeyecek bir tehlike olur. "Cenâb-ı Hak sizleri ıslâmiyet lehindeki hizmetlerinize muvaffak ve mezkûr tehlikelerden muhâfaza eylesin" diye, ben ve Nurcu kardeşlerimiz, yapacağınız hizmete ve mezkûr hakîkati kabul etmenize mukabil, duâ etmeye karar vereceğiz.

Bu yazılardan şöyle sorular sorulabilir:Neden Üstad siyasetle iştigal etmediği halde, hatta dünya meseleleri ile bütün bütün ilişkisini kesmişken son zamanlarında Demokratları destek için siyasete ve dünyaya bakmıştır? Üstad’ın amacı sadece o günü kurtarmak mıydı? Yoksa bir istikamet çizmek midir? Neden gerilere gidip Demokratları Osmanlı Ahrarlarının devamı gösteriyor? Geçmişten istikametli çizdiği çizgi onun yaşadığı dönemi kurtarmak için midir? Yoksa kıyamete kadar dindarlara bir yol göstermek için midir?

Artık Demokrat Parti desteklenmemeli midir? Zira, Üstad’ın yazdığı gibi Demokrat Partiyi halk nezdinde küçük düşürmek ve Nurcuları soğutmak için oyanan oyun başarılı oldu. Demokrta Parti gücünü kaybetti. Halkçıların ve Milletçilerin istibdat ve cinayetleri onların üzerine kaldı.
Artık bu cephe terkedilemli midir? O cephede ısrar etmenin ne zararı olur? Yeni, bir cephe Üstad’ın belirttiği tuzaklardan biri olabilir mi?

Bunu tartışmakta fayda vardır?
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

2

20.06.2007, 12:40

Üstad'ın Demokratlardan soğumasından korktuğu Nurcular kimlerdir? Üstad'ın Nurcular o zaman demokratlara destek için teşvik etmesi günümüz için geçersiz midir? Nurcular Demokrat Misyonu görüp, bulup, tanıyıp anlaması gerekmez mi? Bir kenarda durum ilişmemeli mi?

Bunu tartışmakta fayda vardır?

Risale-i Nur'da 85 kez bahsi geçen Demokrat Parti'yi Risale-i Nur namına konuşmak ve incelemek abes olmasa gerek.
Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

20.06.2007, 13:59

Buyurun desteklerinizi bekliyorum.
Maksat forumu propoganda alanına çevirmek değildir. Risale-i Nur'un ilgilendiği her şey -derecesine göre- bizi de ilgilendirir.

Madem siyaseti dine hizmetkar yapmak arzu eden Eski Said'in eserleri Risale-i Nur külliyatına dahil olmuştur ve madem Üstad ömrünün son devresinde yine siyasete temes etmiş ve istikamet çizmiştir, o zaman siyaset talim noktasında ve Demokrat olan fırka kimse onu bulup Nurcuların eskisi gibi o fırkada ittihad sağlaması çok elzemdir.

Üstad'ın şiddetle ve kesretle Nurcuları destek için teşvik ettiği Demokrat Parinin günümüzdeki takipçisi her kimse ve hangi ada veya surate girmişse onu bulup -yine Risale-i Nur yardımı ile- çıkarmak Nurcuların -bu dönemde- çok önemli bir vazifesi haline gelmiştir.

Eski Said'in siyaseti dine hizmetkar yapan tespitlerini görmemezlikten gelemeyiz. ıptal oldu hükmü kalmadı denemez. Zira, o tespitlerin ve çizilen istikametin iptal olması için siyaset mesleğinin bütün bütün iptal olması lazımdır. Yada o tespitlerden dah mükemmel tespitler yapmak lazımdır. Hem o tespitler varken artık kaçınılmaz hale gelen Mehdinin üçüncü vazifesini ifa için mecbur ve şart olan siyaseti talim etmek grekiyorsa yine Risale-i Nur'dan daha iyi bir kaynak yoktur.

Madem siyaset devam etmektedir ve madem Üstad Demokratlara din vatan ve millet namına sahip çıkmıştır, özellikle deccalin dördüncü ve adileştiği ve durumu muhafaza için her türlü desiseyi oyanıdığı, halkı kutuplaştırdığı şu dönemde Üstad'ın gösterdiği istikameti iyi anlamak ve çözmek durumundayız.

Bu arzu ve emele tarafgir gözle bakıp, eskide Siyasal ıslamcıların yaptığı gibi Nurcuları mason komitecileri ile işbirliği adını takmak Risale-i Nur şahs-ı manevisine azim bir cinayettir ki hiç kimse bu vebali kaldıramıyacaktır.

Buyurun Risale-i Nur'un bir lahika dersi olan şu konuya yorum ve tespitlerinizi bekliyoruz.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

4

20.06.2007, 14:35

Dünkü Yeni asya'yı okumamıştım. bu günde daha az önce elime aldım. Baktım Latif Salihoğlu Abi Demokratlık Dersleri adıya bir yazı dizisine başlamış. Okudum benim açtığım şu başlıkla aynı konuyu içeriyor. şahs-ı Manevi adına çok sevindim. Demek ki ,şahs-ı manevi icraatlerine devam ediyor bizi vesile yapıyor.

aşağıya Demokratlık dersleri yazsından bir bölüm derc ediyorum.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

5

20.06.2007, 14:36

Zübeyir'in tarzı ve Necip Fazıl ekolü

Hayatı ve herşeyiyle Üstad Bediüzzaman'a ve onun eserlerine kemâl�i sadâkatla bağlanan Zübeyir Gündüzalp'in, Üstad'ın vefatından sonraki siyasî cereyanlara bakışını ve yeni gelişmeler hakkındaki değerlerdirmesini, yukarıdaki hatıradan da anlamak mümkün.

Yakın tarihimizin çok acı bir gerçeği şudur ki: ıkisi de âlim olan hocaları, fikren, mesleken ve meşreben hiç uyuşmayan, hatta tam bir zıtlaşma içinde ömrünü tamamlayan Necip Fazıl ile Zübeyir Gündüzalp'in kendileri de, siyasî ve içtimaî meslek�meşrep noktasında aynı tarz üzere gittiler.

Üstad Bediüzzaman'ın talebesi olan Zübeyir'in siyasî çizgisi bellidir, alenidir: Demokrat Parti, Adalet Partisi...

Üstad'a muarız "ıstanbul'daki ihtiyar hoca"nın talebesi olan Necip Fazıl'ın siyasî ekolü de bellidir: ıki kanatlı Millet Partisi: 1. kanat Millî Nizam�Selamet Partisi ve 2. kanat olarak da zaman zaman Milliyetçi Hareket Partisi.

Bugün, bu her iki kanadın partileri de�türevleriyle birlikte�siyaset meydanındadır.

şimdi, Zübeyir ile Necip Fazıl'ın siyasî tarzlarını mizanın iki kefesine koyarak bakalım ve meselâ şu suâlin cevabını bulmaya çalışalım: "Siyasî kökenleri itibariyle Nizam�Selâmet'ten gelen ve tâ başından beri her biri birer Necip Fazıl hayranı olan bugünkü AKP'nin kurmay kadrosunun tepesindeki meselâ ilk üç adamın (Erdoğan, Gül ve Arınç) ağırlıklı tercihi, sizce hangi yönde olur? Yani, bunlar 'Zübeyrî çizgi'ye mi yakın durur, yoksa, 'Necip Fazıl ekolü'nü mü tercihe şâyân görür?"

Kanaatimizce, bu muhim suâlin tahkike dayalı bir cevabı bulunabilirse, büyük ölçüde bugünkü hal ve zihin kargaşasının da önüne geçilmiş olur.

M.Latif Salihoğlu /Demokratlık Darsleri
[/b]
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

6

20.06.2007, 14:49

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=8196

son yazini sobeledim ceka abim :P
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

7

21.06.2007, 16:29

Zemin ve semâvâtı hiddete getirecek ve mevcudatı ağlatacak bu müthiş kararın Demokratlar aleyhinde Halk Partisinin müfrit adamları tarafından tertip edilen bir plân olduğundan kat'iyen şüphemiz yoktur. Zira Nur talebelerinin Demokratları muhafaza ettiğini ve Demokrat Demokratların kuvvetli bir istinadgâhı olduğunu müfrit şeytanlar anlamışlar. Nur talebelerini Demokratlardan bu tarzda nefret ettirip hükûmeti yıkmaya çalışıyorlar. Emirdağ Lahikası

şimdi sormak istiyorum. Madem Nurcular Demokratları muhafaza etmiş ve Demokratları o zaman ne adına ve ne için desteklemişlerse aynı sebebler hala caridir. O zaman Demokratları desteklemek zorunlu değil midir?

Peki o Demokratların günümüzde hangi oluşum adı altında olduğunu yine Risale-i Nur prensipleri ile görmek ve anlamak gerekmez mi?
Hem Demokokratlardan nefret etme tehlikesi olan Nurcular kimlerdir. Onlar her kimse şu an hangi cenahı tutuyor belirlemek ve onları doğru yola iletmek kardeşlik esası değil midir?

Bunun adına 5 senede bir seçim zamanı çalışma yapmak önemli vazifeyi ihmal etmek ve siyasetin içine dahil olmak mıdır?

Bence münazara edilmesi gereken husus budur ve makul bütün Nur Talebeleri tarafgirlik yapmadan bu konuda fikirlerini söylemek durumundadır.

Mehdinin üçüncü vazifesi budur.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

8

21.06.2007, 17:00

1. Said Nursi, ıstanbulda iken kazandığı ehemmiyetli şan ü şerefin, kalın bir uykudan ibaret sakil bir rüya-i muvakkat, bir sersemlik olduğunu söyler. Ve ıstanbul'da bir iki sene gafletle siyasete karıştığından, bunu dünyanı ölümü diye tasvir eder. Bu münasebetle eski Said, Yeni Said diye iki şahsiyet bulunduğunu ve bu şahsiyetlerin birbirinden ayrı olduklarını söyler. Sonra dokuz adet birincide yirmi kadar risale bulunan mecmuasının sonunda, Isparta'da Risale-i Nur şakirtlerine yazılan mektubun içinde,
siyasete tenezzülün hata olduğunu söyler.

2. said Nursi'nin en mühim kitabı olan Hüccetü'l Baliğa adlı bir münacaat kısmındai "Bu dünya fanidir. En büyük dava, Baki olan alemi kazanmaktır. ınsanın itikadı sağlam olmazsa, davayı kaybeder. Hakiki dava budur. Bunun haricindeki davalara karışmak zararlıdır. Siyasetle meşgul olan, ehemmiyetli hizmetlerinden geri kalır. Hem de siyaset boğuşmalarına kapılanlar, selamet-i kalbini kaybeder" der.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3437&a=siyaset
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

9

21.06.2007, 17:04

Hulusi kardeş, ya Risale-i Nur talebesine şu tavrın hiç yakışmıyor. Hakikat adına değil ,kendini ıspatlamak adına yapıyorsun. Bu Nur talebesine gitmiyor.

Peki alıntıladığım Risale-i Nur cümleleri yalan mı onlar sonradan mı ilave edildi. Bi söyle de derdini anlayalım

Soruyorum Lahikaları, Eski Saidi, Münazaratı, vs. inkar mı ediyorsun.

Bilelim de ona göre konuşalım.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

10

27.06.2007, 14:34

Ceka agabicigim hemen kizma.
Hulusi kardesin anlamadigi bir nokta var, biz siyaset yapmiyoruz hulusi kardes, üstad hazretleri bu sözleri siyaset ile ugrasanlara sarf etmistir.
Hatta kendisi dahi siyaset ile dine hizmet düsüncesi icinde idi,
fakat sizin beyan ettiyiniz sebeblerden dolayi siyasetin serrinden
Allaha sigindi.
Fakat biz nur talebelerine müebbed bir cizgi koydu, ve ilk etapta kendisi bu cizgiye sahip cikti.Lütfen bunu görmemezlikten gelmiyelim.Cünki o zaman Üstadi eksik anlamis oluruz,Allah muhafaza yanlis anlamis oluruz.
Taasup altinda olmamak sartiyla, yani hehangi bir önyargi gütmeden
Ceka agabimin yazilarini inceleyin,muhakeme edin.
Ey Kardes bil ki! Hasenatın hayatı niyet iledir. Onların fesadı ise ucb, riya ve gösteriş iledir.
Mesnevi-i Nuriye

11

13.07.2007, 23:23

s.a

demokrat parti nin gunumuzdeki tek temsilcisi tek parti .
chp kol keser,demokrat parti parmak keser demiş ustad.onun icin kotunun iyisini secmek kim dine hizmet edecekse yani risale i nur un neşrine yardımcı olacaksa ona oy vermek biz nurcuların aklında lması gerek diyorum ben aciz kardesiniz olarak

12

14.07.2007, 10:39

Allah hepinizden razı olsun.

Ama şu başlığa yazılacak yazılar hem forumda siyasi başlıkların fazlaca açılmasına engel olacaktı, hem Risale-i Nur'un siyasete bakışı tam anlaşılacaktı.

Nedense hiç kimse Risale-i Nur dürbünü ile siyasi partilere bakmak istemiyor.

Zira, Risale-i Nurda ki siyasi umdeler tebeyyün etse çokların mesleği kesilecek. Gücü kırılacak.

Hayatım boyunca gerçeklerden korkan insanlar gördüm. Gerçeğin kendi yapıştığı fikre muhallif olmasından korkuyorlar. Kafasını kuma gömüp ben gerçeği görmüyorum, o da beni görmesin der gibiler

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

13

15.07.2007, 17:38

biz siyasete vatan için müdahale edip müsbet bir sekilde yön vermeye çalışıyoruz. ama kalkıpta risale-i nur partisi kurmuyoruz veyahut risale-inur adına dp ye katılmıyoruz. sadece destek veryoruz. katılanlarda zaten risale-i nur adına değil sahsi kararlarıyla katılıyor. üstadımız adnan menderesi neden destekledi ? çünkü biliyordu ki dördüncü parti oydu.

bugün biz niye destekliyoruz? din adına hizmet ettikleri için mi? hayır!! destekliyoruz çünkü diğer partiler o üç gruba gişriyor dp ise insan hakları namına veya sırf seçmen tabakasının oylarını almak için islama hizmet ediyorlar. bugün saadet ve akp nin dine hizmet edemeyecekleri açık çünkü irtica deyip darba sesleri geliyor daha kötüye gidiyoruz. ama dp yapınca biz bazıları için nasıl safdil dostlarımız diyorsak onlarda dp için diyor ve mecburiyetten kabul ediyorlar. bakın adnan menderesin göstermelik ASILMA SEBEBı BEBEK KATıLLığıDıR. buna çocuklar bile inanmazken onların bu sebebe inanma nedeni neydi bilyormusunuz? ihtilaller sebepsiz yapılamaz....

evet ogün iki parti vardı ve ahrarlar ne kadar demokratız desede halkçıların oyunuyla son zamanlarında din adına siyaset yapıyor olarak gözüktüler yoksa ozamanda ihtilal olmazdı.

simdi anlıyorum ki ; bu günün demokrat partisi dünün ahrarlarından daha demokrat ve daha fazla desteği hak ediyor

14

19.07.2007, 16:36

Risale-i Nur'un siyasi meseleleri de imani meseledir.

Selamlar,
Risale-i nurun bütün mesaisi iman üzerinedir. bundan dolayı siyasi meseleleri de imani meselenin bir bölü,müdür. bunun için birbirinden ayrılmaz. Risale-i Nur'un iman temelli üç temel ayağı vardır. imanı güçlendirmek, hizmet metotlarını belirlemek, siyasi ve içtimai ders vermek.

Bu hususlar biribirinden ayrılmaz.

Selamlar.

Mesajlar: 30

Konum: Hollanda

Meslek: Öğretmen

  • Özel mesaj gönder

15

20.07.2007, 15:55

>Risale-i Nur'da 85 kez bahsi geçen Demokrat Parti'yi Risale-i Nur namına konuşmak ve incelemek abes olmasa gerek.

CHP ve ekibi Ağardan önce davransaydı ve partilerinin adını Demokrat Parti yapsaydı yine mi aynı gözle konuşup inceleyecektik.

şu düşünce yanlış mı peki: "DP yi Risale-i nur gözüyle incelerken, ıncelenmesi gereken o mektupların gectiği dönemdeki DP. Oy verme kiritiği şeklinde verilen ölçü ise değişmez bir ölçüdür, ve o ölçüdü galip çıkan partinin adı değişebilir. "

Yoksa tarafgirane takın tutar gibi bir ismin peşinden gidip, lideri ve ekibi kim olursa olsun o bizim partimizdir demek ne derece hakikat mesleğine uyar. Bu düşünce siyaset mesleğinin düsturu olabilir ona sözüm yok, fakat ya hakikat mesleği!

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

16

20.07.2007, 16:54

üstadın yeni said döneminde risalelerde demokrat partiyi konu aldığı dönemlerde iktidar ve muhalefet sahnesinde acaba hangi partiler vardı?
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

17

20.07.2007, 16:56

bugün adı dp olan parti sizce(tüm katılımcılara soruyorum) adnan menderesin dp sinin devamı mıdır?
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

18

20.07.2007, 17:13

siyaseten sahnede olan partilerden biri;
ittihat ve terakki zihiyetin temsilcisi ise zaten dine ve içtimai hayattaki yerine düşman olacaktır,bilinçli bir mümin destekleyemez.
milliyetçi başlık altında esasen ulus milliyetçiliğini kışkırtıyor ise, zaten islam a muhalif bir parti olarak ırkçılık temellidir bilinçli bir mümin destekleyemez.
tüm bunların arasında devrin partilerinden biri olan dp merkeze yakın ve aralarında eski said gibi dinin içtimai hayataki yerine vurgu yapabilen kadrolar varsa baskın ittihatlerle mücadele azmi içinde olan bir zümre bu parti içinde gayretkarane çabalıyorsa devrin fotoğrafına göre bilinçli bir mümin tarafından desteklenmesi gerekir.
bugün tepesinde devletin derinliklerinden gelmiş konuşursam memleket sarsılır diyen bir zatın ittihat terakkinin politikalarının sonucu olan g.doğu politikası karşısında şiddete dayalı çözüm üretme planı islami kurallar ile bağdaşmaz.ırkçılık temelli mhp çözümlerine benzer.
içtimai hayatta dinin yerine vurgu yapmak adına bazı cemaat abilerini listelerde ön sıraya yazmaları dp liderinin temelde bu konu ile ve bu partininde islami kesimin sıkıntılarına cevap arama gayreti içinde olduğu amacını yansıtmaz.
bugün fraksiyonları belli aşırı sol kökenli partiler dışında bir çok parti içinde mümin özelliği taşıyan insanlar vardır.


peki sizce bünyesinde tüm partilere oranla dp içinde ne kadar mümin ve sempatizanı barındırır.(tahkiki imanla uyanık olanlardan bahsediyorum) ??
veya;
bünyesinde içtimai hayatta müminliği yaşayan insanların çoğunlukta olduğu parti hangisidir?
sorunun cevabına göre bu devrin dp si hangi partidir zannımca prtaya çıkacaktır.
bende hayatımın çoğu alanları itibarı ile risalelerle ilgiliyim.bu meyanda bir beslenmem söz konusu olduğu için de yazım ve bakışım risale temelli sayılabilir.hizmet etmeleri noktasında siyasetle ilgim var.bence hiçbir cemaat ve tahrikatin siyasi profil içinde olmaması lazım gelir.
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

19

21.07.2007, 16:06

Alıntı sahibi ""gulsuner""

>Risale-i Nur'da 85 kez bahsi geçen Demokrat Parti'yi Risale-i Nur namına konuşmak ve incelemek abes olmasa gerek.

CHP ve ekibi Ağardan önce davransaydı ve partilerinin adını Demokrat Parti yapsaydı yine mi aynı gözle konuşup inceleyecektik.

şu düşünce yanlış mı peki: "DP yi Risale-i nur gözüyle incelerken, ıncelenmesi gereken o mektupların gectiği dönemdeki DP. Oy verme kiritiği şeklinde verilen ölçü ise değişmez bir ölçüdür, ve o ölçüdü galip çıkan partinin adı değişebilir. "

Yoksa tarafgirane takın tutar gibi bir ismin peşinden gidip, lideri ve ekibi kim olursa olsun o bizim partimizdir demek ne derece hakikat mesleğine uyar. Bu düşünce siyaset mesleğinin düsturu olabilir ona sözüm yok, fakat ya hakikat mesleği!


akp diyenler söyle düşünecek bu parti din adına mı siyaset yapıyo r yok sa misyonu nedir. din adınaysa oy veremezsiniz. misyonsuz diyorsanız yine oy veremzsiniz.

20

03.09.2007, 14:09

yha bence şu cemaat veya din ile siyaseti karıştırmamak en güseli..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir