Bismillahirrahmanirrahim
sizi itham edecek yazimiz olmadi hate en olmussa hakkkinizi helal edin özür dileriz...
bu mektubattan alinan metin hakkinda söz sahibi olsa olsa ehli olanlar olur bizde misafireten onlara gidelim
Bakiyoruz mektubat-i rabbaniyi en cok okuyan ve yasayan ve meslekleri olan NAKS-I BENDI TARIKATINE MISAFIRETEN GITTIK
gördükkü hepsi sakalli salvarli sarikli iste istan bul fatih teler bir kismi
ve iskilipli atif efendinin sarik icin verdigi mücadele ve doguda sarigi icin asilan nice alim seyh vardir ne ise
naksiler dahi lisani halleri ile HASA BIZIM ÜSTADIMIZIN O MEKTUP ILE KASDI BU DEGILDIR demelerine binaen bizde Risale i nur talebesi olarak derizki bizde aynini anlar ve deriz ki Imami rabbani hakkinda Risale i nurda gecen
ıKıNCı NÜKTE: ımam-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî (R.A.) demiş ki: "Ben seyr-i ruhanîde kat-ı merâtib ederken, tabakat-ı Evliya içinde en parlak, en haşmetli, en letâfetli, en emniyetli; Sünnet-i Seniyyeye ittibaı, esas-ı tarikat ittihaz edenleri gördüm. Hatta o tabakanın âmi Evliyaları, sair tabakatın has velîlerinden daha muhteşem görünüyordu." Evet müceddid-i elf-i sâni ımam-ı Rabbanî (R.A.) hak söylüyor. Sünnet-i Seniyyeyi esas tutan, Habibullah'ın zılli altında makam-ı mahbubiyete mazhardır.
ÜÇÜNCÜ NÜKTE: Bu fakir Said, Eski Said'den çıkmaya çalıştığı bir zamanda, rehbersizlikten ve nefs-i emmarenin gururundan gâyet müdhiş ve mânevî bir fırtına içinde akıl ve kalbim hakaik içerisinde yuvarlandılar. Kâh süreyyadan seraya, kâh seradan süreyyaya kadar bir sukut ve sûud içerisinde çalkanıyorlardı.
ışte o zaman müşahede ettim ki: Sünnet-i Seniyyenin mes'eleleri, hatta küçük âdâbları, gemilerde hatt-ı hareketi gösteren kıblenâmeli birer pusula gibi, hadsiz zararlı, zulümatlı yollar içinde birer düğme hükmünde görüyordum. Hem o seyahat-ı ruhiyede çok tazyikat altında gâyet ağır yükler yüklenmiş bir vaziyette kendimi gördüğüm zamanda, Sünnet-i Seniyyenin o vaziyete temas eden mes'elelerine ittiba ettikçe, benim bütün ağırlıklarımı alıyor gibi bir hiffet buluyordum. Bir teslimiyetle tereddüdlerden ve vesveselerden, yâni "Acaba böyle hareket hak mıdır, maslahat mıdır?" diye endişelerden kurtuluyordum. Ne vakit elimi çektiysem, bakıyordum: Tazyikat çok. Nereye gittikleri anlaşılmayan çok yollar var. Yük ağır, ben de gâyet âcizim. Nazarım da kısa, yol da zulümatlı. Ne vakit Sünnete yapışsam; yol aydınlaşıyor, selâmetli yol görünüyor, yük hafifleşiyor, tazyikat kalkıyor gibi bir hâlet hissediyordum. ışte o zamanlarımda ımam-ı Rabbanî'nin hükmünü bilmüşahede tasdik ettim.
11.lem adan Imami rabbani r.a hazretlerinin mektubatina dahi üstadimizin bu nazari ile bakip okumak ve üstadimizin alip bizlere sunduguna kanaat etmek kafi olsa gerek
yazdiklarimiz yanlis anlamalara bir engel teskil etmesi neve dersimizi iyi calismismiyiz gibisinden dersini müzakere eden talebe nevinden olmasi dilekleri ile yaziyoruz Insallah indiilahide öyle olur kabul görür hata kusur ne ki var risale i nura uymayan nefsimizin sahsimizin malidir kabulumuzdur özr dileriz ne kadar güzellik var ise Imanin Kur`anin islamin Risale i Nurlarin sünneti seniyyelerindir ...