Ruh bahsine bir kaç kelam ile kısa bir giriş yapalım isterseniz:
önce küçük bir anekdot:
"Rûhun fenâsı, ya tahrip ve inhilâl iledir. O tahrip ve inhilâl ise, vahdet yol vermez ki girsin, besâtet bırakmaz ki bozsun. Veyahut idâm iledir. ıdâm ise, Cevâd-ı Mutlakın hadsiz merhameti müsaade etmez ve nihayetsiz cûdu bırakmaz ki, verdiği ni’met-i vücudu, o ni’met-i vücuda pek müştak ve lâyık olan ruh-u insanîden geri alsın. "
bu ifade 29.söz ikinci maksadın başındaki Ruh bahsinde geçmektedir. ruhun bekası noktasında çok güzel bir ifade. bu ifadeden ne anladığımıza gelince:
"Allah kainatta Ruhun ölümüne neden olacak bir sebep yaratmamış.
Ruhu ne ateş yakabilir, ne su boğabilir, ne kurşun öldürebilir, ne de top tüfek.
Kainatta Ruhu yok edecek, öldürecek, dağıtacak, bozacak, ayrıştıracak bir sebeb yok.
Çünkü Ruh birdir, vahiddir, farklı mahiyetlerden terkip edilmemiştir,asaldır.
Mahiyeti basittir.
Bu basitlik değersizlik manasında değil, birlik manasındadır.
maddi vucudlar ve varlıklar terkip edilmiş, yani farklı madde ve elementlerden yapılmıştır.
Mesela vucudumuz...
Asıl yapı taşlarımız, oksiyen, azot, karbon ve hidrojendir.
Bu maddelerin bir araya gelmesi ile kalbimiz, beynimiz ve diğer azalarımız yapılmış.
ışte bizim bu parçalarımızdan birisi tahrip olduğu zaman, ya da ayrıştığı zaman hayatımız biter.
Çünkü bir araya getirlen maddeler ve yapılar arasında dağılma ve parçalanma kanunu vardır.
Ama ruh böyle değildir. Kimyadaki asal elementler gibi tekliği, birliği ve basitliği vardır. bu basitlik ve birliği de çözebilecek bir sebep yoktur kainatta.
işte bu nedenle "Rûhun fenâsı, ya tahrip ve inhilâl iledir. O tahrip ve inhilâl ise, vahdet yol vermez ki girsin, besâtet bırakmaz ki bozsun." denilmiştir.
Ruhu öldürecek, hayatına son verecek tek sebeb Cenab-ı Hakkın kudretidir.
Yani ancak Cenab-ı Hak isterse emreder, "öl der" Ruh da anında ölür, yok olur.
Başka da bir sebeb yok.
Fakat buna da Cenab-ı Hakkın rahmet ve şefkati razı olmuyor.
Ki, Cenab-ı Hak Ruha verdiği hayat nimetini geri almıyor.
Ruhu idam etmiyor. en nadide mahluku olan insan Ruhunu bakileştiriyor.
işte bu mühim noktayı ifde etmek için de " Veyahut idâm iledir. ıdâm ise, Cevâd-ı Mutlakın hadsiz merhameti müsaade etmez ve nihayetsiz cûdu bırakmaz ki, verdiği ni’met-i vücudu, o ni’met-i vücuda pek müştak ve lâyık olan ruh-u insanîden geri alsın. "
denilmiş.
şimdilik bu kadar
sual ve cevap kapısı her zaman açıktır.
saygılar...