Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

61

31.05.2007, 03:25

Bismillahirrahmanirrahim


yukarda yapilan siralama da bir sehiv yapmisim veya su an ifade edemiyorum ifade karisiyor ...zira ora ve o halleri Risale i nurda görüyoruz...söyleki


Bu nevi iman-ı tahkikî ise yalnız akılda durmuyor.
Belki hem kalbe, hem ruha, hem sırra, hem öyle letaife sirayet ediyor, kökleşiyor ki, şeytanın eli o yerlere yetişemiyor;
öylelerin imanı zevalden mahfuz kalıyor.
Bu iman-ı tahkikînin vusulüne vesile olan bir yolu,
velayet-i kâmile ile keşf ve şuhud ile hakikata yetişmektir.
Bu yol ehass-ı havassa mahsustur, iman-ı şuhudîdir.

risale Nurlarla istigal dersler ve istifadeler sadece akilda durmuyor kalbe ruha diger latifelere sirayet ediyor ve onlarda hisselerini aliyor kalbin en derin köselerine kadar iman hakikatleri yerlesiyor seytan böyle yerlere el atamiyorki ...Üstadimiz daha ilerisini eklemis demis

Felillahilhamd sırr-ı temsil dûrbîniyle, en uzak hakikatlar gayet yakın gösterildi. Hem sırr-ı temsil cihet-ül vahdetiyle, en dağınık mes'eleler toplattırıldı. Hem sırr-ı temsil merdiveniyle, en yüksek hakaike kolaylıkla yetiştirildi. Hem sırr-ı temsil penceresiyle; hakaik-i
gaybiyeye, esasat-ı ıslâmiyeye şuhuda yakın bir yakîn-i imaniye hasıl oldu. Akıl ile beraber vehim ve hayal, hattâ nefs ve heva teslime mecbur olduğu gibi, şeytan dahi teslim-i silâha mecbur oldu.

o zaman denilebilirki Allahu alem
dostlar
kardesler
talebeler
has talebeler
erkanlar
buna itiraz olmasa gerek

yalniz yukarda yazdigimiz haller ve o hallerin ilimleri
Risale i nur talebelerinde ve haslarda ve erkanlarda mevcuddur oldugu ifade ediliyor...
zira ehhasulhavasin gittigi yol ile ulastigi haller ki o haller ve daha ilerisi Risale Nur talebeleri icinde zikredilmis denilebilir...

Bu mesele bizi bu saate kadar uyutmadi talhagenc kardesim senin dikkat cektigin noktayi nazara alarak tekrardan mutaala ettim...
Insallah sizlerde bizim size sundugumuz hallerin ve ilimlerin(hernekadar o siralam sekli ile ifade edilmemissede ) Risale i nur talebeleri icinde haslar icinde ve erkanlarda olacagi noktasi nazarindan tetkik yapsaniz istifade edilir insallah...

62

31.05.2007, 03:41

Bismillahirrahmanirrahim


kardasim hos ne siralama veya öyle bir ise girisme haddimiz var nede haddimiz olur.... bizimkisi Risale-i Nur lardan ve Risale i Nur mesleginin tabilerine verdigi halleri ifade nevinden kullanilan bir ifade idi bir meselenin aciklanmasi ve halin ifadesi icin zikredilen bir ifade sekli idi ifademizde sehiv olma ihtimaline sizinde dikkat cekmeniz ile tekrar tekrar bakip tetkik edip ayni mevzu ve makamda tekrar yaziyoruz ... bu yazmalarimiz ders mütaala nevinden oluyor bunu basta ifade etmistikki bütün yazdiklarmizada bu nazar ile bakilsin insallah ...yazilar asil konuya ve mecraya döndügü gibi bir sehivdende kurtulmamiza sebebiyyet verdiginiz icin tesekkür ederiz Allah razi olsun...
Allah`u Teala bizlere Risale-i Nurlari hakikati ile anlamayi tasdik edip o hakikatlere teslim olup yasamayi bunuda ihlas ile yapmayi nasib ede ,bizleri Risale i nur talebeleri ile dünyada sekaratta kabirde berzahta hasirde mizanda siratta cennette birlikte bulundurup muhafaza edip nimetleri ile nimetlendire amin amin amin...

63

31.05.2007, 10:26

Abi alıntılarınızın hepsini okudum ama malesef bişey anlamadım. Benim alıntıladığım kısım gayet net. Bir de sorular sordum 5 tane, sizden cevap alamadım. Ben doğru bildiğimle yetineyim. Allah razı olsun yine de...

64

31.05.2007, 11:31

Bismillahirrahmanirrahim


yamisizki : bir yol var ordan gidilirse varilan haller bulunen yerler ehhasul havasa mahsustur bu Risale i nurda gecer alinti yapip koymusuz...
demisizki o eklentinden sonra eklenen yerdede üsdadimizin aynen ehhasul havasa ait o haller ve buluduklari vardikari haller Risale i nur mesleginde tutulan Risale i nur yollu ilede aliniyor üstadimiz bunu ifa etmistir...
demisizki: seytanin sekaratta kalbin derin köselerine el atamamasi vesveseleri akla vermesi halleri ehhasulh havasin hallerinden olarak yazilirken Risale i Nur mesleginde gidilen yol ile aklin nefsin kuvve-i vehimenin hatta seytaninin dahi teslimi silah edip sekaratta taarruz etmeyecegi edemeyecegine dair metinler var...
demisizki: Risale-i nur talebeleri imanla kabre girerler ifadesinin o talebenin hallerinden olan lhallerin aciklanmalarindan bir ifadedir..
Yine demisizki:
Bir sehiv yapmistik: görülmemis yazip gösterdik ve ekledik bizim yazilarimiz risale i nur talebelerinin hallerini arz makaminda yazdigimiz yazida gayri ihtiyari bir mesele karismisti onuda izah ettik dedkki: risale i nur dairesinde
dostlar
kardesler
talebeler
has talebeler
erkanlar yani Rükünler net sekilde siralanmistir vardir
bizin yazdigimiz ehhasul havas ve havaslar ise siralamada olmamasi o hallerin Risale i nur talebelerinde olmadigindan degil o hallerle hallenenler belirtilmis yalniz bilinmez hikmetlere binaen sirli duruyor simdilik acamadik yalniz görünüyor ehilleri insallah acar nasibleniriz birlikte...

65

31.05.2007, 11:35

Bismillahirrahmanirrahim


yazdiginiz sorularin cevabida sudur
yazdigimiz haller ile hallenmek icin Risale i nurda gösterilen ve Nur talebelerinin gittigi yoldan meslekten gidebilmek gerek ki o yoldan gidende ne vesvese ne evham nede baska islerin kalmadigi ifade ediliyor...
site nasil olacagi ve o makamlarda olanlar nasil,ifade edilirken dahi sirli sekilde saklandiginin da aciklamasi...

66

31.05.2007, 11:52

Ağabeyim benim gözümde, dünyamda , mabeynimde, idrakimde; hakkıyla Risale-i Nur'a sadık, ihlaslı, fedakar bir talebe olabilmekten daha büyük bir daire, daha büyük bir makam yoktur.

Bahsettiğiniz erkanlar, havaslar, haslar şahsa bakan ve şahsın kendisine faydası bulunan manevi makamlardır. ıstenilerek ulaşılamayan, ihsan edilen makamlardır. O makamlara değil, Risale-i Nur'un tüm dünyada makes bulmasına kalben talibim. şahsım hiç olsun, engelsem yok olsun ama Risale-i Nur'lar tüm dünyadaki tüm hanelere girsin ve tüm insanların hayatlarını nurlandırsın. Vesselam...

Muhabbetle...

67

31.05.2007, 12:21

Bismillahirrahmanirrahim


aynen dediklerini diyoruz iste o dediklerin hallere sahib olanlara verilen nimetlenderdir dediklerimiz...
kardesimiz yazimiz bu konuya itiraz eden ( ehl.i tarik tasavvufcu lisani ile itiraz eden o kisiye bir seyler gösterip itirazinin önünü almakti buralara geldi yoksa bizlerde üstadimizin ve dahi talebelerinin izinden gitmeye dediklerinizi dediklermizi risale i nuru yasamaya calisiyoruz Allah cümlemizi muvaffak etsin bizler kardesin ve sizler gibi kardeslere sahib oldugumuz icinde Allaha mütesekkiriz...

68

31.05.2007, 13:00

Elbette abim. Bakın ben neden Risale-i Nur dairesini dost, kardeş ve talebe kısımlarından ibaret görüyorum izah edeyim;

Alıntı sahibi ""Bediüzzaman""


Nur mesleğinde, îman ve Kur'an hizmeti, maddî ve manevî hiçbir makama basamak yapılamaz

Nasıl ki ehl-i hamiyet bir insan, dostların hayatını kurtarmak için kendini feda eder; öyle de, ehl-i îmanın hayat-ı ebediyelerini tehlikeli düşmanlardan muhafaza etmek için, lüzum olsa (hem lüzum var) kendim, değil yalnız layık olmadığım o makamları, belki hakîki hayat-ı ebediyenin makamlarını dahi feda etmeye, Risale-i Nur'dan aldığım ders-i şefkat cihetiyle terk ederim.

Evet, her vakit, husûsan bu zamanda ve bilhassa dalaletten gelen gaflet-i umûmiyede, siyaset ve felsefenin galebesinde, ve enaniyet ve hodfüruşluğun heyecanlı asrında büyük makamlar herşeyi kendine tabî ve basamak yapar. Hatta dünyevî makamlar için dahi mukaddesatını alet eder. Manevî makamlar olsa, daha ziyade alet eder. Umûmun nazarında kendini muhafaza etmek ve o makamlara kendini yakıştırmak için bazı kudsî hizmetlerini ve hakîkatleri basamak ve vesîle yapıyor diye itham altında kalıp, neşrettiği hakîkatler dahi tereddütler ile revacı zedelenir. şahsa, makama faidesi bir ise, revaçsızlıkla umûma zararı bindir.

Elhasıl, hakîkat-i ihlas, benim için şan ü şerefe ve maddî ve manevî rütbelere vesîle olabilen şeylerden beni menediyor. Hizmet-i Nuriyeye gerçi büyük zarar olur; fakat kemiyet keyfiyete nisbeten ehemmiyetsiz olduğundan, hâlis bir hâdim olarak, hakîkat-i ihlas ile. herşeyin fevkınde hakaik-ı îmaniyeyi on adama ders vermek, büyük bir kutbiyetle binler adamı irşad etmekten daha ehemmiyetli görüyorum. Çünkü o on adam, tam o hakîkati herşeyin fevkınde gördüklerinden, sebat edip, o çekirdekler hükmünde olan kalbleri, birer ağaç olabilirler. Fakat o binler adam, dünyadan ve felsefeden gelen şüpheler ve vesveseler ile, o kutbun derslerini, "Husûsi makamından ve husûsi hissiyatından geliyor" nazarıyla bakıp, mağlûp olarak dağılabilirler. Bu mana için hizmetkarlığı, makamatlara tercih ediyorum.

Emirdağ Lahikası-l, s. 73-74.



ışte bu yüzden hepimiz hizmetçiyiz. ıhlas düsturları bizleri bahsettiğiniz manevi makamlara talip olmaktan alıkoyuyor. Kusura bakmayınız ağabeyim. O fazladan bahsettiğiniz daireler manevi makam hükmündedir. Ve nefsimden ve zihnimden uzak durmaları gerekmektedir.

Muhabbetle...

69

31.05.2007, 14:15

Bismillahirrahmanirrahim

bak anlasiyoruz iste
aynini bizde diyoruz ekliyoruz bu haller vardir Risale i nur dairesinde lakin ehli bilmez veya bilen bilir bizim isimiz ihlas ile hizmettir... oralara makamlara itiraz etmemek yoktur dememekte bize düsse gerk zira var görünüyor. her ne ise maksad ehl-i tarik tsavvufcu bir kardes izahat idi buraya geldi ...

70

27.07.2009, 23:40


Hattâ şöyle bir cemaatin şahs-ı mânevîsi bir
veliyy-i kâmil hükmüne geçebilir, inâyâta mazhar olur.

Barla Lâhikası 15


Madem Risale-i Nur bu zamanın bir mürşididir, talebelerine bir vird-i ekber olabilir diye kaleme aldım.


Kastamonu Lâhikası - 29

71

27.07.2009, 23:45



On seneden beri Cenab-ı Rabbü'l-Âlemîn Hazretlerinden niyazımda, dâima beş vakit dualarımda,

"Yâ Rab, bana bir
mürşid-i kâmil ihsan buyur" niyazında iken,

bundan üç sene evvel, yani Hicrî bin üç
yüz elli yedi (1357) ve milâdî bin dokuz yüz otuz sekiz (1938) senesinde,

İnebolu'da bir kahvede, Kastamonulu bir zavallı sarhoşun sitayişle bahsettiği bir zâtın

Kastamonu'da mevcudiyeti ve menfî olarak bulunduğunu işittim.

Dikkat ettim ve tahkik ve tamik ettim.

Anladım ki,
otuz senedir kalbimde saklı olarak taşıdığım

o zamanki Said-i Kürdî olduğunu hissettiğimden,

her tehlikeyi göze alarak ziyaret edip mübarek ellerini öpmek lazım ve şart olduğunu bildim.

Ve ziyaretimde, eski Said'in ism-i mübârekleri

Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur'un müellifi ve sahibi olarak buldum.

Kemâl-i aşk ve ihlasla sarıldım.

Ve benim yegâne
mürşidim ve rehberim ve büyük üstadım o Risale-i Nur'dur dedim.

Ve bana bu
hadsiz ihsanatı hidayet ve inayet buyuran Cenab-ı Hakka,

Kur'an-ı Hakim'in harfleri adedince şükrederek, "Elhamdülillâh, hâzâ min fadli Rabbî" dedim.

Kastamonu Lâhikası - 37

72

15.10.2009, 14:17



zâhirden hakikate geçmek
, iki sûretledir.

Biri, doğrudan doğruya hakikatin incizâbına kapılıp, tarîkat berzahına girmeden,

hakikati ayn-ı zâhir içinde bulmaktır.

İkincisi, çok merâtibden seyr ü sülûk sûretiyle geçmektir.

27. Söz

73

16.10.2009, 22:48



Evet zahirden hakîkate geçmek iki sûretledir:


Biri: Tarîkat berzahına girip, seyr ü sülûk ile kat'-ı meratip ederek hakîkate geçmektir.

İkinci Sûret: Doğrudan doğruya, tarîkat berzahına uğramadan lütf-u İlahî ile hakîkate geçmektir ki,

Sahabeye ve Tabiîne has ve yüksek ve kısa tarîk şudur.

Demek, hakaik-ı Kur'âniyeden tereşşuh eden Nurlar

ve o Nurlara tercümanlık eden Sözler, o hassaya malik olabilirler ve maliktirler.

Hizmet Rehberi - 77

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir