Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

181

19.04.2008, 17:48

sa birileri benim mesajlarımı silebilir mi silerseniz memnun olurum tartışmak gereksiz bi yere varılmayacak hepiniz Ae olun hakkınmızı helal edin

182

20.04.2008, 00:31

Bunu baştan düşünseydik bu aşamaya gelmezdi... Herkes için geçerli!
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

183

20.04.2008, 11:45

mürşid i kamil

said nursi ks mesnei nuriyede istersengel hayalinde nursin karyesinde Seyda(şeyh Abdurrahmanı taği nakşbendi şeyhi) nın mecliseine gidelim orada yırtık libaslar içinde melikler padişahlar insanlar görürsün işte bu söz yeter adam olana seyda hazretlerine ayrı bi saygısı vardı üstadın şimdi bazılarıyazmışlar işte said nursi hazretlerin çekememişler yada onlar büyüklüğüğü kabul edip ses çıkarmamışlar deyip kıyaslama yoluna girenler kendinize gelin işte mesnevi nuriye yarın mahşerde boynu büküp bırakırsınız üstadınızı dikkat edin bu insalar tarikat büyükleri silsile var nakşbendi de imamı rabbani mevlana halid bağdadi şahı nakşbend bayezidi bistamı şimdi siz üstadınızı ve risaleleri tasavvuf yoluyla kıyaslayı eksi ve artı yönlerini söyleyip(kendini bilmezlere bu sözüm) ne kazanacaksınız bilmiyorum ama şunu iyi anladım her cemaatiniçinde kendini bilmeyenler ham olanlar oluyor maalesef bunlar az konuşsunlar yda tavsiyem hatta hiç konuşmasınlar battıkça batıyorlar

184

20.04.2008, 11:47

dedikya üstada ayrı bi saygımız var ehli sünnet olsun ayakları başımın üzerinde yeri var AEO

185

20.04.2008, 11:48

dedikya üstada ayrı bi saygımız var ehli sünnet olsun ayakları başımın üzerinde yeri var az önceki mesajımı genel mana da yazdım belli bi şahıs için yazmadım biline AEO

yesrip

Acemi

  • "yesrip" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 39

Hobiler: islami konular & siyaset

  • Özel mesaj gönder

186

20.04.2008, 11:48

fesuphanALLAH konu nerden nereye gelmiş eğerki amaç birbirimiz kırıp hakkikati kabullenmemekse ozaman zaten konu yerinde bir konu olmuştur yok eğerki amaç bilgilenmek bu cehaletimizi Hz Ali'nin bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum sözüne muhallefet değilse ozaman konu bayağı sapmış ki gerçektende sapmış
tarikat ehli kardeşler akla karayı bir birine karıştırmışlar nurcu kardeşlerimizi Fethullah hoca efendi cemaatiyle karıştırmışlar ki uzaktan yakından alakası yok
ben nur cemaatinden değilim fakat herşeyden önce bir müslümanım benim farklı cemaatten oluşum beni kör etmeyiyor ElhamduLıLLAH
kaldıkı faskorean nikli kardeş ben artık risale-i nurlar'ı okumayacağım diye bir cümle kullanmış kardeş nefsin öfkene hakkim olmasın sen risale-i nurlar'ı bizim için okuyursan eğer hiç okuma bırak okuma fakat eğerki hakkikati bulmak için hakka tabi olmak içinse ALLAH rıza içinse ALLAH cc bir adım daha yaklaşmaksa gaye
ozaman diğer kardeşlere olan kinin seni risale-i nurlara düşman kılmasın ki ona düşman olacak kişi ancak kendine yazık etmiştir
okumaya devam et çünkü risale-i nurlar ismi ne olursa olsun ne şahıslar'a nede cemaatlere bağlı değildir tüm insanlık içindir inşALLAH anlatabilmişimdir
üstad bediüzzaman hazretleri ili mehdi a.s meselesine gelince bu soruyu soran ablam madem zamanın mehdisini sormuş keşke deccalinide sorsaydı derim evet üstad bediüzzaman hazretleri zamanın mehdisidir tıpki ondan öncekiler gibi her zamanda her çağda bir mehdi ile bir deccal hep karşı karşıya gelmişlerdir biri ALLAH'a kul olmaya davet etmiş bu uğurda zından sürgün türlü türlü işkencelre maruz kalmıştır diğeri ise hep küfre davet etmiştir insanları kendine kul etmeye davet etmiştir ona tabi olanların sayısı hakka tabi olanlardan daha fazla olmuştur çünkü cehennem'in yolu süslü püslü türlü türlü zevklerle donatımıştır o yola kananların kanmışların way haline
fakat hakkın yolu imtihan itibariyle dikenli meşaketli işkencelidir şimdi biz oturup mutala edip düşünelim biz bunların hangisine tabiiyiz hangisinin kuluyuz ?
evet her çağda her zamanda büyük küçük mehdiler ve deccaller olmuştur üstad bediüzzaman hazretleride bu çağımızın büyük mehdilerindendir fakat kalkıp yok mehdilerin en büyüğdür en sonuncusudur denirse yanlış olur nasıl ki yok mehdi değil demek yanlış ise oda okadar yanlıştır
çünkü daha en son ve çağların mehdisi olan daha yeni gelecektir biizniALLAH o gelen kadar onun misyonuyla hareket eden onun gibi hakka çağıran herkes bir mehdidir inşALLAH RABBıM bizi ona tabi olanlardan eylesin inşALLAH bu konuda benim çok güzel bir rüyam olmuştu ALLAH cc bizi ona asker kılsın inşALLAH
Fı-EMANiLLAH
kainat bir okulsa öğretmeni
Hz Muhammed (s.a.v)'dir

187

20.04.2008, 12:14

hay Allah senden razı olsun ne güzel yazmışsın :D be

yesrip

Acemi

  • "yesrip" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 39

Hobiler: islami konular & siyaset

  • Özel mesaj gönder

188

20.04.2008, 13:22

Alıntı sahibi ""faskorean""

hay Allah senden razı olsun ne güzel yazmışsın :D be
amin amin acmain inşALLAH
vesselam
kainat bir okulsa öğretmeni
Hz Muhammed (s.a.v)'dir

189

20.04.2008, 13:54

Alıntı

fakat kalkıp yok mehdilerin en büyüğdür en sonuncusudur denirse yanlış olur nasıl ki yok mehdi değil demek yanlış ise oda okadar yanlıştır

Güzel kardeşim, elbetteki Bediüzzaman r.a. Mehdi-yi Âzamdır!


Nasılki O'nun karşısındaki deccal, bütün ümmetin şerrinden Allah'a sığındığı deccaldır!
O kadar kesindir Mehdi-i Âzam oluşu da!
Sakın sakın bu mevzuda şüpheye düşmeyesiniz!
Hz Ali k.v. Efendimiz'den a.s.m. duyduğu sırların sevincinden niye kuyuya konuşma ihtiyacı hissetmiştir..
Risale-i Nur'u can-u yürekten okuyun, mutlaka bu dediğim sırlara siz de vakıf olacaksınız..
Hz. Mevlana r.a. bile o sırları bir kamış parçasından dinlemişken, bizim elimizde o sırların yazılı hali vardır..
:)

yesrip

Acemi

  • "yesrip" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 39

Hobiler: islami konular & siyaset

  • Özel mesaj gönder

190

20.04.2008, 14:19

selamun aleyküm: ruhefza nikli ablam zaten biz bunda şüphede değiliz fakat eğerki derseniz yok o son mehdi a.s'dır diye ben buna hiçbir şekilde katılmam fakat dediğim gibi her zamanda ALLAH yolunda hakka çağıran mehdiler olmuştur ve üstad bediüzzamn hazretleride bu mehdilerdendir
o vasıfları çağlar ötesinde haber verilen mehdi a.s belki gelmiş şuan aramızdadır belki daha gelecek biz bunu bilmeyiz fakat mehdi a.s çıkpta ümmet ona tabi olmadığı müddetçe hakka çağıran ve mehdi (a.s)min bir nevi misyonunu yüklenmiş her mümin bir mehdidir küfrün misyonunu yüklenmiş deccale asker olmuşlarda deccaldır diye biliyorum tabi siz katılmassınız oda sizin hür iradeniz bu dünyada istersen aynı davada olsunlar aynı ailede olsunlar fikirler aynı olmayabiliyor bundan dolayı ben fikrimi ortaya koydum isteyen elştirir isteyen katılır
herşeyin en doğrusunu bilen ALLAH'a cc emanet olun selam ve dua ile..
kainat bir okulsa öğretmeni
Hz Muhammed (s.a.v)'dir

191

20.04.2008, 15:10

Alıntı

o son mehdi a.s'dır


Evet, son Mehdi'dir!
Ve Mehdi-i Âzam'dır!
Ne dedim yukarda, okuyun, sırları siz de çözün, çok zor değil!
Deccala bak, son Mehdi'yi tanı, bu kadar basit! :)

yesrip

Acemi

  • "yesrip" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 39

Hobiler: islami konular & siyaset

  • Özel mesaj gönder

192

20.04.2008, 16:10

selamun aleyküm:ablacım okuyuruz okumaya çalışıyoruz ElhamduLıLLAH fakat inşALLAH bundan sonra sırlarıyla okumaya çalışacağım :mrgreen: birde ablam sizin gözünüzde üstad bediüzzamnın yaşadığı dönemde sizce deccal kimdi :?: ben merak ediyorum bizi aydınlatın sizin risale-i nurları can-u gönülden okuduğunuzu biliyorum RABBıM biz günahkar kullarınada hakkıyla okuyup sırlarına eriştirsin (erişmeyi nasip etsin) inşALLAH
aman son mehdi demeyin daha küfür islam savaşı çıkmadı ama bu asırda bu kanlı asırda bizde öncekilerin beklediği gibi bekliyoruz (mehdi a.s'mı) RABBıM ona tabi olmayı nasip etsin inşALLAH onun yolunda yol alan yolculardan kılsın o yolki hak yolun ta kendisidir o yolki mahşerde müminlerin altında toplanacakları tevhid sancağının tevhidin yoludur
hakka kul olanların yoludur işte bu yol mehdi a.s'mın yoludur bu yolun başına geçecek olan odur o gelene dek o yolda yolcu olmuşların hepsi bir mehdidir inşALLAH
Fı-EMANıLLAH
kainat bir okulsa öğretmeni
Hz Muhammed (s.a.v)'dir

193

20.04.2008, 17:17

Nette bulduğum bir hatırayı sizlerle paylaşayım..
Çok manidardır..
Gerçi Risale-i Nur'un bizzat kendisi kendisine en vazıh bürhandır..


"BEDıÜZZAMAN BEKLENEN ZATTIR"(Hatıra)

Abdüssamed Efendi, Adıyaman'ın Besni ilçesinde uzun yıllar ikamet etmiş, çok değerli bir âlimdir. 1992 yılında Besni'de vefat eden bu muhterem zat aslen Diyarbakırlıdır.

Doğunun tanınmış fıkıh ve tefsir âlimi olan Abdüssamed Efendi; Fransızca, matematik, geometri ve mantık gibi müsbet ilimleri de bilen bir insandır. Uzun yıllar Besni'de Kur'ân kursu öğretmenliği de yapmıştır.

Abdüssamed Efendi, Doğuda çok tanınan ve çok sevilen ünlü bir şeyh olan şeyda Hazretlerinin en önemli talebesidir. Tahsil hayatı şeyh şeyda'nın yanında Cizre'de geçmiştir-.Hocasının himayesinde yetişmiş ve çok zaman da hocasının yerine medresedeki talebeleri okutmuştur.

şeyh şeyda, aynı zamanda bir tarikat şeyhidir. Çevresinde binlerce müridi olmuştur. Suriye, Irak ve ıran'da da bağlıları vardır. Abdüssamed Efendi de, hocasının hem asistanı hem de halifesi makamında bulunmuştur.

şevli Sevda, Bediüzzaman Said Nursi'nin, 1961 yılında Urfa'da vefatı dolayısıyla, talebeleriyle birlikte gıyabî cenaze namazını kılmıştır. Kendisi çok ünlü bir âlim ve tarikat erbabı olduğu halde, Bediüzzaman Said Nursi'ye büyük değer vermiş ve saygı göstermiştir.

ışte bu değerli âlimin en kıymetli talebesi, asistanı ve halifesi olan Abdüssamed Efendiyle, 1983 yılında Besni'de tanışmıştık. O zaman öğretmendim ve kendisini ziyarete gitmiştim. Etrafı kalabalık, kendisine hizmet eden insanları, geleni gideni çoktu.

Abdüssamed Efendi'nin yanına oturdum. Bana:
"Sen Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Risale-i Nur kitaplarını okuyor musun?" diye sordu.

şaşırmıştım. Beni ilk defa tanıyordu. Ve Özellikle ilgi duyduğum ve alâkadar olduğum hususu, bir keramet gibi ortaya koymuştu.

"Evet okuyorum," dedim.

"Oku, o eserler bu zamanın fitnesini ve ıslâm'a gelen tenkitleri bertaraf ediyor. ımansız ve Kur'ân'sız kalmış, aklı ve fikri kirlenmiş insanlar bu kitapları çok okumalıdırlar" dedi.

Yanında oturan kişilerden biraz yaşlıca, bıyıksız ve fötr şapkalı birisi söze karışarak:

"Efendim," dedi. "Ben malûmunuz emekli müftüyüm. O zatta ve onun eserlerinde öyle üstün ve çekici bir taraf görmedim. Neden övüp duruyorsunuz?"

Abdüssamed Efendi, kızarak sert bir çıkışta bulundu.

"Müftü Efendi," dedi. "Bizler tarikat ehli, hoca ve din adamları olarak, camiye ve cemaatimize gelen dindar insanlarla meşgul oluyoruz. Onların zaten imanları var. Yaptığımız şey, onların îmanlarını kuvvetlendirmektir. Ama asıl önemli olan hizmet, camiye ve cemaate gelmeyen, sokak ahlâksızlığına düşmüş veya inkârla imanını kaybetmiş kişileri kurtarmaktır. ışte Bediüzzaman Said Nursi eserleriyle ve hizmetiyle, bu tip insanları kurtarmaya çalışmıştır. Bediüzzaman Said Nursi'ye dil uzatmak ve hizmetini tenkit etmek, dinsizlik ve imansızlık hesabına geçer. Dikkat et hata ediyorsun. Anlaşılan sen Bediüzzaman Said Nursi'yi ve eserlerini hiç tanımamışsın. ılk yapacağın şey derhal Risale-i Nur'dan istifade etmek olsun."

Bir müftünün; dünyaya mal olmuş iman ve Kur'ân hizmetlerinin sahibi Bediüzzaman Said Nursi'yi ve Risale-i Nur eserlerini tenkit etmesi, oradaki ınsanlara son derece garip gelmişti. Ayrıca, bıyıksız, fötr şapkalı bir müftü tipine de ilk defa rastlıyordum.

Abdüssamed Efendi devam ediyordu:

"Ben bugüne kadar yazılmış olan Kur'ân tefsirlerinin hepsini inceledim. ıddia ediyorum ki hepsini toplayın, Bediüzzaman Said Nursi'nin yalnızca 'ışarat'ül ı'caz' isimli bir kitabına ulaşamazlar. Risale-i Nur 'tuluattır, sû-nuhattır'. Kalbe doğmuş ve yazdırılmış bir tefsirdir. Kesbî değil, vehbî bir çalışmadır. Yani çalışarak elde edilen bir ilimle yazılmamış, tamamen izn-i ılâhî ile yazılmıştır. Zaten kitapları okuyan her akl-ı selim, ele alınan mevzulara ve verilen cevaplara bir insan dehasının yetmeyeceğini görecektir."

Abdüssamed Elendi, karşısında kendisini dinleyen müftü efendinin tatmin olmadığını anlamış olacak ki:

"Müftü Efendi," dedi. "ıyi dinle sana bir de hatıra anlatacağım. Bu hatırayı bir iki defa anlatmıştım. Ama şimdi sırası geldi, yeniden anlatmam lâzımdır."

"Ben Cizre'de şeyh şeyda Hazretlerinin medresesinde okuyordum. Aynı zamanda şeyh Hazretleri gelmediği vakit de onun yerine hocalık yapıyordum. "

"Bir gün medresemizde yatsı namazını kılmış, sohbet ediyorduk. şeyh Hazretleri kendi mescidine çekilmişti. O esnada, bir ilçede müftülük yapan ve aynı zamanda şeyh Hazretlerinin talebesi olan bir arkadaşım geldi, sohbete karıştı. 'Arkadaşlar 'dedi. 'Benî dinleyiniz sizlere çok önemli bir şey söyleyeceğim"

Hepimiz sustuk. Müftü Efendiyi dinlemeye başladık. 'Benim hanımım boş olsun ki, Bediüzzaman Said Nursi ahirzamanda beklenen zattır. Hizmetiyle ve çalışmalarıyla o cemiyete huzur getirecektir ve gençliği imansızlıktan o koruyacaktır."

"Beklenmedik bu iddia ve tespite hepimiz de büyük tepki gösterdik. 'Yahu sen aklını mı kaçırdın? Neden hanımını boşuyorsun. Ya değilse? Senin hanım gitti' diye itirazda bulunduk. 'Sonra bu çok önemli meseleyi biz bilemeyiz. Bizlerin ilmî seviyesi buna yeterli değil. Bunu ancak şeyh Hazretleri bilir. Bu konuyu gidip, ona soralım... Acaba o ne diyecek?'

"Kalktık müftü efendi ve ben, şeyh Hazretlerine gittik. Vakit de epeyce geçmişti. şeyh Hazretleri, her vakit kendisinin rahatsız edilebileceği konusunda bana müsaade vermişti. Ben her vakit kapısını çalıyordum."

"Mescidine gittik. Mum yanıyor, şeyh Hazretleri ayakta, elini bağlamış ve kıbleye doğru dönmüş birisiyle konuşuyor. Ama konuştuğu kişi ortada yoktur. "

"Pencerede bir müddet, büyük bir heyecan içinde bu hâli müşahede ettik. Dinledik ki, şeyh Hazretleri soru soruyor, o görülmeyen zat da cevap veriyor. Ama ne cevaplar... Kendisini göremediğimiz bu zat kimdir, diye merak içinde kaldık."

"şeyh Efendinin bu konuşması bitince kapıyı dövdük ve içeri girdik. şeyh Hazretleri: 'Gelin evlâtlarım. dedi. 'Ne için geldiğinizi biliyorum. Müftü efendinin nikâhı sağlam ve hanımı 'boş' olmamıştır. Çünkü Bediüzzaman Hazretleri beklenen zattır. Sizin de müşahede ettiğiniz konuşmayı, Bediüzzaman Hazretleriyle yapıyordum. O, şimdi Barla'dadır. Ben, kendisine müşkillerimi ve sorularımı arz ettim O da cevap verdiler. Bu 10 yıldır sürmektedir. O yalnızca benim değil bütün âlem-i ıslâmın üstadıdır. Ben huzur-u ilâhîye, O zata talebe olmanın şerefiyle çıkmak istiyorum. "

"şeyh Efendi ağlamaya başladı. Bizler donakalmıştık. Ama ne yazık ki bu muhterem insan, hürmet ve saygı göreceği yerde, hayatı hapis ve sürgünlerle geçti. Fakat o dünya makamım şöhretini bir tarafa bıraktı, Kur'ân ve iman hizmetinde fani oldu, bakî bir hizmet vücuda getirdi. Bize şimdi düşen, bu hizmetten istifade etmek ve bu hizmet ehillerine dua etmektir."

Müftü Etendi kalktı, Abdüssanıed Efendi'nin eline sarıldı.
"Affedersiniz şeyhim," dedi. "Hata ettim. Beni bağışlayın lütfen..."
Abdüssamed Efendi ise:
"Seni Allah bağışlasın," diye revap verdi.
Bu ibretli hatıra karşısında, donakalmıştım.

194

20.04.2008, 22:29

Arkadaşlar malesef bir konu daha farklı mecralara kaydırılmıştır. Mehdi konusu forum kurallarında da belirtildiği gibi yaklaşık 450 mesajdan oluşan bir başlık altında müzakere edilmiştir.

Mehdi nasıl tanınacak?: www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=2632

Bu başlığı incelemeden Mehdi konusunu tekrar gündeme getirmemenizi, mehdi konusu hakkında yeni başlıklar açmamanızı rica ediyoruz.

Mehdi konusu hakkında araştırma yapanlar ayrıca buraya da bakabilirler:

Mehdi üzerine: www.saidnursi.de/tr2/index.php/DOSYALAR/Mehdi-uzerine.html


Bu konu müzakere amacından çıkıp nezaket sınırlarını aştığı için kilitlenmiştir.
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

Bu konuyu değerlendir