Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

07.02.2007, 16:04

Risale-i Nur'u anlamada en büyük sır İhlas..

evet bunu dava ediyorum ve bu konuda açılımlar bekliyorum.

cuma namazında aklıma geldi.

haydi dostlarım..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

2

07.02.2007, 16:05

Risale-i Nuru niçin Okuyoruz?

Sorusuna ne cevap verirdiniz.

''Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır, başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır.''(Emirdağ Lahikası'ndan)

yani gaye-i hayalimiz... bunun yolu da ihlastan geçiyor elbet..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

3

07.02.2007, 16:06

o zaman ANLAMIYORUM diyenler ihlasınız bozulmu yor mu?

Sadece ve sadece ALLAH emrettiği için okuyorum,

ve bana ANLAMAMI sağlayacakda ALLAH'DIR.

ACABA imanımı KURTARMAK ıÇıN okumak ihlası BOZAR MI?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

4

07.02.2007, 16:07

…insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve Ona iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, mârifetullah ve iman-ı billâhtır ve iz’an ve yakîn ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir.’’(şualar 7.şuadan)



Vazifemiz bu Başta Hâlık-ı Kâinatı tanımak…. Ta ki imanı kazanalım yani imanımızı kazanmak demek Hâlık-ı Kâinatı tanımanın vs… dışında bir şey değil.. ‘’Ve o insanın vazife-i fıtratı’’ yani insandan beklenilen netice imanı elde etmek… böylece Allah’ın rızasının kazanılmasında en kısa yol imanın kazanılmasıdır… bu zamanda bunun vasilesi, en kolay ve kestirme yolunu ‘’doğrudan doğruya tabib-i kulûb olan Kur’ân-ı Hakîmin feyzinden ve ziyasından iktibas olunan Risaletü’n-Nur’’(şualar) göstermiş..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

5

07.02.2007, 16:08

Vazifemiz okumak,

ımanın kurtulması vazifesi bize AıT değildir,Allaha ait OLDUğUNU

anlıyorum.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

6

07.02.2007, 16:09

rıSALEYı ANLAMAK ıÇıN Allaha dua ETMELıYıZ.

duada ne kadar ihlas olursa,o duada o kadar kabule karin olur.

Bütün herşeyi bize veren Allah,
madem herşeyi ondan istiyoruz.
o halde risaleden istifade etmek içinde Allaha halis dua edelim.

Niyetimizde çok önemlidir.
risaleyi anlıyayım meşhur olayım,insanlar bana yönelsin,cemaate benim sözüm geçsin tarzındaki sözler ihlasa münafidir.

niyetimizde sırf rızayı ilahi olmalı.
neticeyşde O ndan beklemeli.

imanımız kurtulur mu ,kurtulmaz mı,
başkasına anlatırken imana gelir mi ,gelmez mi,
kalbine tesir eder mi ,etmez mi.
bunlarıda vazifemiz olan tebliğde dahil olmadığını ve lazımda olmadığını bilmeliyiz.

sadece sırf Allah razı olsun diye okumalıyız.

başka düşüncesi olan var mı?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

7

07.02.2007, 17:13

Abi aslında her konuda bizim tek yardımcımız ıHLAS değil mi..

Sadece ve sadece O c.c. diyor diye yapmak,riyasızca...

Hani Lemalarda diyor ya Cenab-ı Hakk'ın rızası ihlas ile kazanılır.

Ya da ışaretül ıcazda ıbadetin ruhu, ihlastır. ıhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.

ısra Suresinde Allah c.c. ıblise şöyle buyuruyor; Ey Iblis! Bana teslim olmus ihlasli kullarim üzerinde senin hiçbir etkin ve agirligin olmayacaktir. Onlara, koruyucu olarak Rabbin yeter..

ıhlaslı olan insan yalnız ve yalnızca Hakka dayanır.

E O na dayanan yarı yolda kalırmı.

ışte o zaman kevser suyu gibi marifetleri yudumlamaya başlar ehl-i ihlas.

vesselam


'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

8

07.02.2007, 19:18

Alıntı sahibi ""Hulusi5""

rıSALEYı ANLAMAK ıÇıN Allaha dua ETMELıYıZ.


sedat abim risaleler nazlidir sen okudukca onlar sana kendini acar demisti.
Risaleyi neden okuyoruz elbetteki ahir zamanda yasiyoruz, imanimizi kurtarma cabasindayiz. Iman hakikatlelerine ihtiyacimiz var ve risale-i nurda her konuda cok güzel sekilde aydinlatiyor benligimizi..

9

16.02.2007, 00:40

En güzeli okumak okumak okumak..Mana penceresini acmak okumaktan ve gonulden istemekten yani duadan geciyor .Rıza-i ılahi icin, ihtiyacımız oldugu icin ınşaalah surekli okumak.Anlayarak okumak...Rabbim Yardımcımız olsun . Selametle...

10

16.02.2007, 10:38

BıRıNCı DÜSTURUNUZ

Amelinizde rıza-yı ılâhî olmalı.

Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.

işte sadece allah rızası okursak,hiç ummadığımız yerden Allah bize bazı manaları verir.anlamamız kolaylaşır..
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1386&l=&p=2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

11

19.02.2007, 11:22

Allahın rızasını haliyle yaşayan insan,
hep allah namına hareket eden insan,
Allah canibinden olaylara bakan insan,

risaleleri haliyle yaşamaya başlamış demektir.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

12

18.12.2010, 22:01

''Tevhid ve vahdette cemâl-i İlâhî ve kemâl-i Rabbânî tezahür eder. Eğer vahdet olmazsa, o hazine-i ezeliye gizli kalır.

Evet, hadsiz cemal ve kemâlât-ı İlâhiye ve nihayetsiz mehasin ve hüsn-ü Rabbânî ve hesapsız ihsanat ve bahâ-i Rahmânî ve gayetsiz kemâl-i cemâl-i Samedânî, ancak vahdet aynasında ve vahdet vasıtasıyla, şecere-i hilkatin nihâyâtındaki cüz'iyâtın simalarında temerküz eden cilve-i esmâda görünür.

Meselâ, iktidarsız ve ihtiyarsız bir yavrunun imdadına umulmadık bir yerden, yani kan ve fışkı ortasından beyaz, safi, temiz bir süt göndermek olan cüzî fiil ise, tevhid nazarıyla bakıldığı vakit, birden, bütün yavruların pek çok harikulâde ve pek çok şefkatkârâne olan küllî ve umumî iaşeleri ve validelerini onlara musahhar etmeleriyle rahmet-i Rahmân'ın cemâl-i lâyezâlîsi kemâl-i şâşaa ile görünür. Eğer tevhid nazarıyla bakılmazsa, o cemal gizlenir ve o cüzî iaşe dahi esbaba ve tesadüfe ve tabiata havale edilir, bütün bütün kıymetini, belki mahiyetini kaybeder.

Hem meselâ, müthiş bir hastalıktan şifa bulmak, eğer tevhid nazarıyla bakılsa, birden, zemin denilen hastahane-i kübrâda bulunan bütün dertlilere, âlem denilen eczahane-i ekberden ilâçları ve dermanlarıyla şifa ihsan etmek yüzünde, Rahîm-i Mutlakın cemâl-i şefkati ve mehasin-i rahîmiyeti küllî ve şâşaalı bir surette görünür. Eğer tevhid nazarıyla bakılmazsa, o cüzî fakat alîmâne, basîrâne, şuurkârâne olan şifa vermek dahi, câmid ilâçların hâsiyetlerine ve kör kuvvete ve şuursuz tabiata verilir, bütün bütün mahiyetini ve hikmetini ve kıymetini kaybeder.

Bu makam münasebetiyle hatıra gelen bir salâvatın bir nüktesini beyan ediyorum. Şöyle ki:

Namaz tesbihatının âhirinde Şâfiîlerde gayet müstamel ve meşhur bir salâvat olan Allâhümme sâlli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ ali seyyidinâ muhammedin biadedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîran kesîrâ'nın -1- ehemmiyeti yüzündendir ki, insanın hikmet-i hilkati ve sırr-ı câmiiyeti ise, her zaman, her dakika Hâlıkına iltica ve yalvarmak ve hamd ve şükür etmek olduğundan, insanı dergâh-ı İlâhiyeye kamçı vurup sevk eden en keskin ve en müessir sâik, hastalıklar olduğu gibi, insanı kemâl-i şevkle şükre sevk eden ve tam mânâsıyla minnettar edip hamd ettiren tatlı nimetler ise, başta şifalar ve devalar ve afiyetler olduğundan, bu salâvat-ı şerife gayet müşerref ve mânidar olmuştur. Ben bazen biadedi külli dâin ve devâin -2- dedikçe, küre-i arzı bir hastahane suretinde ve maddî ve mânevî bütün dertlerin ve ihtiyaçların dermanlarını ihsan eden Şâfî-i Hakikînin pek âşikâr bir mevcudiyetini ve küllî bir şefkatini ve kudsî ve geniş bir rahîmiyetini hissediyorum.''



1- Allah'ım, Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) ve Efendimiz Muhammed'in (a.s.m.) âline, bütün hastalıklar ve ilaçlar adedince salât eyle ve onu ve âlini çok çok mübarek kıl ve selâm et.
2- Bütün hastalıklar ve ilaçlar sayısınca...
Edep aklın suretidir !

13

19.12.2010, 09:45

1- Allah'ım, Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) ve Efendimiz Muhammed'in (a.s.m.) âline, bütün hastalıklar ve ilaçlar adedince salât eyle ve onu ve âlini çok çok mübarek kıl ve selâm et.
2- Bütün hastalıklar ve ilaçlar sayısınca...

amin inş..

allah razı olsun kardeşim
Biz nefse köle değil, Allaha kul olmaya geldik.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir