Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

18.12.2006, 09:24

Unutkanlık hastalığı

Harama bakmak unutkanlık verir

Risâle-i Nur talebelerinden bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: "Bende unutkanlık hastalığı tezayüd ediyor, ne yapayım?"

Ben de dedim:

Mümkün oldukça nâmahreme nazar etme. Çünkü rivayet var. ımam-ı şâfiî'nin (ra) dediği gibi, “Haram-ı nazar, nisyan verir.”

Evet, ehl-i ıslâmda, nazar-ı haram ziyadeleştikçe, hevesat-ı nefsaniye heyecana gelip, vücudunda su-i istimalâtla israfa girer. Haftada birkaç defa gusle mecbur olur. Ondan, tıbben kuvve-i hâfızasına zaaf gelir.

Evet, bu asırda açık saçıklık yüzünden, hususan bu memalik-i harrede o su-i nazardan su-i istimalât, umumî bir unutkanlık hastalığını netice vermeye başlıyor. Herkes, cüz'î, küllî o şekvâdadır. ışte, bu umumî hastalığın tezayüdüyle, hadîs-i şerifin verdiği müthiş bir haberin tevili ucunda görünüyor. Ferman etmiş ki: "Âhirzamanda, hâfızların göğsünden Kur'ân nez' ediliyor, çıkıyor, unutuluyor." (Süyûtî, el-Havî Li'l-Fetevâ, 2:253) Demek bu hastalık dehşetlenecek, hıfz-ı Kur'ân'a bu sû-i nazarla bazılarda set çekilecek; o hadisin tevilini gösterecek. Lâ ya’lemü’l-gaybe illâllah (Gaybı Allah’tan başka kimse bilmez).

Kastamonu Lâhikası, s. 96
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

2

18.12.2006, 09:25

Tarihçe-i hayatımı bilenlere mâlûmdur; elli beş sene evvel, ben yirmi yaşlarında iken, Bitlis’te merhum vali Ömer Paşa hânesinde, iki sene, onun ısrârıyla ve ilme ziyâde hürmetiyle kaldım. Onun altı adet kızları vardı: üçü küçük, üçü büyük. Ben, üç büyükleri, iki sene beraber bir hânede kaldığımız halde, birbirinden tefrik edip tanımıyordum. O derece dikkat etmiyordum ki, bileyim. Hattâ bir âlim misâfirim yanıma geldi, iki günde onları birbirinden fark etti, tanıdı. Herkes bendeki hale hayret ederek, bana sordular:

“Neden bakmıyorsun?”

Derdim:

“ılmin izzetini muhâfaza etmek, beni baktırmıyor.”

Hem, kırk sene evvel, ıstanbul’da Kâğıthâne şenliğinin yevm-i mahsûsunda, köprüden tâ Kâğıthâne’ye kadar Haliç’in iki tarafında binler açık saçık Rum ve Ermeni ve ıstanbullu karı ve kızlar dizildikleri sırada, ben ve merhum mebus Molla Seyyid Tâhâ ve mebus Hacı ılyas ile beraber bir kayığa bindik; o kadınların yanlarından geçiyorduk. Benim hiç haberim yoktu. Halbuki, Molla Tâhâ ve Hacı ılyas, beni tecrübeye karar verdikleri ve nöbetle beni tarassud ettiklerini bir saat seyahat sonunda îtiraf edip, dediler:

“Senin bu haline hayret ettik, hiç bakmadın.”

Dedim:

“Lüzûmsuz, geçici, günahlı zevklerin âkıbeti elemler, teessüfler olmasından istemiyorum.”

Tarihçe-i Hayat, s. 448
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

3

18.12.2006, 09:44

Allah razı olsun
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

4

18.12.2006, 22:17

çok mu harama bakıyoruz (m)...

:( :( :( :(
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

5

28.12.2006, 14:21

Bu konuya biraz farklı bakmayı denedim.
Öğrendiklerimizi neden akılımızda tutamıyoruz?
Unutkanlık insanların öğrendiklerini sadece aklı ile benimsemesinden olmaktadır. Okul çocuklarına bir bakın ezbere dayalı insanın kalbini ruhunu ve sair leateiflerini tamin etmeyen bir yığın bilgi öğreniyorlar. Bu bilgiler sadece akılda kaldığından, akılda adeta görünmez bir mürekkep kullandığından yada kalb ve ruhun okuması zor olan bir yazı ile yazıldığından zaman içinde yeri kaybolup gidiyor. Oysa severek okunmuş bir kitap akıl ile beraber sair hisleride tatmin ediyor ve kaybolmuyor.
Mesela sair hisler akıl yazısı ile yazılmış bir yazının yerini bilir ve lazım olduğunda akla hizmetkar olur. Çağırması kolay olur. Sadece akıl ile zorlama ile öğrenilmiş bilginin yerini şahitsiz aklın bulması zordur. Evet bilgi kayıtlıdır, silinmemiştir ,ama akıl o dağınıklıkta yerini bulamamaktadır.
Kalb ,ruh ve sair letaifler öğrenilene şahitlik ettirlimelidir. Mesela , Risaleler aklı müsait pek çok kişiye kendini açmıyor. Ancak kalbi ve ruhu ile o yola baş koymuşlara kendini tam gösteriyor. Biliyor ki, akıl yetmez.

Böyle bir deneme düşüncesiydi işte!

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

6

29.12.2006, 09:53

Unutmakta ,da hayır vardır ,mesela yaptığın iyiliği unutmak, kötü olan duyguyu ,davranışı unutmak ,güzel duygulara bir pencere, bir kapıdır inşAALLAH , RABBıM cümlemize hayır ve KENDSıNE giden kapları sonununa kadar açsın açsınki,hiç aklın ucuna bile gelmeyen malesef unuttuğumuz değerleri yeniden farkedip telafi etmeyi nasip eylesin ,hayır adına bütün duygularımızı unutmaktan SANA ,sığınırız ALLAHIM .Ana rahmindeyken SANA , verdiğimiz sözleri unutmaktan ,SANA layıkıyla kul olmayı istemeyi unutmaktan ve kötülük namına olan bütün duyguları ,unutmamaktan yine SANA, sığınırız ALLAHIM Amin Bol Hayırl Cumalar

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

7

29.12.2006, 14:16

unutmanın tek sebebi bu değildir muhakkak ama günümüzün genel sebebi bu. bizim burda bir abi bana unutkanlık basladı dediğnde bunu söyledim :) bana biraz kızdı:(samimiyet iyi olunca biraz da eglenmiştim)

üstadın dsediği gibi kadınların o çıplak bacakları erkeklerin kalbine bir hancer gibi batıyor.. allah muhafaza eğlesin.

Mesajlar: 36

Konum: ıstanbul

Meslek: öğretmen,ev hanımı

  • Özel mesaj gönder

8

11.06.2008, 21:42

"Haftada bir kaç kere gusle mecbur olur" deniliyor.. şimdi her gün gusl alanın hafızası zayıflarmı?Bunun tıbben kanıtı varmıdır?

9

12.06.2008, 03:26

Gusl almaktan kasıt nedir?
Burada kastedilen, sürekli karşı cinsi görmekten ötürü uykuda ihtilam olmak. Haftada birkaç kez bile az değil ki, hergün bu durum başına gelen ciddi bir problemle karşı karşıya demektir. Zihni bu kadar bununla ister istemez meşgul olan, fehmetmek veya hıfzetmek istediği şeye o kadar kolay yoğunlaşamaz, hatta zannetmiyorum ki gün içinde normal işlerini bile konsantrasyon ile yapabilsin.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

10

12.06.2008, 08:23

Alıntı sahibi ""ummu_hureyra""

"Haftada bir kaç kere gusle mecbur olur" deniliyor.. şimdi her gün gusl alanın hafızası zayıflarmı?Bunun tıbben kanıtı varmıdır?


evli olarak söylebilirimki..sık sık güsledenin hafıza zayıflıyor..

ben tecrübe ettim.

Mesajlar: 36

Konum: ıstanbul

Meslek: öğretmen,ev hanımı

  • Özel mesaj gönder

11

12.06.2008, 10:09

Benim buna şüphem yok sadece bir forumda bununla ilgili yazmıştım ve her kes üstüme geldi.Hurafeler anlatma vs denildi.Ondan tıbbi açıqlaması varmıdır diye soruyorum.

12

12.06.2008, 18:16

Tahmin ediyorum, ne allame-i cihanlar vardır orada şimdi kendilerince, bir kitap okumakla alim olunsaydı...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

13

13.06.2008, 13:38

Alıntı sahibi ""ummu_hureyra""

Benim buna şüphem yok sadece bir forumda bununla ilgili yazmıştım ve her kes üstüme geldi.Hurafeler anlatma vs denildi.Ondan tıbbi açıqlaması varmıdır diye soruyorum.



Bu meselenin tıbbi izahatı...

Vücudumuzda otonom sinir sistemi adlı bir sistem bulunmaktadır. Bu sistem salgı bezlerini, kalp kasını ve iç organların düz kaslarını kontrol eder ve ikiye ayrılır: sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi.


Sempatik sinir sistemi duygularla paralel hareket eden sinir sistemi bölümüdür. Korku, sevinç, heyecan gibi durumlarda sempatik sinir sistemi aktive olur, kan basıncı artar, kalp hızlanır ve sindirim yavaşlar. Parasempatik sinir sistemi ise genelde sempatik sinir sistemini dengeleme yönünde fonksiyon gösterir. Kalbi yavaşlatır, tükürük ve barsak salgılarını artırır ve barsak hareketlerini artırır.


Sempatik sinir sisteminin tepkisi sonucunda fiziksel stres işaretlerinin faaliyeti artar. Parasempatik sinir sistemi, vücudun iyiliğine yönelik faaliyetleri yönetir; dinlenme, rahatlama, beslenme, sindirim sistemi ve deri onarımı gibi. Sempatik sistem genel olarak organizmayı acil durumlara karşı koruyucu ve uyarıcı bir sistem olarak çalışmaktadır. Herhangi bir tehlike veya heyecan verici bir olayla karşılaşıldığı zaman organizmada sempatik sistem aktivitesi baskınlaşır ve kişi kendini tehdit eden olaydan kaçmak için veya savaşmak için hazır duruma getirilir. Böyle bir koşulda, kalp hızı artar, deri ve sindirim sistemi damarları daralır. Bu nedenle sempatik sistem enerji sarf ettiren bir sistem olarak kabul edilmektedir. Parasempatik sistem ise kalp hızını yavaşlattığı, kasılma gücünü azalttığı ve sindirim sisteminin aktivitesini artırarak alınan besinlerin kana karışıp enerjiye dönüşmesini kolaylaştırdığı için daha çok enerji koruyucu sistem olarak kabul edilmektedir.


Sempatik ve parasempatik sistem organlar üzerindeki etkilerini nöronlarından salıverilen nörotransmitterler aracılığı ile yaparlar. Sempatik sistem nöronlarının nörotransmitteri noradrenalin (norepinefrin), parasempatik sistemin ise asetilkolin dir.


Harama bakmakla hislerimiz galeyana geldiğinde ve gusül gerektirecek eyleme giriştiğimizde parasempatik sinir sistemimiz aşırı bir şekilde uyarılır. Bunun neticesinde aşırı bir şekilde xxx hormonları ve serotonin, dopamin ve asetilkolin adı verilen nörotransmitterler üretilir. Bu şekilde aşırı hormon üretimi ise beyin ve böbreküstü salgı bezlerinin dopamine-norepinephrine-epinephrine dönüşümünü yapabilmesi için aşırı bir şekilde çalışmasına sebep olur. Bu durum ise beynimizi ve vücut fonksiyonlarımızı aşırı sempatik hale getirir ki bu durum beyne zarar verir ve unutkanlığa sebep olur. Kısacası harama bakmakla tahrik olma neticesinde vücut kimyasında müthiş bir değişim olur ve başta unutkanlık olmak üzere bir çok rahatsızlığa kapı açılmış olur. Diğer rahatzılıkların başlıcaları ise şöyledir:

* Konsantre olmakta zorluk çekme

* Düşünce bulanıklığı

* Görmede zayıflık

* Sürekli baş ve bel ağrısı

* Sindirim ve boşaltım sisteminde zayıflama...

14

13.06.2008, 15:35

ınsan nisyandan alındığı için,nisyana mübteladır.

15

13.06.2008, 15:40

Alıntı sahibi ""yunusum""

ınsan nisyandan alındığı için,nisyana mübteladır.


bu sözü nasıl anlamalıyız?

16

13.06.2008, 16:02

Bikes kardeşim açıklaman için Allah razı olsun. Çok istifade ettim. Doktor musunuz acaba?

17

13.06.2008, 21:09

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Bikes kardeşim açıklaman için Allah razı olsun. Çok istifade ettim. Doktor musunuz acaba?


yok değilim kardeşim.

daha önce kardeşin biri epey bir araştırmış bu konuyu..alıntı yani..

18

14.06.2008, 20:11

Kaynak belirtseydiniz daha hoş olurdu diyeyim o zaman. Çünkü kaynaksız olduğunda kaynak olarak siz bilinirsiniz kardeşim...

Mesajlar: 36

Konum: ıstanbul

Meslek: öğretmen,ev hanımı

  • Özel mesaj gönder

19

15.06.2008, 08:21

Alıntı sahibi ""bikes""

Bu meselenin tıbbi izahatı...



Allah razı olsun..

20

15.06.2008, 11:19

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Kaynak belirtseydiniz daha hoş olurdu diyeyim o zaman. Çünkü kaynaksız olduğunda kaynak olarak siz bilinirsiniz kardeşim...


kusura bakmayım kardeşim.unutmuşum alıntı olduğunu yazmayı. başka kardeş bir foruma bir kardeşimiz eklemişti çok uzun zaman önce..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir