Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

04.12.2006, 09:33

Söz basım yayınının bastığı hastalar risalesini -hemde her sayfası lugatlı-
bir bayan veteriner arkadaşa verdim okusun.

Dedi bir yukarıya bir aşağıya bakıyorum kafam karıştı,hiçbirşey anlamadım.

Bir talebeye lugatlı olanlar güzeldir diyen abinin yanında oku dedim,lgatlı olanını.
Okudu ne anladım,dedi hiçbir şey anlamadım.

Sonra veteriner bayan arkadaşa dedimki lugata bakmadan oku,
bir kaç defa sonra bakarsın.
Bir defa okudu lugata bakmadan çok güzel dedi.
Aynı şeyi talebede dedi..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

22

04.12.2006, 09:37

Yeni okuyan birisi;

Mesela;10.sözün başındaki ayetin mealini okur, sonra 10.sözü okur.
Kendi kafasına der ki,ayet ne anlatıyor,bu ne izah etmiş?Böyle tefsir olur mu?
der.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

23

04.12.2006, 09:40

şimdi düşünün ayet meali ve her sayfası lugatlı olan;
Bir risalei nur kitabını mesela;25.sözü yeni okuyan birisi,bir okuyup,bir aşağıdaki ayet mealine,lugat mealine baksa;

akıl hissesini alırmı?
Kalb hissesini alırmı?
Ruh hissesini alırmı?

Ben kendimi tecrübe ettim almaz.Kafam karma karışık olurken nasıl kalbim ruhum hissesini alsın?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

24

04.12.2006, 14:14

kafanız karma karışık olsada kalp ruh ve letaif gıdasını alır

ama sozlerinizde doğruluk payı var
bende müşahede ettim
lakin bi genelleme yapmak yanlış olur kanaatındeyim

zira istifade edenlerde var

ozellikle bi konu araştırırken yani maksat sadece ilim olunca ole veya bole işe yarıyo
bütün bütün inkar etmiyorum

konu sanki biraz uzadı
her meşrebden insan var burda
medarı niza meseleleri bi yana bırakıp
medarı ittifak noktalara baksak hayır getireceği kanaatindeyim

herkese halis olan meşrebinde muvaffakiyetler duasıyla...........
fiemanillah........
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ

25

04.12.2006, 14:18

Benim Annem külliyatı bitimek üzere. Oysa okumyı çok az biliyor.. Yazması da çok kötü. Zaten Türkçe'yi bile doğru dürüst bilmiyor. Değil ki Osmanlıcayı anlasın. Lugate bakıp anlamadığı kelimeyi bile bulamıyor. Ancak, Rabbimin fazlı Risale-i Nurlara gerek sohbetlere teşvik etmem, gerek dost tv sayesinde gerek benim aile içinde verdiğim derslerden aşık oldu. Hiç yılmadan hiç bir şey anlamadan 1,5 seneyi biraz aşkın okuyor. Hiç bir şey anlamadığından şikayetçi. Ancak ne zaman sohbet edilse ,yada dost tv seyretse diyor ki okuduğumu anlamıyorum ve hatırlamıyorum ,ama dinleyince sanki biliyorum gibi geliyor." ışte Üstad'ın bahsettiği kalb ve ruhun anlaması tam tamına gerçekleşmiş.
Peki Hulusi kardeşim, senin yazdıklarından şöyle bir iddia çıkıyor. Eğer siz o veteriner kardeşe lugatli bir Risale vermeseydiniz hemen o anda anlayacak ruh ve kalbine sirayet edecekti " diyorsunuz öyle mi?

Unutmayınız ki, Nur Cemaatinin amacı kalabalık bir kitle haline gelmek değildir. Maksad iman kurtarmaktır. ımanın kurtulması için Nurcu olmaya gerek yoktur. Risalelerdeki hakikatleri okuyup anlayan ve iman eden biri pek ala necata erebilir. Annem gibi herkezin şevk ile hiç anlamadığı halde oradaki hakikatleri bir kaç kişiden dinleyip etkilenmesi ile yılmadan külliyatı bitirip üstadın müjdesine nail olmasını beklemek biraz hayalciliktir. Ezberciliğe teşviktir.
ımanını kurtarması gayesi ile birisine Risalelerden bahsedilmez, Risallerdeki hakikatlerden bahsedilir. Hakikatler ise önce akla nüfüz eder. Sonra kalb tatmin olur, ruh hissesini alır. Yoksa hiç anlamadığı halde kaç kişiye külliyatı okutabilirsiniz. Hem herkez sohbetlere gelmek istemeyebilir, belki vakit bulamaz, her dakika yanında siz de olamassınız. Risalenin sonuda lugat olan yada hiç lugat olmayan kitabi okuyan biri o hakikatleri anlamak için şevki varsa yine lugat peşinde koşacak daha çok zaman harcıyacak ,daha çok kafası karışacaktır. şevki az ise çabuk teslim olup dili ağır diyerek kütüphanesine güzel bir süs kazandıracaktır. Çünkü, birinin kalb ve ruhunun anlamış olduğunu fark etmesi aynı konu veya nükte ancak başka bir yerde konuşulunca açığa çıkıyor. Herkez kalb ve ruhunun aklı anlamasada istifade ettiğini çabuk kavramıyor. Teşvik edici olmuyor.

Hem herkezin Osmanlıcaya az da olsa aşina olduğu dönemlerle bu devir kıyasalanmaz.

Evet iki üç türlü Risale var; aynı sayfada lugat olan var,sonunda lugat olan var, hiç lugat olmayan var. Dileyen dilediğini okusun. Herbirinin ayrı bir yararı vardır. Aslına dokunulmamış Risalelere lugat konmasını cinayet olarak göstermek cinayettir. Benim sözüm onlara.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

26

04.12.2006, 14:48

sorumu tekrar ediyim mi, yoksa soruma cevap vermeye gerek yok mu?

27

04.12.2006, 15:02

Neşretmek sadece matbuat değildir, yaymaktır. Hangi yayım ve yayın aracıyla olursa olsun. O araç gerekirse diliniz, gerekirse eliniz, gerekirse lisan-ı hâliniz olsun.

28

04.12.2006, 15:13

Üstadın mutlak varisleri olan abiler;Zübeyir abi,tahiri abi,sungur abi,bayramabi,hüsnü bayram abi ve ceylan abi,

Sayfalara lugat ve ayet mealini koymağa izin vermezler.
Çünkü diyorlar üstadın tarzı böyledir.
Üstad bize sonradan lugat ve ayet meali koyun dememiş.

Hatta bir hatırada hasan feyzi abi;
Üstada demiş ki lugat manasını koysak olmaz mı?
Üstad demiş ki;o zaman mellifini bediüzzaman olarak sil,hasan feyzi olarak yaz demiş.
Bir de demiş sen risalei nurun verdiği hakikatları aşağımı çekmek istiyorsun?

Bunu bize meşveret cemaatindeki abilerimiz anlattı.Onlara da Baryam ve sungur abiler anlattı.

Demek ki üstadın tarzı lugatsız ve ayet mealsiz külliyattır.

Lugata ayrı olarak bakılır.Risalenin sayfa altına değilde,ayrı olarak lugat kitabına bakılır.
Aynı şekilde ayet mealleriyle ilgili kitapta vardır.
Risalei nurda geçen ayet ve hadis mealleri ;buna bakılır.ayrı olarak.

Ama unutmayalım üstad ayet meallerini izah etmiyor?ayeti tefsir ediyor.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

29

04.12.2006, 15:34

Hulusi Kardeşim iltibas ediyorsunuz. Üstad'ın ordaki uyarısı külliyatın bütün bütün lugatli basılması ile alakalıdır. Yoksa yayın yapan kurum her ikisini basıyorsa demek ki bütün anlayışlara hitap etme çabası vardır. Lugatsiz sözler basarak Üstadın bu vasiyeti yerine gelmiş oluyor. Lugatli basarak dostlar dairesi hatta onun dışındakilere ulaşmak hedefleniyor.

Tabi ki en güzeli lugate ihtiyaç duymadan okumaktır. Ama lugatede bir şans tanımak lazım. Hem tabiki Üstad ayetin mealinin tefsirini yapmıyor, ayetin tevsirini yapıyor. Mealsiz olan külliyat okuyucuları gayrıihtiyari, ister istemez ayetin mealini merak edip başak bir mealden okuma ihtiyacı duyuyor. Yani, bunu kolaylaştırmak adına dipnot olarak yazmanın neresi itiraza değer anlıyamıyorum. Lugat taraftarı olan birinden Üstadın mealin tefsirini yaptığını söylediğini duydunuz mu ki böyle bir uyarıya ihtiyaç hissetmişsiniz?

Hem yazılanları şöyle bir göz gezdirdiğinizi düşünüyorum, tam anlamı ile okusaydınız lugatsiz okumanında istenilen faydaları verdiğini söylediğimi, ancak dostlar dairesi ve hata onun dışındaki hakikat müşterilerine lugat ile daha kolay ulaşılabileceğini yazdığımı görür, tekrar bir itiraza gerek olmazdı. Yada farklı bir itiraz olması gerekirdi.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

30

04.12.2006, 15:58

Ben bildiğimi okumaya devam edeyim. yoksa zihnim çok defa idlal olmakla birlikte, kimin dediği doğrudur, kimin dediği yanlıştır bilinmez bir hal aldı. deliller konulmadan kendinden konuşmaların çok olduğu izlenimini edindim en sonunda. hatta bu vesile ile bir şeyi daha anladım, forumlar Hatta öyle bir hal aldıki, buradan insan bir şey kazanmak isterken bir şeylerde kaybetmeye başlıyor. kaybettikleri, kazandıklarının yanında dağ misal olabiliyor. tartışmalar bir sonuca varmadığı için, doğru - yanlış yada en efdal ortaya çıkmıyor.

soruyu sorduğumunda gereksiz olduğunu anladım.

Bu vesile ile, forumlardan çekiliyorum, fikir farklılığından dolayı daha fazla zihnimi meşgul etmek istemiyorum.

31

04.12.2006, 16:00

Alıntı sahibi ""Ceka""

Hulusi Kardeşim iltibas ediyorsunuz. Üstad'ın ordaki uyarısı külliyatın bütün bütün lugatli basılması ile alakalıdır. Yoksa yayın yapan kurum her ikisini basıyorsa demek ki bütün anlayışlara hitap etme çabası vardır. Lugatsiz sözler basarak Üstadın bu vasiyeti yerine gelmiş oluyor. Lugatli basarak dostlar dairesi hatta onun dışındakilere ulaşmak hedefleniyor.

Tabi ki en güzeli lugate ihtiyaç duymadan okumaktır. Ama lugatede bir şans tanımak lazım. Hem tabiki Üstad ayetin mealinin tefsirini yapmıyor, ayetin tevsirini yapıyor. Mealsiz olan külliyat okuyucuları gayrıihtiyari, ister istemez ayetin mealini merak edip başak bir mealden okuma ihtiyacı duyuyor. Yani, bunu kolaylaştırmak adına dipnot olarak yazmanın neresi itiraza değer anlıyamıyorum. Lugat taraftarı olan birinden Üstadın mealin tefsirini yaptığını söylediğini duydunuz mu ki böyle bir uyarıya ihtiyaç hissetmişsiniz?

Hem yazılanları şöyle bir göz gezdirdiğinizi düşünüyorum, tam anlamı ile okusaydınız lugatsiz okumanında istenilen faydaları verdiğini söylediğimi, ancak dostlar dairesi ve hata onun dışındaki hakikat müşterilerine lugat ile daha kolay ulaşılabileceğini yazdığımı görür, tekrar bir itiraza gerek olmazdı. Yada farklı bir itiraz olması gerekirdi.
Baki Selam


Yeni okuyan birisi bir aşağı,bir yukarı baksa hibir şey anlamaz.Yukarda ispatladım.
Tecrübeli olmak istiyorsan eğer,yeni bire ver.
Sonra sorarsın,anladınmı?

ışin ehli ben değilim,Mustafa sungur abidir.
Üstad lugatlı basıma karşıdır,izin vermemiştir diyorsa ben daha o abiye söz söyliyemem ki;
Söyliyenler kendi bilir.

Risalei nurun sadık talebeleri ne derse o olur benim görüşüme göre,
Halbuki bu abiler mutlak varisler,

Ayrı olarak lugata bakın diyebilirsiniz.

Ama bunun anlama tekniği vardır,

Diyorlar ki önce okumak,okumak sonra yavaş yavaş lugat.

Bunlar benim görüşlerim,ister katılırsın kardeşim,
ister katılmazsın.

Senin hoşuna giden metodla devam edersin.
Bende bu şekilde devam ederim.

ınşaallah hizmete devam ederiz.Ebediyen.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

32

04.12.2006, 16:08

Alperdini Kardeşim, Risale-i Nur üstadı görmüş talebelere münhasır değildir diye düşünüyorum. Tabiki onlar bu işin piri,ama her konuda herbirinin sağlam bir fikre sahip olduğuna haddim olmasada fikir özgürlüğüne sığınarak ihtimal veremiyorum. Hem bizim mesleğimiz mazinin cocukları gibi söyleneni geldiği cenah açısından değerlendirmeden, üzerinde istişare yapmadan kabul etmeye uygun gözük müyor? Yani bir Abinin söylediği sözü delilsiz kabul etmek, meşvereti esas almış ,liderlik kavramını çok iyi anlamış Nur cemaatine yakışmaz. Biz mazinin çocukları gibi söyleneni delilsiz kabul edecek değiliz. Buna delil Üstad'ın ahvalı ile ilgili olarak onu görmüş kişilerin aynı konudaki farklı beyanları bir meşverete ihtiyaç olduğunun en önemli delilidir.
Bence herkez haddini ve seviyesini bilerek Risale-i Nur'a hizmet edebilir. Samimiyet pek çok engeli ortadan kaldırır. Risale-i Nur Üstada dahi ihtiyaç bırakmıyorken onun yardımcıları hükmünde olan ımanın kaleleride olsa Abilere her meseleyi dayandırmak bizim mesleğimize aykırıdır. Liderlik vereme söz konusudur. Hem onlarda bütün bu dünyayı terk edince mesleğimiz sahipsiz mi kalacak.
Alperdini kardeşim, haddini bildikten sonra kendi sınırını ve kapasiteni anladıktan sonra hizmet için mücadele etmek niye yanlış olsun. Mübarek olsun.

Risale-i Nur'daki üç daire ise
Dostlar dairesinin tanımı şu olsa gerek; Risale-i Nur dairesine girmemiş ancak Risale-i Nur mesleğinde hareket eden,Risale-i Nur'a müsbet bakan kişilerdir ki en geniş dairedir. Bütün neşriyatlar ve hizmetler bu daireyi genişletmek içindir ,yoksa esas gaye Nur cemaatini kalabalıklaştırmak değildir.
Kardeş daireside Risale-i Nur'u tanımış okuyan ve ıman hakikatlerini ordan öğrenip elinden geldiğince neşir ile kalen ve halen anlatmaya çalışan kişilerdir.Kapasitesine göre kendilerine verilen görevleri ifaya çalışırlar.
Talebe ve haslar daireside hayatını Risale-i Nur'a vakf etmiş tek amaç ve gayesi bu eserlere hizmet olan ve senelerini bu işe harcamış kişilerdir. Bu işi en iyi bilen kişilerdir ve her biri meşverette söz sahibidir. Meşveret haricinde tek başlarına doğru yada yanlış bir kaide getirme hakkı onlara dahi verilmemiştir.

Doğru yanlış kavramı mesleğe ,algılamaya göre değişir. Sen eğer lugatli bir Risale anlayışını destekleyen bir cemaati kendine yakın buluyorsan ve bu husus o cemaate meşveretle karar verilmişse yada şöyle diyelim biri çıkıp sırf lider edası ile lugatlı Risale yanlıştır yada lugatli Risale doğrudur dememişse, bu dairede yapacağın hiç bir hizmettin vereceği zarardan mesul olmassın. Zira bu ayetin emri ve peygamberimizin kavlidir.
Hizmetin bir daha mübarek olsun.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

33

04.12.2006, 16:15

Alperdini kardeşim yazını son yazımdan sonra okudum.

Sana şunu demek isterim, forum haricinde günlük hayatta kiminle aynı fikre tam olarak ulaşabildin. Tabiki farklı fikirler olacak. Farklı söylemler olacak. Bazı kişiler delil olarak anlamsız ,alakasız şeyleri sunabilir. ışte görev burda balıyor, bunları ayıklama yeteneğine sahip olup genelin teamüllerini fark edip en doğru karar varmak.

Bilgi edinme yolları muhteliftir en önemlisi ihlas ile bir çaba sarf ederk bu yolları kullanmaktır. Bu sabır istiyen bir iştir. Çok zaman alır acı verir.

ılk önce gözlem yaparsın, delillere baıp akledersin. Sonuca ulaşmak için Allah'ın yardımı yetişecektir.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

34

04.12.2006, 16:21

Ben almanyada yasiyorum ve burada türkceyi tam olarak ögrenmem mümkün degildi. Sungur agabey Lugatsiz oku diyorsa o sadece onu baglar, bütün nurcularI baglamaz. Üstad Fihristeyi yazIlmasInI ve okunmasInI tavsiye ediyorsa, Risalei Nura ek yapIlmasInI uygun görüyor demektir. Hem kendisi yazmaya baslmadan önce Lugat ezberledigini biliyoruz. Hem Risalei Nur Lugatli olmasIna ragmen cogu zaman bakmiyorum, cünki ilk okuyusta cogu kelimeleri ögrendim. Hem Lugata bakarak okumak, kelime kelime okumayI sagliyor. Herhalde böyle bir okuma tarzI uygundur.

Son nokta olarak ikiside lazImdIr diyebilirim gönül rahatligiyila. Ikiside müspettir. Biri digerinin iptaline degil, yardImIna kosuyor. Demekki her ikiside dogrudur ve lazImdIr.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

35

04.12.2006, 16:21

Hulusi kardeşim, sorun burda, sen sadece bir ellerinden öpülesi, canım aşkımda olsa bir Sungur Abinin söz ile hareket ediyorsun. Oysa lugatli Risale basmak bir meşveret kararıdır. Ayetin emri ve peygamberimizin kavli ile meşveret kararı her türlü kişisel görüşten evladır. Üstadın'da Sungur abininde. Bu meşveret esasını Risale-i Nur talebeleri uymayıp olayı kişiselleştiriyorsa diğer cemaatler ne yapsın.
Sungur Abi Nur Cemaatinin lideri değil saygın bir üyesidir. Abimizdir. Ancak biz meşveret diyoruz.
Peygamberimiz kendine muhallifte olsa meşveret kararlarını uyguladığını sanırım biliyorsun.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

36

04.12.2006, 23:08

Üstad'ın talebelerinden, son şahitlerde geçen Nevşehir'li Hasan Okur'u tanıyanınız vardır. Bu konuyu ona sordum ve bana şöyle anlattı: "Zamanında meşverete bu teklifi ben yapmıştım. ÜStad'ın Risaleler'in tahrif olmaması için bize verdiği ders "Elde olan kitapların değiştirilmemesi" idi. şu an bakıyorsun ki kitaplar lügatlı ve ayet-i kerimeler mealli. Fakat 12 kitap da yerinde duruyor. Bu Risalelerintahrif olmadığını ve alanının genişlediğini gösterir."

Arkadaşlar. Olayı sadece kendimiz için düşünmeyelim. şuan Risale-i Nur'u yeni tanıyan kesime bakın. Hepsi Risaleleri anlamamaktan yakınıyor. Ne yapacağız bunun için? Madem Risale-i Nurları sadeleştirecek halimiz yok. O halde hiçbir kelimesine dokunmadan, tahrif etmeden insanları Risale-i Nur'a en kolay şekilde aşina kılmaktır. Risale-i Nur'a lügat eklemek bunlardan biridir. Fakat bu demek değil ki lügatsız olan zararlıdır, işe yaramaz... Asla! Hepsi de faydalıdır, Osmanlıca da lügatsiz de lügatli de... Bu yüzden bu tarz gelişmelere lütfen destek olalım...

Not: Hulusi5 kardeşim... Lütfen yeni okuyanların lügatsizi daha iyi anladığına dair bana da "ispatladım" sözünü kullanmayın. Çünkü o ispat değil bir örnektir. Benim de lügatli kitap sayesinde Risale-i Nuru çok kolaylıkla anladığına dair tanıdığım çok insan var. Fakat bu "ispat" değil, örnektir.
ÖLüMDeN SoNRa HaYaT YoKSa, HaYaT ÖLüMüN Ta KeNDiSiDir. (ToLSToY)

37

05.12.2006, 08:35

Meşveret kararına karşı deriz ki;

Lugatsız külliyatı basmayı sungur abi tek başına söylememiştir.
Bayram yüksel abi bizzat ağzından duyduk;Derdiki üstad bize
on defa kurana el bastırırdı.Benim tarzımdan ayrılmayacaksınız derdi.
Bizde üstad külliyata o zamanda bile teklif edildiği halde ayet mealini ve lugatını koymadı.

Üstad nasıl bıraktı ise bizde o şekilde muhafaza ettik.

Said özdemir abi neşriyatı lugatsız ve ayet mealsiz basıyor külliyatı,
küçük kitaplarıda öyle.

envar neşriyatta üstadın neşir varislerinden Ahmet Aytimur abi külliyatı lugatsız ve ayet mealsiz basıyor,
Sözler neşriyat oda aynı şekilde,
rnk yayınları oda aynı şekilde.

şimdi üstadın hayatta olan talebelerinden;ahmet aytimur abi,Said özdemir abi,hüsnü bayram abi,sungur abi,Abdullah yeğin abi,şaban abi,gibi abiler külliyata lugat konulmasına ve ayet meali konulmasına karşıdırlar.

siz üstadın varisim dediği kaç tane abi gösterebilirsiniz ki,meşveret yapmışlar bu kararı almışlardır.

Bu abiler meşveret kararını ta zübeyir abi,tahiri abi,bayram abi hayattayken yapmışlar,ve o zamandan beri uygulanıyor.
Çünkü diyorlar üstadın tarzı böyledir.
Bu kadar abiye ben ne diyebilirim.

Ceka kardeş ,bu abilerin dışında bazı abiler ve kardeşler bir meşveret kararı alsalar;
deseler ki biz kararımızı verdik risalei nuru sadeleştireceğiz.
Siz ne dersiniz?Meşveret kararıdır diye bir şey söylemezmisiniz?

Cevabınızı bekliyorum?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

38

05.12.2006, 19:06

Hulusi Kardeşim konuyu en çok araştırma yapmak maksadı ile uzatıyorum. Çünkü, bu türden konular bazen hiç umulmadık farklı bilgilere ulaşmaya vesile oluyor. Yoksa maksadım sözü uzatıp nizaya sebep olmak değil.

ımam-ı Rabbani Hazretleri şöyle demiş

313.mektub:"Az zarar ihtimali olsa dahi, çokça menfaat terkedilir.Ulemanın dahi kail(inanmış) olduğu mana bu anlatılana yakındır. ...Bu sözün hakikati şudur: Bu(bir) sünnet, o asra bağlı bir şey gibidir. ınceliği ve gizli manası icabı bir cemaat,onu,o asra göre bilmediklerinden,uyma yolu ile onu yapma yoluna gittiler.Bir başka cemaat ise .onu o vakte bağlı bulduklarından,ona uymayı bıraktılar.". Görüldüğü gibi Sünnet zamanın fayda ve zararına göre terkedilebilen bir unsurdur.Yani inkar yok ama; zarar tehlikesi var.Hatta demiş;"sünnete(n) zarar gelmesi olmayacak bir şey değildir."

Yani bir cemaat bir sünneti o asra hitap etmeyen bir sünnet olduğunu anlamıyor her asra şamil görüp uyma yolunu tercih ediyor.Sünnetten zarara bile uğrama tehlikesi ile karşılaşıyor.Diğer bir cemaat o sünneti o asra uygun görmeyip uymayı terk ediyor. Büyük bir menfaatti terk etmeye bedel az zararı dahi kabul etmiyor. Zira Sünnetten gelecek zarar Peygamberimizin kudsi şahsiyetine zarar verir. Küçük zarar külli zarara inkılap eder.
şimdi bir dese "o sünnet Peygamber kavlidir, her zamana hitab eder,uymayan merduttur" hata eder.
Ancak dese "O sünnet Peygamber sünnetidir. Red eden yalancıdır.Uymak ise zarar olmamasına bağlıdır", isabet eder.
Lugatli Külliyatı neşr edenler Üstadın varsa böyle bir tavsiyesini (ben bilmiyorum,bilmemem olmadığına delalet etmez) zaman münhasır kılıp uymuyorlar, denilir. Red etmek yok. Kusur da yok.

Hem bu noktadan bakınca Üstad'ın devri ile bu devrin hizmeti farklıdır denilebilir.. Mesela, pek çok Risale mahrem ve haslara has kılınmışken artık sıradan insanların elinde dolaşıyor. Denemez ki siz bunu okumayın.

Üstad Kuran mealine karşı tavrı, malum bir adamın "Kuran tercüme edilsin ta ne mal olduğu anlaşılsın" niyetineydi. Yoksa mealin pek çok yarına bedel bu melun adamın vereceği zararları bertaraf etmek içindi. Artık kimse demiyor ki Üstad Meale karşı idi meal yapmayın.Demek ki ,sözün söyleyeni ile beraber söylendiği ahvale de bakmak elzemdir.

Ayrıca 10 ayrı adamın bir konuda birbirinden bağımsız ittifakı beş kişiden oluşmuş meşveret kararına tercih edilemez.Velevki her biri uzman olsa. O adamların sözüne bedel ayetin emri olan meşveret söz konusudur.
Hem mesleğimizde şeyhlikte yoktur ki makamı ali olan bir kaç adamın sözleri meşveretten üstün tutulsun.
Hem bir müçtehid başka bir müçtehidin sözüne uymakla mükellef değildir. Hem o zatlar müçtehid olsa yinede bir nevi müçtehid hükmünde olan o meşveret onlara uymakla mükellef değil. ıtab olunamaz. Yanlış bir yola girdin denilemez. Hem hiç kimse bir meşveret kararına uyulmasından dolayı daha başka bir meşvereti gösterip senin ki batıldır, diyemez. Çünkü meşrebler farklıdır. Başak bir meşreb diğer bir meşrebe ittifakla mükkellef değil. Hatta zarardır.
ımam-ı Rabbani Hazretleri her türlü teğenni ,raks, semanın,caiz olmadığını söylemiş hata Mevlide bidat nazarı ile bakıp talebelerine yasaklamış, ancak üstad onun aksine Mevlidi okumayı teşvik etmiş ve kıyamete kadar baki kalması için dua etmiştir. Çünkü, meslek ve meşreb farklıdır. Üstad en büyük bir müçtehidin bir nevi fetva olan içtihadını göz ardı edip tam aksi bir içtihad yapmıştır. Uymakla mükellef olmamıştır.

Hem Üstad demiş Risaleleri bir sene anlayarak okuyan devrin büyük alimlerinden biri olur. Anlamdan okuyanlara yönelik sorulan soruyada, akıl anlamasada kalp ,ruh ve sair letafiler hissesini aldığından yine de bir nevi alim sayılabileceğini beyan ediyor.
Bu nükteden anlaşılan odur ki, bir sene anlayarak okuyan alim olur. Anlamadan bir sene okuyan alim olmasada imanına yaptığı takviye belki sabrı ve samimiyeti hürmetine alim sayılabiliyor, yoksa gerçekte asla bir alim değildir.
şimdi dilini hiç anlamadığınız bir kitabın her kelimesini -çevreniz o kelimeleri anlayandan geçilmese- öğrenmeniz mümkün değildir. Yapılacak yegane şey lugatli çalışmaktır.Çünkü her vakit her kelimeyi soramazsınız.
ıçinde manası bilinmeyen sözcük olan bir cümle ancak ruh ve kalbe sirayet ediyor, akıl tam hissesini almadığından tahkiki değil taklidi bir imana inkılap ediyor.
şimdilik bu kadar.
Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

39

06.12.2006, 00:55

Kastamonu nun Hüsrev i ve Rüştü sü olan Mehmed Feyzi ve Emin in gönderdikleri benim Kastamonu da kalan bir kısım risaleler emanetlerini aldım. Size gönderdiğim Asa-yı Musa nın lugatnamesini hasta olduğu halde çok güzel ve alimane yazan, lugatnamenin başında güzel bir fıkra derceden ve bana da ayrı mektup yazan Risale-i Nur'un serkatibi Mehmed Feyzi nin, oraca çok müşkilat ve manialara rağmen harika sadakatini ve Nur lara faik alakasını, sarsılmadan imana hizmetini bir kaç cihette yapması gösteriyor ki, o küçük bir Hüsrev olduğu gibi, tam bir Hasan Feyzi dir.
Emirdag LahikasI

Üstad AsayI MusanIn lugatIndan bahsediyor. Niye?
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

40

07.12.2006, 14:45

Alıntı sahibi ""Hulusi5""

Üstadın mutlak varisleri olan abiler;Zübeyir abi,tahiri abi,sungur abi,bayramabi,hüsnü bayram abi ve ceylan abi,

Sayfalara lugat ve ayet mealini koymağa izin vermezler.
Çünkü diyorlar üstadın tarzı böyledir.
Üstad bize sonradan lugat ve ayet meali koyun dememiş.

Hatta bir hatırada hasan feyzi abi;
Üstada demiş ki lugat manasını koysak olmaz mı?
Üstad demiş ki;o zaman mellifini bediüzzaman olarak sil,hasan feyzi olarak yaz demiş.
Bir de demiş sen risalei nurun verdiği hakikatları aşağımı çekmek istiyorsun?

Bunu bize meşveret cemaatindeki abilerimiz anlattı.Onlara da Baryam ve sungur abiler anlattı.

Demek ki üstadın tarzı lugatsız ve ayet mealsiz külliyattır.

Lugata ayrı olarak bakılır.Risalenin sayfa altına değilde,ayrı olarak lugat kitabına bakılır.
Aynı şekilde ayet mealleriyle ilgili kitapta vardır.
Risalei nurda geçen ayet ve hadis mealleri ;buna bakılır.ayrı olarak.

Ama unutmayalım üstad ayet meallerini izah etmiyor?ayeti tefsir ediyor.


çok güzel izah etmişsiniz kardeş
bende sungur abi ve bayram abiden bunları işittim
hatta bayram abi bu konuda daha onem veriyodu

ceka kardeşim lafı sağa sola çekmenin lüzumu yok
dost dairesi falan demşsiniz ama
üstad çocuklarada koylülerde aynı eseri veriyordu

yani maksat üstadın tarzını konuşmaksa ortada zaten
diğer tarz eserlerin faydası yok demiyoruz ama
maksadımız muvaffak olmak değil vazifemizi yapmaktır
muvaffak etmek cenab-ı hakkın işidir
biz kendi işimize bakıyoruz

sizde kendi işinize bakın

muhakkakki herşeyde bi hayr var

burda meşreb meselelerini konuşmak doğru değildir
hepimizin ortak noktaları var
ortak noktalarımızla devam edelim

temelsiz delillendirmelerden ve mantık oyunlarından uzak duralım hep beraber
meşreb meseleleri hususi meselelerdir
bunların aleni konuşulması herkese zarar verir
indallah mesul oluruz
hakkınızı helal edin acele yazıyom

fiemanillah .................
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ

Bu konuyu değerlendir