Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

1

14.10.2006, 23:04

'Gelecek endişesi', Endişeye değmiyor

ışte, insanda binlerle hissiyat var. Herbirisinin, aşk gibi, iki mertebesi var: biri mecazî, biri hakikî. Meselâ, endişe-i istikbal hissi herkeste var. şiddetli bir surette endişe ettiği vakit bakar ki, o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yok. Hem rızık cihetinde bir taahhüt altında ve kısa olan bir istikbal, o şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüzünü çevirip, kabirden sonra hakikî ve uzun ve gafiller hakkında taahhüt altına alınmamış bir istikbale teveccüh eder.

Kaynak: Mektubat | Dokuzuncu Mektup | 37
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

2

15.10.2006, 11:13

Kesinlikle kardeşim.Üstad ne güzel ifade etmiş.

Rabbim razı olsun
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

3

15.10.2006, 15:33

Amin inş...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

4

27.10.2006, 16:28

Allah razı olsun inşaallah...

insana dünya ötesi adres gösteren bir diğer duygu da gelecek endişesidir. Herkes gelecek endişesi taşır.

ıstikbal endişesi bazı insanlarda vehim ve hastalık halindedir. Bu insanlar Allah'ın yarattığı hayat için rızık da yarattığını unutur, adetâ Allah'ı töhmet altına alır. ıstikbal endişesinin bu derecesi ifrattır.

Halbuki hiçbir insanın endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yoktur. Hem herkesin rızkı ilâhî taahhüd altında olduğundan, kısacık istikbal, şiddetli endişeye değmiyor. Rızkı veren Allah'tır. Rızkı Allah'ın verdiğini ifade eden bir çok âyet-i kerime vardır. Ancak rızkı veren Allah'la merzuk olan insanın vazifeleri karıştırılmasın! Allah'ın insana verdiği organlar da işlemek ister. Rızık kazanmak için bu vasıtalardan sarfı nazar ederek, "Bağdat tarrarları" gibi yan gelip yatmak, "Rızkı veren Allah'tır" gerçeğine de terstir. Diğer taraftan, rızk için, aşırı bir kaygı ile manevi vazifelerini ihmal ederek her şeyini, "maişete" bina etmek de eksikliktir.

Müslüman, ölçülü ve dengeli hareket eden kişidir. ışte bu nedenle, aşırı derecedeki, "istikbal endişesi"nin yüzünü, kabirden sonraki hayata ve gafiller hakkında teminat altında olmayan ebedî istikbale çevirmesi gerekir. Allah, mü'min ve kâfir herkese rızk vermeyi taahhüt etmiş, ahiret rızkını ise, sadece kendine iman edenlere tahsis etmiştir.

kaynak

dua ile..

5

27.10.2006, 16:54


gaflet ve dalâletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbâl, dünya ve heva-yı nefsin zararlarını def'edecek yalnız o zat olabilir ki; istikbâl taht-ı emrinde, dünya taht-ı hükmünde, nefsimiz taht-ı idaresindedir. Acaba Hâlık-ı Semavat ve Arz'dan başka hangi sebeb var ki, en ince ve en gizli hâtırat-ı kalbimizi bilecek ve bizim için istikbali, âhiretin îcâdiyle ışıklandıracak ve dünyanın yüzbin boğucu emvâcından kurtaracak, hâşâ, Zat-ı Vâcib-ül Vücud'dan başka hiçbir şey, hiçbir cihette onun izni ve iradesi olmadan imdad edemez ve halaskâr olamaz
1.lem'a

Allah razı olsun

6

27.10.2006, 17:02

yazılarla kaynaklarla dolu güzel paylaşımlar için Allah razı olsun hepinizden

7

30.10.2006, 09:33

bu hissimizi inkişaf ettirelim,

düşünelim kabirdeki halleri,kabir azabını,

mahşer gününü,
kitab verme anını solamı sağamı verilecek,

sırattan geçmeyi,
cehennem azabını düşünelimki

endişe artıkça artsın ki istikametten ayrılmayalım...,

8

30.10.2006, 23:52

Alıntı sahibi ""yunusum""

düşünelim kabirdeki halleri,kabir azabını,

mahşer gününü,
kitab verme anını solamı sağamı verilecek,

sırattan geçmeyi,
cehennem azabını düşünelimki

endişe artıkça artsın ki istikametten ayrılmayalım...,


evet asıl geleceğimiz orası olduğuna göre endişemiz de orası için olmalı..Rabbim istikametten ayırmasın.

Allah razı olsun hepinizden:)
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir