Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

22.09.2006, 17:38

Anglikan Kilisesine Cevap

Anglikan Kilisesine Cevap

Günümüzün zavallı insanı, nice değer ölçülerini kaybettiği gibi, peygamberlere ve özellikle de peygamberler sultanı Hz. Muhammed Aleyhisselâma karşı, bakışı, tavrı, düşüncesi de tamamen alt-üst olmuş durumdadır. Oysaki O’nu, herhangi bir insan gibi beşerî kriterlerle değerlendirmemiz kat’iyen doğru değildir. Hattâ mümkün de değildir. Zirâ O, yeryüzünü yeniden dizayn etmek ve insanlığa yeni ufuklar açmak üzere müstesna bir ruh ve müstesna kabiliyetlerle donatılarak gönderilmiş bir insandır.. ve O’nu takdir bizim kriterlerimizi aşar.

Ancak ne var ki, kendi dinlerine saygıdan uzak bazı biçareleri muhatap alan veya dinleyerek kafasında soru işaretleri oluşanlar için söz sultanının bir asır önceki cevabını sunuyoruz.

Sorular aynı – cevaplarda …

Üstte asıl nüshadaki mükemmel cevabı aşağıda da üstteki metnin açıklamasını sunuyoruz.



Anglikan Kilisesine Cevap

Bir zaman bî-aman ıslâmın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göster­mek isteyen vesvas bir papaz, desise niyetiyle, hem inkâr suretinde,

Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek şemâtetkârâne bir istifham ile dört şey sordu bizden,

Altı yüz kelime istedi. şemâtetine karşı yüzüne “Tuh!” demek desisesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da

Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. onu muhatap etmem. Bir hak­perest adama böyle cevabımız var. O dedi birincide:

“Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini nedir?” Dedim: ışte Kur’ân’dır. Er­kân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i ıslâm esas mak­sad-ı Kur’ân. Der ikincisin­de:

“Fikir ve hayata ne vermiş?” Dedim: Fikre tevhid, hayata isti­kamet.

Buna dair şahidim:

فَاسْتَقِمْ كَمَا اُمِرْتَ - قُلْ هُوَ اللهُ اَحَدٌ

Der üçüncüsünde: “Mezâhim-i hazıra nasıl tedavi eder?” Derim: Hurmet-i ribâ, hem vücub-u zekâtla. Buna dair şahidim [size=20pt]يَمْحَقُ اللهُ الرِّبوٰا [/size] da.

وَاَحَلَّ اللهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَوا - وَاَقِيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتوُا الزَّكٰوةَ

Der dördüncüsünde: “ıhtilâl-i beşere ne nazarla bakıyor?” Derim: Sa’y asıl, esas­tır. Servet-i insaniye zalimlerde toplanmaz; saklanmaz el­lerinde.

Buna dair şahidim:

وَاَنْ لَيْسَ لِـْلاِنْساَنِ اِلاَّ مَاسَعٰى - وَالَّذِينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلاَ يُنْفِقُونَهَا فِى سَبِيلِ اللهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَلِيمٍ


***

2

22.09.2006, 18:39

Rabbim, tekrarı gerektiğinde bu tür cevapları verebilecek kabiliyette Nur talebeleri nasip etsin.
Allah razı olsun
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir