Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

12.08.2006, 07:00

2.dünya harbi

ÜSTAD BEDıÜZZAMAN’IN ıKıNCı DÜNYA HARBı
ESNASINDA YAZDIğI MÜHıM BıR MEKTUP



şiddet-i şefkat ve rikkatten ve bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber manevî ve şiddetli bir soğuk ve musîbet-i beşeriyeden bîçarelere gelen felaketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki; böyle musîbetlerde kafir de olsa, hakkında bir nevî merhamet ve mükafat vardır ki, o musîbet ona nisbeten çok ucuz düşer. Böyle musîbet-i semaviye masumlar hakkında bir nevî şehadet hükmüne geçiyor. Üç-dört aydır ki, dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiç haberim yokken Avrupa ve Rusya’daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. O manevî ihtarın beyan ettiği taksimat bu elîm şefkate bir merhem oldu. şöyle ki:

O musîbet-i semavîden zalim kısmının cinayetinin neticesi olarak gelen felaketten vefat eden ve perişan olanlar, eğer on beş yaşına kadar olanlar ise, ne dinde olursa olsun şehit hükmündedir. Müslümanlar gibi, büyük mükafat-ı maneviyeleri, o musîbeti hiçe indirir. On beşten yukarı olanlar, eğer masum ve mazlum ise, mükafatı büyüktür; belki onu Cehennemden kurtarır. Çünkü, ahirzamanda madem 1 Onlar ki seve seve dünya hayatını ahirete tercih ederler. (ıbrahim Sûresi: 3.)

2 Ahirete.
fetret derecesinde din ve dîn-i Muhammedîye (a.s.m.) bir lakaydlık perdesi gelmiş ve madem ahirzamanda Hazret-i Îsa’nın (a.s.) dîn-i hakîkisi hükmedecek, ıslamiyetle omuz omuza gelecek; elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan Hazret-i Îsa’ya (a.s.) mensup Hıristiyanların mazlumlarının çektikleri felaket, onlar hakkında bir nevî şehadettir, denilebilir. Husûsan ihtiyarlar ve musîbetzedeler, fakir ve zaifler, müstebit büyük zalimlerin cebir ve şiddetleri altında musîbet çekiyorlar. Elbette o musîbet onlar hakkında medeniyetin sefahetinden ve küfranından ve felsefenin dalaletinden ve küfründen gelen günahlara keffaret olmakla beraber; yüz derece onlara kardır diye hakîkatten haber aldım
.

Cenab-ı Erhamürrahimîne hadsiz şükrettim. Ve o elîm elemden ve şefkatten tesellî buldum.

Eğer o felaketi gören zalimler ise ve beşerin perişaniyetini ihzar eden gaddarlar ve kendi menfaati için insan alemine ateş veren hodgam, alçak insî şeytanlar ise, tam müstehak ve tam adalet-i Rabbaniyedir.

Eğer o felaketi çekenler mazlumların imdadına koşanlar ve istirahat-i beşeriye için ve esasat-ı dîniyeyi ve mukaddesat-ı semaviyeyi ve hukûk-u insaniyeyi muhafaza için mücadele edenler ise; elbette o fedakarlığın manevî ve uhrevî neticesi o kadar büyüktür, o musîbeti onlar hakkında medar-ı şeref yapar, sevdirir.
Said Nursî

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir