Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

24.07.2006, 20:38

Muhakkak ki cemaat konusunda benden çok daha tecrübe ve bilgilisinizdir.Ancak benimde naçizane gördüğüm bir eksikliği dile getirmek istiyorum.

Bugün Nur cemaati küre-i azr da en büyük fütuhatı ve ihyayı gerçekleştiriyor.Medreselerle hizmetlerle Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ve mubarek sahabilerinin peşinden koşturuyorlar.Fakat ne yazık ki cemaat adeta kendi içine kapanmış gibi.Sadece herkesin kolundan tutup dershanelere getirdikleri yetiyormuşcasına bir hava sezinliyorum.

Aynı şekilde Üstada ve cemaate çok ağır ithamlar ve propaganda da almış başını gidiyor.Malum okumayan,araştırmayan sadece kulaktan dolma bilgilerle hayatımızı şekillendiren bir millet olduğumuz için en bayağı iftiralara kanan gençler yetişiyor.

Bu asılsız iftira ve menfi propagandanın önüne geçmek için cemaatin topluma açılması gerekir.Tamam aslında herşey milletin önünde ,umuma açık mescitlerle dershanelerle vs.. Ancak özellikle üstadı,hayatını,saff-ı evveli, talebelerini ve tabiki Risale-i Nurları anlatan külliyeler açılmalı.Ve bunlar 24 saat toplumun hizmetinde olmalı.

Zaman reklam çağı.Bunu kullanmak gerek.Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum.Hata ettiysem bağışlayın..Selametle..

22

24.07.2006, 20:58

Evet kardeşim bende seninle hem fikirim.
Üçüncü Said dönemini iyi tahlil etmek gerekiyor. Ne bütün bütün Risaleleri geri plana atıp tefrite girmek lazım. Ne bütün bütün Risaleleri nazara verip ifrata girmek lazım. Malesef; her ikisini yapan kardeşlerimiz mevcut.
Her devrin bir silahı var...Gerisini yazmak istemiyorum. Yer müsait değil..
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

23

24.07.2006, 21:15

Dediğiniz neşriyat, yani yayın ve yayımdır.

Dost Tv, Nesil, Yeni Asya yayınları, Moral FM... ınternet siteleri... Okuma araştırma, ayrıca kütüphane gibi çok yönlü hizmet vs veren merkezleri zaten var diye duymuştum ama yaygın değil, gitmek nasip olmadı, Nesil'in vardı galiba.

Tanıtım da önemli tabii ki.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

24

24.07.2006, 23:29

Elbette neşriyat ve yayın çok önemli.Aynı şekilde internet.Ama benim anlatmak istediğim cemaatin toplumun her kesimine hitap edebilecek şekilde,göz önünde külliyelerle,okuma salonlarıyla topluma kendini kabul ettirmesi.Yoksa elbetteki hizmete kendini adayan çok sayıda kardeşlerimiz var.Onlara haksızlık edemeyiz.Mesela dershaneler dışında da öğretmenler,işadamları,memurar hep kendi aralarında ailevi dersler yapıyorlar ve hizmet devam ediyor.

Bunu sağlayacak maddi güçte en kısa zamanda toplanabilir diye düşünüyorum. Yeterki bu konularda vakit geçmeden projeler üretilsin.Zaman değişiyor,elbette ıslamın belirli kaideleri değişmeyecek ama çağın gerektirdiği şekildede manevi mücahede devam etmelidir.Acaba Peygamber Efendimiz (S.A.V) çağımızda yaşasaydı imkanları sonuna kadar zorlamazmıydı?Düşünmek lazım.Vakit nakittir.El uzatılmayı bekleyen,bataklığa saplanmış milyonlar var.Cemaat bundan mesuldür diye düşünüyorum.Dershanelere kapanmakla bu hizmete haksızlık ediyoruz. Ama bir kez daha tekrar ediyorum ki hizmet olanca hızıylada devam ediyor muhakkak.Çok ihlaslı kardeşlerimiz bu yolda sarsılmaz bir metanetle yürüyorlar.Binaenaleyh çok daha iyi şeyler yapılabilir.Zira elimizde Risale-i Nur gibi bir hazine var.Saygılarımla..

25

25.07.2006, 11:36

Vahapburhan Kardeşim; reklam derken çizgiyi çok iyi anlamak mühimdir. Nurcular elmas dükkanının dellalıdır. Müşterinin ayağına gidilmez. Müşteri kendi gelir. Ama; o dükkanın dellalı dellallığını yapıp o elmasların elmas olduğunu göstermesi gerekir. Gerek lisan-ı hal ile gerek bilgisi ile insanlara bunu ıspatlaması mecburiyetidir..
şöyle anlatayım.(Temsilde hata olmasın). Diyelim ki bir ürün sattın. Onu yanlış kullanan biri çıktı veya tam kullanamayan biri var. O ürünün kalitesiz olduğunu söyleyen kötü niyetli, bilgisiz, yada saf bir insan çıktı. Müşterin o üründen şüpheye düştü. Yada ürünün kalitesini karşı tarafa gösteremiyor. ışte sana ürününü satmak için büyük bir fırsat doğdu. Madem satıcısın; ürünü çok iyi tanıyorsun, demektir. Bir servisle o zatların müşkülünü çözer ve bir müşteri daha kazanırsın. Sair şeyleri sen anla...

Yoksa Nurları bir ticaret metası gibi sergilemek, sadece kitabı gösterip "gelin burda hakikat var"",demek tepkiye sebep olur. Dostların bile küsme ihtimali var.

Evet 46 senedir Nurları talim ediyoruz. Artık Üçüncü Said'i iyi analiz edip, onun metodunu kullanarak Risalaleri tüm dünyaya vazetme zamanı gelmiştir. Bu metodun analizi şuradan ve iş bölümünden geçer.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

26

08.08.2006, 23:52

Propaganda örnekleri..Lütfen cevap yazabilirmisiniz?

Said-i Nursi'ye gore Kuran-i Kerim'in bir cok ayeti kendisine ve Risale-i nur'a hitap eder!

Enbiya Suresinin 107. ayetide Risale-i Nur'a isaret ediyormus..
Ayetin Turkce anlami soyle;
"Seni ancak rahmet olarak gonderdik alemlere."
Sikke-i Tasdik-i Gaybi adli kitabinda; bir taraftarinin siirinden yola cikarak,gorusune katilarak;"Evet Risale-i Nur alemlere rahmet olarak gonderilmistir"anlaminda bir aciklamada bulunuyor.

Kitabinda Risale-i Nur'dan soyle sozediyor;

"Risale-i Nur'u Kuran'i Kerim'de Cenab-i Allah imzaladigi gibi,basta Hazreti Muhammet olmak uzere:Hz Ali,Abdulkadir Geylani,Muhyiddin-i Arabi ve oteki ulu kisilerde imza basmislardir Risale-i Nur'a.
-------
"Ben Risale-i Nur'u ovmekle ,ondan soz etmekle aslinda Kur'ani ovmus oluyorum.Cunku Risale-i Nur Kuran'in en guclu tefsiridir.Hatta ondaki olanlar,Kuran'daki olanlardan sizmis,suzulmus seylerdir.Onun icin Risale-i Nur'u hakli olarak ovuyorum."
-------

Lem'alar Risalesi'nden;

Risale-i Nur oyle bir kitaptir ki,Kuran'in onda yansiyan nurlarina hizmet etmek,askerlikten ve kutsal savastan bile ustundur.Benim elimde firsat ve param olsa,Risale-i Nur hizmetinde olan degerli kardeslerimi askerlikten kurtarmak icin;bin lira karsiliginda olsa bile bedeli oder ve kurtaririm onlari."
-------
Sonmez Risalesi'nden;

"Risale-i Nur'a karsi konulmaz ve boy olcusulemez."

"Risale-i Nur Kuran'in bir aynasidir.Bir mucize durumundadir."
-------
Meyve Risalesi'nden;

"Olum hakikatinin muammasini yanlizca Risale-i Nur cozmustur."
-------
Said-i Nursi Bediuzaman Cevap veriyor;1960 Ankara s.123

Risale-i Nur,Said-i Nursi'ye Allah tarafindan verilmistir."
-------
Emirdag Lahikasi'ndan;

Kurani Kerim'in ruhu,Risale-i Nur'un cesedine girmistir."

"Cesede, elbiseye bakma bana bak.O,benim hakkimda konusuyor.Dogru soylemis!Kuran boyle soyleyince bende itiraz etmedim..."
-------
Mesnevi-yi Nuriye'den;

"Risale-i Nur Kuranin bir mucizesi oldugu icin her seyde bir marifet penceresi acmistir.Bu kitap, Kuran'a mahsus bir sirrida cozerek,bir yillik isi,bir satte gorecek duruma ulasmistir.Risale-i Nur Musa peygamberin asasi gibi nereye vurmussa su cikarmistir..."


Bu konuda nasıl bir cevap verilebilr?

27

08.08.2006, 23:58

Bir örnek daha..

Arkadaslar,

Islami bilmek icin tek rehber vardir o da Kuran'dir.

Kuranda ki ayetleri allayip pullayarak,evirip cevirerek,susleyerek yeni,uzatmali,cilali kelime,anlamlarla yeni bir kutsal kitap yaratmaya calismak dogrumudur?

Saidi Nursi'yi okumakta yarar var.Her kitabi okumakta yarar var.Bilgi insan beyninin gidasi.Ancak tabulastirilmaya gidildiginde hatalara dusmemek olasi degil.

Saidi Nursi'nin kitaplari okundugunda kendisini cok yuce-ulu bir duruma getirmeye calistigi,Kuran'da ki bir cok yerde, ozellikle Nur kelimelerinin,Said kelimelerinin gectigi her ayette kendine pay cikardigi gorulur.

ornegin;
1) Hadid suresinin 28. ayetiyle Risale-i nur'a isaret ediliyormus.
Ayetin Turkce anlami; "Ve Allah size bir Nur yaratsin ki siz o Nur'la yuruyesiniz."
Saidi Nursiye gore bu nur da Risale-i Nur'dur.(Sikke-i tasdik-i gaybi)
2)Yunus suresi 82.ayeti de Risalei Nur'a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami;
"Ve Allah hakki,kelimeleri'yle yerine getirecektir."
Said-i Nursi'ye gore bu ayette ki kelimeler sozuyle Risale-i Nur anlatilmak isteniyor.Risale-i Nur butunu icinde ki "Sozler" adli Risale'nin Arapca karsiligi da "Kelimeler"dir.Oyleyse ayetin anlami su oluyor;
"Ve Allah,kelimeleri yani Risale-i Nur'la hakki yerine getirecektir"

Ve daha bir suru benzeri ornekler vardir.

Ayrica Kuranin ayetlerinden yola cikarak yaptigi "CIFIR" hesaplariyla,Kuran'in kendisinin dogdugu,yasadigi onemli gunlerin tarihlerine isaret ettigini savunmasida ayri bir dusuncedir,kendisini kutsallastirmaya yoneliktir!

Okumakta yarar var.Ancak Kuran'dan baska kilavuz yok.

Bir propaganda örneği daha.Cevap yazabilirseniz memnun olacağım..

28

09.08.2006, 11:33

Re: Bir örnek daha..

Alıntı sahibi ""vahapburhan""

Arkadaslar,

Islami bilmek icin tek rehber vardir o da Kuran'dir.

Kuranda ki ayetleri allayip pullayarak,evirip cevirerek,susleyerek yeni,uzatmali,cilali kelime,anlamlarla yeni bir kutsal kitap yaratmaya calismak dogrumudur?

Saidi Nursi'yi okumakta yarar var.Her kitabi okumakta yarar var.Bilgi insan beyninin gidasi.Ancak tabulastirilmaya gidildiginde hatalara dusmemek olasi degil.

Saidi Nursi'nin kitaplari okundugunda kendisini cok yuce-ulu bir duruma getirmeye calistigi,Kuran'da ki bir cok yerde, ozellikle Nur kelimelerinin,Said kelimelerinin gectigi her ayette kendine pay cikardigi gorulur.

ornegin;
1) Hadid suresinin 28. ayetiyle Risale-i nur'a isaret ediliyormus.
Ayetin Turkce anlami; "Ve Allah size bir Nur yaratsin ki siz o Nur'la yuruyesiniz."
Saidi Nursiye gore bu nur da Risale-i Nur'dur.(Sikke-i tasdik-i gaybi)
2)Yunus suresi 82.ayeti de Risalei Nur'a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami;
"Ve Allah hakki,kelimeleri'yle yerine getirecektir."
Said-i Nursi'ye gore bu ayette ki kelimeler sozuyle Risale-i Nur anlatilmak isteniyor.Risale-i Nur butunu icinde ki "Sozler" adli Risale'nin Arapca karsiligi da "Kelimeler"dir.Oyleyse ayetin anlami su oluyor;
"Ve Allah,kelimeleri yani Risale-i Nur'la hakki yerine getirecektir"

Ve daha bir suru benzeri ornekler vardir.

Ayrica Kuranin ayetlerinden yola cikarak yaptigi "CIFIR" hesaplariyla,Kuran'in kendisinin dogdugu,yasadigi onemli gunlerin tarihlerine isaret ettigini savunmasida ayri bir dusuncedir,kendisini kutsallastirmaya yoneliktir!

Okumakta yarar var.Ancak Kuran'dan baska kilavuz yok.

Bir propaganda örneği daha.Cevap yazabilirseniz memnun olacağım..


RıSALE-ı NUR’A ışARET
Cifir ve Ebced hesabiyle Risale-i Nur Kitaplarının gerek müellifene, gerek telifine ve mücadelesine işaretleri çoktur. Ebced ve Cifir ilmiyle alakalı Envar Neşriyat tarafından yayınlanan Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları eserde geniş bilgi vardır. Merak edenler oraya bakabilirler. Bu mesele çok geniş olmakla birlikte bizim meselemizle alakalı olarak bir ayetin cifir olarak Risale-i Nura işareti “sırlı üç farkla” tevafuku anlatılırken deniliyor ki:

« Bu üç farkın sırrı ise Risa­letü’n-Nur’un mertebesi üçüncüde olmasıdır. Yani vahiy değil ve olamaz. Hem umumiyetle dahi ilham değil, belki ekseriyetle Kur’ân’ın fey­ziyle ve medediyle kalbe gelen sünuhat ve istihra­cat‑ı Kur’âniyedir.» (şualar sh: 714)

Ömrünün büyük kısmın Medine-i Münevverede geçirmiş âlim bir zât olan Ali Ulvi Efendi:

«Üstad Bediüzzaman, Kur'an'dan başka hiçbir kitaba müracaat etmeden ve te'lifat zamanında yanında hiçbir kitab bulunmadan Nur Risalelerini te'lif etmiştir.

Merhum Mehmed Âkif'in:

Doğrudan doğruya Kur'andan alıp ilhamı,

Asrın idrakine söyletmeliyiz ıslâmı.


Beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek, Bediüzzamana müyesser olmuştur. (Tarihçe-i Hayat sh:161)

Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nurların büyük bir kısmını telif ettiği Barla’da bulunduğu yıllarda (1926-1934) bir talebesine yazmış olduğu mektubunda, telifatla ilgili şu malumatı vermektedir:

«Aziz, sıddık kardeşim ve hizmet-i Kur'aniyede pek ciddî bir arkadaşım!

Bu defaki mektubunda, vaktim ve halim müsaade etmediği mühim bir mes'eleye dair cevab istiyorsun.

Kardeşim, bu sene elhamdülillah risaleleri yazanlar pek çoğalmış. ıkinci tashih bana geliyor. Sabahtan akşama kadar sür'atli bir tarzda meşgul oluyorum. Çok mühim işlerim de geri kalıyor ve bu vazifeyi daha azîm görüyorum. Hususan şaban ve ramazanda, akıldan ziyade kalb hissedardır, ruh hareket eder. şu mes'ele-i azîmeyi başka vakte ta'lik edip, ne vakit Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden kalbe sünuhat gelse, tedricen size yazılır. şimdilik "Üç Nükte"yi beyan edeceğim.» (Mektubat sh: 388)

«Aziz sıddık kardeşim Re'fet Bey!

Sevr ve Hut'a dair sorduğun sualin bazı risalelerde cevabı vardır. O nevi suallere göre cevab Yirmidördüncü Söz'ün Üçüncü Dalı'nda Oniki Asıl namıyla oniki kaide-i mühimme beyan edilmiştir. O kaideler ehadîs-i Nebeviyeye dair muhtelif tevilata dair birer mehenktirler ve ehadîse gelen evhamı def'edecek mühim esaslardır. Maatteessüf şimdilik sünuhattan başka ilmî mesail ile iştigalime mani bazı haller var. Onun için sualinize göre cevab veremiyorum. Eğer sünuhat-ı kalbiye olsa, bilmecburiye meşgul oluyorum. Bazan suallere, sünuhat tevafuk ettiği için cevab verilir, gücenmeyiniz. Onun için herbir sualinize lâyıkınca cevab veremiyorum. Haydi bu defaki sualinize kısa bir cevab vereyim.» (Lem’alar sh: 90)

Bediüzzaman Hazretleri ışarat-ül ı’caz tefsirini harp cephesinde yazdığını anlatırken der ki:

«O zamanlarda, o gibi yerlerde, müracaat edilecek tefsirlerin, kitabların bulunması mümkün olmadığından; yazdıklarım yalnız sünuhat-ı kalbiyemden ibaret kaldı. şu sünuhatım eğer tefsirlere muvafık ise, nurun alâ nur; şayet muhalif cihetleri varsa, benim kusurlarıma atfedilebilir. Evet tashihe muhtaç yerleri vardır, fakat hatt-ı harbde büyük bir ihlas ile, şehidler arasında yazılıp giydirilen o yırtık ibarelerin tebdiline (şehidlerin kan ve elbiselerinin tebdiline cevaz verilmediği gibi) cevaz veremedim ve kalbim razı olmadı. şimdi de razı değildir, çünki o zamandaki ihlas ve hulûsu şimdi bulamıyorum.» (ışarat-ül ı’caz sh: 9)

29

09.08.2006, 11:36

Re: Bir örnek daha..

Alıntı sahibi ""vahapburhan""

Arkadaslar,

Islami bilmek icin tek rehber vardir o da Kuran'dir.

Kuranda ki ayetleri allayip pullayarak,evirip cevirerek,susleyerek yeni,uzatmali,cilali kelime,anlamlarla yeni bir kutsal kitap yaratmaya calismak dogrumudur?

Saidi Nursi'yi okumakta yarar var.Her kitabi okumakta yarar var.Bilgi insan beyninin gidasi.Ancak tabulastirilmaya gidildiginde hatalara dusmemek olasi degil.

Saidi Nursi'nin kitaplari okundugunda kendisini cok yuce-ulu bir duruma getirmeye calistigi,Kuran'da ki bir cok yerde, ozellikle Nur kelimelerinin,Said kelimelerinin gectigi her ayette kendine pay cikardigi gorulur.

ornegin;
1) Hadid suresinin 28. ayetiyle Risale-i nur'a isaret ediliyormus.
Ayetin Turkce anlami; "Ve Allah size bir Nur yaratsin ki siz o Nur'la yuruyesiniz."
Saidi Nursiye gore bu nur da Risale-i Nur'dur.(Sikke-i tasdik-i gaybi)
2)Yunus suresi 82.ayeti de Risalei Nur'a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami;
"Ve Allah hakki,kelimeleri'yle yerine getirecektir."
Said-i Nursi'ye gore bu ayette ki kelimeler sozuyle Risale-i Nur anlatilmak isteniyor.Risale-i Nur butunu icinde ki "Sozler" adli Risale'nin Arapca karsiligi da "Kelimeler"dir.Oyleyse ayetin anlami su oluyor;
"Ve Allah,kelimeleri yani Risale-i Nur'la hakki yerine getirecektir"

Ve daha bir suru benzeri ornekler vardir.

Ayrica Kuranin ayetlerinden yola cikarak yaptigi "CIFIR" hesaplariyla,Kuran'in kendisinin dogdugu,yasadigi onemli gunlerin tarihlerine isaret ettigini savunmasida ayri bir dusuncedir,kendisini kutsallastirmaya yoneliktir!

Okumakta yarar var.Ancak Kuran'dan baska kilavuz yok.

Bir propaganda örneği daha.Cevap yazabilirseniz memnun olacağım..


Risale-i Nurdaki ifadelerini bozarak hareket eden tenkidcilerin Bediüzzamana atfen bir iddiaları da şöyle:

“Kur’anın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!” denmiş.


Halbuki Bediüzzaman’ın asıl ifadesi şöyledir:

الْكِتَابِ cümlesinin sarih bir manası asr-ı saadette vahiy suretiyle Kitab-ı Mübin'in nüzulü olduğu gibi, mana-yı işarîsiyle de, her asırda o Kitab-ı Mübin'in mertebe-i arşiyesinden ve mu'cize-i maneviyesinden feyz ve ilham tarîkıyla onun gizli hakikatları ve hakikatlarının bürhanları iniyor, nüzul ediyor” şualar: 711 diyerek her asrın dinî şahsiyetlerin bu ılahî ihsana mazhariyetleri beyan edilip “şu asırda bir şakirdini ve bir lem'asını cenah-ı himayetine ve daire-i harîmine bir hususî iltifat ile alıyor.” şualar: 711 şeklindeki meşru ve makbul bir ifadeyi, “Kur’anın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!” şeklinde bilerek tahrif etmek, açık bir garazkârlığın ve dinî inkişafa sinsi muhalefetin eseri olur.

Evet, bu paragrafda Kur’an ayetlerinin sarih manasından başka işari manaların dahi bulunduğu ve bu işarî manaların her asırda mazharları bulunabileceği cihetiyle Risale-i Nur’un dahi feyiz ve ilham yoluyla bir mazhariyeti bulunduğu ifade ediliyor. Bu ise dini ölçüler dairesinde ıslâm ulemasınca kabul edilmiştir. Tenkitçiler ıslâm’ın dini şahsiyetlerini hatta ehl-i sünnetin hak mezheblerini dahi nazara almamak gibi garip anlayışları olduğu anlaşılıyor. Çünkü tenkidciler iddialarını, güya Kur’andan hüküm çıkarabilme salahiyetinde imişler gibi bazı ayetleri tevilat-ı fâside ile tahrif ederek garazlarına alet ettikleri görülüyor.

Bediüzzaman Hazretleri, eserlerinde, Kur’anın mana camiiyeti ve külliyeti hakkında izahlar yapmıştır. Bunlardan birisi şöyledir:

Kur’anın “Lafzındaki câmiiyettir. Elbette evvelki sözlerde, hem bu sözde zikrolunan âyetlerden şu câmiiyet aşikâre görünüyor. Evet لِكُلِّ اَيَةٍ ظَهْرًا وَبَطْنًا وَ حَدًّا مَطْلَعًا وَلِكُلٍّ شُجُونٍ وَغُصُونٍ وَ فُنُونٍ olan Hadîsin işaret ettiği gibi; elfâz-ı Kur'aniye, öyle bir tarzda vaz'edilmiş ki, herbir kelâmın, hattâ herbir kelimenin, hattâ herbir harfin, hattâ bâzan bir sükûnûn çok vücuhu bulunuyor. Herbir muhatâbına ayrı ayrı bir kapıdan hissesini verir.

Bediüzzaman Hazretleri bir mahkemede iddia makamının tenkidine verdiği cevabında diyor ki:

“...mana-yı sarihî ile, mana-yı işarî ve mana-yı küllî ile hususî ferdlerin farkını anlamayan bir cehalettir. Necmeddin-i Kübra ile Muhyiddin-i Arabî gibi binler ülemaların küllî hâdiselerine, hattâ nefsin cüz'î ahvaline dair âyâtın mana-yı sarihi değil, işarî manalarını beyan sadedinde çok yazıları var olduğu malûmdur. Hem âyâtın mana-yı işarî-i küllîsinde her asırda efradı bulunduğu gibi bir ferdi bu zamanda ve bu asırda Risale-i Nur ve bazı şakirdleri de bulunduğuna eskiden beri ülema mabeyninde makbul bir riyazî düsturu olan ebced ve cifir hesabıyla bir tevafuk göstermek, elbette hiç bir cihetle âyâtı şahsî fikirlere âlet ediyor denilmez. Ve böyle diyen büyük bir hata eder ve dekaik-i ilmiyeye ihanet eder.” şualar: 419

“Hem dememişiz ki mana-yı işarînin külliyeti budur. Belki diyoruz ki, mana-yı sarihinin tahtında müteaddid tabakalar var. Bir tabakası da mana-yı işarî ve remzîdir. Ve o mana-yı işarî de bir küllîdir, her asırda cüz'iyatları var. Ve Risale-i Nur dahi bu asırda o mana-yı işarî tabakasının külliyetinde bir ferddir ve o ferdin kasden bir medar-ı nazar olduğuna ve ehemmiyetli bir vazife göreceğine, eskiden beri ülema beyninde bir düstur-u cifrî ve riyazî ile karineler, belki hüccetler gösterilmiş iken, Kur'anın âyetine veya sarahatine değil incitmek, belki i'caz ve belâgatına hizmet ediyor. Bu nevi işarat-ı gaybiyeye itiraz edilmez. Ehl-i hakikatın nihayetsiz işarat-ı Kur'aniyeden hadd ü hesaba gelmeyen istihraclarını inkâr edemeyen, bunu da inkâr etmemeli ve edemez.” şualar: 682

ışte Risale-i Nur Külliyat’ında bu manada olarak çeşitli izahlar vardır.

Amma tenkidçiler ıslâm âlimleri dairesinde makbul olan anlayışlara değil, kendi maksadlı anlayışlarına bağlı kalarak garip sözler söyleyebilirler. Bu gibi sözleri hakiki müslümanlara tesir etmediği gibi aksine nefret uyandırır.

30

09.08.2006, 20:09

Allah razı olsun..

Katılımlarınız için bekliyorum..

http://www.elaziz.net/forum/topic.asp?TOPIC_ID=4263

31

09.08.2006, 20:23

Bu adam Said Nursi'nin kitaplarının ne kadarını okudu da böyle yorum yapıyor acaba?

Hiç zannetmiyorum ki birini alıp okumuş olsun da bunları yazsın.

Bunlar, allame cahil, o ne mi?

ınternette görüyor, iddiaları okuyor, sonra o su-i zan ile, bize vuruyor.

Halbuki hiç eseri okumamış... Zannedersin ki çok biliyor... Halbuki hiç birşey bilmiyor. Bilenlere de kendisini kepaze ediyor.

O alıntı yaptığı, daha doğrusu müfterilerin alıntısından yaptığı alıntıda geçen kitapların birisini okusa fikirleri çok farklı olurdu.

Bilir cahillik bu işte.

Alsın eline en azından 1.Sözü okusun önyargılı olmadan, 2 sayfa, ne diyecek acaba çok merak ediyorum...

Bazı münafıklar iddialar çıkarıp kitaplaştırıyor, bu ahmaklar da onlara uyuyor...

Sonra onlarla da biz uğraşıyoruz... Belki risaleleri daha iyi tahkik etmemiz yönünde bir tahrik olur bize de, biz de nasipleniriz... Daha doğrusu en azından biz nasipleniriz, birşeyler öğreniriz bilgilerimiz tazelenir, mesleiğimizi daha iyi tanırız, keçi inatları onlara birşey kazandırmaz vesselâm.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

32

11.08.2006, 20:30

Bir forumda risale-i nur ve iman hakikatleri böülümü açtık-1 senedir-
ıdare ediyoruz bir kaç arkadaş.Yazılarımı gören biri sitede tanımıyorum bana Özel mesaj atmış mesajı şu:

ARKADAşIM RıSALE ı NUR ıLE TEşRıFı MESAı ETMENıZ HASEBıYLE BıRKAÇ KELAM EDECEğıM RıSALEı NURLARIN TAHRıF EDıLDığıNı DıVANI HARBı ÖRFı ıÇTıMAı REÇETELER ışşARATÜL ıCAZDAN MÜNAFIKLAR BAHSıNıN VE SAıR BıR KAÇ RıSALENıN BAZI TÜRKÇÜ NURCU MıLLıYETÇı ABıLERıMıZıN ÜSTAD HAZRETLERıNıN ÖLÜMÜNDEN SONRA KALDIRDIğINI VE BUNU SADECE ÜSTADIN KÜRTLER VE ONLARIN SOSYAL HAYATLARINDAN BAHS ETTığıNı VE şERıAT ıLE ALAKALI MESELEERı KALDIRDINI BıLMENıZı ıSTEDıM FORUMDA BU KONU ıLE ıLğıLı BıR BAşLIK AÇACAğIM ORADA AYRINTILI GÖRECEKSıNıZ ANCAK NEREYE AÇACAğIMA KARAR VERMEDıM O HUSUSTA YARDIM EDERSENıZ BAHTıYAR OLURUM Fı EMENıLLEH

Cevap yazmadım.Sizce ne yapmalıyım?

33

11.08.2006, 21:41

Risale-i Nur iman esalarını vazıh bir şekilde izah ve ıspat eden, Marifetullah dersi veren. Kur'an'ın Zülkarneyni, Asa-ı Musa gibi değdiği her yeri nurlandıran Bediüzzaman lakabına layık bir tefsirdir. Zamanın harikası olan bu tefsir, insana taklidi değil, tahkiki bir iman kazandır. Tahkiki iman ise ilzam olmayan, iskat olmayan bir imandır. Tahkiki imana sahip bir insanı hangi dünyalık menfaat, hele Allah'ın yasak ettiği bir dalalet yoldan çıkarabilir. Bizim gibi aciz , zayıf, Risalleri hakkı ile kavramamış binlerce Nurcuyu dahil Milliyetçilikten nefret ettiren, milliyetçiliğin fenalığını bize ispat ettiren, bizi uhuvete davet eden, ümmet için bin başları feda ettiren bir tefsirin en has talebeleri olan Üstadı yaşarken görmüş, Risaleler henüz telif edilirken o heyecenı en sıcak yaşamış hangi talebe böyle batıl bir yola zehab edip, üstelik gücü yetmeyeceği, cesaret edemiyeceği, üstelik Üstadın bizzat onaylayarak basıma gönderdiği Risaleleri değiştirebilir. Orjinallari en has abilerde duruken hemde...

Bazı saf veya kıskanç hocaların veya Risalelere saldırmayı meslek edinmiş kişlerin,Nurcuların içinde gördükleri bazı su-i istimalatı ve bir kısım hataları bahane ederek, o büyük hazineleri kapatmak, belki tahrip etmek ve bir çeşit ab-ı hayatı dağıtan o kevser kaynağını kurutmak için çalışıyorlar. Kötü ve batıl göstermeye çalışıyorlar. Halbuki eşyada kusursuz ve her yönü ile hayırlı şeyler, meşrepler, meslekler az bulunur. ıster istemez bazı kusurlar ve su-i istimaller olacak. Çünkü, ehil olmayanlar bir işe girseler, elbette suiistimal ederler. şimdi kütüphanesinde Risleleri bulundup gereği gibi okumayan , arada bir sohbetlere giden, Nurları uzaktan uzağa keşfetmiş, kendini bir Nur deryasında zanneden, kendilerine Nurcu deyip,Risale-i Nur mesleğine muhalif olarak,yanlarında getirdikleri eski mesleklerinden kalma dalalet ile unsurperestlik yapan bazı safları bahane ederek koca hakikatleri zan altında bırakmak yeri göğü inleten bir iftiradır.
vesselam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

35

11.08.2006, 22:42

Cevat Abi'nin beliğ ve hakikatlı yazısına katılıyorum...Sanırım o arkadaşın bahsettiği risale-i nur külliyatına girmeyen bölümlerdir ki onların hepsi üstad tarafından çıkartılmıştır.Mesela sunuhat-tuluat-işarat ve daha başka sadece osmanlıca olarak kalan veya arapça olan risalelerin bir kısmı girmemiştir. Kürtlerin hayat-ı içtimaiyesiyle ilgili olduğundan çıkarılmıştır tabiri de cahilane söylenmiş bir ifadedir zannımca...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

36

11.08.2006, 22:56

Elbetteki böyle büyük bir hizmetin muarızlarıda çok olacaktır.Burada önemli olan bilgilli abilerimizin bu iftira ve propagandalara belli cevapları vermesidir.Zira tek amacı üzümü yemek değil bağcıyı dövmek olan cahilane fikir sahibi insanlara bunları anlatmak zaten çok zor.Ama yeni yetişen nesiller için hizmetin bu iftira ve propagandaları açıklığa kavuşturması lazım diye düşünüyorum..Saygılarımla..

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

37

11.08.2006, 22:59

Mehdi'nin askerleri :wink:

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

38

11.08.2006, 23:06

şu asırda zaten din adına kim çıkmış ki onu durdurmak, yolunu kesmek istemiş olmasınlar.Bir çoğunu da kestiler zaten ,elhamdulillah nur hizmeti daima kemalde ve devamda olarak yılmadan,yıkılmadan ilerliyor.Tarikatları ve diğer meşrepleri yıktıkları noktalardan risale-i nurlara darbe vuramadılar...

Aslında şu anda olan iftiralar eskiden pek farklı değil ilişilen noktalar hep belli.Arada bazı meczubane ve Cerbezeli iftiralar geliyor.Diğerlerinin hepsinin cevabı verilmiş araştıran veya adam akıllı risale-i nurları okuyanların bunlar hakkında en ufak bir şüphesi kalmaz... Ama risale-i nurları okumamış, hakkında bilgisi olmayan kişiler sadece bu iftiraları okuyarak nurculara cephe alabiliyor.Bunları yanlışlardan kurtarma görevi de bizlere düşüyor.Kimseyle münakaşaya girmeden kavlen leyyinen sırrıyla risale-i nurları tanıtmamız lazım ve elzam....
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

akif

Acemi

Mesajlar: 10

Konum: istanbul

Meslek: öğretmen

  • Özel mesaj gönder

39

12.08.2006, 11:36

bir kelamda benden

konuyu çok açık bir şekilde okumadım ama şunu söyleyebilirim. Mustafa sungur abinin yanında büyüdüm ve her zaman şunu gördüm . bizzat Üstad hazretlerinin yanında yazılmış hüsrev abinin veya tahir abinin veya başka abilerin orijinal el yazmalarıyla okunan risaleleri takip ediyor ve virgülün yerine nokta dahi konmuşsa hemen yayınevini arayıp düzelttiriyordu. Allah hizmetlerini daim mekanlarını cennet eylesin. Risalelerde bir eksiklik veya fazlalık yoktur. Allahualem
" Her Nefis Ölümü Tadacaktır "

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

40

12.08.2006, 21:15

Re: bir kelamda benden

Alıntı sahibi ""akif""

konuyu çok açık bir şekilde okumadım ama şunu söyleyebilirim. Mustafa sungur abinin yanında büyüdüm ve her zaman şunu gördüm . bizzat Üstad hazretlerinin yanında yazılmış hüsrev abinin veya tahir abinin veya başka abilerin orijinal el yazmalarıyla okunan risaleleri takip ediyor ve virgülün yerine nokta dahi konmuşsa hemen yayınevini arayıp düzelttiriyordu. Allah hizmetlerini daim mekanlarını cennet eylesin. Risalelerde bir eksiklik veya fazlalık yoktur. Allahualem


Allah razı olsun MaşAllah kardeşime...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir