Muhabbet Fedâileri

Alıntı sahibi ""kaygisiz""

mustafa islamoglunu bu günün en saglam en iyi bir kac alimlerinden biridir, müthis bir zekasi var, lütfen böyle birine biraz daha saygili olalim.

Ben ne nur cemaatinde nede başka bir cemaatte olan birisi değilim, ama yinede bediuzzaman Said Nursi nin büyük bir zat olduğundan hiçbir zaman şüphe duymadım.

Melik Duyar ında müthiş bir zekası var... :roll:

Kardeşler... biraz heyecanlı ve hisleri galeyana getiren bir mesele. Söylenenler doğru üslup biraz yanlış. Anlaşılan kardeş Bediüzzaman ve Talebelerini pek iyi tanımıyor ve tanımadığı için yanlış değerlendiriyor. Ama biz kardeşimize daha güzel bir şekilde üstadı ve talebelerini anlatabiliriz değil mi. Tabi kardeşimizinde niyeti gerçekten halis olursa.... :? Rabbim hakkıyla tanımayı, anlamayı nasip eylesin inşaallah...

Kardeşim, bugün foruma gelmiş, yazdığı iki mesaj da şu:
1- Risaleleri kutsallaştırmamız.
2- Bediüzzamanı kutsallaştırmamız.

Ya art niyetli, ya dolduruşa geldi.

Haklısın abi, hüsn-ü zan, adem-i itimad...
Keşke Üstad hz. gerçek manasında anlayabilsek.. o zaman gayb alemlerine kapılar açabiliriz. ışte o zaman anlarız "Mustafa hocayla" Bedi ü zaman Said Nursi dehasının arasındaki derin farkı...
ya zaten şu videoyu hatırladıkça sinirleniyorum. Ama güneş balçıkla sıvanmaz istedikleri kadar Asrın Müceddidi Mehdi-i Azam olan Üstad Hz. ört pas etmeye çalışsınlar.

elbette mustafa hoca ile üstad kiyaslanamaz, birisi sadece alim birisi hem alim hemde ALLAH dostu, ama mustafa hocanin dedigi üstadda zamaninda hata yapmis ve bundan geri dönmüs, sadece peygamberler hatadan beridir beser icinde, ALLAH dostlarininda cok azda olsa kücük hatalari olabiliyor

yaptığı geri döndüğü hata neymiş?
Bediüzzaman külliyatı tamamladıktan sonra vefat etmiştir, son tashihleri de yapmıştır. Matbaada bile basılmıştır o hayatta iken. Bende 1957 basım Sözler var.

Sizin dediğiniz döndüğü hatalar neler, izah eder misiniz?

kaygisiz11 kardeşim benim anlayamadığım ikinci bir nokta daha var:Hoca ve alim ama Allah dostu değil öyle mi?? :? Alim ve ilmiyle amel eden bir alim peki o zaman neden Allah dostu olmuyor...Zaten ilmiyle amel etmedikten sonra Hocalık konusu tartışılır.Biraz çelişki yokmu sizcede. Yazdığınız kelimeleri biraz daha düşünerek yazsanız daha iyi olur kanısındayım(Üstad Hz. yaptığını söylediğiniz hatalar içinde aynı sözüm geçerli).. Selametle inşaallah

Madem Kuran-ı Hakim mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir adabda rehberimizdir. O kendini methediyor. Biz de onun dersine ittibaen, onun
tefsirini methedeceğiz. - Bediüzzaman Said Nursi Hz. (Mektubat)


Kutsallaştırıyorlar diyenlere cevaben!

Risale-i Nur'da kusur bulamayanlar akıl ile izah edilemiyecek veya yüksek ilim gerektireceği için avam tarafından zaten anlaşılmayacak meselelere ilişiyorlar. Böylece kafa karıştırmak kolay oluyor.
Ben iki senedir bu işlerin içindeyim şuna kani oldum: Eğer bir adam Risalelere ilişiyorsa bir kaç sebeb var.Ya okumamış, hüsn-ü zan ettiği bir adamdan ders almıştır; çok ilginçtir ki bu tür adamlar bizi eleştirdiği vartaya kendi düşmüş oluyor yani; mürşidinin sözünü delilsiz kabul ediyor. Aslında bize yaptığı ithamı kendi geri döndürüp "asıl sen o zatı putlaştırıyorsun",demek icab ediyor,ama o eleştirdikleri Adam ve Kitaplar bunu yasaklıyor. Yada kaybettiği hakikatlere yeniden müşteri olmuş eleştirerek ulaşmaya çalışıyor. Aslında buda geri kafalılığın şennidir. Zira eskide adamlar husumeti ilimden evla görürmüş. Husumet ise karşı tarafı taraflı bir dürbünle seyrettirip o adamların hakikatlerini bu dürbünle bulanık göstermeye sebeb olur. Zaten taraflı olan o zatlar o husumet beslediği mesleğin bilgilerini bırakın öğrenmeyi duymaya bile tehammülleri yoktur. Yani böyle baksanda Risaleleri okumadıkları ıspatlanır. Çünkü, tahammülleri yok. Kıskançlık ve husumet buna engel oluyor.
Yada kendini Kur'an Mezhebi diye adlandıran bir cemaate mensuptur. Tüm cemaatlerle bereber herkezi Kur'an'a aykırı gördükleri için eleştiriyorlar. Risalelerden malumatları pek fazla olmadığı zaten aşikardır. Uzun söze hacet yok.
Yada Risalelere saldırmayı meslek edinimişlerdir. Risalelerdeki hataları okuyarak değil arama motorlarında kelime avcılığı yaparak sağlıyorlar. Aklı bulandıracak bir mesele ile karşılaştıklarında önünü arkasını keserek istediği manayı kazandırıyorlar. Bu adamların yalanlarının ortaya çıkaması onlar için hiç mühim değildir. Zira kendi adamları zaten aynı kafada kimse onları ilzam edemez. Ne kadar çok kişinin aklını çelse kar görür. Çünkü, bir yerde emir almaktadırlar. Bu yüzden onlarla uğraşamk beyhudedir. Onların kafalarını karıştırdıkları kişileri ikna etmek ise çok kolaydır. ınanın silahı ters çevirmeniz bile mümkün oluyor.

Yada çok özür dilerim, kendi mesleklerinin büyümesine engel gördükleri için, Risaleleri kendi şöhretinin önüne konmuş bir taş gördüğü için, yine hiç okumadan ivedilikle saldırıyorlar. Zira, kendi talebeleri erimektedir. Ben gördüm ki adamlar ilk başlarda Risalelere hüsn-ü zan ile yaklaşıyorlar, sonra ne oldu ise birden en ateşli düşman haline geliveriyorlar. Bu da büyümeye engel olarak karşılarında Risaleleri görmekten kaynaklanıyor. Aslında bu adamların peşinden gidenen acınmaz. ıslam rekbet gerektirecek bir meta değildir ki yada birinin çıkması birinin düşmesini gerektirmiyor ki eleştirilsin. Kıskançlığın cehaletin en alasıdır. Ki cahilden yüz çevirmek mecburiyettir.

Yada bazı safdil, yeni müşteri olmuş zayıf talebelere bakarak, onların hataları ile Risaleleri yargılıyarak çamur atıyorlar. Bu bile Risaleleri okumadıklarının alametidir.
Yada bazıları açık yüreklilikle Riseleler hakkında kötü şeyler duyduğunu ve okumadığını söylüyorlar. Öpüp başıma koyuyorum.

ışte maksad saldırmaktır. Saldırdıkları sebeb fürüattır

Yani, bu adamlarla karşılaştığımda biliyorum ki, Risaleleri bu sebeplerden sevmemiş ve okumamış bir adamla karşı karşıyayım. Bazen Rislelerden alıntı yapsada biliyorum ki ya bir arama motorunu kullanmıştır yada güvendiği bir kaynaktan alıntı yapmıştır. Mücazefe yapıp Risaleleri okuduklarını söyleselerde okumadıklarını bildiğimden onların mühim bir kısmını mağlup edip ya ilzam etmek yada dost yapmak çok kolay. Yeter ki biz Risaleleri iyi bilelim.
vesselam

Tenkid olduğu zaman meseleyi daha iyi anlamak için kendime 3 soru sorarım
1- Soranın itikadı ne?
2- Hangi cemaate mensub?
3- Niyeti ne?

çok söyleniyor:siz said nursi yi çok abartıyorsunuz,peygamberden öne geçiriyorsunuz vs vs diye..açıklasam amaçları merak veya araştırma değil ki dinlesinler.artık diyorum ki evet abartıyorum üstadımı,çünkü bana rabbimi tanıttırdı,kainatın onun için yaratıldığı peygamber sevgisini yüreğime sabitledi.allah ondan razı olsun.onun kitaplarını okumasaydım imanım taklidi kalacaktı,rabbimi bu kadar tanıyamıcaktım,tanıyamayınca da bu kadar sevemiyecektim.

hem bir allah dostuna sevgiyi "abartmışız" çok mu?insanların,sevgisini makam,mevki,mal,mülk ve bunun gibi dünyalık fani şeylere hasrettiği bir zamanda biz de allah ın bir sevgili kulunu kalbimize koymuşuz çok mu?

eğer ille abartılan birşeyle uğraşmak istiyorlarsa bütün gençliği esir eden,gençliğin ilahı olarak lanse edilen şarkıcılara,popstarlara,mankenlere,futbolculara,dansözlere kalbini bağlayanlarla uğraşsınlar.daha mantıklı ve faydalı olur kanaatindeyim.

Alıntı sahibi ""dolunay34""

onun kitaplarını okumasaydım imanım taklidi kalacaktı,rabbimi bu kadar tanıyamıcaktım,tanıyamayınca da bu kadar sevemiyecektim.

Alıntı

Evet canım kardeşim evet!!

Aynen öyle..Bende canım üstadımın nurlarını okumasaydım taklidi bir imana sahip olacaktım! Öyle bir sevgisi dolmuşki içime kelimelerle ifade etmek çok zor.Nurların insana bu kadar tesir etmesi herşeyi gözsteriyor!! üstadımın küçücük bir kitabını okuyanlar hemen büyük bir hizmet heyecanıyla bir araya geliyor ve kendilerini içinde yaşadıkları toplumdan sorumlu hissediyorlar.

Alıntı

1961'de Mustafa Polat'la merhum Hasan Basri Çantay'ı ziyarete gitmiştik. Mustafa Polat sordu: Neden Üstad tarzında eser yazmadınız.


Kardeşim,' dedi. 'Sizler Üstadın nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsunuz. Kimse Üstadla mukayese edilemez. Onun kulağına üfleyen vardı. Onun fiş takacağı yeri vardı. Bizim fiş takacak yerimiz yok.


"Kardeşim, sizi tebrik ederim. Bizler Üstadın sayesinde müellif olduk. Bizler korkumuzdan ne eser yazabiliyorduk ve ne de kimseye anlatabiliyorduk. Üstad Hazretleri Risale-i Nurları te'lif etmeye başladı; hem Türkiye'de okuma çığırı açtı, hem de hapishanelerde dayak, kelepçe, açlık, susuzluk her zulme tahammül etti. Fakat onun ihlası, onun şefkati, onun merhameti, onun tevazuu, onun şecaati ve kahramanlığı her şeye galip geldi. Türkiye'de her şey onun peşinde; emniyeti, polisi, bekçisi, ıslâmiyet’ten mahrum kalmış halkı, ıslâmiyet’ten uzaklaşmış insanları hep aleyhinde. Onun kimsesi yok. Ne ordusu var, ne polisi, ne jandarması, ne bekçisi. Yalnız onun Allah'ı var. Yalnız Allah'a dayanmıştı, yalnız Peygamberine.(Bayram Yüksel)

ilginçmiş...

s.a hutbesini yeni dinledim eğer risaleyi nuru bilmeseydim üstadı övmüş bile diyebilirdim ama risaleyi nuru okuyan biri olarak diyebilirimki bu kişi hayatında açıp risaleyi nuru okumamış.bunu dinledikten sonra üstadın kendi şahsiyetini risaleyi nurun için geri çekmesinin ne kadar manidar olduğunu bir kez daha anladım.eğer bahsi geçen şahsın konuşmasını dikkatli dinlemişseniz görmüşsünüzdür ki konuşmasının içinde bir defa bile risaleyi nur geçmiyor.hatta üstadın şahsı ön plana çıkarılarak risaleler ve içerdikleri hakikatler gölgelenmeye çalışıyor.inceden inceye üstadı överek eleştiriyor.şahıs çok akıllaca hareket ediyor.anlattığı şeyleri üstad kastamonu lahikasında büyük kardeşi molla abdullaha verdiği hazreti ziyaeddin hakkındaki dersde bahsetmekte.ama üstad hazretin maneviyatını ön plana çıkarmakta şahsına olan aşırı muhabbeti kırmakta.bu şahsın konuşmasında ise üstadın maddi hayatı ön plana çıkarılırken maneviyatının yansıması olan risaleyi nur hakikatleri arka plana itilmekte.cifir hesabına gelirsek buda tamamiyle risalelerdeki hakikatleri arka planda saymaktır bunun cevabıda risaleyi nurda mevcuttur.böğle zatların amacı bir ilahamı ilahi olan risaleyi nur manalarını üstada mal edip onun şahsını hatalıdır diyerek çürütmek ve risaleyi nur hakikatlerinine gölge düşürmektir buna en güzel cevapta üstadın şahsını her zaman risaleyi nur hakikatlerinin gerisinde tuttuğunu söylemesidir.lütfen bu şahsın konuşmasına bu manayla bakalım böğle zatlar için dua edelim!!!!

Üstada gözlerini kapayanlar, aslında kendilerine gece yapıyorlar.

selamun aleyküm:ben yeni üyeyim ben bir msj göndermeden link göremiyormuşum bundan dolayı o videoyu izleyemdim ama inşALLAH bu msjı gönderdikten sonra videoyu izleyeceğim biizniALLAH
fakat benim tanıdığım bildiğim dinlediğim mustafa islmaoğlu hocamız gerçekten zamanımızda nadır olarak kalmış olan hocalardandır
fakat ben onu tefsir derslerini verdiğini sanıyordum demekki risale-i nurlar'ı okumaya başlamış ki üstad hazretleri hakkında konuştuğuna göre tabi dinlemeden bir şey yazacak değilim bakalım ne gibi söylemlerde bulunmuş doğruluk payı ne bunlara bakalım inşALLAH
selam ve dua ile...

burda yazdığım cevaplar çok yanlış olmuş..

ilim sahibine..ilimle cevap vermem lazım idi..şahsına karşı yazmam doğru değildir..

böyle bir siteyi ilk defa gördüm Allah muvaffak etsin

S.A.

Mustafa ıslamoğlu'nun konuşmasının tamamını değil, ama büyük kısmını dinledim. Mustafa Hocanın, Üstad'a karşı sui zan ettiğine dair herhangi bir delil bulamadım.

Cifir konusunda bir eleştiri getirmiş, Mustafa Hoca. Fakat bu eleştirisini son derece saygılı ve nazik bir şekilde sunmuş. Bu üsluplu eleştirisinden dolayı, Mustafa Hocayı artniyetli olmakla suçlamayı çok yanlış buluyorum.

Mustafa ıslamoğlu'nun tam olarak hangi sözlerinden dolayı Üstada ve onun eserlerine karşı saygısızlık ettiğini düşünüyorsunuz? Tam olarak hangi sözlerini suçluyorsanız, onun üzerine müzakere etmek daha uygun olur.

Bir nokta var, Mustafa ıslamoğlu'nun sözlerinde ciddi bir hata olarak gördüğüm: Üstadın hayatının, eserlerinin önünde olduğunu söylüyor. Burada bir hata yapmış. Fakat bu hatasında, Üstada veya Risale-i Nurlara karşı herhangi bir itham bulunmuyor. Bu yüzden, Mustafa Hocaya karşı hüsnü zannı terk etmemize gerek görmüyorum.

Risale-i Nur Umum ümmetin malıdır…Üstadımızın ifadesiyle miri malıdır…Böyle geniş bir daire her tür insanı içinde barındırır..Hem nurların neşri zamanında bir çok casus hüviyetli insanlar değişik sebeblerle hapishanelere kadar bu harakete eşlik etmişler…Hem hayattır hem imtihandır..yaş kuru,iyi çirkin,hidayet dalalet iç içedir…feraset ve basiret gibi ölçüler ..bu ayrıştırma meselesinin hâdimleridir…

Otoriteyi ifade etmenin en müessir şekli..eleştiriyi kapsamlı tutmaktır..Etbayı elinde tutmak ve müşteri kazanmak içinde..o kapsamlı tutuşta suya sabuna dokunmama hassasiyetinde kendini göstermektir…Pazarlamanın en tesirli şekli bugün rakip firmanın eleştirisini yapmadan,kendi ürürnünü anlatmaktır…daha kalıcı tesirler objektif uygulamalardır…

Bu hadiseler öyle hadiseler ki ınsandaki o kıskançlık mikrobu sahibini bile aldatma hasiyetine haizdir..Kitap basanlar kitap basanlara..yazanlar diğer yazanlara bir şekilde itiraz ederler…
Bu rekabetin kaçınılmaz dürtüsüdür…Kolay değildir bir buz parçasını havuza atıp eritmekle büyük bir havuzda havuz kadar görünmek perdesinde şahsen görünmemek…His pazarı at pazarı…

Risale-i Nur’un hocalar mabeyninde kabul edilmesi çok zordur…Risale-i Nur garip başlamış bir dinin, garibüzzaman eserleridir..Talebeleri o gariplikten hissesini almış,marifetullah yangınına bir şekilde düşmüş,seriüsseyr bu zamanın evlatlarıdır…

Risale-i Nur..acz ve fakr kanatları şefkat ve tefekkür cenahlarıyla tarik-i müstakimde istihdam edilmiş nurunalanur bir istikamettir…Said yoktur saidin ehliyeti de yoktur..Bu Reşha şeffafiyeti imanıbillah marifetullah muhabbetullah alemlerini o buharlaşmaya nurda kaybolmaya müstaid istidadı hizmetinde istimal etmiştir…

ılmi enaniyet..ve say edilmiş dersleri ve bunca yıllık okumuşluk..bunca emek..Risale-i Nur’un bir hakikatine.netice olarak çıkmaya basamak mahiyetinde olduğunu düşünmek elbette zordur…ınkar etmenin en mesir sebebi ihatasızlıktır malum…Hakikat sahiplerine cebirle gelmez..ılmin Nuru kesbi kendine efendi kabul etmez…Aç muhtaç,bilaçlar bu hakikatlerden istifade ederler…

Üstadımız zamanın bedisi olarak..Ümmete nurların kapısını açmış hiçbir şahsi hesap yapmamış…O nedenle bu insanlarda ..nasıl münkirler ihtimal dairesinde dünya hayatlarını islamiyetten süzülen beka huzmelerinden istifade ile bir derece rahat yaşıyorlar..şimdi çok hocalar Nurların ıman hakikatlerinden istifade ile..aynı membadan istifade ederek kendi mesleklerine revaç vermek istiyorlar…Bugün hiç kimseyi kolayına nurdan bir iktibas yapmadan ikna edemezsiniz…

Biz bunları biliyoruz…keramet derecesine çıkmış enaniyetler…Tenkit etmenin hiçbir hayrı içermediği hareketler…Ehli insaf ve kemalin tenezzül etmediği,hak ve hakikat namına –güya-ifade ettiklerini düşündükleri irşad faaliyetleri…tebe-i nazar muhali mümkün görür..hem nasıl bakarsanız öyle görürsünüz…O zaman Hurşidler Rüştü,Uhudlar,Erciyes olur...

Bu meselere ait bir haşiye ve bir-iki lahika ;