Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""kaygisiz""
mustafa islamoglunu bu günün en saglam en iyi bir kac alimlerinden biridir, müthis bir zekasi var, lütfen böyle birine biraz daha saygili olalim.
Alıntı sahibi ""dolunay34""
onun kitaplarını okumasaydım imanım taklidi kalacaktı,rabbimi bu kadar tanıyamıcaktım,tanıyamayınca da bu kadar sevemiyecektim.Alıntı
Evet canım kardeşim evet!!
Aynen öyle..Bende canım üstadımın nurlarını okumasaydım taklidi bir imana sahip olacaktım! Öyle bir sevgisi dolmuşki içime kelimelerle ifade etmek çok zor.Nurların insana bu kadar tesir etmesi herşeyi gözsteriyor!! üstadımın küçücük bir kitabını okuyanlar hemen büyük bir hizmet heyecanıyla bir araya geliyor ve kendilerini içinde yaşadıkları toplumdan sorumlu hissediyorlar.
Alıntı
1961'de Mustafa Polat'la merhum Hasan Basri Çantay'ı ziyarete gitmiştik. Mustafa Polat sordu: Neden Üstad tarzında eser yazmadınız.
Kardeşim,' dedi. 'Sizler Üstadın nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsunuz. Kimse Üstadla mukayese edilemez. Onun kulağına üfleyen vardı. Onun fiş takacağı yeri vardı. Bizim fiş takacak yerimiz yok.
"Kardeşim, sizi tebrik ederim. Bizler Üstadın sayesinde müellif olduk. Bizler korkumuzdan ne eser yazabiliyorduk ve ne de kimseye anlatabiliyorduk. Üstad Hazretleri Risale-i Nurları te'lif etmeye başladı; hem Türkiye'de okuma çığırı açtı, hem de hapishanelerde dayak, kelepçe, açlık, susuzluk her zulme tahammül etti. Fakat onun ihlası, onun şefkati, onun merhameti, onun tevazuu, onun şecaati ve kahramanlığı her şeye galip geldi. Türkiye'de her şey onun peşinde; emniyeti, polisi, bekçisi, ıslâmiyet’ten mahrum kalmış halkı, ıslâmiyet’ten uzaklaşmış insanları hep aleyhinde. Onun kimsesi yok. Ne ordusu var, ne polisi, ne jandarması, ne bekçisi. Yalnız onun Allah'ı var. Yalnız Allah'a dayanmıştı, yalnız Peygamberine.(Bayram Yüksel)