Risâle-i Nur ve ıslâm Harfleri
> Risâle-i Nur'un Harflerimize Bakışı
Risale-i Nur, "ıslâm Harfleri" davasını çok geniş ve farklı zaviyeden ele almış ve harf değişikliğinin ıslâm kültürüne eylediği zararı bertaraf ederek yeniden bir inşa ve ihya hareketini fiilen başlatmıştır. Risâle-i Nur'un intişar tarihinden günümüze kadar bütün külliyat, talebeleri tarafından Kur'ân hattıyla tam bir sadakatle yazılmış ve muhafaza edilmiştir. Çünkü Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bütün talebelerine: " Bu eserden faydalanmak için ıslâm yazısını öğrenmeğe karar veriniz." (Nurun ılk Kapısı, sh.191) diye emir buyurmuşlardır.
Davayı çok azim ve ciddi mütalaâ ettikleri için Risâle-i Nurlar'ın latin hurufu ile matbaalarda tab'ına bile gönlü razı olmamış ve bu hususta izin vermemiştir: "Eğer tab' edilse herkes kolayca elde edeceği için kemal-i merakla ona çalışılmaz, bilfiil neşrine hizmet vazifesini kaybeder. Risâle-i Nur'un mühim bir vazifesi, Âlem-i ıslâm'ın ekseriyet-i mutlakasının yazısı ve hattı olan haruf-i ıslâmiyye'yi muhafaza etmek olduğundan, tab' yoluyla işe girişilse şimdi ekser halk yeni hurufu bildiği için en çok Risâleleri yeni hurufla tab' etmek lazım gelir. Bu ise Risâle-i Nur'un yeni hurufa bir fetvası olup, şakirdleri de o kolay yazıyı tercih etmeğe sebep olur." (Emirdağ Lâhikası, Osmanlıca Nüsha, sh.81)
> Risâle-i Nur eserlerinde ıslâm Harfleri
Risâle-i Nur'u Lâtin harfleriyle matbaalarda basıp basmamak mes'elesi, Bediüzzaman Hazretleri'nin son yıllarından günümüze kadar ihtilâflı bir mevzu olarak devam edip gitmektedir. Çünkü Risâle-i Nur'un hiçbir satırında, baştan sonra bütün külliyâtın Lâtin harfleriyle basılabileceğine dair sarih bir ifade yoktur. Bediüzzaman Hazretleri, zaman zaman mevzuun ehemmiyetini kavrayamayan bazı talebelerin, basmak için ısrarlı arzularına karşı mülâyemetle davranmış, fakat ıslâm harfleriyle dahi "Gece kalbime geldi ki, iki ehemmiyetli sebepten inâyet-i ılâhiye tamamını tab'etmeğe tam müsaade etmiyor." diye fikrini ve kararını açıkca beyan etmiştir. Mezkûr sebeplerde anlatıldığı gibi, büyük bir "ibadet" ve "kitabetle envar-ı imanı neşretmek" olduğuna dikkat çekilmekte ve " tab' yoluyla işe girişilse, şimdi ekser halk yalnız yeni hurufu bildikleri için, en çok Risâleleri yeni hurufla tab'etmek lazım gelecek.Bu ise, Risâle-i Nur'un yeni hurufa bir fetvası olup şakirdleri de o kolay yazıyı tercih etmeğe sebep olur." diye büyük bir endişe ve korku ile reddetmektedir. [Emirdağ Lh. sh.77]
Ancak, Risâle-i Nur'un "tamamını tab'etmeğe müsaade etmemek"den bir kısım Risâleleleri de etmiyor manası çıkarılamayacağından, "gayet mühim ve herkese lâzım", "Kur'an'ın keskin kılıcı", "anarşiye tam mukabele ediyor", "üniversite talebeleri çok muhtaç ve müştak" gibi esbab-ı mucibelerle "Meyve ile Hüccet-ül Bâliğâ"yı, ikisi bir cild olarak yeni hurufla tab'etmek için Tahiri ile ıstanbul'a gönderdim" denilmektedir.
Diğer taraftan basılmasına izin verilen Risâle isimleri arasında " Meyve Risâlesi, Hüccet-ül Bâliğâ, Gençlik Rehberi, Asâ-yı Mûsa, ıhlas Risâlesi ve ıktisad Risâlesi"nden başka hiçbir isme rastlamak mümkün değildir.
Bütün bu sarih ifadelerden çıkarabileceğimiz hüküm şudur: Bediüzzaman hazretleri, bir zarurete mebni olarak muayyen Risâleler hakkında ve muayyen bir zaman için basılmasına izin vermiş, fakat hiçbir zaman külliyâtı ilelebed Lâtin harfleriyle basmağa devam edin, dememiştir. Bunu Risâle-i Nur eserlerinden derc ettiğimiz kısımlarda açıkca görmemiz mümkündür.. Gerek Osmanlıca Nüshalardan, gerekse Lâtince eser ve cd'lerden aldığımız bu kısımlara tarafımızdan hiçbir surette müdahalede bulunmamıştır ve hattâ Türkiyedeki internet veri hızının düşüklüğü sebebiyle en lüzumlu yerleri almaya gayret gösterilmiştir.
Bu sayfanın daha hızlı yüklenmesi için bütün iktibasları buraya koymak yerine eser eser tasnif etmeyi makul gördük. Bu vesile ile arzu ettiğiniz kısımlarla alâkalı daha geniş mâlûmat için verilen eserleri ve sayfa numaralarını takib ediniz..
Ve son olarak; 6000 küsür sahifelik Risâle-i Nur külliyatı içerisinde yaptığımız tedkikât neticesinde bulabildiğimiz kısımları buraya koyduk, fakat böyle büyük bir eserde gözümüzden kaçan çok yerlerin dahi olduğunun farkındayız. Bu vesile ile Risâle-i Nur eserlerinde ve/veya hariçte sitemizde yayınlanmasını istediğiniz yazı ve belgeleri e-mail adresimizle
[ mail@nur-hikmet.de ] gönderiniz..
“şimdi ey arkadaş!. Söz senindir, söyle. Ne diyorsan de!”