Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""faraklit_""
şifresiz yazacağım....
din değiştirmek demokrasi açısından,demokratik bir haktır....
fıkıh açısından mürted olmanın cezası ölümdür.....
namaz kılmamakda demokratik bir hakdır....
ancak namaz kılmamakda ısrar halinde hanefi fıkhında sürgün şafii fıkhında ölüm cezası öngörülmüş...
bu durumda dinleri toplumsal bir düzenleme getirmeyen batılıların kullandığı anlamda demokrasi olduğu gibi islam ile bağdaştırılmaz...
bir adaptasyon şarttır diye düşünüyorum....
örneğin zina yapmak batılı demokrasilerde demokratik bir hak olabilir ama islamda ayetle sabit dünyada iken belli ceza gerektiren bir suç olarak tasvir edilmiş....
dolayısıyla batılı anlamda demokrasi var olduğu şekliyle islama uygun değil....
demek mümkün olsa gerek.....
bahsettiğiniz yazılarda üstad cumhuriyet üzerinde durmuş demokrasi üzerinde değil....
demokrasi ile cumhuriyetin aynı şeyler olmadığı kanaatini taşıyorum....
Alıntı sahibi ""faraklit_""
kendimize bakıyorumda,her şeyi kendimize bırakmak hayır getirmez diye düşünüyorum....
akıl şaşar vahiy şaşmaz....
vesselam....
(kendimiz:insanlık)
Alıntı sahibi ""faraklit_""
kendimize bakıyorumda,her şeyi kendimize bırakmak hayır getirmez diye düşünüyorum....
akıl şaşar vahiy şaşmaz....
vesselam....
(kendimiz:insanlık)
Alıntı
Suâl: "Bâzı adam, ’şeriata muhâliftir’ diyor?"
Cevap: Rûh-u meşrûtiyet, şeriattandır; hayatı da ondandır. Fakat ilcâ-i zarûretle teferruat olabilir, muvakkaten muhâlif düşsün. Hem de, her ne hâl ki, meşrûtiyet zamanında vücuda gelir! Meşrûtiyetten neş’et etmesi lâzım gelmez. Hemde, hangi şey vardır ki, her cihetle şeriata muvâfık olsun; hangi adam var ki, bütün ahvâli şeriata mutâbık olsun? Öyle ise şahs-ı mânevî olan hükûmet dahi mâsum olamaz; ancak Eflâtûn-i ılâhînin medîne-i fâzıla-i hayaliyesinde mâsum olabilir. Lâkin, meşrûtiyet ile sû-i istimâlâtın ekser yolları münsed olur; istibdatta ise açıktır.
Alıntı sahibi ""faraklit_""
neyse anlatsamda anlaşılmayacağını anladım....
bir iki özgürlük uğruna fıkhın kesin hükümlerinin demokratik haklara feda edilmesine razı olamıyorum...
olanlara selametler dilerim....
(demokrasi sadece size çalışmaz...)
Alıntı sahibi ""faraklit_""
bu ne öfke bu ne celal muhterem....
senin islami fraksiyon farklılığına bile tahammülün yok....
hangi demokrasiden bahsediyorsun....
Alıntı sahibi ""ahmetsaid""
faraklit kardeşim;
lütfen şapla şekeri karıştırmayalım.
evet, şap da şeker de beyazdır.
ama arasında dağlar kadar fark vardır.
kişilerden hükümlere doğru yol açarsanız işin içinden çıkılmaz.
ümmet-i muhammed de 73 kısma ayrılmış.
eğer siz her bir akıma göre ıslamın temel hükümlerini değerlendirmeye kalkarsanız azim bir hataya düşersiniz.
Üstad da demokrasi, hürriyet, cumhuriyet gibi temel konularda çok önemli fikirler ortaya koymuş.
merak eden açar okur öğrenir.
hiç bir zaman herhangi bir kişinin sapmış fikirleri ölçü olamaz.
bu kim olursa olsun.
hele ki ihtilale destek çıkmış bir insan hiç...
dünyada en rezil bir fikirdir ki ihtilale taraf çıksın.
saygılar
Alıntı
haksız değildir,demokrasili yılların getiremediği islami açılım darbeden sonra gerçekleşmişdir....