Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

29.04.2005, 07:35

Beşinci Mes'ele

Sâniyen: Mektubunuzda "Mücerred لاَاِلهَ اِلاَّاللّ&#160 7;ُ kâfi midir? مُحَمّدُُر&#161 4;سوُلُ اللّهِ Yani demezse ehl-i necat olabilir mi?" diye diğer bir maksadı soruyorsunuz. Bunun cevabı uzundur. Yalnız şimdi bu kadar deriz ki:

Kelime-i şehadetin iki kelâmı birbirinden ayrılmaz, birbirini isbat eder, birbirini tazammun eder, biribirisiz olmaz. Mâdem Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm Hâtem-ül Enbiya'dır, bütün enbiyanın vârisidir; elbette bütün vusul yollarının başındadır. Onun cadde-i kübrasından hariç, hakikat ve necat yolu olamaz. Umum ehl-i marifetin ve tahkikin imamları, Sa'dî-i şirazî gibi derler:

مُحَالَسْت&#161 6; سَعْدِى بَرَاهِ نَجَاتْ { ظَفَرْ بُرْدَنْ جُزْدَرْ َىِ مُصْطَفَى



sh: » (M: 357)

Hem كُلُّ الطُّرُقِ مَسْدُودٌ اِلاَّ الْمِنْهَا&#158 0;َ الْمُحَمَّ&#158 3;ِىَّ demişler.

Fakat bazan oluyor ki: Cadde-i Ahmediyede (A.S.M.) gittikleri halde, bilmiyorlar ki cadde-i Ahmediyedir ve cadde-i Ahmediye dâhilindedir.

Hem bazan oluyor ki: Peygamber'i bilmiyorlar, fakat gittikleri yol, cadde-i Ahmediyenin eczasındandır.

Hem bazan oluyor ki: Bir keyfiyet-i meczubane veya bir halet-i istiğrakkârane veya bir vaziyet-i münzeviyane ve bedeviyane suretinde cadde-i Muhammediyeyi düşünmeyerek, yalnız لاَاِلهَ اِلاَّاللّ&#160 7;ُ onlara kâfi geliyor. Fakat bununla beraber, en mühim bir cihet budur ki: "Adem-i kabul" başkadır, "kabul-ü adem" başkadır. Bu çeşit ehl-i cezbe ve ehl-i uzlet veya işitmeyen veya bilmeyen adamlar; Peygamber'i bilmiyorlar veya düşünmüyorlar ki kabul etsinler. O noktada cahil kalıyorlar. Marifet-i ılâhiyeye karşı, yalnız لاَاِلهَ اِلاَّاللّ&#160 7;ُ biliyorlar. Bunlar ehl-i necat olabilirler. Fakat Peygamber'i işiten ve davasını bilen adamlar onu tasdik etmezse, Cenâb-ı Hakk'ı tanımaz. Onun hakkında, yalnız لاَاِلهَ اِلاَّاللّ&#160 7;ُ kelâmı, sebeb-i necat olan tevhidi ifade edemez. Çünki o hal, bir derece medar-ı özür olan cahilane adem-i kabul değil, belki o kabul-ü ademdir ve o inkârdır. Mu'cizatıyla, âsârıyla kâinatın medar-ı fahri ve nev'-i beşerin medar-ı şerefi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ı inkâr eden adam, elbette hiçbir cihette hiçbir nura mazhar olamaz ve Allah'ı tanımaz. Her ne ise, şimdilik bu kadar yeter.

* * *

sh: » (M: 358)

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

22

29.04.2005, 10:56

Arkadaslar:

Konusulan konuya renk katmak icin arapcaya vakif kardeslerin "Kafir" sozcugunun lugat manasini buraya tasimalarini rica edecegim.

UStad "Tarikati Muhammediye de yuruyup haberdar olmayanlardan" bahseder....

Nurlarla cok istigal eden bir abi: Nurlarda "Muhammediye" tabirinin gectigi yerlere dikkat etmek lazim demisti...

bir de www.herkul.org adresinde Hocaefendiye bu "Lailaheillallahu tuflihu" hadisini soruyorlar. Cok orjinal bir cevap veriyor ama tam linkini bulamadim....

hurmetler
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

Fahri Avcu

Orta Düzey

Mesajlar: 496

Konum: Almanya

Meslek: isci

Hobiler: bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

23

29.04.2005, 12:36

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""

arkadaşlar bu uzun nakiller konuyu boğuyor.
zaten bu konuyu müzakereye açan kardeşimiz bunları okumuş.
hatta daha ileri araştırmalar da yapmış.

bizler bu noktada Risale-i Nur´un görüşü ne onu aktaramaya çalışıyoruz.
lütfen bu uzun nakillerden kaçınalım.

saygılar


Ben de Ayni görüsteyim .yinede böyle uzun seyleri ya kagittan yada mesala word a kopyalayip biraz büyüterek okumak gerekiyor bu siyah ve kücük yazilar gözü rahatsiz eder.ben böyle uzun yazilari hic okumuyorum.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

24

29.04.2005, 12:59

selamın aleykum

eet bende okumuyorum bunlar forumun ayrı bir yerine koyulabilir ama burada daha ozü veya oradan anladığını yazsalar daha ii olur..selametle
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

25

29.04.2005, 13:54

aşağıdaki ayetleri lütfen okuyunuz...............



bakara 62-maide 69
şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden13 (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).

ali imran 64
De ki: “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilah edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “şahit olun, biz müslümanlarız.”

casiye 21
Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!

nisa 124
erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.

secde 18-20

Hiç inanan fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar.

ıman edip salih amel işleyenlere gelince, onlar için, yapmakta olduklarına karşılık bir mükafat olarak Me’vâ cennetleri vardır.

Fasıklık edenlere gelince, onların barınağı ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde oraya döndürülürler ve onlara, “Yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın” denir

bakara 111-112
Bir de; “Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.”

Hayır, öyle değil! Kim ihsan derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.

hac 40
Onlar, haksız yere, sırf, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir

26

29.04.2005, 13:57

Alıntı sahibi ""F.Gülen hocaefendinin beyanatlarından bir bölüm""

Risale-i Nurlar çok kıskançtır ve kendine aşık olmayana yüzündeki peçeyi sıyırmaz. Müellifi Muhteremin neşredilmemiş kitaplarından tutun da; Lenin'e, Freud'a, Marks'a kadar hepsini okudum. Dedim ki; onların yollarını taktiklerini de öğreneyim. Ama şimdi diyorum ki; bu kitapları (Risale-i Nurları ) en az beş defa okuyun, başka bir şey istemez!... Risaleleri şu zamanda iyice anlamadan başka şeylere tevessül ederseniz; bir yerde mutlaka mantık hatası yaparsınız. Eğer siz ıstanbul'da üçlerin, Urfa'da ikilerin elle sayıldığı bir dönemi idrak etseydiniz, şimdiki şu halde şükreder ve vefa ne demek o zaman anlardınız. Risaleler okyanus gibidir... Bazı yerleri sahil kıyısı gibidir. Bazı yerleri 25-30 metre gibidir, -ihtisas ister. Bazı yerler vardır ki bir kaç yüz metredir ve kalp ve ruhun derece-i hayatına çıkmayan orada yüzemez. Bazı yerler bir kaç bin metre derinlikteki yerlere benzerler. Kalbi nefsine, cesedi midesine galebe edemeyenler oralarda yüzemezler. En büyük transatlantikler dahi Guamm çukurundaki merkezkaç kuvveti riskini göze almazlar. Bazı yerler Allah'ın kainata va'zettiği mizana ayna olarak Everest tepesinin zıddı. Guamm çukuru gibi derindir ki (11.000m.) orada yüzmek için Vekil-i Müceddit-i Elf-i Salis-i Aşr olmak; öyle bir dalgıç olmak lazımdır.


her sualimizin cevabı, izn-i ilahi ile Risale-i nurların içinde mevcuttur. bizim Risale-i nurları okumamız belki mertebelerin ilkidir ki f.gülen hocaefendi onu sahil kıyıları gibi benzeştirmiş. üstadın 16.sözün 2.şuasında bu konuya benzer, bazı ayetlerin haşa bir biri ile haşa tezatmış gibi göründüğünü soruyor ve cavaplıyor. üstad bu soruya tezat değildir diyor, ve böyle değilde hikmeti nedir diye sorabiliriz diyor.

şuan, farklit_ abimin sorduğu bu soruya, bu ilmimle ne cevap verebilirim nede bu konuyu ihata edebilrim. günümüzde bu mevzuları tartışmak için, Kalbimin nefsime, cesedimin mideme galebe etmesi gerekirki bu ayetlerin hikmetini ihata edebilelim. ayrıca kuran ayetlerini mealen okumayı kendi adıma uygun görmüyorum. yanılma payımızın olacağını üstüne basa basa belirtiyorum. ki, peygamberimizin (s.a.v) bir hadisi ile bu konuyu başka boyutlara getireceğim.


Alıntı sahibi ""kütübü sitteden tefsir bölümü""

TEFSıRDEN SAKINMAYA DAıR

408 - Cündeb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Kitabullah hakkında şahsî re'yi ile söz ederse, isâbet bile etse hatâdadır.

Ebu Dâvud, ılm, 5 (3652);Tirmizî, Tefsir 1, (2953).

Rezîn şu ilâvede bulunmuştur: "Kim re'yi ile söz eder de hata ederse küfre düşer."

409 - ıbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Kur'ân hakkında ilme dayanmadan söz ederse ateşteki yerini hazırlasın."

Tirmizî, Tefsir 1, (2951).

410 - Yine Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: "Benim hakkımda da bildiğiniz dışında sözden kaçının. Kim bana bile bile yalan nisbet ederse ateşteki yerini hazırlasın. Kim de Kur'ân hakkında re'yi ile söz ederse ateşteki yerini hazırlasın."

Tirmizi, Tefsir 1, (2952).



şahsım olarak böyle düşündüm.

27

29.04.2005, 14:04

imam kuşeyri bakara 62 tefsirinde diyor ki;

''asıl bir olunca yolun ayrılığı güzel kabul görmeye engel olmaz.her kim allahın ayetlerini doğrular,onun zatı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa şeriatın farklı olması,isim ayrılığı,rızayı kazanmaya zarar vermez.bundan dolayı allah''iman edenler,yahudi olanlar'' dedi.sonrada her kim inanırsa..'dedi.yani marifetlerde kim ittifak ederse,hepsinede güzel gelecek bol sevap vardır.inananlar allahın güvencesinde olanlardır.kim hakkın güvencesinde bulunursa onlar için korku yoktur ve onlar üzülmezler.''

28

29.04.2005, 14:08

değerli faraklit kardeş;

meal üzerinden hüküm çıkarmaya kalkışmak eksik ve yanlış anlamalara yol açar.
siz de ısrarla bizlerden meal üzerinden hüküm verdirmeye çalışyırsunuz.
Bizler kendimiz hüküm çıkarmaya ne yetkiliyiz ne de kabiliyetimiz var.
ben bu asırda Risale-i Nura intisab etmişim.
Risale-i Nurun yorum ve görüşlerine tabi oluyorum.

bu konudaki Risale-i Nurun görüşlerini de yukarıda aktarmaya çalıştım.
şimdi siz bu ayetleri okyun demekle neyi kast ediyorusunuz?

saygılar

29

29.04.2005, 14:12

süleyman ateş diyor ki,

....bizden başka cennete girecek yoktur.kuran düşüncesine ters olan bu mantık,allahın hz.muhammedi alemlere rahmet olarak göndermesi müjdesine aykırıdır.hz.muhammed eğer kendisine inanmadıkları veya bu imkanı bulamadıkları için.kendisine inanmayan bütün insanların cehenneme gitmesine sebep oluyorsa artık o rahmet olmaktan çıkar.haşa,o böyle olmaktan münezzehdir.

yorumsuz...

30

29.04.2005, 14:13

Alıntı

''asıl bir olunca yolun ayrılığı güzel kabul görmeye engel olmaz.her kim allahın ayetlerini doğrular,onun zatı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa şeriatın farklı olması,isim ayrılığı,rızayı kazanmaya zarar vermez.bundan dolayı allah''iman edenler,yahudi olanlar'' dedi.sonrada her kim inanırsa..'dedi.yani marifetlerde kim ittifak ederse,hepsinede güzel gelecek bol sevap vardır.inananlar allahın güvencesinde olanlardır.kim hakkın güvencesinde bulunursa onlar için korku yoktur ve onlar üzülmezler.''


faraklit kardeş;
siz bunu nasıl anlıyorsunuz ki?
bu ifadeler gayet açık ve net değil mi?
Yani Bir yahudi de Allah'ın ayetlerini doğrular, yani Kuranı ve resullulahı doğrularsa zaten problem yok.
inanın bu sözleri nasıl anladığınızı merak ediyorum?

31

29.04.2005, 14:20

ahmed said bey,

üstad lemalarda diyor ki,

''sahih bir hadisle sabittir ki,ahir zamana doğru,hakiki hırıstiyan din adamları ile kuran salikleri ittifak edecek ve müşterek düşman olan kafirlere karşı duracaklar...''

demekki bir batıl hıristiyanlık var...birde hakiki hıristiyanlık...

şüphesiz samimi hıristiyan saminmiyetle teslise iman edenler değil...

tevhid noktasına gelenlerdir...

diye düşünüyorum...

ayetleri niye yazdıma gelince...

bilmem(!) okuyunca ne anladınız

32

29.04.2005, 14:22

dikkat buyurunuz imam kuşeyri tefsirde şeriatın farklı olması dinin isminin farklı olması bir şey değiştirmez diyor...

33

29.04.2005, 14:32

Alıntı

1. ayetlerde allaha ve ahiret günü imandan kasıt amentünün tamamı demek batıni bir yorum olmaz mı?

hayır olmaz. Bu ayetin yorumlanmasında ekseriyet amnetü şartlarının olması gerektiğine hükmetmişitir. özel şartlar ise yukarıda izah ettik.

Alıntı

2.kuran böyle bir imkanı vermişken genşi dar edip kendiniz dışındaki insanları cehenneme yolllamak kuranda merhamet sahibi olarak tarif edilen allahın merhametini kafadan kısıtlamak olmaz mı?

Haşa Allah kimseye cennet ve cehenneme gidecek insanların listesini tanzim etme yetkisi vermemiştir.Alimler de kimseyi cennet ve cehenneme sokmak için çaba sarf etmiyorlar. sadece Cenab-ı Hakkın muradını öğrenmeye çalışyorlar.

yok klasik yorumu kabul etmezsek...

Alıntı

1.islamın kendi içerisinde amentü şartları korunur ancak inananların dışındaki insanlara amentünün şartlarını ikiye indirmek anlamına gelir...peki onlar senin gibi iman etmezlerse iman etmiş sayılmazlar ayetini nereye koyacağız...

Bu yorum çok sathi bir yorumdur. ekseriyet böyle düşünmüyor. ıman şartlarının ikiye inmesi diye bir durum da yok. allah inanaları meale bakara hüküm verenlerin şerrinden korusun.

Alıntı

2.genelde islami eğitim verilerken kelime-i-tevhidin iki kısmından birini dile getirmeyen iman etmiş sayılmaz diye öğretilir...bumantıkla kelime-i-tevhid allahdan başka ilah yoktur deyip muhammed allahın resulüdür demeye gerek yoktura indirgenmiyor mu?...madem herkes kendi şeriatında tevhid noktasına gelirse kurtulmuş sayılacak...

haşa bu da sorumsuzca bir yorum. ve cahilce bir yaklaşım. ıman esaslarının hiç birisi birbirinden ayrılmaz. peygamberi kabul etmeyen allah ı da tanımaz.
faraklit kardeş;
biliyorum ki bunlar da sizi tatmin etmeyecek.
ama yine de bir cevap olsun diye yazdım.
saygılar

34

29.04.2005, 14:35

sn said samimi hıristiyan,müslüman isevi,hıristiyan şehid kavramlarını açıklayabilirmisiniz?

35

29.04.2005, 14:43

Faraklit kardeş;
o konuda sohbet ederiz. ama önce naklettiğiniz bir yazıya temas etemek gerek:

Alıntı

süleyman ateş diyor ki,

....bizden başka cennete girecek yoktur.kuran düşüncesine ters olan bu mantık,allahın hz.muhammedi alemlere rahmet olarak göndermesi müjdesine aykırıdır.hz.muhammed eğer kendisine inanmadıkları veya bu imkanı bulamadıkları için.kendisine inanmayan bütün insanların cehenneme gitmesine sebep oluyorsa artık o rahmet olmaktan çıkar.haşa,o böyle olmaktan münezzehdir.

yorumsuz...

Bu yazar öyle bir mantık hatası yapmış ki;
ifrattan tefrite sapıyor. Orta yolu bulamıyor.
güya birilerinin "cenneti parsellemesi tefritine karşı, mantık dışı bir yaklaşım sergileyerek ifrat ediyor".
Birincisi "bizden başkası cennete gitmeyecek mantığı" Hırıstiyanlara ait bir düşüncedir. Biz müslümanların kahir ekseriyeti böyle düşünmeyiz. Kimin cennete gideceği, kimin gitmeyeceği biza ait değildir. Bu Rabbül-aleminin tassruf ve idaresi altındadır.

Alıntı

hz.muhammed eğer kendisine inanmadıkları veya bu imkanı bulamadıkları için.kendisine inanmayan bütün insanların cehenneme gitmesine sebep oluyorsa artık o rahmet olmaktan çıkar.haşa,o böyle olmaktan münezzehdir.

bu insanı iliklerine kadar titreten dehşelti bir ifadedir. Yani Ebu Cehil Peygamberimize inanmadı ve küfre düştü ve cehnneme gitti diye haşa Peygamberimiz rahmet değil midir?
Fesubuhanallah...

36

29.04.2005, 14:46

sn said lütfen dikkat ediniz tevhid noktasına gelenleri deniyor...

tevhid noktasına gelenler ilahi gerçeklere karşı inatçı,ve düşmanlık yapmayanlardır..

yok tevhid noktasına gelipde ilahi gerçeklere düşmanlık ediyorlarsa veya inatçılık yapıyorsa zaten o salih amel işleyenlerden değildir...

37

29.04.2005, 14:48

Üstad cebbarların zulümleri altında katlolan gayr-i müslimlerden bahsediyor. Ayrıca bir fetret devrinden bahsediyor, yani hem onların cebr altında olması, katledilmesi, hem onlara tebliğ ulaşmaması vs. kast edilmiş olabilir.

Bakara 62. إِنَّ الَّذِينَ ءَامَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالنَّصَارَى وَالصَّابِئِينَ مَنْ ءَامَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Burada Sabiin, Nasara, Yehud dan başka bir de iman edenlerden bahsediliyor. Ardından tekrar iman etmekten bahsediliyor. şimdi iman edenler, tekrar iman ederlerse duble iman mı olacak? Elmalıl Tefsirinde bu zahiri iman olarak geçiyor. Yani görünüşte iman.

Ayrıca, bir husus daha var,
şimdi siz Allah'a, "Ya Rabbi! Kusura bakma, ben Senin varlığına inanıyorum, ama senin bazı dediklerine inanmıyorum, bu peygamber de hoşuma gitmedi, onu da red ediyorum." derseniz, bu Allah'a iman etmek olur mu?

men amene billahi ve'l-yevmi'l-ahir i nasıl anlamamız gerektiğini düşünelim. Allah'a inanmak demek, Allah'ın sadece varlığına inanmak mı demek, yoksa, Allah var, ama bence şöyle, bence böyle, bu adamdan peygamber olmaz dersek, Allah'a iman etmiş olur muyuz?

Yani burada Allah'a inanmak demek, "Ya Rab, Sana inandım, itimad ettim, tarafından ne gelirse kabulum, Sana teslim oldum, hidayet elçisi Resulüne tabi oldum." demek mi, yoksa "Ya Rab, varsın birsin, ama verdiğin hükümler hoşuma gitmiyor. Zina da edecem, faiz de yiyecem, peygamberi de red edecem" mi demek?



Konuya taalluk eden multimediya için tıklayın.
Dindar ıseviler - şadi Eren Nurpenceresi

38

29.04.2005, 14:48

Alıntı



Birincisi "bizden başkası cennete gitmeyecek mantığı" Hırıstiyanlara ait bir düşüncedir. Biz müslümanların kahir ekseriyeti böyle düşünmeyiz.



sn. said kendinizle çelişiyorsunuz daha biraz önce peygambere inanmayan allaha inanmış sayılmaz diye fetva verdiniz...

39

29.04.2005, 14:50

Alıntı

ahmed said bey,

üstad lemalarda diyor ki,

''sahih bir hadisle sabittir ki,ahir zamana doğru,hakiki hırıstiyan din adamları ile kuran salikleri ittifak edecek ve müşterek düşman olan kafirlere karşı duracaklar...''

demekki bir batıl hıristiyanlık var...birde hakiki hıristiyanlık...

şüphesiz samimi hıristiyan saminmiyetle teslise iman edenler değil...

tevhid noktasına gelenlerdir...

diye düşünüyorum...

ayetleri niye yazdıma gelince...

bilmem(!) okuyunca ne anladınız
sn said samimi hıristiyan,müslüman isevi,hıristiyan şehid kavramlarını açıklayabilirmisiniz?


Bu ifadelerde geçen bahisler ahirzaman hadiselerine ait olduğu için bu konuyu farklı bir noktaya götürebilir.
Halbuki müzakere ettiğimiz bahis 1400 yıllık bir meseledir.
bir çok alim bu konuda kafa yormuş, farklı bir takım anlayışlar ortaya çıkmıştır.
Faraklit kardeşin sorduğu hususlar ise Mehdi, süfyan, deccal ve ısa(as)ın nüzulu gibi konulara temas etmektedir. Yani sorulan sorunun cevabı fevkalade şartların hüküm sürdüğü ve süreceği ahirzamana aittir.
tabi ki bu konuyu da tartışabiliriz.

40

29.04.2005, 14:54

sn.abdulala duble iman edenler diye bir şey yok...

rad suresi 19-24 muminun suresi 1-11. ayet arası cennnete girecek muminler tarif ediliyor...

demekki her muminim diyen cennete girecek diye bir şey yok...

kısaca inananlardan allaha ve ahirete gününe iman edip salih amel işleyenler için korku yoktur onlar mahzunda olmayacaklardır

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir