Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

13.04.2005, 18:07

Sükür Vazifemizi Yerine Getirebiliyor muyuz?

Sükür Vazifemizi Yerine Getirebiliyor muyuz?

Yaptigimiz ibadetlerle Cenâb-i Hakk'in bize lütfettigi varlik, insaniyet,
Islâmiyet gibi külli nimetlerden ve akil, hafiza, göz, kulak gibi cihazattan
kat-i nazar, sadece «elle yemek yemenin» dahi sükrünü yerine getiremeyiz.
Söyle ki:
Farz-i muhal olarak, insanlar bu dünyaya gelmeden önce kendilerine: «Eger
rizkinizi agzinizla yerden toplarsaniz, hiç ibadet etmeyeceksiniz. Yok eger
rizkinizi elinîzle yerseniz, her gün bes vakit namaz kilacaksiniz» seklinde
bir teklifte bulunulsaydi, hiç tereddütsüz bütün insanlar ibadet etmeyi
kabul edeceklerdi.
Bu ,hale göre bizler, yaptigimiz ibadetlerle nazarimiza çarpmayacak kadar
ehemmiyetsiz gördügümüz bir nimetin dahi sükrünü eda edemiyoruz. Nerede
kaldi bunlarla ebedî Cenneti bihakkin kazanabilmek!..

Mehmed Kirkinci,Nükteler
şu gecenin sabahı, şu kışın baharı,
ne kadar muhakkak ve kat'i ise Haşr'ın sabahı, berzah'ın baharı da o kadar muhakkak ve kat'idir.

Aeon

Acemi

Mesajlar: 30

Konum: Eskişehir

Meslek: Tekniker

Hobiler: Uzay , Fizik , Matematik bilimleri , Hack , Kriptografi , Basketbol ..

  • Özel mesaj gönder

2

13.04.2005, 21:18

bir zaati muhterem bir vakit tek başina uzakca bir adaya cekilmiş adada kendisinden baska insan turunden canlı yok.Bu zaat bir mermerin uzerinde başliyor namaz kılmaya oyle uzun kılıyorki belki omur boyu hep aynı mermerde kılıyor ve artık elini yuzunu dizini koydugu yerler mermerde oyuluyor o kadar kılıyor namazi ve gun geliyor ruhunu teslim ediyor.Sonra işte Allah soruyor '' kulum sana adaletimlemi yoksa merhametimlemi muamele edeyim '' kul butun omrunce namaz kıldıgı icin bir an kibire kapiliyor ve adaletinle muamele et rabbim diyor. Allah buyuruyor bunu cehenneme atin.Kul şaşiriyor tabi nasıl olur diye Allah buyuruyor '' senin goz nimetinin 1 sn kadar gormesinin karşiliği 4,5 milyon yil kafani kaldirmaksizin secde etmekdir ''

$ükür.. merhamet kapisi acik olmasa ne siz ne biz nede hiçkimse sanmıyorumki kaldıramazdı bu yükü..
BiLekLerimHayaLKırıkLarıyLaKesili

3

21.04.2005, 19:58

zaten onun icin yeise düsülmesin diye de Bediüzzaman söyle der:

Bediüzzaman, niyetin bir yönden kalbî bir şükür ifade ettiğini söyler.
“şu küllî, hadsiz nimetlere karşı nasıl şu mahdut (sınırlı) cüz’î şükürle mukabele edilir?” şeklindeki soruya şöyle cevap verir:
“Küllî (umumi) bir niyetle, hadsiz bir itikatla karşılık verilebilir. Meselâ bir adam basit bir hediye ile bir padişahın huzuruna gider. Kendi hediyesinden çok değerli hediyelerin padişaha takdim edildiğini görür. Kendi kendine, ‘Benim hediyem hiçtir, ne yapayım?’ diye düşünür. Sonra padişaha şöyle der: Ey seyyidim! Bütün bu kıymetli hediyeleri kendi namıma sana takdim ediyorum. Çünkü sen o­nlara lâyıksın. Eğer gücüm olsaydı, bunların bin mislini sana hediye ederdim. ıhtiyacı olmayan padişah, o adamın büyük ve küllî niyetini, güzel ve yüksek îtikad liyâkatını, büyük bir hediye gibi kabul eder.
“Aynen bunun gibi aciz bir kul namazda, Ettehıyyâtu lillâh, yani ‘Varlıkların hayatları ile sana takdim ettikleri kulluk hediyelerini, ben kendi hesabıma hepsini sana takdim ediyorum. Eğer elimden gelse, o­nlar kadar tahiyyeleri sana takdim ederdim. Sen daha fazlasına lâyıksın’ demesi, geniş ve küllî bir şükürdür.”Sözler, s. 324-325

Hüsnü niyeti ögrenmek ve tutmak duasiyla...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir