Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

31.03.2005, 13:01

Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz asla!

Bediüzzaman Haftası faaliyetleri çerçevesinde, Eskişehir Yeni Asya Temsilciliği tarafından düzenlenen anma programı, büyük ilgi ile karşılandı. Bediüzzaman’ın “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” dediğini belirten gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, hürriyetin Cenâb-ı Hak tarafından insanlara ihsan edilen bir nimet ve bir rızık olduğunu ifade etti.

Bediüzzaman Haftası faaliyetleri çerçevesinde, Eskişehir Yeni Asya Temsilciliği tarafından düzenlenen anma programı, büyük ilgi ile karşılandı. Eskişehir Valiliği Yunus Emre Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programa, çevre illerden de katılım oldu. Eskişehir’in en büyük kültür ve kongre merkezlerinden olan iki katlı salon tamamen dolarken, izleyicilerin büyük bir kısmı programı ayakta takip etmek zorunda kaldı.

Sunuculuğunu Kâmil Tuncay’ın yaptığı programa Kur’ân-ı Kerim okunmasıyla başlandı. Yeni Asya Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi olan Mehmet Timur açış konuşması yaptı.

Daha sonra kürsüye gelen Yeni Asya imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, “Bediüzzaman ve Demokrasi” konulu konuşma yaptı.


HÜRRıYET BıR RIZIKTIR


Bediüzzaman’ın “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” dediğini belirten Kutlular, hürriyetin Cenâb-ı Hak tarafından insanlara ihsan edilen bir nimet ve bir rızık olduğunu ifade etti. Her nimetin bir külfeti ve bedeli olduğunu da söyleyen Kutlular, bu bedeli ödemekten kaçınanların hür olarak yaşama haklarının bulunmadığını belirtti. ıslâmiyetin insan hak ve hürriyetlerine büyük önem verdiğini de ifade eden Kutlular, ıslâm ta-rihinden örnekler verdi.

Kutlular, Risâle-i Nur’un hürriyet ve demokrasi anlayışının bugün anlaşılan demokrasiden çok ilerde olduğunu ifade ederek, Bediüzzaman’ın dindar bir cumhuriyetçi olduğunu belirtti. Cumhuriyetin “mânâsız, isimden ibaret” bir anlayış olmadığını, ‘cumhur’un söz ve karar sahibi olması gerektiğini vurguladı.

Kutlular şöyle dedi: “Hem ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ diye yazacaksınız, hem de milletin isteklerine ve ihtiyaçlarına karşı çıkacaksınız. ışinize gelmediği zaman da hakimiyeti başka kurumlara taksim ederek milletin elinden alacaksınız. ışte darbeler bu anlayışın bir sonucudur. Hakimiyet millette olsaydı, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 şubat gibi darbeler ve süreçler yaşanmazdı. Batılılaşacağız diye yola çıktık, haydi AB ye girelim diyoruz, oradaki demokrasi bize de gelir diye AB’ye karşı çıkıyorlar. Hani sizin hedefiniz garplılaşmak, muassırlaşmaktı? Yani bu memlekette demokrasiden, hürriyetlerden, millî hakimiyetten rahatsız olanlar var.”


BAşÖRTÜSÜ DEMOKRATıK BıR HAKTIR


Mehmet Kutlular, demokrasinin tam olarak yerleşmemiş olmasından dolayı halkın bir kısmının büyük sıkıntılar çektiğini ve bunların başında da başörtülülerin geldiğini söyledi. Demokrasi mücadelesinde bazı dindarların da yanlışlar yaptığını, bazı hocaların başörtüsü dayatmasına teslim olarak “Siz de başınızı açın okuyun” dediklerini belirten Kutlular, bu tavizlerin surda gedik açtığını ve haklı bir dâvâda direncin kırılmasına sebep olduğunu ifade etti.

Mehmet Kutlular’ın konuşmasından sonra, üniversite öğrencileri tarafından “şiirlerden bir demet” adı altında bir program sunuldu. Oratoryo tarzında hazırlanan ve değişik bir formatta sunulan şiirler, izleyiciler tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı. Bu program, Sacid Aksoy, Furkan Demir ve Aytaç Tarhan´ın çalışmaları sonucu sahneye kondu ve takdir topladı.

Daha sonra sanatçı Ali Oktay sahne aldı. Yeni çıkan “Aşk mıdır ki” albümünden seçtiği parçalardan nefis bir mûsiki ziyafeti sundu. Programın finalini de ilk albümünün çok sevilen “Aziz Üstâdım” eseriyle yapan Ali Oktay, izleyicilerden büyük alkış aldı.

Propramın son bölümünde “Veda yolculuğu” adlı sinevizyon gösterisi sunuldu. Üstâd Hazretlerinin Emirdağ’dan Urfa’ya yaptığı son seyahati ve buradan son yolculuğa çıkışını anlatan bu sinevizyon gösterisi ise, izleyenleri çok duygulandırdı.

Program sonunda Ali Oktay kaset ve CD’lerini imzalarken, gazetemiz yazarlarından Abdil Yıldırım da “Gönül Pınarı” adlı şiir kitabını imzalayarak gönül dostlarıyla buluştu.

YENı ASYA / ESKışEHıR

31.03.2005

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir