Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
BıRıNCı BASAMAK: Hakikat ve hikmet ister ki, zemin gibi, semâvâtın (Göklerin) da kendine münâsip sekeneleri(sakinleri) bulunsun. Lisân-ı şer’îde (dini tabirde) o ecnâs-ı muhtelifeye (çişitli cinslere) "melâike ve ruhâniyât" tesmiye edilir (ismi verilir).
Alıntı
ıKıNCı BASAMAK: Zemin ile gökler, bir hükümetin iki memleketi gibi birbirine alâkadardırlar. Ortalarında ehemmiyetli irtibat ve mühim muâmeleler vardır. Zemine lâzım olan ziyâ(ışık), hararet(ısı) ve bereket(bolluk) ve rahmet gibi şeyler semâdan geliyor, yani gönderiliyor. Vahye istinad eden(dayanan) bütün edyân-ı semâviyenin icmâıyla(semavi dinlerin fikir birliği) ve şuhuda istinad eden(şahitlere dayanan) bütün ehl-i keşfin tevâtürüyle(birbirini doğrulayarak verdikleri sağlam haberlerle), melâike ve ervâh(ruhlar), semâdan zemine geliyorlar.
Alıntı
ÜÇÜNCÜ BASAMAK: Semânın, sükût(susması) ve sükûneti(sessizliliği) ve intizam(tertibi) ve ıttırâdı(saat gibi düzgünlüğü) ve vüs’at(kuvveti) ve nurâniyeti gösterir ki, sekenesi(sakinleri), zeminin sekenesi(sakinleri) gibi değiller; belki, bütün ahalisi mutîdirler(itaat ederler). Ne emrolunsa onu işlerler. Müzâheme(zahmeti) ve münâkaşayı(tartışmayı) icâb edecek bir sebep yoktur. Zîrâ, memleket geniş, fıtratları sâfî(halis), kendileri mâsum, makamları sabittir
Alıntı
DÖRDÜNCÜ BASAMAK: Bütün âlemlerin Rabbi ve Müdebbiri(idare edeni) ve Hàlıkı olan Zât-ı Zülcelâlin, ahkâmları(kanunları) ayrı ayrı pek çok nâmları ve ünvanları ve Esmâ-i Hüsnâsı vardır. Meselâ, Ashâb-ı Nebî safında küffara karşı muhârebe etmek için melâikeleri göndermesini iktizâ eden(gerektiren) hangi isim ve ünvan ise, o isim ve ünvan iktizâ eder ki(icap ederki), melâike ile şeyâtîn ortasında muharebe bulunsun ve ahyâr-ı semâviyyîn(göklerin hayırlıları) ve eşrâr-ı arzîn(dünyanın en kötüleri) mâbeynlerinde(arasında) mübâreze(mücadele) olsun. Evet, küffarın nüfûs ve enfâsları(solukları) kabza-i kudretinde(kudretin pençesinde) olan Kadîr-i Zülcelâl, bir emir ile, bir sayha ile onları mahvetmiyor; Rubûbiyet-i âmme(her şeyi terbiye eden) ünvânıyla, Hakîm ve Müdebbir ismiyle bir meydan-ı imtihan ve mübâreze açıyor.