Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

14.02.2005, 12:17

2012 yılı kehanetleri

Merhaba arkadaslar,

Su gunlerde dunyada 2012 yilina ait cok siteye rast gelebilirsiniz. Bilhassa komplo toerileri icerikli sitelerde cok yazi var bununla alakali. Roma takvimi ve Maya takvimleri 2012 yilina kadar yapilmis. Bu bazi hiristiyan cevrelerine 2012 yilinin kiyamet tarihi olarak algilanmasina yorumlaniyor. Biz biliyoruzki 2012 yili henuz erken kiyamet icin (Allahu alem) cunki olacak daha cok sey var efendimizin (sav) gelecege ait haberlerine bakarak. 2012 Yilinin ilginc yorumlarindan biri kutuplarin yer degistermesi bunun onde gelenlerinden. Yani kuzey kutbunun guney kutbu ve guney kutbunun da kuzey kutbuna donusmesi. Bundan dolayi da dunyanin kendi etrafinda donmesi tam tersi yonunden olcak ve dolayisiyla gunes de batidan dogmus olcak.
Benim aslinda sormak istedigim su, Ustadin 2012 yilina ait isaretleri varmi? Yani 2012 yilinda sanirim ilginc seyler olcak amma bediuzzaman hazretlerinin bu tarihle (hicri 1433) ilgili bir isaretini hatirliyormusunuz acaba? Mesela Sikki-i tasdiki gaybi ya da lahikalarda?

Tesekkurler,
Kazakx

2

14.02.2005, 12:56

2012 yılına ait söylenen bazı "keanetler" düpedüz uydurma.
önceden de 2001 yılı için aynı şeyler söylenirdi.
hatta 2000 içinde...

bu nedenle 2012 için de aynı uydurma şeyler söylenip duruyor.
bu tür sözlere itibar etmemek lazım.

2012 uydurlamarı zaten uydurma olduğu için boş şeyler.
bu konu için Risale-i Nurdan bir beklenti içinde olmak doğru değil.

ama Hz. Üstad Kuran'ın işaretlerine istinad ederek bazı tarihler vermiştir.
fakat bu konular dikkat ve hassasiyet isteyen konular.


saygılar

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

3

14.02.2005, 13:10

evet Üstad'ın işaretleri var. Buna göre kısaca rûmi 1506 için ıslam'ın parlayacağına ve 1545 için kıyametin kopacağına cifir hesabından yola çıkarak işaret etmiş. Ama bunun delil olmayacağını ve geleceği ancak Allah'ın bilebileceğini ifade etmiş.
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

4

14.02.2005, 15:03

@Risele okuyorum:

Kardes rumi dedigin sanirim hicri olacak degilmi?
Arkadaslar biliyorum ki her internette yazilana itibar edilmez. Bediuzzaman hazretlerinin ebced hesabiyla gelecege ait seyler cikarmasi (defaatle) bu ise biraz olsun ehemmiyetini gostermezmi? Obur turlu ustadimizi bence malayaniyet ile suclamis oluruz (bundan onu tenzih ederim).

Risale-i nurdan medet ummak sanirim yanlis bir tabir olur bu konu icin amma onceden dedigim gibi 2012 yilina ait hatirladiginiz bir bolum varmiydi? Sadece merak acisindan soruyorum. Risalelerde gecen kelimlere ve rakamlar icin bir arama motoru varmi acaba internette?

Ahmet kardes sen 2001 yilinda bisey olmadi diyorsun amma su an avrupada kaderimizi belirleyen 11 eylul vakasi oldu. Avrupadaki ve dunyanin diger kismindaki islam dusmanligi bu vaka ile start buldu. Bundan sonra neler neler olacak avrupada tahmin etmek zor. Amma eger olacaksa 11 eylulun cok buyuk bir katkisi oldugundan emin olabiliriz.

Selamlar,
kazakx

oNUR

Stajyer

Mesajlar: 142

Konum: Istanbul

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

5

14.02.2005, 16:15

Üstad ebced hesabıyla hesaplar yapmıştır ama inşallah bu, kardeşlerimize bi rehavet havası kazandırmaz.
Rabbim hizmetimizde bizlere yardım ihsan eylesin inşallah.
Selamletle
ıhya-yı din, ihya-yı millettir. Hayat-ı din, nur-u hayattır.

6

14.02.2005, 18:19

11 eylülde olan hadiseyi 2001 kehanetçilerine, 2012 de olması muhtemel bazı hadiseleri de 2012 kehanetçilerine bağlamak yanlış.
nasreddin hocaya kıyameti sormuşlar:

hoca:
"bizim hanım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet diye cevap vermiş."

evet, insanın kıyameti kendi ölümüdür.
ve bu kıyamet tarzından her gün elli bin adet görüyoruz.

2012 ne olur bilinmez.
ama insanın kendi hayatının bir gün sona ereceği kesin ve kati.

o zaman kendi "kıyametimize" daha çok dikkat edelim.
herkes kıyamet için ne hazırladğına baksın.

Risale-i Nurdaki bazı işaretler ise, daha çok teşvik ve tebrik mahiyeti taşımaktadır.

saygılar

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

7

15.02.2005, 16:03

Alıntı sahibi ""kazakx""

@Risele okuyorum:

Kardes rumi dedigin sanirim hicri olacak degilmi?


Bu tarihlerin Rûmî olarak verildiğini Son şahitler isimli eserde okumuştum ama malesef yerini hatırlayamıyorum.

Zaten Üstad da demiş, bunlar sadece işarettir. Rehavete de , zihnimizi bunlarla meşgul etmeye de gerek yok. ıman-Kuran hizmetine ehemmiyet verelim inş.
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

8

15.02.2005, 16:19

Hicrîdir, rumî değildir sanırım, zira hicri 1426'dayız,
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

9

15.02.2005, 16:39

Rûmi takvimle Hicrî arasında fark olarak biri ay diğeri güneş takvimleridir. ıkisinin de başlangıcı hicrettir. Rûmî 2005-622=1383 yılında oluyoruz. Her ne ise Hicrî de olabilir. Kesin bi ifade olarak kullanmadım. Kesin emin olan bi kardeş varsa yazarsa öğrenmiş oluruz...
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

10

15.02.2005, 16:58

Ben karıştırdım, şu TC'nin resmi takvimiyle. Anladım şimdi ne demek istediğini.Peki son şahitlerde geçtiği kesin mi? Ararım o zaman.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

11

15.02.2005, 17:04

Abdülkadir kardeş öyle hatırlıyorum. Belki bi abiden de duymuş olabilirim. Emin değilim. Vaktin varsa ve araştırabilirsen memnun olurum...
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

12

15.02.2005, 17:16

Takvim





Osmanlıca metinlerde hicri, rumi ve miladi takvimler kullanılmıştır. Kameri takvim olarak da bilinen Hicri takvim yeni Ayın göründüğü günün başlangıç kabul edildiği, 12 aydan oluşan yıla dayanan takvim sistemidir. Hz. Ömer döneminde düzenlenen bu takvimde Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç ettiği tarih olan 622 başlangıç yılı olarak kabul edilir. Osmanlılar 17. yüzyılın ikinci yarısına değin bütün resmi işlerde bu takvimi kullandılar. Hicri tarihlerin Miladi tarihe çevrilmesinde çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Bunlar içinde yaygın olarak kullanılanı şu şekilde formüle edilmiştir:



H x 3

H - ——— + 622 = M

100



Örneğin,



1326 x 3 = 3978 / 100 = 39,78

1326 - 39,78 = 1286,22

1286 + 622 = 1908



Ay yılı (354 gün) ile Güneş yılı (365 gün) arasında 11 günlük fark olması bazı sorunlara yol açıyordu. Bu sebeple 1676’da (H. 1087) yeni bir takvim kullanılmaya başladı. Güneş yılını 365 gün olarak kabul eden Jülyen takvimini temel alan bu güneş takvimine Rumi takvim ya da mali takvim adı verildi. Mali işlemler için 1739’da (H. 1152) yürürlüğe giren Rumi takvime göre başlangıç yılı gene 622, yılın ilk günü ise 1 Mart olarak kabul edildi. 1839’da (H. 1255) tüm mali ve resmi işlerde Rumi takvim kullanılmaya başladı. Öte yandan 19. yüzyıl sonuna değin Rumi tarihlerin yanı sıra Hicri tarihlerde konuluyordu. Rumi yılların Miladi yıla çevrilmesinde ise şu yöntem izlenir:



R + 584 = M



Örneğin,



1326 + 584 = 1910



Mali takvim yılbaşının 1 Mart’ta olması sebebiyle Gregoryen (Miladi) takvime göre 13 gün geride kalıyordu. Bu yüzden 1917’de (H. 1332, R. 1333) Miladi takvim de kullanılmaya başladı. Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1926’da Rumi takvim, bütçe dışında bütün resmi işlerde kaldırıldı ve Miladi takvim kabul edildi. Öte yandan Mali yılbaşı 1 Mart olarak kaldı, 1983’te bu uygulamaya da son verilerek mali yılbaşı 1 Ocak olarak kabul edildi.

13

15.02.2005, 17:28

Anahtar kelime var mı peki, rûmî, kıyamet, ebced, cifir diye arattım bulamadım
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

14

10.04.2010, 15:17

Merhum Ahmed Feyzi’nin mevzu ile alakalı bazı istihraçları da şöyledir:
Sure-i Duha 93/5وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضٰى
vav-ı atıfla 2015, vav-ı atıfsız 2009 vav- lam hariç 1977

Meal-i şerifi: Muhakkak Rabb’in sana razı olduğun ni­meti verecek.

Sure-i İnşirah 94/4 وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ 1397
Meal-i şerifi: Ya Muhammed (s.a.v.) biz senin şanını yükselttik.
Bu iki âyet-i kerime birisi mîladi 1977 diğeri de aynı tarihin muadili olan hicrî 1397 senesini göstermekte ve mânen birbirini tasdik ederek Allah-u âlem şan-ı Muhammed (s.a.v.)’in insanları beyninde en yüksek derece-i rif’atı ihraz edeceği ve mertebe-i bülende ehil olacağı tarihi göstermektedir.

Bu tarih aynı zamanda üçüncü numaradaki هُوَ الَّذِى اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى
cümle-i kudsiyenin gösterdiği 1397 rakamıyla da te’yid etmektedir.

Keza 14 numaradaki âyet-i kerimenin ikinci veche-i hesâbiyesi 2009galibiyet-i İslâmiyenin ve 2015 rakamlarıyla dördüncü numaradaki âyet-i kerimenin gösterdiği 2010 tarihini te’yid etmekte ve en ileri merhale­sine parmak basmaktadır.

Mücadele-21. âyet كَتَبَ اللّٰهُ لَاَغْلِبَنَّ اَنَا وَرُسُلِى
1959-1960-2010
Meal-i şerifi: Cenab-ı Hak ezelde yazdı ki (yani ezelde takdir buyurdu ki) ben ve elçilerim muhakkak galibiz. (“elçilerim”den murad mana İslamî cereyan olabilir)
12/21 Sure-i Yusuf sh: 238 وَاللّٰهُ غَالِبٌ عَلٰى اَمْرِهٖ 1379 (1963) –1380 (1964)-1430 (2014)
Meal-i şerifi: Cenab-ı Hak emrinde galiptir.
37/173 Sure-i Saffat sh: 453 وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ 1360 (1944) –1410 (1994)-1354 (1938)
Meal-i şerifi: Muhakkak bizim askerlerimiz onlara galip olacaktır.

Gariptir ki elfâzı ve kelime adedi birbirinden tamamen farklı olan ve galibiyet-i İslâmiyeti haber veren bir âyet-i kerime gerek miladî gerek hicrî aynı tarihleri göstermekte ve yekdiğerine teva­fuk etmek suretiyle aynı tarihler üzerinde durmaktadır.

Şöyle ki, dört numaradaki âyet-i kerime miladî 1959 – 1960 - 2010 tarihlerini göstermesine mukabil beş numaradaki âyet-i ke­rime tamamen bunların karşılığı olan haberi 1379-1380-1430 ta­rihlerini göstermektedir. Altı numaradaki âyet-i kerime dahi 1380 (1964) –1430 (2014) rakamlarıyla aynı tarihler üzerinde durmaktadır. Bu netaic-i kudsiye ancak Kur’an’ın şerefine lâyık bir mucize kor­donudur ve bu ancak Kudret-i Samedaniyenin eseri olabilir.

كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْ وَعَسٰى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسٰى اَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
Bakara Sûresi 2/216 – sahife: 35

Meal-i şerifi: Allah yolunda ve din-i İslâm’ı müdafaa ve kelimetullahı i’la etmek için muharebe ve cihad size farz kılındı. Her ne kadar bu sizin hoşunuza gitmese de ve za­hiren tehlikeli ve meşakkatli görünse de olur ki bir mese­leyi siz zahiren fena görürsünüz, hakikatinde o sizin için hayırlı olabilir. Akıbetleri ancak Allah bilir siz bilemezsi­niz.
Mü’minlerin kâfirlere ve ehl-i dalâlete karşı dâvâ-i İlâhîyi müdafaa ve siyânet maksadıyla muhârebe ve mukâteleye mec­bur olduklarını emreden ve bunun onlar hakkında binnetice ha­yır olacağını bildiren bu âyet-i kerimeninعَسٰى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْپًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ fıkra-i celîlesinin 1960-1961-2010 bu tarihleri göstermesi cidden çok mânidardır. Buna fıkra-i celîlenin sonundaki لَكُمْ kelime-i mübareki ilâve edilirse 2050 rakamı çıkar ki, bu da Allahu a’lem hakimiyet-i İslâmiye’nin mertebe-i kemâle ve had safhaya ulaştığı ta­rih olsa gerektir.
Aynı zamanda bu fıkra-i celîle dördüncü numaradaki “Al­lah ve Resulü muhakkak galip olacaktır” mânâsında olan âyet-i kerime ile dokuzuncu numaradaki “Biz onun duasını kabul ettik, onu gam ve sıkıntıdan kurtardık” mealindeki fıkra-i celîlenin gösterdikleri mîladi aynı tarihler üzerinde dur­makta ve onları te’yid ve tasdik etmektedir.
Mü’minlere beşâret veren bu âyetlerin işâretlerine göre 1960 senesi galibiyet-i İslâmiye’nin ilk senesi olması beklenirken ve âyetlerin işâretleri bunu îcab ettirirken bunun tam aksine olarak İslâm’ın münevver simasına bir kara bulutun çökmesi ve şems-i hidâyetin bir küsufa uğraması kabilinden bu sene sırren irtidad kuvvetlerinin tezahürüyle ve galibiyesiyle başlamıştır.
Acaba âyet-i kerimelerin bu riyâzi delâletleri 1960 hadisele­rini, a’zamî tuğyanını gösteren şer kuvvetlerinin çok yakında yı­kılmalarının bir alâmeti olarak mı kabul ediyor ve onları helâk ve kahredilmeleri için meydana atılmış olmalarına beşâret mi veriyor.

Gerek dört ve gerek dokuz numaradaki âyet-i kerimelerin sa­rih beşâreti gayet mânidar bir şekilde aynı mîladi tarihleri te­yidi 1960, 1961 senesini inşallah zafer-i İslâm’ın ilk senesi veya baş­langıcı olarak mütalaa etmemizi icab ettirmekte ve hulûl edecek olan galibiyet-i İlâhiye ve zafer-i İslâm’ın bu hadiseler netice­sinde zuhura geleceğinin bir beşâreti olarak kabul etme­mizi ik­tiza ettirmektedir. Evet bu âyet-i kerime 1960’de İslâm’a görü­nen abus çehrenin ve menfi hadisatın binnetice İslâm’ın hayrını mucib olacak netaice müncer olacağının inşallah bir be­şâreti ve mü’minlerin son defa olarak intibahının ve gelen zafere hazır­lanmaların bir tenbih ve ihtarı mahiyetindedir. Fakat âyet-i celîlenin âyet-i kıtal olması işâretiyle Allahuâlem va’d edilen ve yaklaşan bu zaferin bir harb neticesinde tahakkuk edeceği anla­şılmaktadır.

(Maidet-ül Kur’an ve

Hazinetül Bürhan)

bahsi geçen konuya en yakın tarihler bunlardır.islamın büyük fütühat yapacagından seklınde düşünülebilir sannımca en iyisini Allah bilir..

Şu an dünyanın borcu 5-6 ülke arasında paylaşılmıştır...borç yekünü A.B.D-İNGİLTERE-FRANSA-ALMANYA JAPONYA GİBİ TOPLAM BORÇLARIN COGUNLUGU bu ulkelere aittir..alacaklı olanlar ise elle sayılır tepedeki aile konsorsıyumlarındır...yani onların her alacagına karsılık sokkaktakilerin aynı mıktardaki borcuna esıttır...buda bagımlı gudumlu tek merkezden yürütülen küresel şebekenın işidir marifetıdır..

faizin sonu budur...fakırlıgın netıcesı kanaatsızlıktır..şükürsüzlük zekatsızlık tır..

bu tepenın b.deccal komitesı ile bırebır alakası olup aynı zamanda tabanıdır..tabanı için yahudılerden olusur ( bir parca tevılı rusyada?) b.deccal komitesını ve bır kısım icraatlarını gösterdıler) gerı kalan kısımlar ıcın sırrı atayna risalesınde azgın bır tarıhe ısaret vardı...yanı sscb nın oratdan kalkması ıle tesırını önemli ölcude kaybeden dınsızlık cereyanı ve ayrıca diger buyuk temsılcısı çin halk cumhurıyetı ( 1.546.000)
nufusu ile halen koministlik le yonetılmektedır..kuzey kore baglamında 1950 savası müttefıkı çinin.

kapıtalıst sısteme makas attırılmaya calısılan çin dunya kuculurken yuzde 8 buyume kaydetmıştır...a.b kuculurken hındıstan ıle çin buyume trendı ıstıkrarlı devam edıyor...buda dunyanın strese gırmesı ıcın en azından bırılerı ıcın gereklı arac gorulmeye baslandı bıle...

asla kominist olamayan sscb sosyalıst olarak kaldı ..fetlerı ınkılap ettı ama kendısı devletcılıgınden fedakar lık etti yoksa sonu sımıdnın daha kucuk bır rusyası olacaktı...çinde durum farklı degısık tıp bır kapıtal komünist goruntu vermekle elındekı korkunc meglaglardaki para ıle pıyasalar ıcın tehdıt unsuru rejımıde cabası ..abd super guc konumunda gorunmesıne ragmen çin cıddı sekılde kendısine tesır ve golge etmektedır..

15

14.08.2010, 13:46

Vazifemizi yapıp, vazife-i İlahiyeye karışmamak gerektir..

Emirdağ Lâhikası

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir