Bu sene ev arkadaşlarımızın ikisi hastahanede çalışan personel, zorluklardan ötürü böyle tutmak zorunda hissettik. Ramazan boyunca adam oruç tuttu ama, şimdi biz internet kafeye gelmiş, foruma girerken, o evde arkadaşlarıyla çilingir sofrası kurmuş âlem yapıyor, ızgara eşliğinde... Zaten içmiş gelmiş, ne dediğini bilmiyor, aklı bihoş olmuş, arkadaş da getirmişler bir de, adamın idrarını tuvalete ayakta ve sarhoş haliyle yapmasını mı dersin, biz evde değilken evin altını üstüne getirip getirmeyeceğini mi... Bana diyor gel sen de otur ye, içki olan sofraya oturmak haram halbuki. Zaten onlar gelmeden arkadaşla yemiştik, çıktık gittik. ışte hayat şartları, insanlar ve ev sahipleri bazen bu kadar insanı bezdiriyor da, böyle kafanın uyuşmadığı adamlarla ev arkadaşı oluyorsun. Bir de kadın kız getirsinler tam olur, gerçi onu yapamazlar, apartmanlar aile apartmanı, millet apartmandan çıkarmaya çalışır. ışte böyle bir fitne, kardeşlerim, abilerim, ablalarım.
Bu adamlar, hastahanede kaşık kullanmaya üşendiklerinden çaylarını enjektörle veya doktorların tek sefere mahsus kullandıkları ve bademciklere baktıkları tahta dil çubuklarıyla karıştırıyorlar. Böyle de bir israf var, o ayrı konu. ışte insan dejenere oldu mu, ne kamu malına acır, ne başka şeye.
ınsanlığın bittiği noktalar çok olmuştur şu dünya üzerinde, melekleri ağlatan, göğü şiddetten çatlatacak kadar gayza getiren günahlar, zulümler, o zaman döner bakarım, insana, insanlığa, şu dünya üzerinde yaşayan ve ismi insan olan bu kadar çok mahluğa, ne kıymeti var böyle karanlıklarda yaşanacak bir hayatın, böyle bir dünyada nasıl yaşanır.
ışte ıslam bunun için gönderildi. ınsanları zulumattan, nura çıkarmak için. Denmedi mi bize, siz insanlığın felahı için çıkarılmış bir ümmetsiniz. Evet, işte aynen öyle, şu bir avuç dindar olmasa, dünya daha korkunç bir yer olacaktı. Elmizdeki iman, ıslam nimetinin kıymetini ne kadar biliyoruz. Kendime bazen soruyorum, cevabından utanıyorum.